HİBRİT TOHUMLAR HAKKINDA TÜRKİYE TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ DERNEĞİ (TÜRKTED) BASIN AÇIKLAMASI

18 Haziran 2017, 12:28

HİBRİT TOHUMLAR HAKKINDA TÜRKİYE TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ DERNEĞİ (TÜRKTED) BASIN AÇIKLAMASI

17 Şubat 2011 / ANKARA


Kamuoyu son günlerde birtakım medya organları aracılığıyla hibrit (melez) tohumlar hakkında yanlış ve eksik bilgilendirilmektedir. Bilimsellikleri kendilerinden menkul bazı kişilerin hibrit tohumlar hakkındaki bilimsellikten uzak açıklamaları gerçekleri yansıtmamaktadır. Tüketicilerimizi korumak bahanesiyle ortaya atılan, bilimsel hiçbir kanıtı olmayan bu yalan ve yanlış beyanlar sadece ülkemiz çiftçilerine büyük zarar vermekle kalmayıp tüketicilerimizi de rencide etmektedir. Ayrıca, tamamıyla kişisel reyting artışı ve buna bağlı olarak kendi kitap ve bazı “doğal ürün”lerinin satışlarını artırma kaygısıyla yapıldığını düşündüğümüz bu reklam amaçlı beyanatlar tohumculuk sektörüne, Türkiye’nin tarımsal üretimine ve ihracatına önemli zararlar verecek boyutlara ulaşmıştır.

Hibrit tohumlar başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere Kanada, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra birçok gelişmekte olan ülkede de çiftçiler tarafından kullanılmakta ve elde edilen tarımsal ürünlerde toplum tarafından rahatlıkla tüketilmektedir. Ne ABD’de ne de AB’de hibrit tohum kullanımını kısıtlayan ya da yasaklayan bir hukuksal düzenleme bulunmamaktadır. Çünkü hibrit tohumlukların insan sağlığına zararlı olduğuna ve kısırlık yaptığına dair herhangi bir bilimsel bulguya rastlanmamıştır. Otorite bilim çevrelerince bitki ıslahında dâhiyane bir buluş olarak kabul edilen hibrit tohum elde etme yöntemi, üstün ve istenen vasıfların bir çeşit üzerinde toplanmasını amaçlamaktadır. Dolayısıyla hibrit tohum, bir bitkinin kendi türü içindeki anaçlarından farklı bir doğaya sahip çoğaltım materyali değildir.

Tarımsal üretimde kalite, verim, hastalık ve zararlılara dayanıklılık ile raf ömrü gibi çeşitli faktörlerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. F1 hibrit olarak tanımlanan ve piyasada çok yüksek oranda talep edilen bu tohumluklar, üreticiler ve tüketiciler tarafından aranan birçok özelliğe sahip ürünlerin elde edilmesini sağlamaktadır. Genetik özellikleri gereği bu tohumların ikinci ve üçüncü kez kullanılması durumunda ise önemli oranda verim düşüklüğü ile karşılaşıldığından aynı kalite ve verimi sürdürebilmek için her üretim döneminde tohumluğun yenilenmesi gerekmektedir. Oysa bazı yöresel çeşitlerin verim ve dayanıklılıklarıyla F1 tohumlardan elde edilen ürünler arasında karşılaştırma yapılamayacak derecede önemli farklılıklar bulunmaktadır. Hibrit tohum olarak adlandırdığımız Fı tohumları ile yapılan üretimde bazı türlerde 3–4 kat daha yüksek verim elde edilmektedir.

Diğer taraftan, dünyada son zamanlarda artan gıda fiyatları dolayısı ile yaşanan pek çok halk hareketi devletlerin yapılarını değiştirecek düzeye ulaşmıştır. Bu bağlamda, toplumun tüm kesimlerince satın alınabilecek fiyatlarla, yeterli miktar ve kalitedeki gıda üretiminin ancak tohumculuktaki ileri teknoloji uygulamaları ve özellikle de hibrit tohumculuk tekniklerindeki gelişmelerle güvence altına alınabileceği yadsınmaz bir gerçektir.

Dinsel istismar ve kişisel çıkar hesaplarıyla bu konuda halkı yanlış yönlendirilmesinin ülke ekonomimize ve insanlığa ciddi zararlar vereceği aşikârdır. Başka bir ifadeyle, “gıda güvenliği” ve “gıda sağlığı”, üzerinde spekülasyon yapılacak konular değildir. Katma değer yaratan her üründe olduğu gibi geliştirilen tohumların her hangi bir zümre veya devlet çıkarının ötesinde tüm insanlığın malı olarak değerlendirilmesi gerekir.

Sonuç olarak, sözde bilim insanları tarafından hibrit tohumlar hakkında yapılan asılsız açıklamalar tohumculuk sektörünün sabrını zorlamaktadır. Bu kapsamda, TÜRKTED olarak Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği’nin (TSÜAB) Prof. İbrahim Adnan Saraçoğlu ve Prof. Ahmet Maranki hakkında yaptıkları suç duyurusunu destekliyoruz.

Saygılarımızla,
TÜRKTED

  Tematik Medya