• MEVZUAT
  • RAPORLAR
  • YAYINLAR
  • BASINDA BİZ
  • E-Bülten
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
    • TURKTED NEDIR ?
    • PROFIL
    • Tarihçe
    • Organizasyon
    • NE YAPAR ?
    • Misyon ve Vizyon
    • Faaliyet
    • Amaç
  • Kurumsal
    • KURULLAR
    • Yönetim Kurulu
    • Sekreterya
    • NE YAPAR ?
    • Üyeler
    • Üyemiz Olun
  • Duyurular
  • İletişim

Hızlı Menü

  • Raporlar
  • İletişim
  • Basında Biz
  • E-Bülten
  • Yayinlar PDF
Tohumculuğun tarihi

demektir.

Raporlar


• TSÜAB-TÜRKTED ORTAK ÇALIŞMA GRUPLARI GRUP RAPORLARI

• TÜRKİYE TOHUMCULUK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ HAKKINDA RAPOR (2008 – 2016)

• TÜRKTED ÇALIŞMA GRUPLARI ÜRÜN BAZLI TOHUMCULUK SEKTÖRÜ RAPORU 2019

• TÜRKTED ÇALIŞMA GRUPLARI ÜRÜN BAZLI TOHUMCULUK SEKTÖRÜ RAPORU 2020

YENİ DUYURU

Değerli Üyelerimiz, Sizlerin desteği ile 38 yıllık bir başarı hikayesi yazan Derneğimiz yine sizlerin desteği ile daha nice yıllarda sektörümüzde başarılarını artırarak görev yapmaya devam edecektir.   Bu çerçevede Derneğimizin 25 nci Olağan Genel Kurulu 7 Mart 2023 tarihinde Ankara'da geniş bir katılımla ve başarı ile gerçekleştirilmiştir. Genel Kurulumuzda gerek Bakanlık yetkilileri gerekse siz değerli üyelerimiz ve paydaşlarımızın dile getirdikleri takdir ve teşvik dolu ifadeler bizleri ziyadesiyle mutlu etmiştir.   Genel Kurulumuzda yapılan seçimler sonucunda Yeni Yönetim Kurulu üyelerimiz belirlenmiştir. Buna göre Yönetim Kurulu Üyeliklerine Sayın Burak Gönen (AG TOHUM), Sayın Mete Murat Şölen (POLTAR), Sayın İ Hamit Esin (SYNGENTA), Sayın Figen Atabek (VILMORIN MIKADO),Sayın Aykut Özbuğday (PROGEN), Sayın Mustafa Küheylan (BAYER) ve Sayın Bekir Artam Atalay (ATA TOHUMCULUK) seçilmişlerdir.    Yeni Yönetim Kurulu aynı gün kendi içinde toplanarak Yönetim Kurulu Başkanı, Başkan Yardımcıları ve Sayman üye seçimi yapmışlardır. Buna göre Yönetim Kurulu Başkanlığına Burak Gönen, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılıklarına Mete Murat Şölen ve İ Hamit Esin, Sayman üyeliğe ise Bekir Artam Atalay seçilmişlerdir. Siz değerli üyelerimizin bilgilerine arz ederiz. Yeni Yönetim Kurulumuz derneğimiz için hayırlı olsun. Sizlerin destekleriyle başarımızı her gün daha da artırarak siz değerli üyelerimizin güvenlerine layık olmaya çalışacağız.   Saygılarımızla TÜRKTED Yönetim Kurulu

6 Şubatta Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve çevre illerimizde de etkili olan deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar dileriz. Acımız büyüktür. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

ÖNEMLİ NOT: 1.   25. Olağan Genel Kurul için duyurulan birinci toplantı tarihinde çoğunluk sağlanamayacağı öngörüldüğünden 7 Şubat 2023 Salı  günü için organizasyonlar yapılacaktır. 2.   Derneğimizdeki güncel kayıtlar esas alınarak belirlenen üye isimlerine göre temsilcilerinizin katılması talep edilmektedir. Ancak, buna rağmen Şirketinizi temsil eden üye isimlerinde ve ayrıca Şirketinizin unvan ve iletişim bilgilerinde bir değişiklik var ise en kısa sürede Dernek sekretaryasına (turkted@turkted.org.tr) ve veya (kenanyalvac@turkted.org.tr) yazılı olarak bilgi vermenizi ve ayrıca ikinci temsilci ismi halen bildirmeyen Üyelerimizin ikinci temsilci ismini ivedilikle Dernek sekretaryamıza bildirmelerini önemle rica ederiz. 3.   Genel Kurula katılıp katılamayacağınızın bilinmesi, toplantı organizasyonu açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle, katılım teyidinizi en geç 25 Ocak 2023 tarihine kadar lütfen kenanyalvac@turkted.org.tr  e-posta adresine veya 0312 419 00 32 no.lu faksa bildiriniz.   TÜRKTED 25. OLAĞAN GENEL KURULU GEÇİCİ GÜNDEMİ (26 Ocak 2023 Perşembe– ANKARA) Kayıt                                                            10:00 – 10:30 Açılış ve yoklama                                        10:30 – 10:40 Başkanlık Divanı Seçimi                              10:40 – 10:50 Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı                     10:50 – 11:00 Gündemin onaylanması                              11:00 – 11:05 Açılış Konuşmaları                                      11:05 – 12.00 Faaliyet Raporu Takdimi(Ürün Grupları)      12.00 –13.00 Öğle yemeği                                           13:00 – 14:00 Mali Durum Raporunun takdimi                 14.00 – 14:15 Denetim Kurulu Raporunun Görüşülmesi                                          14.15 –14.25 Yönetim ve Denetim Kurulu Raporlarının ayrı ayrı oylanması           14:25 – 14.30 Tahmini bütçe ve yeni aidatların belirlenmesi (oylama)                            14:30 – 14:50 Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu adaylarının belirlenmesi                        14:50 – 15:00 Yönetim ve Denetim Kurullarının seçilmesi                                               15:00 – 15.30 Dilek ve temenniler                               15.30 – 16.00  

2023 yılında size ve sevdiklerinize sağlık mutluluk ve esenlikler dileriz. Türkted Yönetim Kurulu

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü saygı rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhu şad olsun. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyor, bütün milletimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyoruz. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun Türkted Yönetim Kurulu

VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI   Derneğimiz Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Mete Murat Şölen'in muhterem babası, Derneğimizin kurucularından ve yönetim kurulu üyelerinden olan, meslek büyüğümüz Dr. Polat Şölen 5 Ağustos 2022 tarihinde vefat etmiş ve cenazesi 6 Ağustos 2022 tarihinde İzmir'de toprağa verilmiştir. Merhuma Cenab-ı Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve sevdiklerine başsağlığı dileriz.   TÜRKTED YÖNETİM KURULU      

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günümüz Kutlu Olsun. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Kurban bayramınızı en içten dileklerimizle kutlar, sağlık esenlik dileriz. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

ULUSLARARASI TOHUMCULUK FEDERASYONU (ISF) DÜNYA TOHUMCULUK KONGRESİ 2025 YILINDA YENİDEN TÜRKİYE’DE 2025 yılı ISF Dünya Tohumculuk Kongresi Türkiye’de düzenlenecektir. Daha önce Kongre’nin Cumhuriyetimizin 100ncü kuruluş yılı olan 2023 yılında ülkemizde düzenlenmesi planlanmıştı. Ancak COVID 19 nedeniyle 2020 ve 2021 yıllarındaki kongreler online olarak düzenlendiği için bu şekilde bir düzenleme yapılmak durumunda kalınmıştır. Dünya Tohumculuk Kongresinin ülkemizde düzenlenmesi tohumculuk sektörümüz için bir gurur vesilesidir. ISF her yıl değişik bir ülkede Dünya Tohumculuk Kongresi düzenlemektedir. Bu çerçevede Kongrenin yapılacağı ülkeler 5 yıl öncesinden belirlenmekte ve kongrelerin programlanması gerçekleştirilmektedir. Daha önce 2009 yılında TÜRKTED Antalya’da çok başarılı bir ISF Dünya Tohumculuk Kongresi düzenlemiştir. Tohumculuk sektörümüz ve ülkemiz için tem tanıtım hem de tecrübe kazanma açısından çok başarılı bir organizasyon olan 2009 yılı Dünya Tohumculuk Kongresinden hala takdirle söz edilmektedir. 2025 Dünya Tohumculuk Kongresi’nin ülkemizde düzenlenmesi ISF üyesi olan iki güzide kuruluşumuz; Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği, TÜRKTED ile Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği, TSÜAB tarafından birlikte gerçekleştirilecektir. Bu amaçla ISF ile TSÜAB/TÜRKTED arasındaki iş birliği anlaşması 17 Mayıs 2022 tarihinde Barselona'da imzalanmıştır. Bu kongreden büyük beklentilerimiz mevcuttur. Bu kongre Türk Tohumculuk Sektörünün uluslararası alanda kendini göstermesine, dünya tohumculuk sektörünün geldiği seviyeyi değerlendirmesine, karşılıklı menfaate dayanan ve sağlıklı iş birliklerinin temellerinin atılmasına vesile olacaktır. Ülkemiz ve Tohumculuk Sektörümüz için çok önemli bir faaliyet olan 2025 ISF Dünya Tohumculuk Kongresi’nin Türkiye’de düzenlenmesi için yardımlarını esirgemeyen Bakanlığımızın değerli yönetici ve mensuplarına, TSÜAB ve TÜRKTED Yöneticileri ile üyelerine, tohumculuk sektörümüzün değerli mensuplarına ve emeği geçen herkese teşekkür etmeyi bir borç biliriz. TÜRKTED YÖNETİM KURULU  

Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Kahraman Silah Arkadaşlarını Rahmet ve Minnetle Anıyoruz.  19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Ramazan Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle birlikte sağlık ve mutluluklar dileriz. TÜRKTED YÖNETİM KURULU  

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutlarız. Türkted Yönetim Kurulu

TÜRKTED’ in BAKANLIK ZİYARETLERİ   A. Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete KÖMEAĞAÇ’ ın ziyaretleri.   Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete Kömeağaç 15 Mart 2022 tarihinde Bakanlığımızda bir seri ziyaret gerçekleştirmiştir.   BÜGEM Genel Müdürü Sayın Dr. Mehmet Hasdemir’i makamında ziyaret eden Başkanımız Derneğimizin tohumculuk sektörü ile ilgili taleplerini tekrar gündeme getirmiştir. Özellikle de içinde bulunduğumuz ortamda üyelerimizin tohumluk üretimi, destekler, tohumluk ihracatının engellenmemesi, tescil ve sertifikasyonda yaşanan problemler, piyasa denetimi vb gibi hususlardaki taleplerimiz dile getirilmiştir. (Derneğimizin tohumculuk sektörünün sorunları ve çözüm önerilerini içeren belge mesajımız ekinde iletilmiştir).   GKGM Daire Başkanı Sayın Dr. Neslihan Alper’i ziyaretinde derneğimize ve üyelerimizi taleplerine karşı gösterdiği anlayış ve desteklerden dolayı teşekkür etmiştir. Önümüzdeki günlerde GKGM ile sadece tohumluk ticaretinde değil daha geniş bir çerçevede işbirliğinin artırılması için Derneğimiz bazı ön çalışmalara başlamıştır.   TTSMM Müdürü Sayın Şakir Berktaş’ı ziyaretinde TTSMM İle ilgili daha önceki ziyaretlerimizde dile getirilen hususlar; özellikle tohumluk sertifikasyonu için numune alma ve gönderme işlemlerinde yaşanan problemler, kayıt altına almada orijinal belge talep edilmesi hususunda iyileştirmelerin yapılması, vb konular tekrar ifade edilmiştir.     Çalışma Gruplarımızın Ziyaretleri;   Malumunuz Derneğimizin yapısında çalışma gruplarımız mevcut olup bu yıl değişik tarihlerde çalışma gruplarımız ayrı ayrı ziyaretler gerçekleştirmiştir.   Sebze Çalışma Grubumuzun Ziyaretleri   1. GKGM Daire Başkanı Dr. Neslihan Alper'i ziyaretlerimizde üç konu gündeme gelmiştir.   a) DTÖ'ye en son bildirimde bulunulan 5 yeni hastalık etmeni ile ilgili kısıtlamalar çerçevesinde şuan itibariyle tohumculuk sektörümüzde ciddi problemlerin yaşandığı, dolayısıyla bu konunun çok hızlı şekilde çözülmesi hususunda talebimiz öncelikle ve ivedi olarak dile getirilmiştir. İlave olarak yaşanan bu probleme çözüm bulunamaması neticesinde de birçok firmanın ve dolayısıyla ülkemizin gelir kaybına uğrayacağı görüşmede ifade edilmiştir. Bu konuda Bakanlığımıza Derneğimizin gereken bütün desteği vermeye hazır olduğu Yönetim Kurulu Üyelerimizce bir defa daha belirtilmiştir. Bu çerçevede DTÖ’ye yeni bir bildirimde bulunularak;     · Tohumlar 31 Aralık 2021 tarihinden önce üretilmiş olup, üretim yeri ile ilgili herhangi bir hastalık bilgisi mevcut değildir (The seeds have been produced before 31 December 2021 and there is no disease information available from the place of production) ifadesinin ek bildirimde yer alması;   · Ek deklerasyonun uygulanma tarihinin 15 Ağustos 2023 tarihinde başlayacağının ifade edilmesi talep edilmiştir.   b) Islah Materyali ve Deneme Tohumluklarının ithalatında, DTÖ'ye yeni bildirimde bulunulan 5 hastalık etmeninin de 2014/59 Sayılı mevzuat kapsamında değerlendirilmesi konusu daha önceki yaptığımız ziyarette de dile getirilmişti. Bu ziyaretimizde de üyelerimizin ülkemizde ıslah programları yürüttükleri, ciddi miktarda yatırım yaptıkları ve Türk mühendis ve teknik elemanları ile işçi istihdam ettikleri, ülkemizdeki ıslah programlarında kullanılacak ıslah materyalini bugüne kadar ilgili mevzuat çerçevesinde ülkemize getirdikleri ancak son uygulamalarla büyük bir sıkıntıyla karşılaştıkları ve birçok üyemizin ıslah programını kapatma riski ile karşı karşıya oldukları tekraren dile getirilmiştir.   c) İthalatlarda bitki sağlık sertifikasının alınmasından itibaren 14 gün içinde ülkeyi terk etmesi konusunda yaşanabilecek mücbir sebeplere bağlı olan gecikme durumlarında yapılabilecek hususlarla ilgili olarak Bakanlıktan bilgi talep edilmiş ve konunun değerlendirilmesi istenmiştir.   Yukarıda bahsedilen hususlarla ilgili olarak tarafımıza Daire Başkanımızca çalışmaların sürdüğü ifade edilmiştir. Konu Derneğimizce takip edilmektedir.   2. GKGM Yardımcısı Dr. Yunus Bayram ziyaretinde Bitki Koruma Ürünleri ile ilgili olarak GKGM nün olumlu yaklaşımlarından bahsedilmiştir. Yunus Bey bundan sonra Derneğimiz ve üyelerimizle daha yakın bir işbirliği içinde olmak istediklerini, konunun sadece Bitki Koruma Ürünleri ile sınırlı kalmamasını arzuladıklarını, sektörümüzü ilgilendiren birçok konuda işbirliği yapmaya hazır olduklarını ifade etmiştir.   3. BÜGEM Daire Başkanı Sezgin Karadeniz ziyaretinde;   a) Tarla Bitkilerinde tohumluk ihracatında ISTA sertifikası kullanımına izin verilmesi talep edilmiştir. Daire Başkanımızın bu konunun üst makamın iradesi sonucunda olduğunu ve bazı yanlış uygulamalar sonucunda alındığını ifade etmesi üzerine Tarla bitkilerinin tohumluklarının ISTA sertifikası ile ihracatına izin verilmemesinin üyelerimizin ve sektörümüzün bir hatası olmadığı ve olumsuz cevabı kabul etmeyeceğimiz, girişimlerimizi sürdüreceğimiz ifade edilmiştir.   b) Döner Sermaye Ücretlerinin yüksekliği ve düşürülmesi konusu dile getirilmiş olup bu konuda BÜGEM ve Destek Hizmetleri nezdinde girişimlerimiz sürmektedir.   c) 5553 Sayılı kanunun 12nci maddesindeki kapatma cezası ile ilgili olarak daha önce Bakanlığa ilettiğimiz Derneğimizin önerisi tekrar dile getirilmiştir. Bu hususta çalışmaların sürdürüldüğü bilgisi alınmıştır.   d) Daire Başkanımız Bakanlıkça tohumculuk yönetmeliği üzerinde çalıştıklarını ve Sebzede tescil komitesi toplantısının yılda 3 defa yapılması konusunun hazırlanan yeni yönetmelik ile düzenleneceğini belirtmiştir.   e) Bursa Tarım İl müdürlüğünün sertifikasyon için numune gönderme konusundaki uygulamasının düzeltildiği, diğer illerde olduğu gibi İl Müdürlüğünün bir üst yazı yazacağı ve numunelerin firmalar tarafından TTSMM' ye gönderileceği ifade edilmiştir.   4. TTSMM Müdürlüğü ziyaretinde yukarıda bahsedilen 5 madde ile ilgili teyit edici cevaplar alınmıştır. Hazırlanmakta olan yönetmelik taslağının görüşe açıldığında Derneğimizin de görüş vermesini ve yayınlanması için destek olunması talep edilmiştir.   Yurt dışında kayıt altına alınmış çeşitlerde belge aslının da istenmesi talebinin mevcut yönetmelikte yer aldığı, aslında TTSMM’ nin de bu konuyu çözmek istediği ve bu amaçla hazırlanmakta olan Yönetmeliğe bu hususun da ilave edileceği ifade edilmiştir. Yine de bu konuda Derneğimizden BÜGEM nezdinde destek talep edilmiştir.   Endüstri Bitkileri Çalışma Grubumuzun ziyaretleri   1. Tarım ve Orman Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yunus Kılıç’ı ziyaret: Sayın Komisyon Başkanına özellikle sertifikalı pamuk tohumluğu üretiminde karşılaşılan GDO analizler, bulaşı problemi, Bakanlığın yayınladığı genelge çerçevesinde üyelerimizin 5977 sayılı biyogüvenlik kanunu gereğince karşılaştıkları hukuki problemler ve sektörümüzün bu çerçevede karşılaştığı ciddi riskler arz edilmiştir. Bu konuda heyet üyelerimiz hazırladıkları dosyaları Sayın Başkana takdim etmişlerdir. Malumunuz Derneğimiz teknik seviyede Bakanlığın ilgili bütün birimlerinin bütün yetkilileri ve iki Sayın Bakan Yardımcımıza konuyu iletmiş olup henüz bir netice alınamamıştır. Bu ziyaret ile bir nevi konu artık siyasi platforma da taşınmıştır.   2. Daire Başkanımız Sayın Sezgin Karadeniz’i ziyaret: Ziyarette özellikle pamukta kaçak tohumluk konusu gündeme getirilmiştir. Daire başkanı Bakanlığın bu yıl konuyu daha sıkı takip etmekte olduğunu, bayi baskınlarına başladıklarını, bir miktar pamuk tohumluğunu müsadere ettiklerini ve numune alarak GDO analizine gönderdiklerini, denetimlerin devam edeceğini ifade etmiştir. Ziyarette analizler için geçen yıl olduğu gibi bu yıl da laboratuvar planlamalarının çok önemli olduğu ve sıkışıklıkların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması talep edilmiştir.   Bu tür ziyaretler hem değerli üyelerimiz için hem de derneğimiz için çok yararlı olmaktadır. Üyelerimizin destekleri ile derneğimiz gerçekten de hem Bakanlık nezdinde hem tohumculuk sektörümüzde, hem de paydaşlarımız nezdinde olan itibarını gitgide artırmaktadır.   Saygılarımızla,   TÜRKTED YÖNETİM KURULU   TÜRKTED’in Önemle Takip Ettiği Tohumculuk Sektörümüzün Problemleri ve Çözüm Yolları 1. Tohumculuk Kanununda yer alan cezaî hükümlerin hakkaniyet ölçüsü içerisinde adil bir şekilde yeniden düzenlenmesi, özellikle “faaliyetten men” cezasının yürürlükten kaldırılması, Tohumculuk Kanunu’nun tazminatları düzenleyen 11. Maddesinde; tazminat miktarı hususu yeterince açık değildir. Bu durum söz konusu tazminatın belirlenmesinde benzer durumlarda bile farklı uygulamalarla karşılaşılacağı endişesini doğurmaktadır. Tazminat miktarının hakkaniyet ölçüsü içerisinde, tohumluk bedeli temel alınarak bir oran dâhilinde belirlenmesi ve her halükarda tohumluk bedelinin 10 katından fazla olmaması gerektiği düşünülmektedir. Tazminat miktarının belirlenmesinde taraf temsilcileri yer almalıdır. Bu sorun kısa vadede çözümlenmelidir. Tohumculuk Kanunu’nun ceza hükümleri ile ilgili 12. Maddesinde; suç ile ceza arasında bir orantısızlık bulunmaktadır. Suç ve cezanın orantılı hale getirilmesi gerekmektedir. Suç ve cezalar yeniden düzenlenmelidir. Kanunda suç olarak belirlenen asgari tohumluk standardının altına düşürülmesi durumunda kasıt unsuru olup olmadığına bakılmalıdır. Suçun tekrarı halinde, suçu işleyen firmanın 5 yıl süre ile faaliyetten men edilmesi hükmü çok ağır bir hüküm olup bu şekliyle uygulanmamalı, faaliyetten men cezası gereklilikleri yeniden değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. Bu sorun kısa vadede çözümlenmelidir. Tohumculuk Hizmetleri Uygulama Talimatının 12'inci madde ile ilgili açıklamalarının yapıldığı bölümde özellikle fiilin tekrarlanması hususunda, değerlendirmenin nasıl yapılacağının detaylandırılması, bu değerlendirme sırasında ilgili firmadan savunma alınması ve bir değerlendirme komitesi vasıtasıyla "kasıt", “kusur” ve "süreklilik" arz eden bir durum olup olmadığının değerlendirilmesi elzemdir.  Verilen zararın ağırlığı dâhilinde ve şirketin bu zararı kendi çabaları ile bertaraf edememesi halinde hükmedilecek ceza aşamalı olarak uygulanabilecektir. Derneğimiz ve üyelerimiz kanun değişikliklerinin zaman alıcı işlemler olduğunun farkındadır.  Derneğimiz ve üyelerimiz bu hususu dikkate alarak Kanunun 12'inci maddesinde genel çerçevesi çizilen tohumculuk firmalarının faaliyetten men edilmesi ile ilgili yaptırımların Tohumculuk Hizmetleri Uygulama Talimatnamesinde yapılacak bazı düzenlemeler ile bir uygulama bütünlüğü sağlayacak şekilde netleştirilebileceğini düşünmektedir. Bu çerçevede Derneğimiz üyelerimiz ile birlikte bir çalışma yapmış ve Bakanlığa sunmuştur. Bu teklifimizin kabul edilmesi durumunda uygulama sırasında yaşanan bazı belirsizliklerin ortadan kalkacağına ve üyelerimizi ve sektörümüzü bir nebze rahatlatacağına inanıyoruz. 2. Özel sektör ıslahçı kuruluşlarımızın yeni çeşit geliştirmekte önemli ölçüde kazanımları mevcuttur. Kaynakların iyi değerlendirilmesi ve ülke ihtiyaçlarına doğrudan cevap verebilmesi için öncelikle çeşit ıslahı projeleri özenle desteklenmelidir. Bizim acil ihtiyacımız budur. Tohumculuk Ar-Ge destekleme modelinin geliştirilmesi gereklidir. Bu amaçla Bakanlık ve TÜBİTAK tarafından yapılan Ar-Ge desteklemelerinde, tohumculuk sektörünün özel yapısına uygun format ve yöntemlerin oluşturulması, Özel Sektör Islah Projelerinin, Ar-Ge desteklemeleri öncelikleri içerisine alınması, projelerden çıkacak çeşitlerin üreticiye en etkin ve kısa zamanda ulaşması için tanıtım, pazarlama vb faaliyetlerin de projeye dâhil edilmesi sağlanmalıdır.  3. Yeni çeşitlerin kayıt altına aldırılması ile hastalık, GDO vb her türlü analiz ve ithalat ön izin başvurularındaki yüksek döner sermaye ücretleri düşürülmelidir. Döner sermaye ücretlerinin ve her türlü ithalat, analiz, kayıt ve sertifikasyon fiyat artışları TÜFE oranının aşmamalıdır. Bu artışların tohum maliyetlerinde yükselmeye sebep olduğu unutulmamalıdır. 4. Sektörümüzün gündemine son yıllarda giren diğer bir sorun ise özellikle pamuk tohumluğu üretiminde karşılaşılan kontrol dışı bulunuş (bulaşı) konusudur. Bu konunun özellikle 5977 sayılı yasa kapsamında değerlendirilmesi ciddi sorumluluklar ve ceza uygulamalarını beraberinde getirmektedir. Derneğimiz bu konuda 2 yıldan fazla süredir yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir.  5. Etkin piyasa denetimi ile kayıt dışı / sertifikasız /kaçak tohum satışlarının önüne geçilmesi, tohum satış kanallarında Bakanlığın uyguladığı “Bayilik” ile ilgili mevzuatın etkin bir şekilde uygulanması, kayıt dışı açıkta tohum satışının önlenmesi için saha/piyasa kontrollerinin artırılması, teknik ekibin eğitilmesi ve yeterli sayıda personel görevlendirilmesi, tohum dağıtıcılarına stoklarında bulunan tohumlukları analiz yaptırma zorunluluğunun getirilmesi ve stoklarında bulunan tohumlukların kalitesinden doğrudan sorumlu olması, bayilerin tohum muhafazaya uygun koşullara haiz olduğunun denetlenmesi,  (belirli kriterler oluşturulmak suretiyle, alan, ısı, çevresel etkiler vb), tohum bayilerindeki stoklama ile ilgili aksaklıklardan dolayı tohum firmalarına cezai işlem uygulanmaması, yaptırımların doğrudan bayilere uygulanması gereklidir. 6. İl Müdürlüklerinin ve belediyelerin eleme tesisleri kaldırılmalı, acilen mevcut selektörlerin de çalışmalarında işlemi ÇKS karşılığı kime yaptığı kayda alınmalı, ticari uygulamaya dönüşmesinin önüne geçilmelidir. 7. Ziraat Bankasının sağladığı düşük ya da sıfır faizli kredi kullanımında yararlanma koşullarının kolaylaştırılması, başka devlet bankalarına da bu konuda görev verilmesi, bu amaçla Bakanlığın öncelik alması gereklidir.   8. Ürün desteklemelerinin belirlenmesi ve açıklanmasındaki gecikmeler tohumluk talebi oluşmasını olumsuz etkilemektedir. Destekleme tutarının desteklemeye tabi tüm ürünler için ürünlerin ekiminden önce belirlenmesi ve duyurulması ve ödemenin en geç hasat döneminde yapılması sağlanmalıdır. 9. Tohumculuk sektöründe sermaye yetersizliği dışa bağımlılığı artırmakta olup, dünyada olduğu gibi yerel tohum şirketlerinin stratejik işbirliğinin geliştirilmesi ve kamu desteklerinin çeşitlendirilmesi sağlanmalıdır. 10. Sertifikalı Tohumluk Üretim ve Kullanım Desteği: Desteğin devam ettirilmesi, etki analizi yapılarak destekleme kapsamına yeni türlerin eklenmesi, mevcut türlerin destekleme miktarlarının ve ekim normlarının revize edilmesi gereklidir. 11. Prim desteği ödemelerinde sertifikalı tohumluk üreten ve kullananlara daha fazla prim ödenmesinin sağlanması gereklidir. 12. Sözleşmeli tohum yetiştiriciliğinin özendirilmesi: Sertifikalı tohumluk yetiştiren çiftçilerin, aynı tür için, ürün yetiştiren çiftçilere nazaran daha fazla desteklenmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması sağlanmalıdır 13. İndirimli Kredi Kullanımı: İndirimli kredi kullanımının kolaylaştırılması ve yeni türlerin ilavesi ile kredi miktarının artırılması gereklidir. Tarımsal ürün fiyatlarındaki hızlı yükseliş dikkate alınarak oluşturulan kredi rakamları da güncel piyasa fiyatlarına paralel revize edilmelidir. 14. KDV oranlarının bütün tohumluklarda kalıcı olarak %1’e düşürülmesi gereklidir. KDV oranları düşürüldüğü gibi iade alımında da tohumculuk sektörüne kolaylıklar getirilmelidir. 15. Büyükşehir Belediyelerinin Kırsal Kalkınma Dairelerinin dağıtacağı sertifikalı tohumlukların üyelerimizden temin edilmesi sağlanmalıdır. 16. Daha önce tohumculuk sektörü için yararlı faaliyetlerde bulunan Tohumculuk Danışma Kurulu’nun BÜGEM bünyesinde tekrar kurulması elzemdir. 17. Tohumluk İhracatının kolaylaştırılması, ihracatın önündeki teknik engellerin kaldırılması ve bu çerçevede ihracatta vergi iadesi uygulaması gereklidir. 18. Tohumculuk şirketlerinin sanayi kuruluşu olarak kabul edilmesi ve sanayi kuruluşlarına sağlanan her türlü destek ve devlet yardımlarından yararlanabilmeleri için Bakanlığın girişim başlatması gereklidir.                   

2022 yılında size ve sevdiklerinize sağlık mutluluk ve esenlikler dileriz. Türkted Yönetim Kurulu

Değerli Üyelerimiz,   Derneğimiz siz değerli üyelerimizin ve sektörümüzün güncel problemlerini ve çözüm yollarını Bakanlığımızın her kademedeki yetkililerine iletmekte ve konuları takip etmektedir.    Bu çerçevede 23 Aralık Perşembe günü Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete Kömeağaç, TC Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Sayın Hadi Tunç'u makamında ziyaret ederek Derneğimizin çalışmaları ile ilgili bilgi vermiş ve güncel konular ile çözüm önerilerimizi arz etmiştir. Ziyarette Genel Sekreterimiz Dr. Kenan Yalvaç da hazır bulunmuştur.    Bu çerçevede;   a) Pamuk, Mısır ve Soya tohumluğu üretiminde geçen yıl uygulamaya başlayan GDO analizleri ile ilgili olarak bilgi verilmiş ve özellikle pamuk tohumculuğunda illegal tohumluk kullanımının hızla arttığı, kaçak tohum üreten ve satan kişi ve kuruluşların daha etkin olarak denetlenip caydırıcı bir şekilde cezalandırılmasını, bu tür kaçak tohumluklara da GDO analizi yapılmasını, savcılıklara yapılan suç duyurularına karşı yapılacak savunmalarda Bakanlığımızın üyelerimize olan desteğinin artarak devam etmesini, Bu çerçevede mevzuatta yapılabilecek muhtemel değişikliklerin değerlendirilmesini, 2021 yılının değerlendirileceği ve önümüzdeki yıllarda izlenecek yol haritasının belirlenmesi amacıyla Bakanlığın uygun göreceği şekilde bir çalışma grubunun oluşturulmasını ve bu çalışma grubuna üyelerimiz adına Derneğimizin de dâhil edilmesini,   b) Bakanlığımızın geçen yıl uygulamaya koyduğu tarla bitkileri ürünlerinin tohumluk ihracatında ISTA sertifikasının kullanımdan kaldırılması hususu ihracatımıza olumsuz etkilerde bulunmaktadır. İhracatta şartları alıcı ülkeler belirlemekte olup birçok ülkede ISTA Sertifikası ile tohumluk ihracatı yapılmaktadır. Üstelik OECD Sertifikası alınması için daha baştan müracaatların ve tarla kontrollerinin yapılması gereklidir. Bu nedenlerden dolayı tarla bitkileri ihracatında ISTA Sertifikası kullanımının yasaklanması kararının yeniden değerlendirilmesini,     c) 5553 Sayılı Kanunun 12nci Maddesinde belirlenmiş olan Kapatma Cezası çok ağır bir yaptırımdır. Bu çerçevede Derneğimiz, Tohumculuk Hizmetleri Talimatına eklenmek üzere kapatma kararının uygulanmasından önce yapılabilecekler konusunda bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmanın Bakanlığımızca değerlendirilerek talimata eklenmesini,   d) Daha önce yılda 3 defa yapılan Sebze Tescil Komitesi Toplantılarının yılda bir defaya indirilmesi konusunun tekrar değerlendirilmesini; sebze sektörü dinamik bir sektör olduğu için eski uygulamaya dönülmesini,   e) Yem Bitkileri tohumluk üretimleri konusunda Özel Sektörle işbirliğinin artırılmasını,   f) Kurucu üyesi olduğumuz MAYZEM bünyesindeki 5nci Araştırma Merkezinin ülkemizde ve Kuraklık Araştırma Merkezi olarak kurulmasını Sayın Bakan Yardımcımıza arz etmiştir.    Sayın Bakan Yardımcımız bu konuları not aldığını ve gerekli talimatları vereceğini ifade etmiştir.   Toplantıda Sayın Bakan Yardımcımıza ayrıca özellikle Güney Doğu Anadolu ve Orta Anadolu başta olmak üzere bu yıl güzlük ekilişlerin üzerine yeterli yağış düşmediği, alatav riskinin devam ettiği, bazı bölgelerde yeniden ekim yapma zaruretinin olabileceği, kuru tarım alanlarında sertifikalı tohumluk kullanımında en az %35 oranında azalmanın olduğu ve bu yıl gübre kullanımındaki düşüşün ciddi oranlara ulaştığı bilgisi verilmiştir. Gerçekten de ekimde tohumla birlikte kullanılan taban gübre kullanımında ciddi oranlarda düşüşler kaydedilmiştir. Bu tarih itibariyle bu problemin telafisinin ancak bahar gübrelemesinin optimum seviyede yapılması ile bir nebze mümkün olabileceği ancak Bakanlığın baharda kullanılacak üst gübrelerde en az %50 fiyat desteklemesinin zaruri olduğu ifade edilmiştir.    Ziyaretin ertesi günü Genel Sekreterimiz Tohumculuk Dairesi Başkanı Sayın Sezgin Karadeniz'i ziyaret ederek bilgi vermiş olup konuların takibine devam etmektedir.    Derneğimiz siz değerli üyelerimizin destekleri ile faaliyetlerini 2022 yılında da aynı azim ve gayretle sürdürecektir.    Saygılarımızla,   TÜRKTED Yönetim Kurulu

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 83ncü yılında saygı ve minnetle anıyoruz. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

  Değerli Üyelerimiz, Malumunuz Derneğimiz siz değerli üyelerimizin taleplerini düzenli olarak Genel Sekreterliğimiz vasıtasıyla Bakanlığımızın ilgili birimlerine iletmekte, ve takibini yapmaktadır. Bu amaçla zaman zaman Bakanlık ziyaretlerinde bulunmaktadır. Bakanlığımız ise her zaman Derneğimizin bu taleplerine karşı olumlu cevaplar vermekte olup özellikle yüz yüze görüşmelerde konuların Bakanlık yetkililerine daha detaylı anlatılması çok fayda sağlamaktadır.   Bu çerçevede Derneğimizin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Burak Gönen başkanlığında Yönetim Kurulu Üyelerimiz Sn. Hamit Esin ve Sn. Mustafa Küheylan ile Genel Sekreterimiz, geçtiğimiz ay Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğümüzün ilgili Daire Başkanını ziyaret ederek en son DTÖ'ye yapılan bildirimler çerçevesinde yapılacak olan uygulamalar hakkındaki talebimizi iletmiş ve uygulamanın 15 Kasım'da başlaması yönündeki kararın alınmasında Derneğimizin önemli katkıları olmuştur. Bu faaliyetlerin devamı olarak DTÖ'ye yeni bildirilen hastalık etmenlerinin 2014/59 kapsamında değerlendirilmesi ve ıslahçı materyalinde de uygulanması hususlarında ilgili Daire Başkanlığına 27 Ekim 2021 tarihinde Yönetim Kurulu üyemiz Sn. Figen Atabek ve Genel Sekreterimiz resmi bir ziyarette bulunulmuştur. Görüşmede İstanbul Zirai Karantina Müdürlüğü laboratuvarlarının bir an önce daha işlevsel hale getirilmesi konusuna özellikle değinilmiştir.    Değerli Üyelerimiz, Derneğimizin, üyelerimiz, Bakanlığımız ve sektörümüz nezdinde etkinliği ve itibarı gün geçtikçe artmaktadır. Bunda siz değerli üyelerimizin Derneğimize olan sürekli ve tam desteklerinin büyük katkısı vardır.    BÜGEM Genel Müdürümüz Sayın Dr. Mehmet Hasdemir ve çalışma arkadaşları faaliyetlerimizi yakından takip etmekte ve değer vermektedirler. Bunun bir göstergesi olarak Sayın Genel Müdür, Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete Kömeağaç'ı makamına davet etmiş ve ziyaret 28 Ekim 2021 tarihinde gerçekleşmiştir.  Ziyarette Tohumculuk Daire Başkanı Sn Sezgin Karadeniz ve Genel Sekreterimiz Dr. Kenan YALVAÇ da hazır bulunmuştur. Toplantıda 2021 yılının genel bir değerlendirmesi yapılmış olup önümüzdeki döneme ait hususlar ve üyelerimizin beklentileri dile getirilmiştir.    Görüşme süresi içinde Başkanımız tarafından gündeme getirilen hususlar arasında yer alan konulardan Genel Müdür Bey ve Daire Başkanımızın konulara verdikleri cevaplar özetle aşağıdaki gibidir.    a) Geçen yıl gündeme gelen Pamuk Mısır ve Soyada GDO Analizleri hususunda; Mısır ve Soyada bir problem yaşanmadığı, Pamukta  anaçlarda (damızlık materyali) %100 GDO analizi uygulamasının devam edeceği, sertifikalı kademede ise bir oran belirlenmesi konusunun çalışıldığı, bu oranın %100 olmayacağı daha düşük bir oran olacağı ifade edilmiştir.    b)    İllegal tohum üreten ve satan kişi ve kuruluşların daha etkin olarak denetlenip caydırıcı bir şekilde cezalandırılmasını, savcılıklara yapılan suç duyurularına karşı yapılacak savunmalarda Bakanlığımızın üyelerimize olan desteğinin artarak devam etmesi hususunda Bakanlığın mevcut desteğinin devam edeceği ifade edilmiştir. Bakanlık bu konuda il müdürlükleri ile hemen irtibata geçerek bu yıl illegal tohumlukla mücadele temalı bir kampanya başlatacaktır.    c) Bu çerçevede mevzuatta yapılabilecek muhtemel değişikliklerin değerlendirilmesi, 2021 yılının değerlendirileceği ve önümüzdeki yıllarda izlenecek yol haritasının belirlenmesi amacıyla Bakanlığın uygun göreceği şekilde bir çalışma grubunun oluşturulması ve bu çalışma grubuna üyelerimiz adına Derneğimizin de dâhil edilmesi Bakanlığımıza arz edilmiştir. Bu konu kabul edilmiştir.    d) Pamuk tohumluğunda en iyi gelişme ve ilerleme illegal olarak kullanılan tohumlukların kontrolü denetimi, delintasyon tesislerindeki ürünler de dahil olmak üzere Bakanlığın belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde GDO analizlerinin yapılması ve pozitif sonuçların 5977 sayılı kanun çerçevesinde değerlendirilmesi konusunda olmuştur. Bu konuda delintasyon tesislerindeki ürünlerin GDO analizlerinin nasıl ve kim tarafından yapılacağı hususu Bakanlıkça en kısa sürede belirlenerek uygulanmaya başlanacaktır. Bu konularda Derneğimizle istişare edilecektir.    Yukarıdaki talepler yanında; a) Bakanlığımızın geçen yıl uygulamaya koyduğu tarla bitkileri ürünlerinin tohumluk ihracatında ISTA Sertifikası kullanımının yasaklanması kararının yeniden değerlendirilmesi konusunda Genel Müdür Bey Daire Başkanlığına yeni bir çalışma yapılması talimatı vermiştir.  b) Daha önce yılda 3 defa yapılan Sebze Tescil Komitesi Toplantılarının yılda bir defaya indirilmesi konusunun tekrar değerlendirilmesi; sebze sektörü dinamik bir sektör olduğu için eski uygulamaya dönülmesi konusunun da çalışılması konusunda  Genel Müdür Bey Daire Başkanlığına talimat vermiştir.    c) Tohumluk ihracatımızın aksamaması için kullanımı yasaklanan bazı neonikotinoid etkili ilaçlarla ilaçlanarak tohumluk ihracatı yapılmasına izin verilmesi hususunda GKGM nün kararının beklendiğini ancak üyelerimizin mağdur edilmeyeceğini Genel Müdür Bey ifade etmiştir.    Sayın Genel Müdür' e sunulan Makama Arz notunda yukarıdaki hususlar yanında;    d) 5553 Sayılı Kanunun 12nci Maddesinde belirlenmiş olan Kapatma Cezası çok ağır bir yaptırımdır. Bu çerçevede Derneğimiz Tohumculuk Hizmetleri Talimatına eklenmek üzere kapatma kararının uygulanmasından önce yapılabilecekler konusunda bir çalışma yapmıştır. Resmi yazımız ile Bakanlığımıza iletilen bu çalışmanın Bakanlığımızca değerlendirilerek talimata eklenmesi hususu da yer almıştır. Makama Arz notumuz kayda alınmıştır.   Ziyaret sırasında Sayın Genel Müdüre arz edilen Derneğimizin yılda iki defa yayınladığı Tohum Dergimizin 26ncı Sayısında yayınlanan "Dünyada ve Türkiye'de Yağlı Tohumlu Bitkilerin Durumu" adlı makaleden övgü ile söz edilmiş ve bu konuda ileriye dönük Derneğimizin ve Bakanlığımızın ortak bir faaliyet gerçekleştirmesi talep edilmiştir. Bu husustaki gelişmelerden siz değerli üyelerimizi haberdar edeceğiz.    http://turkted.org.tr/yayinlar   Derneğimizin Aralık Ayında yayınlanacak 27nci sayısında yine zengin bir içerik yanında Yem Bitkileri Tohumculuğu konusuna da detaylı bir şekilde yer vereceğiz.   Değerli üyelerimiz,   Bu vesile ile 11-13 Kasım 2021 tarihlerinde bu yıl ikincisini düzenleyeceğimiz "turktedonlineseedfair" uygulamamıza sponsor olarak ve stand satın alarak destek veren bütün üyelerimize canı gönülden teşekkür ediyoruz. Sizleri fuarımızda ziyaretçi olarak aramızda görmekten onur duyacağız.    www.turktedonlineseedfair. com   https://www.youtube.com/channel/UCLfWkDbNK5ZW3UUjDkRdS7g   Derneğimiz siz Değerli üyelerimizi en etkili bir şekilde temsil etmeye ve bu amaç doğrultusunda  faaliyetlerine devam edecektir.   Saygılarımla arz ederim.    

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnet ve şükranla anıyor, tüm milletimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyoruz. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun Türkted Yönetim Kurulu

Kurban bayramınızı en içten dileklerimizle kutlarız. Türkted Yönetim Kurulu

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günümüz Kutlu Olsun. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Kahraman Silah Arkadaşlarını rahmet ve minnetle yad ediyoruz. TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Ramazan Bayramınızı tebrik eder sağlıklı huzurlu ve mutlu bir ömür dileriz .   Türkted Yönetim Kurulu

Sizlerle 2021 yılının ilk aylarında bir mutluluğumuzu daha paylaşmak istiyoruz. Yönetim Kurulumuzun kararı ile sektörümüzün değerli mensubu ABEL ZİRAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş Derneğimize üyemiz olarak katılmıştır. Üye Temsilcilerimiz Sayın Göksel Özmucur ve Sayın Abdi Uysal'ın şahsında  ABEL Ziraat  ailesine Derneğimize hoşgeldiniz dileklerimizi iletiyoruz.   Her yeni üye ile gücünü daha da artıran Derneğimiz siz değerli üyelerimizin desteğine ve güvenine layık olmaya gayret göstermektedir.    Saygılarımızla,   TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Derneğimiz 2020 yılında Tohumculuk Sektöründeki 35 nci yılını tamamladı. Derneğimiz kurulduğu ilk günkü şevk ve heyecanla sektörümüzdeki çalışmalarını bu zamana kadar devam ettirmiş ve bundan sonra daha da etkin bir şekilde sürdürecektir. Bu başarıda üyelerimizin destek ve katkıları en önemli teşvik edici husustur. Sizlerle 2021 yılının ilk çeyreğinde bir mutluluğumuzu paylaşmak istiyoruz. Yönetim Kurulumuzun kararı ile sektörümüzün değerli mensubu ÖZALTIN Tarım İşletmeleri San ve Tic AŞ  Derneğimize üyemiz olarak katılmıştır. Üye Temsilcilerimiz Sayın Kasım Külek Öz ve Sayın Ceng Peynircioğlu'nun şahsında  ÖZALTIN ailesine Derneğimize hoşgeldiniz dileklerimizi iletiyoruz. Her yeni üye ile gücünü daha da artıran Derneğimiz siz değerli üyelerimizin desteğine ve güvenine layık olmaya gayret göstermektedir.  Saygılarımızla, TÜRKTED YÖNETİM KURULU  

Derneğimizin 24ncü olağan Genel Kurulu 31 Mart 2021 Çarşamba günü Ankara'da gerçekleştirilmiştir. Nezih bir ortamda ve geniş bir katılımla gerçekleşen Genel Kurulumuzda üyelerimiz son iki yılda Derneğimizin kaydettiği başarılı çalışmalara vurgu yapmışlar ve Yönetim Kurulumuzu tebrik etmişlerdir.  Yapılan seçim sonucunda Yönetim Kurulu asil üyeliklerine Sayın Dr. Mehmet Mete Kömeağaç, Sayın Burak Gönen, Sayın Mete Murat Şölen, Sayın Figen Atabek, Sayın Aykut Özbuğday, Sayın İ. Hamit Esin ve Sayın Mustafa Küheylan seçilmiştir.  Denetleme Kurulu asil üyeliklerine ise Sayın Yusuf Yormazoğlu, Sayın Davut Keleş ve Sayın Tayyib Arslan seçilmiştir.  Genel Kurulda seçilen yeni yönetim kurulu üyeleri ilk yönetim kurulu toplantısını aynı tarihte gerçekleştirmiş ve Yönetim Kurulu Başkanlığına Dr. Mehmet Mete Kömeağaç, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılıklarına Burak Gönen ve Mete Murat Şölen, Sayman üyeliğe ise Aykut Özbuğday seçilmiştir. Genel Kurulumuzun Üyelerimize ve Tohumculuk Sektörümüze hayırlı olmasını diliyoruz. Siz sayın üyelerimizin problemlerinin çözümü ve sektörümüzün yurt içinde ve yurt dışında en iyi şekilde temsil edilmesi için her zaman olduğu gibi ilk günkü gayret, azim ve kararlılıkla çalışacağımızı bilgilerinize saygılarımızla arz ederiz. TÜRKTED YÖNETİM KURULU  

  TÜRKTED ÜYELERİNE   Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED)'in 24. Olağan Genel Kurulu, 19 Mart 2021 tarihinde Atatürk Bulv. No. 195, Kavaklıdere, Ankara, adresinde Ankara Best Otel’de aşağıda sunulan gündemde yer alan konuları görüşmek üzere saat 11.00 da, çoğunluk sağlanamadığı takdirde ise 31 Mart 2021 Çarşamba Günü günü aynı yer ve saatte toplanacaktır. Pandemi şartlarına göre İl Hıfsızsıhha kararlarına bağlı olarak toplantı yeri ve Genel Kurul Toplantı düzenlemeleri ile ilgili herhangi bir karar alınması halinde zaruriyetten kaynaklanan değişiklikler size hemen bildirilecektir.   TÜRKTED 24. Olağan Genel Kurulu’na katılımınızı diler, saygılar sunarım.                                                                                             ÖNEMLİ NOT: 1.   24. Olağan Genel Kurul için duyurulan birinci toplantı tarihinde çoğunluk sağlanamayacağı öngörüldüğünden 31 Mart Çarşamba  günü için organizasyonlar yapılacaktır. 2.   Derneğimizdeki güncel kayıtlar esas alınarak belirlenen üye isimlerine göre temsilcilerinizin katılması talep edilmektedir. Ancak, buna rağmen Şirketinizi temsil eden üye isimlerinde ve ayrıca Şirketinizin unvan ve iletişim bilgilerinde bir değişiklik var ise en kısa sürede Dernek sekretaryasına (turkted@turkted.org.tr) yazılı olarak bilgi vermenizi ve ayrıca ikinci temsilci ismi halen bildirmeyen Üyelerimizin ikinci temsilci ismini ivedilikle Dernek sekretaryamıza bildirmelerini önemle rica ederiz. 3.   Genel Kurula katılıp katılamayacağınızın bilinmesi, toplantı organizasyonu açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle, katılım teyidinizi en geç 17 Mart 2021 tarihine kadar lütfen kenanyalvac@turkted.org.tr  e-posta adresine veya 0312 419 00 32 no.lu faksa bildiriniz.   TÜRKTED 24. OLAĞAN GENEL KURULU GEÇİCİ GÜNDEMİ (19 Mart 2021 – ANKARA) Kayıt                                                      11:00 – 11:30 Açılış ve yoklama                                  11:00 – 11:10 Başkanlık Divanı Seçimi                       11:10 – 11:20 Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı              11:20 – 11:30  Gündemin onaylanması                        11:30 – 10:40 Açılış Konuşmaları                                10:40 – 12:05  Türkted Sektör Raporunun Takdimi      12:05 – 12:30 Yönetim Kurulu Çalışma Raporunun görüşülmesi                                          12:30 – 13:00 Mali Durumun Raporunun takdimi        13:00 – 13:15 Öğle yemeği                                       13:15 – 14:00 Denetim Kurulu Raporunun Görüşülmesi                                       14:00 – 14:15 Yönetim ve Denetim Kurulu Raporlarının ayrı ayrı oylanması        14:15 – 14:25 Tahmini bütçe ve yeni aidatların belirlenmesi (oylama)                         14:25 – 14:40 Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu adaylarının belirlenmesi                     14:40 – 15:00 Yönetim ve Denetim Kurullarının seçilmesi                                             15:00  – 15:45 Dilek ve temenniler                             15:45 – 16:00   TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Değerli Üyelerimiz, Kıymetli Paydaşlarımız, Sizlerin destekleriyle tohumculuk Sektöründe 35 yılı geride bırakan Derneğimiz yaptığı çalışmalara bir yenisini daha eklemenin mutluluğu içindedir.   Derneğimiz 4 Mart 2021 Perşembe günü saat 14 te "Tohumculukta Crispr-Cas 9 Yönteminin Teknik ve Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi" konusunda geniş katılımlı bir video konferans düzenleyecektir.    Malumunuz, 2020 Nobel Kimya Ödülü Crispr-Cas Yöntemini geliştiren Dr. Emmanuel Charpentier ve Dr. Jeniffer A. Doudna'ya verilmiştir.  Özetle bu teknik canlılarda gen düzenlemesi (Gene Editing) ve Gen Susturulması (Gene Silencing) gibi iki özelliği ile öne çıkmaktadır.    Video konferansta Değerli Üyemiz Sayın Altay Batur tarafından "Crispr-Cas Yönteminin Bilimsel Esasları" konusunda bir sunum yapılacaktır. Sunumu takiben AB Tohumculuk Mevzuatı konusunda uzmanlaşmış olan Sayın Fulya Batur " Avrupa Birliği'nde Crispr-Cas Konusunda Günümüzde Yaşanan Gelişmeler ve Farkli Topluluk ve Paydaşların Görüşleri" ni bizimle Brüksel'den paylaşacaktır. Sunumlardan sonra siz değerli katılımcıların iştiraki ile soru cevap bölümü gerçekleştirilecektir.    Yönetim Kurulumuz bu çok önemli konuda ücretsiz olarak düzenlenen video konferansta sizleri aramızda görmekten büyük kıvanç duyacaktır.    Katılım durumunuzu lütfen Genel Sekreterliğimize iletiniz. Daha detaylı bilgiler için Genel Sekreterliğimiz tarafından sizlere sürekli bilgi arz edilecektir.   Saygılarımızla,   TÜRKTED YÖNETİM KURULU 

TÜRKTED YÖNETİM KURULU

TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Değerli Üyelerimiz, Kıymetli Paydaşlarımız,   turktedonlineseedfair tohumluk ve teknolojileri fuarımıza gösterdiğiniz ilgi nedeniyle hepinize çok teşekkür ediyoruz.    Özellikle tanıtım videomuzun yayınlanmasından sonra fuarımıza gösterilen ilgi ve teveccüh vizyoner yaklaşımımızın isabetliliği konusunda bizleri daha da yüreklendirmiştir. .    Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) Genel Sekreteri Sayın Michael Keller ve Asya Pasifik Tohumcular Birliği (APSA) yönetim Kurulu Başkanı Sayın Muhammet Tahir’in derneğimize hazırladıkları videoları göndererek fuarımıza ISF ve APSA nın desteklerini ifade etmeleri de memnuniyet vericidir.  Bu durum fuarımızın uluslararası boyutuna yeni bir derinlik ve zenginlik kazandırmış oldu.   Ayrıca FAO, ICARDA, ECOSA, Bakanlığımızın ECO-RCC birimi ve BİSAB da destekleyen kuruluşlarımız arasında yerlerini aldılar. Kendilerine teşekkür ediyoruz.   Sektörümüz için önemli bir düzenleme olan GROWTECH Fuarının önümüzdeki yıla ertelenmesi de turktedonlineseedfair fuarımıza olan ilgiyi artırdı.   Bu nedenlerden dolayı Yönetim Kurulumuz, fuarımıza gelen bütün katılım/sponsorluk taleplerinin yerine getirilmesi ve beklentiler çerçevesinde katılımcı ve ziyaretçilerin kesintisiz kolaylıkla fuara katılımını sağlamaları amacıyla fuar tarihlerini 23-29 Kasım 2020 olarak revize etmeyi uygun bulmuştur.        SPONSORLARIMIZ:     PLATİN SPONSOR: HMCLAUSE   ALTIN SPONSORLAR: VILMORIN MIKADO, PROGEN TOHUM VE YÜKSEL TOHUM   GÜMÜŞ SPONSORLARIMIZ: AG TOHUM VE RIJK ZWAAN   BRONZ SPONSORLARIMIZ: AKDENİZ TOHUM, POLTAR VE GOLDEN WEST    Fuarımıza ilişkin detaylı bilgileri İkinci Duyuru Tanıtım Videomuzda https://www.youtube.com/watch?v=ElgIMo3p6ZQ bulabilirsiniz.       Fuarımızın web sayfası adresi:   https://www.turktedonlineseedfair.com      Genel Sekreterliğimiz sizi düzenli olarak bilgilendirmek ve sorularınıza cevap vermek için sizinle irtibat halinde olacaktır.    Sizleri aramızda görmekten büyük bir mutluluk duyacağız.   Saygılarımızla   TÜRKTED YÖNETİM KURULU 

                                              Değerli Üyelerimiz, Kıymetli Paydaşlarımız, Derneğimizde uzun bir süre Genel Sekreter Asistanı olarak görev yapan Nihan Özlü 23 Ekim 2020 tarihinde vefat etmiştir.  Merhumeye Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz.  Nihan Hanımın Derneğimize verdiği emekleri her zaman hayırla yad edeceğiz.   TÜRKTED YÖNETİM KURULU

İçinde bulunduğumuz Korona virüs salgını hem dünyada hem de ülkemizde birçok sektörde olduğu gibi tohumculuk sektöründe de mevcut uygulamaların sorgulanmasına ve yeni yaklaşımların benimsenmesine ihtiyaç duyulduğunu bizlere gösterdi. Bu alanlardan birisi de iletişim, toplantı, kongre ve fuar düzenlemeleri konularıdır. Bu yıl Uluslararası Tohumculuk Federasyonu ISF' in Güney Afrika'da yapacağı Dünya Tohumculuk Kongresi ile Asya Pasifik Tohumcular Birliğinin (APSA) Çin'de gerçekleştireceği Tohumculuk Kongresi Koronavirüs salgını nedeniyle ertelendi. Bu nedenle ISF Dünya Tohumculuk Kongresini sanal ortamda gerçekleştirmek zorunda kaldı. Benzer şekilde birçok ülkede ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirilen kongre, fuar, tanıtım vb. faaliyetler de ya ertelendi ya da sanal ortamda gerçekleştirildi. Bu çerçevede tohumluk ticaretinin aksamaması ve tohumluk tedarik zincirinin sürekliliğinin devam ettirilmesi amacıyla TÜRKTED, Tohumculuk ve Teknolojileri konsepti ile elektronik ortamda "turktedonlineseedfair" adıyla uluslararası bir fuar uygulaması başlatmıştır. Böylece, TÜRKTED, vizyoner bir yaklaşımla bir uygulamanın öncülüğünü yapmış ve sektörümüzün bir ihtiyacını karşılamıştır. Bu fuar ile bir yandan ülkemiz tohumculuğunu dünyaya tanıtarak tohumluk ihracatımızı ve ticaretimizi arttırmak bir yandan da uluslararası tohum ticaretine katkıda bulunmak amaçlanmıştır. turktedonlineseedfair isimli uygulama ile TÜRKTED, ülkemizdeki ve dünyadaki bütün tohumculuk kuruluşları ile tohumluk teknolojileri ve tarımsal üretimle ilgili faaliyet gösteren kuruluşlara internet ortamında; Ürünlerini sergileme, birbirleri ile irtibata geçme ve ticari bağlantılar kurma imkânı vermektedir. Bu uygulama ile firmalar daha etkin ve geniş bir şekilde ürünlerini resim, katalog video vb görsellerle sergileme imkânına kavuşacaktır. Uygulamanın en önemli avantajlarından birisi hem katılanlar hem de düzenleyenler için yüksek maliyet gerektiren fuar masrafları, seyahat ve konaklama gibi birçok kalemde önemli miktarda tasarruf sağlamasıdır. Bunun yanında katılımcılar geniş yelpazede ürün çeşitliliğine de erişim imkanına sahip olacaklar, daha çok ilişki kurabileceklerdir. Bu faaliyetler için vize alamayanlar, seyahat imkanı bulamayanlar daha kolay yolla yeni müşteriler bulabilecek, yeni teknolojilere ulaşabilecek ve bu yeni teknolojileri hızlı bir şekilde üretime dahil edebileceklerdir. Tohumculuk Sektöründe ilk olacak bir uygulamayı başlatmış olmanın heyecanı ve gururu içindeyiz. Bu yıl ilkini 19-25 Ekim 2020 tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz turktedonlineseedfair uygulamamız ile tohumculuk alanında ilk defa bir sanal fuar gerçekleştirmiş olacağız. Fuarımıza yurt içinden, yurt dışından ve TÜRKTED SEED NEWS haber bültenimiz okuyucularından büyük bir ilgi olacağına inanıyoruz. Her yıl düzenli olarak yapılacak olan uluslararası turktedonlineseedfair uygulamamızı Bakanlığımız, üyelerimiz ve paydaşlarımız ile birlikte daha da geliştirerek artan bir başarıyla gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Fuara; Tohumculuk firmaları, Her türlü tohumluk hazırlama ekipmanı, laboratuvar alet ve malzemeleri üreticileri, Bitki koruma ürünleri üreticileri, Tohumluk kaplama ürünleri üreticileri, Bitki koruma ve besleme ürünleri üreticileri, Gübre üreticileri vb gibi tohumluk teknolojileri ve ürünlerinin üretimini ve ticaretini yapan kişi ve kuruluşlar katılabilecektir. Fuara katılım ücreti 200 Avro olarak belirlenmiş olup katılımcı firmalara stand tahsis edilecektir. Katılımcı firmalar müracaat formunu doldurup ücretlerini yatırdıktan sonra kendilerine verilecek olen şifre ile kendilerine tahsis edilen alanda sergilemek istedikleri ürünlerini ve görsellerini elektronik ortamda seçtikleri stantlara yerleştireceklerdir. Fuar boyunca ziyaretçiler whatsapp üzerinden online görüşme ile chat ortamında her türlü yazışmayı yapabileceklerdir. Fuar süresince Türkted Yönetim Kurulu ve Genel Sekreterliği ile Fuar Teknik Heyeti her türlü destek ve katkı için hazır bulunacaktır. Ziyaretçiler fuarımızı ücretsiz olarak ziyaret edeceklerdir. Ziyaretçiler ziyaretçi giriş formunu doldurduktan sonra fuarın açık olduğu süre boyunca standları sanal ortamda ziyaret edebilecekler ve firma yetkilileri ile chat ortamında yazışma yapabileceklerdir. Sponsorluklar: Turktedonlineseedfair uygulamamız için sponsorluklar; 1 altın (1.500 Avro), 3 gümüş (Herbiri 750 Avro) ve 5 bronz (Herbiri 500 Avro) olarak sınırlandırılmıştır. Sponsorlarımız için reklamlarını yapma ve logolarını kullanma yanında ücretsiz stand tahsisi yapılacaktır. Fuara katılım için Müracaat Formu ve stand bilgileri ile diğer hususlar bir sonraki duyuru ile sizlere iletilecektir. Detaylı bilgi için lütfen Genel Sekreterliğimiz ile temasa geçiniz. Turktedonlineseedfair; 19-25 October 2020; a virtual seed fair by Türkted. Participants: Seed Firms, seed and laboratory equipment producers, seed coating and fertilize producers. Participation fee is 200 Euros, it is free for visitors. Please contact the General Secretariat of Türkted for pre registration and detailed information. Dr. Kenan YALVAÇ Genel Sekreter kenanyalvac@turkted.org.tr 00905365633979 / 00903124190032

                                     TÜRKTED YÖNETİM KURULU

İçinde bulunduğumuz Korona virüs salgını hem dünyada hem de ülkemizde birçok sektörde olduğu gibi tohumculuk sektöründe de mevcut uygulamaların sorgulanmasına ve yeni yaklaşımların benimsenmesine ihtiyaç duyulduğunu bizlere gösterdi.    Bu alanlardan birisi de iletişim, toplantı, kongre ve fuar düzenlemeleri konularıdır.  Bu yıl Uluslararası Tohumculuk Federasyonu ISF' in Güney Afrika'da yapacağı Dünya Tohumculuk Kongresi ile Asya Pasifik Tohumcular Birliğinin (APSA) Çin'de gerçekleştireceği Tohumculuk Kongresi Koronavirüs salgını nedeniyle ertelendi. Bu nedenle ISF Dünya Tohumculuk  Kongresini sanal ortamda gerçekleştirmek zorunda kaldı.   Benzer şekilde birçok ülkede ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirilen kongre, fuar, tanıtım vb. faaliyetler de ya ertelendi ya da sanal ortamda gerçekleştirildi. Bu çerçevede tohumluk ticaretinin aksamaması ve tohumluk tedarik zincirinin sürekliliğinin devam ettirilmesi amacıyla TÜRKTED, Tohumculuk ve Teknolojileri konsepti ile elektronik ortamda "turktedonlineseedfair" adıyla uluslararası bir fuar uygulaması başlatmıştır. Böylece, TÜRKTED, vizyoner bir yaklaşımla bir uygulamanın öncülüğünü yapmış ve sektörümüzün bir ihtiyacını karşılamıştır.  Bu fuar ile bir yandan ülkemiz tohumculuğunu dünyaya tanıtarak tohumluk ihracatımızı ve ticaretimizi arttırmak bir yandan da uluslararası tohum ticaretine katkıda bulunmak amaçlanmıştır.     turktedonlineseedfair isimli uygulama ile TÜRKTED, ülkemizdeki ve dünyadaki bütün tohumculuk kuruluşları ile tohumluk teknolojileri ve tarımsal üretimle ilgili faaliyet gösteren kuruluşlara internet ortamında;   Ürünlerini sergileme, birbirleri ile irtibata geçme ve ticari bağlantılar kurma imkânı vermektedir. Bu uygulama ile firmalar daha etkin ve geniş bir şekilde ürünlerini resim, katalog video vb görsellerle sergileme imkânına kavuşacaktır.   Uygulamanın en önemli avantajlarından birisi hem katılanlar hem de düzenleyenler için yüksek maliyet gerektiren fuar masrafları, seyahat ve konaklama gibi birçok kalemde önemli miktarda tasarruf sağlamasıdır.  Bunun yanında katılımcılar geniş yelpazede ürün çeşitliliğine de erişim imkanına sahip olacaklar, daha çok ilişki kurabileceklerdir.  Bu faaliyetler için vize alamayanlar, seyahat imkanı bulamayanlar daha kolay yolla yeni müşteriler bulabilecek, yeni teknolojilere ulaşabilecek ve bu yeni teknolojileri hızlı bir şekilde üretime dahil edebileceklerdir.   Tohumculuk Sektöründe ilk olacak bir uygulamayı başlatmış olmanın heyecanı ve gururu içindeyiz. Bu yıl ilkini 19-25 Ekim 2020 tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz turktedonlineseedfair uygulamamız ile tohumculuk alanında ilk defa bir sanal fuar gerçekleştirmiş olacağız. Fuarımıza  yurt içinden, yurt dışından ve TÜRKTED SEED NEWS haber bültenimiz okuyucularından büyük bir ilgi olacağına inanıyoruz. Her yıl düzenli olarak yapılacak olan uluslararası turktedonlineseedfair uygulamamızı Bakanlığımız, üyelerimiz ve paydaşlarımız ile birlikte daha da geliştirerek artan bir başarıyla gerçekleştireceğimize inanıyoruz.    Fuara;    Tohumculuk firmaları,  Her türlü tohumluk hazırlama ekipmanı, laboratuvar alet ve malzemeleri üreticileri,  Bitki koruma ürünleri üreticileri,  Tohumluk kaplama ürünleri üreticileri,  Bitki koruma ve besleme ürünleri üreticileri,  Gübre üreticileri vb gibi tohumluk teknolojileri ve ürünlerinin üretimini ve ticaretini yapan kişi ve kuruluşlar katılabilecektir.     Fuara katılım ücreti 200 Avro olarak belirlenmiş olup katılımcı firmalara stand tahsis edilecektir. Katılımcı firmalar müracaat formunu doldurup ücretlerini yatırdıktan sonra kendilerine verilecek olen şifre ile kendilerine tahsis edilen alanda sergilemek istedikleri ürünlerini ve görsellerini elektronik ortamda seçtikleri stantlara yerleştireceklerdir. Fuar boyunca ziyaretçiler whatsapp üzerinden online görüşme ile chat ortamında her türlü yazışmayı yapabileceklerdir.    Fuar süresince Türkted Yönetim Kurulu ve Genel Sekreterliği ile Fuar Teknik Heyeti her türlü destek ve katkı için hazır bulunacaktır.   Ziyaretçiler fuarımızı ücretsiz olarak ziyaret edeceklerdir. Ziyaretçiler ziyaretçi giriş formunu doldurduktan sonra fuarın açık olduğu süre boyunca standları sanal ortamda ziyaret edebilecekler ve firma yetkilileri ile chat ortamında yazışma yapabileceklerdir.    Sponsorluklar:   Turktedonlineseedfair uygulamamız için sponsorluklar; 1 altın (1.500 Avro),  3 gümüş (Herbiri 750 Avro) ve  5 bronz (Herbiri 500 Avro) olarak sınırlandırılmıştır.     Sponsorlarımız için reklamlarını yapma ve logolarını kullanma yanında ücretsiz stand tahsisi yapılacaktır.    Fuara katılım için Müracaat Formu ve stand bilgileri ile diğer hususlar bir sonraki duyuru ile sizlere iletilecektir.   Detaylı bilgi için lütfen Genel Sekreterliğimiz ile temasa geçiniz.   Saygılarımla,   Türkted Yönetim Kurulu adına Dr. Mete KÖMEAĞAÇ,  Başkan

Özel tohumculuk şirketlerinin sahipleri veya yöneticileri konumunda olan dokuz öncü üyenin girişimi sonucunda 15 Temmuz 1985 tarihinde resmen kurulan Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneğimiz tohumculuk sektöründe 35. yılını geride bıraktı.   Derneğimiz ilk günkü heyecanını ve azmini kaybetmeden çalışmalarına artan bir tempo ile devam ediyor. Kurucularımız olan Aziz Alp Karabatur, Osman Arıkoğlu, M. Ali Yormazoğlu, Muammer Özkan, Ahmet Gönen, Ahmet Hızarcı, İsmet Bakırlı, Fahrettin Macit ve Sıtkı Antmen' e Yönetim Kurulu olarak tekrar teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz. Kuruluşunda attıkları sağlam temel sayesinde Derneğimiz 35 yıldır sapasağlam, ilk günün şevki ve heyecanı ile çalışmalarını sürdürmektedir.    TÜRKTED, Türkiye tohumculuk endüstrisini güçlendirmeye ve geliştirmeye odaklanmış bir dernektir. TÜRKTED Türkiye tohumculuk sektöründeki en deneyimli tek sivil toplum kuruluşudur. Tüm faaliyetlerini kâr amacı gütmeksizin yürütmektedir.   TÜRKTED’ in misyonu; Tohumculuk alanında Türkiye'nin bölgesel lider bir ülke olması için, teknoloji ve sistem geliştiren, diğer ülkelerle rekabet edebilen ve bölgesinde model oluşturabilecek bir tohumculuk sektörünün geliştirilmesine katkıda bulunmak ve tohumculuk sektörümüzü uluslararası alanda temsil etmektir.   TÜRKTED’ in vizyonu; Ulusal ve Uluslararası alanda gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım temelinde dünya tohumculuk endüstrisi ile bütünleşmiş, etkin ve uluslararası alanda rekabetçi bir tohumculuk endüstrisinin oluşturulmasıdır.   TÜRKTED’ in stratejisi: Bakanlık ve ilgili birimler ile sürekli iletişim içerisinde olarak ülkemizin tohumculuk politikalarının oluşturulmasına yardımcı olmak ve uluslararası tohum dernekleri ve birlikleri ile işbirliği halinde tohumculuk sektörümüzün uluslararası alanda ve tohumluk ticaretinde daha etkin bir rol almasını sağlamaktır.    TÜRKTED’ e üyelik mecburi değildir. Bitki ıslahı - çeşit geliştirme, yeni bitki çeşitlerinin adaptasyonu ve kayıt altına alınması, sertifikalı tohumlukların çoğaltımı, işlenmesi, ambalajlanması, yurt içi ve yurt dışında pazarlanması aşamalarında ülkesel ve küresel ölçekte faaliyet gösteren 45 firma TÜRKTED’ in gönüllü üyesidir. Bunlar arasında, endüstriyel tohumculuk faaliyetlerinin tümünü kendi bünyesinde toplamış entegre şirketlerin yanı sıra, iş kolunun yalnızca birkaç aşamasında aktif olan şirketler de bulunmaktadır. Üye şirketler Türkiye tohum pazarı değerinin yaklaşık yüzde 90’ını temsil etmektedir. TÜRKTED, Türkiye tohumculuk işkolunun yurt dışı mesleki organizasyonlar nezdindeki en etkili temsilcisi konumundadır. 1998 yılından beri Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) ve 2007’den beri Avrupa Tohumculuk Derneğinin (Euroseeds) üyesi olan TÜRKTED bu organizasyonların tüm çalışmalarına etkin bir şekilde katılarak ülkemizi temsil etmektedir. Periyodik olarak yayımlanan TÜRKTED yayın organı Tohum Dergisi ve e-bültenlere ‘http://www.turkted.org.tr’ web adresinden erişilebilmektedir.    T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncülüğünde ülkemiz tohumculuğu önemli mesafeler kat etmiştir. Esas itibariyle, 1980’lerin ilk yarısında yürürlüğe konan reform niteliğindeki bazı mevzuat düzenlemeleri ile tohumluk fiyatları serbest bırakılmış ve tohumluk ithalatına da izin verilmiştir. Bu önemli kararların ardından hızla gelişen tohumculuk sektöründe son 35 yıldır kaydedilen ilerleme sürecinin hemen hemen tüm aşamalarına TÜRKTED de aktif olarak katılım sağlamış ve önemli katkılar yapmıştır.   Özellikle 2003 – 2020 yılları arasında TÜRKTED’ in de yoğun çabalarıyla kaydedilen kazanımlar daha da hızlanmıştır. Son on yıldır gerçekleştirilen bu kazanımları; “yasal düzenlemeler”, “yapısal gelişmeler ve kurumsallaşma” ile “destekleme politikaları” olmak üzere üç ana başlık altında özetlemek mümkündür.     TÜRKTED Dünya Tohumculuk Federasyonu’nun 2009 yılındaki Dünya Tohumculuk Kongresi’ni Antalya’da başarı ile düzenlemiştir. Bu sefer de Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100ncü yılına tekabül eden 2023 yılındaki kongresini İstanbul'da düzenlemek için TSÜAB ile birlikte müracaat etmiş olup Müracaatımız ISF’in Haziran ayında Fransa Nice’de yapılan Kongresinde resmen onaylanmıştır. Bu hedef doğrultusunda TÜRKTED hemen çalışmalara başlamış olup ilk olarak iki ayda bir ve İngilizce olarak TÜRKTED SEED NEWS isimli bir elektronik bülten yayınlamaya başlamıştır. Bültenimiz ücretsiz olarak ve dünyanın her yerindeki yaklaşık 5.000 adet adrese elektronik ortamda gönderilmektedir.    Bu vesile ile Derneğimizin ilk kurucu üyeleri başta olmak üzere bütün değerli üyelerimize, bu zamana kadar derneğimizin yönetiminde ve değişik birimlerinde görev yapmış herkese teşekkür ediyor kendilerine sıhhat ve afiyetler, aramızdan ayrılanlara da rahmet diliyoruz.   Sizlerin destekleri ve yardımları ile TÜRKTED daha nice 35 yılları onur ve gururla geride bırakacaktır.   Saygılarımızla,   TÜRKTED YÖNETİM KURULU           

TÜRKTED Yönetim Kurulu

  TÜRKTED Yönetim Kurulu

Değerli Üyelerimiz, Koronavirüs salgını nedeniyle siz sayın üyelerimizin karşılaştığı problemleri ve taleplerinizi ilgili Bakanlıklara iletip takip etmekteyiz. Taleplerimizden birisi de sektörümüze tohumluk ihracatında Eximbank kredisi kullandırılması talebiydi. Bu hususu Derneğimiz EXİMBANK ın bağlı olduğu TC Ticaret Bakanlığına iletmiştir. TC Ticaret Bakanlığı ise konuyu EXİMBANK' a göndermiş olup nihayetinde Derneğimize gelen cevabi yazı aşağıda iletilmektedir. Yazıdan da anlaşılacağı üzere tohum ihracatçılarımızın stok finansmanı amacına yönelik olarak aşağıda detayları verilen şartlar altında 1 yıl vadeli TL Reeskont kredisi kullandırılmasına başlanmıştır. Ayrıca uluslararası kaynaklardan temin edilen kredilerin işletme sermayesi kredisi ve yatırım kredisine dönüştürülerek tohumculuk sektörüne de kullandırılması hususunda çalışmaların yapıldığı ve sektörümüze duyurulacağı ifade edilmektedir. Derneğimiz bu konuyu takip etmekte olup siz sayın üyelerimizden gelecek talepleri de yerine getirmek için hazırdır. Saygılarımızla TÜRKTED YÖNETİM KURULU

                                 TÜRKTED YÖNETİM KURULU

TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Derneğimiz tarafından düzenli olarak yayınlanan ve ücretsiz olarak e mail yoluyla gönderilen TURKTED SEED NEWS elektronik haber bülteninin 4ncü sayısı yayınlanmış olup aşağıdaki bağlantıdan ulaşılabilmektedir. http://turkted.org.tr/ebultening/TurkishseednewsFourthIssue2020.pdf Bültenimizin bu sayısı Koronavirüs Özel sayısı olarak sayın üyelerimizi ve sektör paydaşlarımızı dünyada yaşanan COVID-19 salgınının tohumculuk sektörüne olan etkileri hakkında bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Kısa bir zaman içinde yayınlanacak olan 5nci sayımız ise Derneğimizin ve üyelerimizin ülkemizde Virüs salgınına yönelik olarak yaptıkları faaliyetler üzerine yoğunlaşacaktır. Saygılarımızla, TÜRKTED YÖNETİM KURULU

                                                                                  Derneğimizin İlk Genel Sekreteri Selçuk Kayımoğlu vefat etmiştir. Selçuk Kayımoğlu 1940 yılında Uşak'ta doğmuş ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi' ni bitirmiştir. Yüksek Lisans eğitimini yurtdışında yapan Kayımoğlu, emekli olmadan önce 38 yıl kamu ve özel sektörde çalışmıştır.  İlk Genel Sekreterimiz olarak 30.05.1991 ile 31.03.1997 tarihleri arasında Derneğimiz ve Tohumculuk Sektörümüz adına çok değerli faaliyetlerde bulunmuştur.   Merhum genel Sekreterimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz.   TÜRKTED YÖNETİM KURULU

İçinde bulunduğumuz Koronavirüs-19 Pandemisi nedeniyle üyelerimizin talepleri doğrultusunda Derneğimizin yaptıkları çalışmalar hakkında sizlere bilgi sunmayı bir görev addediyoruz. Bu çerçevede üyelerimizden gelen ve ilgili Bakanlıklar ile birimlere ilettiğimiz ve takip ettiğimiz konular: 1. İçişleri Bakanlığı tarafından 3 Nisan 2020 tarihinde yayınlanan 30 Büyük İl ve Zonguldak iline giriş çıkışların yasaklanması ile ilgili Uygulama Genelgesi’nin 3ncü maddesinin f bendinde ….”f-) Yukarıda sayılanlar dışında yer almakla birlikte, Valiler başkanlığında ilgili meslek  kuruluşları (ticaret ve/veya sanayi, esnaf ve ziraat odaları vb.) temsilcilerinin de katılımıyla toplanan “İl Pandemi Kurulları” nın önerileri doğrultusunda illerin özel durumları göz önünde tutularak İl Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca alınacak karar ile kapsama alınacak diğer faaliyetlere özgülenmiş  olanlar, Valilik/Kaymakamlık tarafından düzenlenecek “Seyahat İzin Belgesi” ile giriş/çıkış yapabilecektir.” İbaresi yer almaktadır. Bu çerçevede TC Tarım ve Orman Bakanlığının gerekli girişimlerde bulunarak Tohumculuk Firmalarının mensuplarının bu istisna çerçevesinde değerlendirilmesinin temin edilmesi sektörümüz açısından hayati öneme haizdir. 2. Mevcut durumda virüs sebebi ile tedarikçilerde, nakliyelerde, ihracat ve ithalat ön izin alınmasında,  sağlık sertifikası temininde, her türlü numune alınması süreçlerinde, analize sevk edilen ürünlerin analizlerinin başlatılması ve sonlandırılmasında, üretim amaçlı yurtdışından tedarik edilen kademeli ve ebeveyn tohumlukların ve üyelerimizin yurt dışında kendileri için ürettirdikleri tohumlukların işlenmek ve paketlenmek ve yeniden ihraç edilmek amacıyla ülkemize getirilmesinde ve  gümrükleme işlemlerinin tamamlanması süreçlerinde ciddi boyutlarda yavaşlamalar mevcuttur. Bu gibi nedenlerden dolayı ülkemiz tohum tedarikinin maalesef olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bakanlığımızın bu amaçla çalışanlarının sağlığını da koruyacak tedbirleri alarak, tedarik sürecini sıkıntısız atlatılması için  gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Aksi takdirde 2020 üretim sezonunda ihtiyaç hissedilen tohumluk üretim ve tedarikleri tam olarak gerçekleşemeyecek ve dolayısı ile hem bu yıl hem de 2021 yılı sertifikalı tohumluk ve ürün tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşanabilecektir. Sürecin tüm sağlık gereklilikleri karşılanarak hızlandırılabildiği durumda ise krizden çıkışta bitkisel üretim ve hayvancılık sektörlerimiz bu krizi en az hasar ile ve ülkemizin tarım ürünü tedariki büyük yara almadan atlatabilme hususunda çok ciddi bir gelişme kaydedecektir. 3. Dünyada da ulusal tohumculuk sektörlerinin temsilcileri ve Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF), Avrupa Tohumcular Birliği (EUROSEEDS), Asya Pasifik Tohumcular Birliği (APSA) gibi uluslararası kuruluşlar tohumculuk tedarik zincirinin olumsuz etkilenmemesi için gerek AB gerekse ulusal hükümetler nezdinde girişimlerde bulunmaktadırlar. Bu nedenlerden dolayı; Ülkemizde üretilip yurt dışına ihraç edilen tohumluklara ihracat desteği verilmelidir. Tohum ihracatına yönelik yurtdışında çalışanları bulunan tohumculuk firmalarına personel giderleri için yapılacak bir destek “yurtdışı birimleri ihracat desteği” başlığı altına eklenmelidir.  Karantina tedbirleri kapsamında birçok ülkeye tohum ihracatımız ve sevkiyatımız yavaşlamış veya tamamen durmuş durumdadır. Tohum firmalarının ihracat kaybından yaşadığı parasal miktar; çok uygun uzun vadeli, düşük faizli Eximbank ihracat kredisi ile desteklenmelidir. Tohumculuk firmalarımızın yurtdışında ürettirdiği kendi tohumluklarını Türkiye’ye getirip, işleyip yurtdışına ihraç etme işleri durma noktasına gelmiştir. Bu tohumluklar gümrük vergisinden muaf tutulmalı ve dâhilde işleme rejimi uygulanmalıdır. Bu uygulama için gereken “gelen ürün ile ihraç edilen ürünün GTİP numarası farklı olmalıdır” kuralı bahse konu tohumluklar için kaldırılmalıdır. Ham tohum, ihraç edilecek mamul tohum haline gelene kadar çok hassas ve önemli işlemlerden geçmektedir. Ancak sonuçta gelen de ihraç edilecek olan da tohumdur Corona virüs önlemleri kapsamında çalışmasına mecburi ara verilen sektörlerde uygulanan SGK primlerinin, vergi ödemelerinin ertelenmesi desteği tarım ve tohum sektöründe de uygulanmalıdır. Nihayetinde tarım sektörü faaliyetlerine devam etse bile zincirin diğer halkaları çalışmalarına ara verdiği için tarım sektörü de doğrudan etkilenmiş durumdadır. Diğer yandan SGK primlerinde ve vergi ödemelerinde uygulanacak bu ertelemeler sadece süreyi uzatmak anlamına gelmektedir. Çalışmayan bir işyerinin geliri olmayacağı için mutlaka ciddi oranda (en az %50) vergi ve prim desteği getirilmelidir. Aslında en uygunu en az 3 ay prim ve vergi alınmamasıdır. Kısa çalışma ödeneği ile ilgili kapsam genişletilmeli, şartlar iyileştirilmelidir. Tohumculuk firmalarının bankalardan kullandığı zirai ve ticari kredilerin, günü gelen ödeme taksitleri Covid-19 virüs riski kalkıncaya kadar taksitler ötelenerek ertelenmelidir. (Bu süre şimdilik 3 ay, daha sonra tekrar uzatılabilir). Tohumculuk firmalarının maaş ödemeleri ve günü gelen çek senet ödemelerinin gününde yapılması için, bankalar çok uygun maliyetli kolay kullanılabilir kredi sağlamalıdır. Corona virüs önlemleri kapsamında tarımsal üretim ve özellikle tohumculuk sektöründeki firmalar istisna olarak değerlendirilmelidir. Herhangi bir sokağa çıkma yasağı, seyahat engeli vb uygulamalarda tarımsal üretim ve özellikle tohumculuk belli bazı istisnalar dâhilinde faaliyetlerine devam etmelidir. Tohumculuk firmalarının Ar-Ge ve üretim faaliyetlerinin aksamaması için, servis ve personel hareketleri konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi ve özellikle Ar-Ge personelinin yurt içi seyahatlerinde kolaylık sağlanması amacıyla, İçişleri Bakanlığımız sorumlu kolluk kuvvetlerine yazılı talimat göndermelidir. Tohumculuk sektörünün sezonluk tarım işçisinde sorun yaşamaması için tedbir alınmalıdır. Bilindiği gibi sezonluk tarım işçileri çalışacakları bölgeye geldiğinde ekili arazilere yakın yerlerde konaklamaktadırlar. İşçilerin barınma yerlerinde şimdiden iyileştirme çalışmaları yapmalı ve bu husus işçilere duyurulmalıdır. İhtiyaç duyulan illerde başka illerden işçi getirilmesi yerine halen virüs nedeniyle işlerini kaybeden ve ilinde ikamet eden vatandaşlarımızın tarım işlerinde çalışmalarına imkân verilmelidir. Çünkü Tohumculuk sektöründe geçiçi tarım işçilerine çok ihtiyaç vardır. Örneğin Hibrit tohum üreten yapan firmalarda işçi yoğunluğu daha çok olduğu için bu üyelerimiz tohum ekim programlarını gözden geçirerek azaltma eğilimine girebilirler. Örneğin hibrit mısır tohumu üretiminde 1 dekar alan için 8-9 yevmiyeye ihtiyaç vardır. Hibrit ayçiçeği üretiminde de 1 dekar alan için 7-8 yevmiyeye ihtiyaç vardır. Hububat üretiminde ise 30 dekarlık üretim alanında tip dışı başak çekmek için en az 1 yevmiyeye ihtiyaç vardır. Tarım sektöründe ve Tohumculukta lojistik konusu çok önemlidir. Bu sorun sadece Tohumculuk sektörünün değil aynı zamanda tarım sektörünün ve gıda üreticilerinin ortak sorunudur. Özellikle vatandaşların kendi imkânları ile kendilerini evlerinde karantinaya almaya çalıştıkları şu dönemde gıdaya olan talep artmış bulunmaktadır. Özellikle ev tipi kullanımların yoğun olarak artmasından dolayı hem daha küçük paketli ürünlere talep artmış hem de pek çok tarım ve gıda sektörü paydaşı en az personelle tedarik zincirini sürdürmeye çalışmaktadır. Bizim için en önemli nokta tohumlarımızı üretirken özellikle tarla bitkileri tohumlarında çok daha hayati bir ihtiyaç duyulan lojistik zinciridir. Tohumlarımızı tarladan tesislerimize ve sertifikalandırılmış tohumlarımızı da tesislerimizden son kullanıcılar olan çiftçilerimize ulaştıramazsa zaten önümüzdeki hasat döneminde tarlalarda yapılacak olan üretimin hiç bir anlamı kalmaz. ABD bugün tarım ve gıda sektörünü salgın sırasında en hayati sektör ilan etmiştir. Fakat bunun yanında lojistik sektörü de aynı şekilde hayati sektörler grubuna alınmıştır ve hatta sektördeki güvenlik ile ilgili bazı hükümler geçici olarak gevşetilmektedir. Böylece yoğun talebin oluştuğu bir zamanda tedarik zincirinin aksamadan devam etmesini planlamaktadırlar. Ülkemizin de benzer şekilde bir tüm tarım ve gıda sektörü için bir eylem planı oluşturması gerekmektedir. Özellikle iki sektörü bir değerlendirilmelidir. Bir diğer nokta ise paketleme konusudur. Burada hem paket üreticileri hem de yine lojistik devreye girmektedir. Paket tedariği gibi destekleyici sektörlerin de yine tohumculuk başta olmak üzere tüm tarım ve gıda sektörüne tedariğin devam etmesinin sağlanması gerekmektedir. Tarla Kontrolleri amacıyla yapılacak seyahatlerde araçlardaki kişi sayısının kısıtlanması konusunda ilave araç temini gibi önlemlerin değerlendirilmesi gereklidir. Bakanlığın  esnek çalışma programına geçmesi sebebiyle  üye firmalarımızın  ruhsatlandırma ve ithalat  faaliyetlerinin sürdürülebilir olması açısından Bakanlığın nasıl bir  yaklaşımla   hizmetlerinin devam ettireceği konusunda hazırlayacağı bir eylem planının sektörümüzle paylaşılmasına ihtiyaç vardır. Pek çok Avrupa ülkesinde uygulanan yaklaşım kapsamında sağlık ürünleri ile tarım ürünleri ve tarımsal girdi mamul veya hammadde ithalatı gümrük işlemlerinde  diğer ürünlere nazaran öncelik tanınmaktadır. Bu uygulama ülkemizde de yapılmalıdır. Yurtiçi sevkiyatların, problemsiz bir şekilde sağlanması, bayi ve üreticilerin ihtiyaç duydukları ürünlere  ulaşabilmesi, bayilerin çalışma saatlerinin  düzenlenmesi ve olası bir il veya bölge bazında  sokağa çıkma yasağından  muaf tutulması sağlanmalıdır. Firma temsilcilerinin gerek Bayi düzeyinde gerekse de üretici düzeyinde üretim ve Ar-Ge faaliyetlerinde karşılaşılabilecek sorunların çözümünde  yardımcı olabilmek için olası kısıtlayıcı tedbirlerden muaf tutulmasının sağlanmasına ihtiyaç vardır. Bu hususların il veya bölge bazında uygulamaya konulacak yeni tedbirlerin alınması konusunda Valiliklerce yapılacak    koordinasyon ve değerlendirme toplantılarında Bakanlık İl Müdürlüğü temsilcileri aracılığı ile  iletilmesi yararlı olacaktır. Halen ertelenen ve ileriki dönemde ertelenmesi muhtemel olan Tescil Toplantılarının gecikmeye neden olmadan Bakanlığımızın uygun göreceği bir yöntemle (hazırlıkların online yapılması ve toplantıların telekonferans şeklinde düzenlenmesi gibi) gerçekleştirilmesi gerekmektedir.   Saygılarımızla, TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu Koronovirüs-19 pandemisi nedeniyle tarımsal üretimimiz ve tohumculuk sektörümüzün olumsuzolarak en az etkilenmesi amacıyla Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) olarak üyelerimizin görüş ve taleplerini ilgili makamlara arz etmeyi ve kamuoyu ile paylaşmayı bir görev addediyoruz.   Tarım, sektörü sadece ekonomik yanı olmayan, sosyal yanı daha güçlü bir sektör olduğu ve doğrudan gıdayı kontrol ettiği için diğer sektörlerden ayrı değerlendirilmelidir. Tarım sektörü içerisinde tohumculuk faaliyetleri en stratejik sektördür. Bu nedenle tohumculuk faaliyetleri durdurulamaz, ara verilemez. Tohumculuk firmalarımız Ar-Ge ve üretimlerine kriz döneminde de ara vermeden devam etmek zorundadır.   Mevcut durumda virüs sebebi ile tedarikçilerde, nakliyelerde, ihracat ve ithalat ön izin alınmasında,  sağlık sertifikası temininde, her türlü numune alınması süreçlerinde, analize sevk edilen ürünlerin analizlerinin başlatılması ve sonlandırılmasında, üretim amaçlı yurtdışından tedarik edilen kademeli ve ebeveyn tohumlukların ve üyelerimizin yurt dışında kendileri için ürettirdikleri tohumlukların işlenmek ve paketlenmek ve yeniden ihraç edilmek amacıyla ülkemize getirilmesinde ve  gümrükleme işlemlerinin tamamlanması süreçlerinde ciddi boyutlarda yavaşlamalar mevcuttur. Bu gibi nedenlerden dolayı ülkemiz tohum tedarikinin maalesef olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bakanlığımızın bu amaçla çalışanlarının sağlığını da koruyacak tedbirleri alarak, tedarik sürecini sıkıntısız atlatılması için  gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Aksi takdirde 2020 üretim sezonunda ihtiyaç hissedilen tohumluk üretim ve tedarikleri tam olarak gerçekleşemeyecek ve dolayısı ile hem bu yıl hem de 2021 yılı sertifikalı tohumluk ve ürün tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşanabilecektir. Sürecin tüm sağlık gereklilikleri karşılanarak hızlandırılabildiği durumda ise krizden çıkışta bitkisel üretim ve hayvancılık sektörlerimiz bu krizi en az hasar ile ve ülkemizin tarım ürünü tedariki büyük yara almadan atlatabilme hususunda çok ciddi bir gelişme kaydedecektir.   Dünyada da ulusal tohumculuk sektörlerinin temsilcileri ve Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF), Avrupa Tohumcular Birliği (EUROSEEDS), Asya Pasifik Tohumcular Birliği (APSA) gibi uluslararası kuruluşlar tohumculuk tedarik zincirinin olumsuz etkilenmemesi için gerek AB gerekse ulusal hükümetler nezdinde girişimlerde bulunmaktadırlar.    Bu nedenlerden dolayı;   Ülkemizde üretilip yurt dışına ihraç edilen tohumluklara ihracat desteği verilmelidir. Tohum ihracatına yönelik yurtdışında çalışanları bulunan tohumculuk firmalarına personel giderleri için yapılacak bir destek “yurtdışı birimleri ihracat desteği” başlığı altına eklenmelidir.   Karantina tedbirleri kapsamında birçok ülkeye tohum ihracatımız ve sevkiyatımız yavaşlamış veya tamamen durmuş durumdadır. Tohum firmalarının ihracat kaybından yaşadığı parasal miktar; çok uygun uzun vadeli, düşük faizli Eximbank ihracat kredisi ile desteklenmelidir. Tohumculuk firmalarımızın yurtdışında ürettirdiği kendi tohumluklarını Türkiye’ye getirip, işleyip yurtdışına ihraç etme işleri durma noktasına gelmiştir. Bu tohumluklar gümrük vergisinden muaf tutulmalı ve dâhilde işleme rejimi uygulanmalıdır. Bu uygulama için gereken “gelen ürün ile ihraç edilen ürünün GTİP numarası farklı olmalıdır” kuralı bahse konu tohumluklar için kaldırılmalıdır. Ham tohum, ihraç edilecek mamul tohum haline gelene kadar çok hassas ve önemli işlemlerden geçmektedir. Ancak sonuçta gelen de ihraç edilecek olan da tohumdur. Corona virüs önlemleri kapsamında çalışmasına mecburi ara verilen sektörlerde uygulanan SGK primlerinin, vergi ödemelerinin ertelenmesi desteği tarım ve tohum sektöründe de uygulanmalıdır. Nihayetinde tarım sektörü faaliyetlerine devam etse bile zincirin diğer halkaları çalışmalarına ara verdiği için tarım sektörü de doğrudan etkilenmiş durumdadır. Diğer yandan SGK primlerinde ve vergi ödemelerinde uygulanacak bu ertelemeler sadece süreyi uzatmak anlamına gelmektedir. Çalışmayan bir işyerinin geliri olmayacağı için mutlaka ciddi oranda (en az %50) vergi ve prim desteği getirilmelidir. Aslında en uygunu en az 3 ay prim ve vergi alınmamasıdır. Kısa çalışma ödeneği ile ilgili kapsam genişletilmeli, şartlar iyileştirilmelidir. Tohumculuk firmalarının bankalardan kullandığı zirai ve ticari kredilerin, günü gelen ödeme taksitleri Covid-19 virüs riski kalkıncaya kadar taksitler ötelenerek ertelenmelidir. (Bu süre şimdilik 3 ay, daha sonra tekrar uzatılabilir). Tohumculuk firmalarının maaş ödemeleri ve günü gelen çek senet ödemelerinin gününde yapılması için, bankalar çok uygun maliyetli kolay kullanılabilir kredi sağlamalıdır. Corona virüs önlemleri kapsamında tarımsal üretim ve özellikle tohumculuk sektöründeki firmalar istisna olarak değerlendirilmelidir. Herhangi bir sokağa çıkma yasağı, seyahat engeli vb uygulamalarda tarımsal üretim ve özellikle tohumculuk belli bazı istisnalar dâhilinde faaliyetlerine devam etmelidir. Tohumculuk firmalarının Ar-Ge ve üretim faaliyetlerinin aksamaması için, servis ve personel hareketleri konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi ve özellikle Ar-Ge personelinin yurt içi seyahatlerinde kolaylık sağlanması amacıyla, İçişleri Bakanlığımız sorumlu kolluk kuvvetlerine yazılı talimat göndermelidir.   Sektörümüzün yukarıdaki talepleri ile ilgili olarak öncelikle TC Tarım ve Orman Bakanlığı nezdinde girişimde bulunulmuş olup önümüzdeki günlerde ilgili birimler ile de irtibata geçilecektir.    Saygılarımızla,   TÜRKTED Yönetim Kurulu

Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”  Mustafa Kemal ATATÜRK

      TÜRKTED Yönetim Kurulu, 3 Mart 2020 tarihinde Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü görevine atanan Dr. Mehmet Hasdemir'e bir ziyarette bulunarak yeni görevinde başarılar dilemiştir. Ziyarette Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Kömeağaç Derneğimizin görüşlerini ve Tohumculuk Sektörümüzdeki son yıllarda kaydedilen gelişmeler ile karşılaşılan problemleri dile getirmiştir.  Yurt içindeki çalışmaların sonucunda çeşit ve teknoloji geliştirme konusunda önemli mesafeler alınmıştır. Tohumculuk Sektörünün bu aşamadan sonra daha üst bir safhaya geçmesi gerektiği ifade edilmiştir. Uluslararası alanda ise Cumhuriyetimizin  100 ncü kuruluş yılı olan 2023 yılında Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) Tohumculuk Kongresi TÜRKTED ve TSÜAB ile birlikte İstanbul'da yapılacaktır.  Sayın Genel Müdür Dr. Mehmet Hasdemir ise Tohumculuk Sektörümüzün kaydettiği aşamaları ve ulaştığı seviyeyi takdir ettiğini belirtmiş ve hep birlikte ülkemizin tohumculuk alanındaki 2023 hedeflerine ulaşmayı amaçladıklarını, Bakanlığın bu konuda üzerine düşenleri yapacağını ifade etmiştir.  Ziyarette Sayın Genel Müdüre Derneğimizin 2019 yılı Ürün Bazlı Tohumculuk Sektörü Raporu ile TOHUM Dergimiz de takdim edilmiştir.  Sayın Genel Müdür Dr. Mehmet Hasdemir' 'e yeni görevinde başarılarının devamını diliyoruz.   TÜRKTED  Yönetim Kurulu 

Değerli Üyelerimiz, 2020 yılına da mutlu bir haber ile başladık. BASF Türk Kimya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti,/ İSTANBUL en yeni üyemiz olarak TÜRKTED ailesine katılmıştır. Yeni üyemize derneğimize hoşgeldiniz dileklerimizi iletiyoruz.  Derneğimizi hep birlikte çok daha iyi yerlere getirmek için gayretlerimiz sürecektir.  Saygılarımızla,   TÜRKTED YÖNETİM KURULU

Baş Sağlığı

Şehitlerimize Allahtan rahmet ailelerine ve milletimize başsağlığı, gazilerimize acil şifalar dileriz. TÜRKTED Yönetim Kurulu

Turkish Seed News Third Issue

Derneğimiz tarafından , ingilizce yayınlanan TÜRKTED SEED NEWS Elektronik Bülteni ile tohumculuk sektörümüzde kaydedilen gelişmeler, yapılan faaliyetler, yürütülen çalışmalar, yeni çeşitler, yeni teknikler gibi hususlarda dünyadaki tohumculuk sektörlerini ve kurumlarını bilgilendirmeyi amaçlamaktadır.    Aynı zamanda dünyadaki tohumculuk sektörlerindeki çalışmalar, uluslararası Tohumculuk Kuruluşlarının faaliyetleri ve dünyada sektörle ilgili yayınlanan bilimsel makalelerden de sektörümüzü haberdar etmeyi amaçlamaktadır.   Bültenimiz ülkemizde ve dünyadaki tohumculuk sektörü üyeleri ve paydaşlarına elektronik posta yoluyla ve ücretsiz olarak gönderilmektedir. İlk iki sayısı çok beğenilen bültenimizin üçüncü sayısının da ilginizi çekeceğini ümit ediyoruz.    Bültenimizin sonraki sayılarında yayınlanmasını istediğiniz haber, resim, faaliyet vb hususlarda sizlere yardımcı olmaya hazır olduğumuzu ifade eder saygılar sunarız.   TÜRKTED YÖNETİM KURULU

2020 Yeni Yıl

Ata' mızı Sevgi, Saygı ve Minnetle anıyoruz.

                     

ÜYE SAYIMIZ ARTIYOR

" Derneğimiz, siz değerli üyelerimizin gönüllü destekleri ile 1985 yılından beri siz saygıdeğer üyelerimize ve Tohumculuk Sektörümüze yönelik faaliyetlerini sürdürmektedir.    Bugün sizinle mutlu bir haberi paylaşmak istiyoruz.   SAKATA TARIM ÜRÜNLERİ VE TOHUMCULUK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. / İZMİR Derneğimize üye olmuştur.   Yeni üyemize derneğimize hoş geldiniz dileklerimizi iletiyoruz.    Hep birlikte, tohumculuk sektörümüze daha iyi katkılarda bulunabilmek adına, Derneğimizi çok daha iyi yerlere getireceğimize olan inancımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz.      "      TÜRKTED YÖNETİM KURULU

ZAFER BAYRAMIMIZ VE ZAFER HAFTAMIZ KUTLU OLSUN

 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZI KUTLARIZ.

15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü’müz Kutlu Olsun..

TÜRKTED-SEKTÖR BULUŞMALARI DEVAM EDİYOR

TÜRKTED Yönetim Kurulumuzun 2018 yılında aldığı bir kararla geleneksel hale getirilen TÜRKTED-Sektör Buluşmaları çerçevesinde 1-2 Temmuz 2019 tarihlerinde Antalya'da faaliyet gösteren üyelerimiz ziyaret edildi. Üyelerimizin kendi tesislerinde gerçekleştirilen ziyaretler, TÜRKTED Yönetim Kurulu üyeleri Sayın İsmail Yılmaz ve Sayın Tutku Güzelordu Özkaya ile Genel Sekreter Dr. Kenan Yalvaç tarafından gerçekleştirildi. Ziyaretin ilk gününde değerli üyelerimiz Yüksel Tohum, Multi Tohum,Semillas Fito, Hazera Tarım ve Syngenta firmalarının yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirildi. 2 Temmuz tarihinde ise değerli üyelerimiz Hmclause, Rito Tohum ve İstanbul Tarım ile Nadide Tohum ziyaretleri gerçekleştirildi. Çok samimi bir ortama gerçekleştirilen ziyaretlerde üyelerimizin sektörle ilgili görüş ve talepleri ele alındı. Üyelerimize Cumhuriyetimizin 100ncü kuruluş yılı olan 2023 yılında Türkiye'de TÜRKTED ve TSÜAB tarafından birlikte gerçekleştirilecek olan Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) Dünya Tohumculuk Kongresi (WSC) ile ilgii bilgiler sunuldu ve bu kongrenin Tohumculuk Sektörümüz ve Türkiye için önemi dile getirildi. TÜRKTED tarafından 2009 yılında başarı ile gerçekleştirilen ISF Dünya Tohumculuk Kongresi ile ilgili hususlara atıfta bulunuldu. Üyelerimize ayrıca TÜRKTED tarafından yayınlanmaya başlayan ve büyük bir beğeni toplayan TÜRKTED SEED NEWS Elektronik Bülteni hakkında bilgi verildi. Bilindiği gibi TÜRKTED SEED NEWS Bülteni iki ayda bir ve İngilizce olarak yayınlanmakta olup ulusal ve uluslararası tohumculuk alanında faaliyet gösteren 5.000 e yakın e mail adresine iletilmektedir. Üyelerimiz TÜRKTED SEED NEWS Bültenine büyük ilgi gösterdiler ve bu bültenin hem tohumculuk sektörümüzün tanıtımı hem de 2023 ISF Dünya Tohumculuk Kongresine hazırlıklar bakımından çok yararlı olacağına inandıklarını ifade ettiler. TÜRKTED-Sektör Buluşmaları önümüzdeki günlerde diğer illerde faaliyet gösteren üyelerimize bir program çerçevesinde yapılacak ziyaretlerle devam edecektir.     

ISF DÜNYA TOHUMCULUK KONGRESİ TÜRKİYEDE YAPILACAKTIR

Değerli üyelerimiz Kıymetli paydaşlarımiz uluslararası Tohum Federasyonu İSF in 2023 yılında düzenleyeceği Dünya Tohumculuk Kongresi Türkiye'de yapılacaktır final karar bugünkü isf genel kurulunda alınmıştır  Turkted ve Tsüab olarak birlikte düzenleyeceğimiz ve cumhuriyetimizin 100ncü kuruluş yılına denk getirdiğimiz kongrenin ülkemize ve Tohumculuk sektörüne hayırlı olmasını diliyor ve başta bakanlığımız olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyorum. saygılarımla,  Kenan YALVAC Genel Sekreter

Ramazan Bayramanın ailenize sevinç,evinize bereket getirmesi dileğimizle... İYİ BAYRAMLAR

Ramazan Bayramanın ailenize sevinç,evinize bereket getirmesi dileğimizle... İYİ BAYRAMLAR Türkted  

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Mesajı

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Mesajı

LABARATUVAR ANALİZİ VE BELGELENDİRME YETKİ DEVRİ İLE İLGİLİ EĞİTİM

Değerli Üyelerimiz, Kıymetli Paydaşlarımız,   Üyelerimizden gelen talep üzerine Derneğimiz, Bakanlığımız (BÜGEM) ve TTSMM ye resmi yazı ile müracaat ederek LABARATUVAR ANALİZİ VE BELGELENDİRME YETKİ DEVRİ İLE İLGİLİ EĞİTİM talebimizi sunmuştur.    Talebimiz kabul edilmiş olup gerekli duyurular    https://www.tarimorman.gov.tr/BUGEM/TTSM/Duyuru/132/Labaratuvar-Analizi-Ve-Belgelendirme-Yetki-Devri-Ile-Ilgili-Egitim bağlantısı ile TTSMM internet sayfasında ilan edilmiştir.   Derneğimizin ve sektörümüzün taleplerine kısa sürede olumlu cevap veren BÜGEM ve TTSMM yetkililerine teşekkür eder eğitimin sektörümüze yararlı olmasını dilerim.    Aşağıdaki mesajda eğitimle ilgili detaylı bilgiler yer almakta olup https://www.tarimorman.gov.tr/BUGEM/TTSM/Duyuru/132/Labaratuvar-Analizi-Ve-Belgelendirme-Yetki-Devri-Ile-Ilgili-Egitimbağlantısında mevcut bulunan formun doldurularak 27 Mayıs 2019 tarihi mesai sununa kadar TTSMM ye gönderilmesi gerekmektedir.    Saygılarımla,   Dr. Kenan YALVAÇ Genel Sekreter TÜRKTED           LABARATUVAR ANALİZİ VE BELGELENDİRME YETKİ DEVRİ İLE İLGİLİ EĞİTİM 8.5.2019 / GÖSTERİM SAYSI : 473 / ARŞİV TOHUMCULUK HİZMETLERİNDE YETKİ DEVRİ KONULU EĞİTİM Tohumculuk Hizmetlerinde Yetki Devri Yönetmeliği'ne göre Laboratuvar Analizi ve Belgelendirme İşlemlerinin Devri kapsamında aşağıda detayları belirtilen bitki gruplarında eğitim planlanmaktadır. Söz konusu eğitime katılacak kişilerin 27.05.2019 tarihinde mesai bitimine kadar Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü'ne yazılı olarak başvuru yapması gerekmektedir.   Eğitime KonuBitki Grubu Planlanan Eğitim Tarihleri Tahıllar 17/06/2019  - 21/06/2019 Yağlı ve Lifli Bitkiler 24/06/2019  - 28/06/2019 Yemeklik Dane Baklagiller 01/07/2019  - 05/07/2019 Şekerpancarı 08/07/2019  - 10/07/2019 Açıklamalar:  Eğitim; her bir bitki grubunda numune kabul kayıt işlemleri, safiyet ve çimlendirme analizleri, diğer analizler, genel sertifikasyon işlemleri, hakem test uygulamaları ve Tohumculuk Hizmetlerinde Yetki Devri Yönetmeliği'nin açıklanması konularını içermektedir. Eğitimin süresi bitki gruplarına göre değişmektedir. Eğitim ücreti kişi başı günlük 320 TL'dir. Yeterli sayıda başvuru olmaması durumunda o bitki grubunda eğitim düzenlen meyecektir. Eğitim tarihleri planlanan tarih olup, başvuru sayısına göre gerçekleşeceği tarih web sayfamızda daha sonra ilan edilecektir.  Başvuru için aşağıda yazılı dilekçenin uygun bir şekilde doldurularak 27.05.2019 tarihi mesai bitimine kadar TTSM'ye gönderilmesi gerekmektedir.  Başvuru Formu ekinde; Katılımcının diploma fotokopisi (noter onaylı ve/veya E.devlet çıktılı) Nüfus cüzdanı fotokopisi Eğitim ücretinin tamamının yatırıldığını gösterir Banka dekontu  EĞİTİM ÜCRETİNİN YAPIRILACAĞI HESAP: TTSM DÖNER SERMAYE HESAP NO: T.C. Ziraat Bankası Yenimahalle Şubesindeki 3353609-5031 No'lu (IBAN NO:TR57 0001 0005 9903 3536 0950 31)    FORMU İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ  

TOHUMCULUKTA YENİ UFUKLARA; TÜRKTED SEED NEWS BÜLTENİ

Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği, TÜRKTED Yönetim Kurulu, Tohumculuk Sektörümüze yararlı olması amacıyla TÜRKTED SEED NEWS isimli elektronik bir haber bülteni yayınlama kararı almıştır.   Bülten, dünyada tohumculuk alanında kaydedilen gelişmeler, yenilikler, bilimsel çalışmalar ve düzenlenecek olan kongre, sempozyum, toplantı ve çalıştay gibi faaliyetlerden siz değerli üyelerimiz ve paydaşlarımızı bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır.    Aynı zamanda ülkemizdeki tohumculuk sektöründe meydana gelen gelişmeler, geliştirilen yeni çeşitler, teknolojiler ve yapılacak kongre, toplantı, çalıştay vb gibi faaliyetlerden de dünyadaki tohumculuk kuruluşlarını, federasyonları, birlikleri ve sektör paydaşlarını bilgilendirmek de bültenin amacıdır.    İki ayda bir ve İngilizce olarak yayınlanan Elektronik Bültenimiz, Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili Bakanlık ve kamu kurum ve kuruluşları, ülkemizdeki tohumculuk firmaları, Türk Tohumcular Birliği ve Alt Birlikler, İl Müdürlükleri, diğer birlikler ve paydaşlar, dernekler, Üniversiteler, Ziraat Odaları,  Meslek kuruluşları ile dünyadaki başta Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF), Avrupa Tohum Birliği (ESA) ve Ekonomik İşbirliği Teşkiları Tohum Birliği (ECOSA), GNIS, NAK ve Bundessortenamt  gibi kurumlar olmak üzere Avrupa, Amerika, Kanada, Çin, Taywan, Türk Cumhuriyetleri, Hindistan, Pakistan, Lübnan ve diğer  birçok ülkedeki  e mail adreslerine iletilmektedir.   TÜRKTED SEED NEWS elektronik bülteninin tohumculuk sektörümüze ve ülkemize yararlı olacağına inanıyoruz.   Bültenimize aşağıdaki bağlantıdan ulaşılabilmektedir.  BURDAN ULAŞABİLİRSİNİZ.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun

"TÜRKTED'in girişimleri sonucunda Tescil İşlemleri Faturalandırması Hususunda Karşılaşılan Problemler Çözüldü

Değerli Üyelerimiz ve Paydaşlarımız,   Geçtiğimiz yıl birçok üyemiz Çeşit Tescili için TTSMM döner sermayesine yatırdıkları ücretlerin faturalarını ileriki bir tarihte aldıklarını, hatta faturaların bazen bir sonraki yıla  kaldığını, bazı durumlarda ise ücretin TTSMM' ye yatırıldığı halde faturanın denemeleri yapan enstitülerden geldiğini, bu durumun muhasebe işlemleri açısından problemlere yol açtığı  konusunda derneğimize müracaat etmişlerdir.  Derneğimiz tarafından bizzat konu Bakanlık ve TTSMM yetkilileri nezdinde takip edilmiş olup gayretlerimizin sonucunda yeni dönemde bahse konu problemlerin çözüldüğü hususu tarafımıza bizzat TTSMM yetkilileri ve bazı üyelerimiz tarafından iletilmiştir.    Bu konuda yardımlarını gördüğümüz başta Bakanlığımız Destek Hizmetleri Daire Başkanları Sayın Mehmet Emin Levent ve Sayın İrfan Türkmen olmak üzere TTSMM Müdürü Sayın Ali Erden 'e ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz.    Tohumculuk Sektörümüze hayırlı olmasını dileriz.   Saygılarımızla   TÜRKTED Yönetim Kurulu

TÜRKTED 23ncü Olağan Genel Kurulu 26 Şubat 2019 Tarihinde Toplandı

TÜRKTED YÖNETİM KURULU GÜVEN TAZELEDİ Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği TÜRKTED 23ncü Olağan Genel Kurulu 26 Şubat 2019 Salı Günü Ankara’da Toplandı. Toplantıya TC Tarım ve Orman Bakanlığı’nı temsilen Bitkisel Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Sayın Suat YILMAZ, Daire Başkan Vekili Sayın Sezgin KARADENİZ, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Sayın Bayram MAVİŞ, Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Enstitüsü Müdürü Sayın Ali Erden, UTEM Müdürü Sayın Selman EREN ve Bakanlık mensupları katılmışlardır. Dernek üyelerimizin 30 temsilcisi de Genel Kurulumuza katılmışlar ve oylarını kullanmışlardır. Başkanlık divanının seçiminden sonra saygı duruşu ve İstiklal Marşımızı takiben açılış konuşmalarına geçilmiştir.   İlk açılış konuşması TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Kömeağaç tarafından yapılmıştır. Dr. Kömeağaç konuşmasında görev süreleri boyunca derneğin bağlı olduğu etik kurallar ve belirlenen misyon ve vizyon çerçevesinde faaliyetlerini sürdürdüğünü ve sekörü ilgilendiren birçok çalışmaya katkıda bulunduklarını belirtmiştir. TÜRKTED’in çalışmalarında Bakanlıkla beraber karşılıklı anlayış çerçevesinde hareket edildiğini ifade eden Kömeağaç, Bakanlığın tohumculuk konusunda destekleyici bir yaklaşım gösterdiğini ifade etmiştir.   TÜRKTED Yönetim Kurulu olarak geçen görev süresi boyunca TURKTED’i ulusal ve uluslararası platformarda başarı ile temsil ettiklerini belirten Kömeağaç, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100ncü yılında, 2023 ‘te, Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) Dünya Tohumculuk Kongresi’nin İstanbul’da TÜRKTED ve TSÜAB işbirliği içerisinde düzenleneceğinin de müjdesini vermiş, bu konuda emeği geçen herkese teşekkür etmiştir.   İkinci konuşma, TC Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretimi Geliştirme Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Sayın Suat YILMAZ tarafından yapılmıştır. BÜGEM Genel Müdür Yardımcısı Sayın Suat Yılmaz konuşmasında ülkemizde 23.2 milyon hektar işlenen tarım arazisi bulunduğunu, 82 milyon yurtdaşımız, 3.5 milyon misafirimiz ve 35 milyonun üzerinde turistin gıda güvenliğini sağladığımızı ifade etmiştir. Sayın YILMAZ’ın konuşmasında dile getirdiği hususlar başlıklar halinde özetle aşağıdaki gibidir. İyi bir tohum, iyi bir tohum yatağı eşittir iyi bir hasıla demektir. Tohumcular ülkemizin beslenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Yeni yönetim olarak TÜRKTED’i kurup bu günlere getirenleri takdir ediyoruz. Ülkemizde üretilen 1 milyon 80 bin ton sertifikalı tohumu çok önemsiyoruz. Kurumsal nitelikte tohumculuk yapan firmalarla çalışmak çok önemlidir. Sektörün temsilcileri ile kamu ve özel devamlı görüş alışverişindeyiz. Sahadan gelenler olarak sahanın ihtiyaçlarını çok iyi biliyoruz. Bakanlık olarak sizin sorunlarınızı çözmek için buradayız. Toprağa girecek tohumun tüm özelliklerini vatandaş ve çiftçimiz bilecek. Merdiven altında üretim yapan tohum firmaları ile mücadele edeceğiz. Sayın Genel Müdür Yardımcısı’da Derneğimize ve Tohumculuk Sektörüne yaptıkları katkılardan dolayı günün anlamına ve önemine binaen TÜRKTED adına bir hediye takdim edilmiştir. Genel Kurulun devamında TÜRKTED tarafından hazırlanan “ Ürün Bazlı Tohumculuk Sektörü Raporu” Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Mete KÖMEAĞAÇ tarafından katılımcılara sunulmuştur. Sayın KÖMEAĞAÇ’ın dile getirdiği hususlar özetle aşağıdaki gibidir: Sektör olarak geldiğimiz bugünkü noktada tohumculuk teknolojisini geliştirip teknoloji satmamız gerekir. Tohumculuk destekleri çok önemli. AR-GE alanında TUBİTAK ve TAGEM önemli katkı sağlıyor. Ancak uyguladıkları metotlarının değişmesi gerekiyor. Tohumculuk projeleri, sanayi projeleri gibi değildir. 18 ayda tamamlanamaz. TAGEM’in çok daha fazla sayıda ıslah projesi desteklemesi gerekir. 5553 sayılı kanunla ilgili olarak kapatma cezası en önemli gündemimizdir. Kapatma cezası çok ağır. Ceza ve tazminatlar bölümü uyumsuz. TAGEM projelerinde masraf kalemlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. En önemli maliyet işçilik ancak TAGEM projelerinde işçilik yer almıyor. Gen Editing gibi son teknolojik gelişmelerle ilgili hem mevzuat hem de teknik olarak gerekli hazırlıkların yapılması lazımdır. Döner sermaye ücretleri oldukça fazladır. Sertifika ücretlerinin tekrar gözden geçirilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gerekemektedir. Kayıt dışı , seretifikasız tohum satışlarının denetlenmesi gerekiyor. Bayilerdeki problemlerin çözülmesine yönelik önlemler alınmalıdır. İl müdürlüklerin tohum dağıtması çok yanlış bir uygulamadır. Büyükşehir belediyeleri de tohum üretip dağıtmaya başladı. Tohumculuk sektörü zarar görüyor. Tohumculuk danışma kurulunun tekrar kurulması gerekiyor. Sertifikalı tohumluk desteği hububatta çok yararlı oldu. Kapsamı genişletilerek sürdürülmelidir. Sertifikalı sözleşmeli tohumluk yetiştiriciliğinin geliştirilmesi gerekir. Ayçiçek ve mısırda da  sözleşmeli üretim desteği verilmelidir. Tohum bir tarımsal sanayi ürünüdür herkesin de bunu böyle kabul etmesi gerekir. Genel Kurulun bu bölümünde TOHUM Dergimizin bu güne kadar yayımlanan sayılarına en fazla reklam veren 3 üyemize; Monsanto, Syngenta ve AG Tohum;  plaket verildi. Gündem  görüşülüp oylanarak kabul edildi.  Daha sonra Genel Sekreter Dr. Kenan YALVAÇ ve Sayman Üye Dr. Ahmet ENGİN tarafından Faaliyet Raporu ve Mali Durum Raporu katılımcılara arz edildi. 2017 ve 2018 yıllarına ait denetleme kurulu raporları Denetleme Kurulu Üyemiz Sayın Davut GÖKTAŞ tarafından takdim edildi. Yönetim ve Denetim Kurulu Raporları ayrı ayrı oylanarak oy birliği ile kabul edildi. Tahmini bütçe ve yeni aidatların belirlenmesi görüşülerek oy birliği ile kabul edildi. Yıllık aidat her üyemiz için 4.500TL olarak oy birliği ile kabul edildi. Bu sunumlardan sonra Genel Kurulda talep eden üyelerimiz söz alarak talep ettikleri hususları dile getirdiler. Bu konuda Ziraat Bankası’nın Tohumluk Üretimi konusunda yapyığı uygulamalarda bazı kolaylıklar getirmesi talep edilmiştir.  Ayrıca dile getirilen hususlar: AR-GE konusundaki desteklerde patentle ilgili bazı ilave destekler bulunuyor. Tescl belgesi alınıyor. Fikri mülkiyet hakları çerçevesinde elimizdeki patentler yeterli olmuyor. Yeni çeşitlerin de sanayi ürünleri gibi bazı teşviklerden yararlanabilmesi için patentle ilgili mevzuata patent, belge, tescil kelimesinin eklenmesi gerekiyor. TTSM Müdürü Ali ERDEN söz alarak tescil ile ilgili dile getirilen hususlara açıklık getirmiştir. Özellikle tescil için belirlenen ücretlerin yüksek olmadığını yapılan işin karşılığının olduğunu ifade etti. Ayrıca katılımcılar sebze tohumu üreticilerine en ufak bir destek bulunmadığını, ve sebze tohumu üretimi olmazsa ürün ihracatının konusu olamayacağını ifade ettiler.  Üretim maliyetlerinin çok artmasından dolayı Türkiye yerine Çin’de, Meksika’da sebze tohumluğu üretilmeye başlandığını belirttiler.   Yapılan seçimler sonucunda; Yönetim Kurulu Asil Üyelikleri için; Sayın Dr. Mete Kömeağaç Sayın Burak Gönen Sayın Mete Murat Şölen Sayın Dr.  Ahmet Engin Sayın Figen Atabek, Sayın Tutku Güzelordu Özkaya, Sayın İsmail Yılmaz seçilmişlerdir. Denetleme Kurulu Asil Üyeliklerine; Sayın Ali Özbuğday, Sayın Yusuf Yormazoğlu, Sayın Mustafa Yekta Atalay seçilmişlerdir. Yönetim Kurulu Yedek Üyeliklerine; Sayın Aykut Özbuğday, Sayın Hamit Esin, Sayın Bora Sürmeli, Sayın Gözde Şener Erçevik, Sayın Ömer İnce, Sayın Nuri Seyhun Kalefetoğlu, Sayın İsmail Şentürk seçilmişlerdir. Denetleme Kurulu Yedek Üyeliklerine; Sayın Davut Göktaş Sayın Altay Batur Sayın Erkan Bal seçilmişlerdir. Yeni Yönetim Kurulu aynı gün toplanarak Yönetim Kurulu Başkanlığına Dr. Mete KÖMEAĞAÇ’ı, Başkan Yardımcılıklarına Burak GÖNEN ve Mete Murat Şölen’i, Sayman üyeliğe ise Dr. Ahmet ENGİN’i seçmiştir. İktisadi İşletme Yönetimine ise Dr. Mete KÖMEAĞAÇ, Dr. AHmet ENGİN ve İsmail YILMAZ’I seçmiştir. RESİMLERİ GÖRMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIYI TIKLAYINIZ... https://photos.app.goo.gl/jr59VQp4g2jzCcXr9

2023 ISF DÜNYA TOHUMCULUK KONGRESİ

Bildiğiniz üzere Cumhuriyetimizin 100ncü kuruluş yılı münasebetiyle Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) Dünya Tohumculuk Kongresi TÜRKTED ve TSÜAB tarafından ortaklaşa İstanbul'da düzenlenecektir.    Bu çerçevede ISF'i temsilen bir heyet ile birlikte TÜRKTED ve TSÜAB yetkilileri, 14-15 Şubat 2019 tarihlerinde İstanbul'da Kongre düzenleme hazırlıkları çerçevesinde ilk inceleme ziyaretini gerçekleştirmişlerdir.    İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu ile İstanbul Ticaret Odası ziyaret öncesi ve ziyaret sırasında desteklerini esirgememişlerdir. Kongre sürecinde de desteklerini devam ettireceklerdir. Kongre hazırlıkları bütün ciddiyeti ile devam etmektedir.    Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.   Saygılarımızla,   TÜRKTED YÖNETİM KURULU 

TÜRKTED 23. OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI

Tohum Dergisinin 21.Sayısı Çıktı !!!

Tohum Dergisinin 21.Sayısı Çıktı !!!

TÜRKTED 2019 Yılı Ürün Bazlı Tohumculuk Sektörü Raporunu Bakanlığa Sundu.

Ürün Bazlı Sektör Raporu ve Bakanlıkta yapılan sunuma buradan  ulaşılabilmektedir.  Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği geleneksel olarak yıllık Tohumculuk Sektör Raporu yayınlamaktadır. Web Sayfamızda yayınladığımız bu yılki raporumuzun hazırlanması sırasında daha önceki yıllarda hazırlanan raporlar güncellenmiş, siz değerli üyelerimiz ve paydaşlarımıza gönderilen anket formlarına verdiğiniz cevaplardaki bilgiler raporun hazırlanmasında kullanılmıştır. Ayrıca Nevşehir, Ankara, Bursa (3 defa), Antalya (2 defa) ve Konya'da (2 defa) hem üyelerimiz ve paydaşlarımız hem de Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri ile toplantılar düzenlenerek onların da değerli katkıları alınmıştır.  Bunun yanında Bakanlığımızın ilgili birimlerine yapılan ziyaretlerde, yetkililer ile  istişarelerde bulunulmuştur.  En son olarak 15 Ocak 2019 tarihinde Sayın Bakan Yardımcısı Hadi Tunç'un makamında yapılan ve Bakanlık Genel Müdürlerinin de bulunduğu bir sunum ile raporumuz  Sayın Bakan Yardımcımız Hadi TUNÇ' a arz edilmiştir. TÜRKTED olarak raporun hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etmeyi bir borç biliyoruz. Raporun Ülkemize ve Tohumculuk Sektörüne hayırlı olmasını diliyoruz.   Saygılarımızla Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu

Yeni Yıl Mesajı

Yeni yılınızı kutlarız.

GELENEKSEL TÜRKTED-SEKTÖR BULUŞMALARI DEVAM EDİYOR

GELENEKSEL TÜRKTED-SEKTÖR BULUŞMALARI DEVAM EDİYOR TÜRKTED Yönetim Kurulu'nu geleneksel hale getirme kararı aldığı TÜRKTED-Sektör Buluşmaları' nın birisi daha 12 Kasım 2018 tarihinde Antalya'da gerçekleştirildi. Antalya'da faaliyet gösteren üyelerimiz yanında sebze tohumculuğu alanında faaliyet gösteren bazı firmaların da katıldığı toplantı AKRA Oteli'nde gerçekleştirildi. Toplantının açılışında davetlilere hitap eden TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete KÖMEAĞAÇ, TÜRKTED' in 33 yıldır tohumculuk sektörümüzde faaliyet gösterdiğini, tohumculuk sektörünün gelişmesinde önemli rol oynayan mevzuat ve uygulamaların tamamında TÜRKTED' in emeği ve katkısının olduğunu ifade etmiştir. Konuşmasının devamında Sayın KÖMEAĞAÇ, TÜRKTED' in 2009 yılında Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) Dünya Tohumculuk Kongresi'ni Antalya'da çok başarılı bir şekilde düzenlediğini ifade ederek, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100ncü yılına tekabül eden 2023 yılındaki ISF Dünya Tohumculuk Kongresinin de TÜRKTED ve TSÜAB işbirliği içerisinde İstanbul'da düzenleneceğini belirtmiştir.     Toplantıda tohumculuk sektörünün genel problemleri ile ağırlıklı olarak sebze tohumculuğunun problemleri, çözüm önerileri ve beklentileri detaylı bir şekilde tartışılmış ve öneriler dile getirilmiştir. TÜRKTED tartışılan konular ve çözüm önerileri ile ilgili gerekli girişimleri sürdürecek ve konunun takipçisi olmaya devam edecektir.     Toplantı sonunda misafirlerimize öğle yemeği ikram edilmiş ve yemek sırasında da samimi bir ortamda sebze tohumculuğu ile ilgili konuların konuşulmasına devam edilmiştir.   TÜRKTED geleneksel hale getirdiği sektör buluşmalarına önümüzdeki aylarda da devam edecektir.

10 Kasım Mesajı

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk vatanın ve milletin adına yaptığın büyük işler için seni şükranla anıyor, manevi huzurunda saygıylaeğiliyoruz. Ruhun  şad olsun...

TÜRKTED YÖNETİMİNDEN BAKANLIK ZİYARETLERİ

TC TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI SAYIN MEHMET HADİ TUNÇ'U ZİYARET Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete KÖMEAĞAÇ ve Yönetim Kurulu Üyesi Figen ATABEK ile Genel Sekreter Dr. Kenan YALVAÇ, 1 Kasım 2018 tarihinde Bakan Yardımcımız Sayın Mehmet Hadi TUNÇ' u makamında ziyaret etmişlerdir. TC Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak görevlendirilen Sayın TUNÇ' a TÜRKTED Yönetim Kurulu olarak daha önce Bakanlığımıza Müsteşar Yardımcısı ve Müsteşar olarak yaptığı katkılardan dolayı teşekkür edilmiş ve yeni görevinin hayırlı olması ve başarılarının devamı dilekleri iletilmiştir. Görüşmede Sayın Bakan Yardımcımıza tohumculuk sektörümüz ile ilgili bilgiler,  sektörün sorunları ve talepleri arz edilmiştir. Bu çerçevede tohumculuk sektörünün Bakanlığımız ile düzenli bir şekilde çalışmasına ve sonuç alınmasına imkan veren ve geçmişte mülga Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü  bünyesinde bulunan Tohumculuk Danışma Kurulu'nun Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü çatısı altında tekrar ihdas edilmesi talebimiz dile getirilmiştir. Sayın Bakan yardımcımıza ayrıca TÜRKTED olarak 2009 yılında Antalya'da  başarılı bir şekilde organize edilen Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF)' nun Dünya Tohumculuk Kongresi hakkında bilgi arz edilmiş ve bu sefer Cumhuriyetimizin 100ncü Kuruluş yılına tekabül eden 2023 Dünya Tohumculuk Kongresi'nin İstanbul'da düzenlenmesi için TÜRKTED ve TSÜAB' ın birlikte müracaat ettikleri ve müracatımızın ISF Yönetim Kurulu'nun Ekim ayındaki toplantısında onaylandığı bilgisi verilmiştir. Bu safhadan sonra Bakanlığımızın desteği ve himayelerinde 2023 ISF Dünya Tohumculuk Kongresinin ülkemize yakışır bir şekilde düzenlenmesi için TÜRKTED ve TSÜAB' ın işbirliği içinde azami gayreti gösterecekleri ifade edilmiştir. Sayın Bakan yardımcımız ziyaretimizden duyduğu memnuniyeti ifade etmiş ve Tohumculuk Sektörümüzü yakından takip ettiğini, sektörün uygulanan politikaların sonucunda önemli bir gelişme gösterdiğini belirtmiştir. Tohumculuk Danışma Kurulu'nun yeniden ihdas edilmesinin uygun olacağını ifade eden Sayın Bakan Yardımcımız, ISF 2023 Dünya Tohumculuk Kongresinin Ülkemizde düzenlenmesi için Bakanlık olarak desteklerini esirgemeyeceklerini dile getirmiştir. BİTKİSEL ÜRETİM GENEL MÜDÜRÜ SAYIN FUAT FİKRET AKTAŞ'I ZİYARET Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete KÖMEAĞAÇ ve Yönetim Kurulu Üyesi Figen ATABEK ile Genel Sekreter Dr. Kenan YALVAÇ, 1 Kasım 2018 tarihinde Bitkisel Üretim Genel Müdürü Sayın Fuat Fikret AKTAŞ' ı makamında ziyaret etmişlerdir. Bitkisel Üretim Genel Müdürü olarak görevlendirilen Sayın AKTAŞ' a TÜRKTED Yönetim Kurulu olarak yeni görevinde başarı dilekleri iletilmiştir. Sayın Genel Müdür'e TÜRKTED hakkında bilgi verilmiş, TÜRKTED' in 33 yıldır sektörde faaliyet gösteren, gönüllü üyelik esasına göre çalışan ve gelirlerini üyelerin aidatlarından temin eden bir sivil toplum örgütü olduğu belirtilmiştir. Tohumculuk sektörümüzün gelişmesinde etkili olan birçok önemli kararın alınmasında ve uygulanmasında TÜRKTED' in katkısı dile getirilmiştir. Ziyarette tohumculuk sektörümüzün durumu, karşılaşılan problemler ve çözüm önerileri ile ilgili bir rapor da takdim edilmiştir. TARIM İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRÜ SAYIN AYŞE AYŞİN IŞIKGECE'Yİ ZİYARET Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete KÖMEAĞAÇ ve Genel Sekreter Dr. Kenan YALVAÇ, 1 Kasım 2018 tarihinde Tarım İşletmeleri Genel Müdürü Sayın Ayşe Ayşin IŞIKGECE'yi makamında ziyaret etmişlerdir. Tarım İşletmeleri Genel Müdürü olarak görevlendirilen Sayın IŞIKGECE' ye TÜRKTED Yönetim Kurulu olarak yeni görevinde başarı dilekleri iletilmiştir.  Sayın Genel Müdür'e TÜRKTED ve faaliyetleri hakkında bilgi verilmiş, Derneğimizin üyesi olan TİGEM'in tohumculuk sektöründe oynadığı role değinilmiştir. Genel Müdür Sayın IŞIKGECE, TİGEM'in vizyonu ve uygulayacağı politikalar hakkında bilgi vermiştir. Yeni dönemde TÜRKTED ve TİGEM arasında muhtemel ilave işbirliği imkanları görüşülmüştür. Sayın Genel Müdür, TİGEM öncülüğünde Sudan'da yürütülen faaliyetler konusunda özel sektörün Sudan’ da tahsis edilecek tarımsal arazilerde TÜRK özel sektörü tarafından yapılması muhtemel üretimler konusunu gündeme getirmiş ve tohumculuk sektörümüzü de Sudan da faaliyet göstermeye davet etmiştir. Ziyarette tohumculuk sektörümüzün durumu, karşılaşılan problemler ve çözüm önerileri ile bir rapor  ve derneğimizin süreli yayınlarından olan Tohum Dergimiz de takdim edilmiştir.   TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ MERKEZ BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRÜ SAYIN FAHRETTİN POYRAZ' I ZİYARET Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete KÖMEAĞAÇ ve Genel Sekreter Dr. Kenan YALVAÇ, 5 Kasım 2018 tarihinde Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Sayın Fahrettin POYRAZ' ı  makamında ziyaret etmişlerdir. Sayın POYRAZ'a TÜRKTED Yönetim Kurulu olarak yeni görevinde başarı dilekleri iletilmiştir.  Sayın Genel Müdür'e TÜRKTED ve faaliyetleri hakkında bilgi verilmiş, Tarım Kredi Kooperatiflerinin tarım sektöründe oynadığı role değinilmiştir. Görüşmede ayrıca ülkemizde tohumculuk sektörünün gelişimi, halen mevcut durum ve gelecekte yapılması gereken çalışmalarla ilgili konular görüşülmüştür. Özellikle ülkemizde bazı türlerde eksikliğini hissettiğimiz AR-GE ve çeşit ıslahı ile AR-GE çıktılarının değerlendirilmesi hususlarında Tarım Kredi Kooperatiflerinden beklentiler dile getirilmiştir. Sayın Genel Müdür gündeme getirilen konuların ve tohumculuk sektörünün ülkemiz için önemine değinerek Tarım Kredi Kooperatifleri' nin Tohumculukla ilgili yaptığı çalışmalara ait örnekler vermiştir. Derneğimizin de üyesi olan ve sermayesinin tamamı Tarım Kredi kooperatiflerine ait bir Anonim Şirket olan TAREKS'in  çalışmalarından ve önümüzdeki dönemde planlanan faaliyetlerinden bahsetmiştir. Ziyarette tohumculuk sektörümüzün durumu, karşılaşılan problemler ve çözüm önerileri ile ilgili bir rapor  ve derneğimizin süreli yayınlarından olan Tohum Dergimiz de takdim edilmiştir.

TÜRKTED VE TSÜAB İŞBİRLİĞİ İLE ISF 2023 DÜNYA TOHUMCULUK KONGRESİ TÜRKİYE' DE DÜZENLENECEK

Uluslararası Tohumculuk Federasyonu'nun (ISF) 2023 yılında düzenleyeceği Dünya Tohumculuk Kongresi'nin Cumhuriyetimizin 100. ncü yılında İstanbul, Türkiye de düzenlenmesi için TÜRKTED ve TSÜAB'ın birlikte yaptıkları müracaat bugün yapılan ISF yönetim kurulu toplantısında onaylanmıştır Malumunuz 2009 yılında Antalya da düzenlenen ISF kongresini TURKTED çok başarılı bir şekilde organize etmiştir.  Bakanlığımızın da desteği ile 2023 yılındaki Kongreyi de TÜRKTED ve TSÜAB başarılı bir şekilde organize edecektir. Emeği geçenlere teşekkür eder, kongrenin Ülkemize ve sektörümüzde hayırlı olmasını dileriz. Saygılarımızla  TÜRKTED YÖNETİM KURULU 

.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.. Saygılarımızla  TÜRKTED YÖNETİM KURULU 

Dr. Mete KÖMEAĞAÇ, 17 Ekim 2018 tarihinde Tagem'i ziyaret etmiştir.

TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete KÖMEAĞAÇ, 17 Ekim 2018  tarihinde Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünü ziyaret etmiştir. Sayın Genel Müdür Özkan KAYACAN'ı ziyaretinde Sayın KÖMEAĞAÇ, Genel Müdürlük görevinde başarılar dilekleri ile konuşmasına başlamış ve ülkemizdeki tohumculuk sektörünün durumu, TÜRKTED'in faaliyetleri ve özel sektörüm beklentileri konusundaki görüşlerini ifade etmiştir. Sayın KAYACAN ise yeni dönemde TAGEM'in amaçları, hedefleri ve tohumculuk sektörüne bakışını dile getirmiştir.  Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete KÖMEAĞAÇ daha sonra ise göreve yeni başlayan Genel Müdür Yardımcısı Sayın İhsan EMİRALİOĞLU'nu ziyaret etmiştir. Görüşmede tohumculuk sektöründe ele alınması gereken problemler ve çözüm yolları gündeme gelmiştir. Samimi ve sonuç almaya yönelik bir ortamda gerçekleşen her iki görüşmeye de TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Kenan YALVAÇ da katılmıştır.

TİGEM Bitki Üretim Daire Başkanı'na Nezaket Ziyareti

  TÜRKTED Yönetim Kurulumuz 16 Ekim 2018 tarihinde Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Bitki Üretim Daire Başkanı Sayın Bayram MAVİŞ'e bir nezaket ziyaretinde bulunmuştur. Ziyarette Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete KÖMEAĞAÇ, Sayın Bayram MAVİŞ'e yeni görevinde başarı dileklerini iletmiş ve Derneğimizin 33 yıldır tohumculuk sektöründe gerçekleştirdiği çalışmalardan bahsetmiştir. Daire Başkanı Sayın MAVİŞ ise üyemiz olan TİGEM'in tohumculuk sektöründeki faaliyetleri hakkında görüşlerini ifade etmiştir. Çok verimli geçen bu ziyarete TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Kenan YALVAÇ da iştirak etmiştir.    

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun.

Bizlere bağımsızlığımızı armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ile anıyor, tüm Ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyoruz.

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun

TOHUM Dergisinin 20. sayısı çıktı

 TOHUM Dergisinin 20. sayısı çıktı TIKLAYIN.

15 temmuz milli birlik ve demokrasi gününüz kutlu olsun

15 temmuz milli birlik ve demokrasi gününüz kutlu olsun...

Agromar Basin Açıklamasi

AGROMAR TOHUMCULUK A.Ş.; EURALİS TOHUMCULUK A.Ş. İLE STRATEJİK İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALADI.   Dünya yağlı tohumlar pazarında ilk 3 firma arasında yer alan Euralis Semences S.A.’nın Türkiye kolu olan Euralis Tohumculuk A.Ş.’nin 2018 yılı itibariyle ülkemiz tarım sektöründeki faaliyetlerini güçlendirme kararı sonrası, yapılan karşılıklı görüşmeler neticesinde firma yetkililerinin katılımı ile Agromar Tohumculuk Karacabey tesislerinde imza töreni gerçekleştirilmiştir.   İmzalanan stratejik iş birliği anlaşması ile; ⦁ Euralis Semences S.A. firmasının faaliyet gösterdiği komşu ülkelerin ihtiyacı olan ayçiçeği tohumlarının üretimi Agromar Tohumculuk tarafından gerçekleştirilecektir. ⦁ Agromar Tohumculuk A.Ş.’nin uzun yıllardır sürdürmüş olduğu mısır ve ayçiçeği ıslah faaliyetleri sonucu elde ettiği yeni çeşitlerin deneme ve değerlendirilmesi, Euralis Semences A.S.’nın çeşitlerinin de katılımı ile yapılması hedeflenmektedir. ⦁ Agromar Tohumculuk A.Ş.’nin Karacabey, Bursa adresinde bulunan tohum işleme ve paketleme tesisleri müştereken kullanılacaktır. ⦁ Agromar Tohumculuk A.Ş.’nin yaygın satış ve pazarlama ağı ile her iki firmaya ait ayçiçeği tohumu çeşitlerinin, yağlı tohumlar pazarında paylarının artırılması hedeflenmektedir.   TİTİZ Agrogroup A.Ş. iştiraki olan Agromar 1993 yılından beri tohumculuk faaliyetlerini sürdürmekte olup 100% yerli sermayeli tarım şirketidir. Faaliyetlerine başladığı günden beri daima tarım sektörüne yenilik katmayı hedef edinmiş olan firmamız, özellikle tohumculuk konusunda yeni yatırımlarına devam etmektedir. Son yıllarda dış pazarlara açılma kararları doğrultusunda çevre ülkelerde kendi ıslah etmiş olduğu ayçiçeği ve mısır çeşitlerinin tescil işlemlerini gerçekleştirmiş ve bölge üreticisinin hizmetine sunmuş olmanın haklı gururunu yaşamaktadır.   Euralis Semences S.A. 1950’li yıllarda tohumculuk faaliyetlerine başlamış olup, yağlı bitkiler tohumculuğu alanında lider firmalardandır. Euralis Semences S. A’nin Türkiye kolu olan Euralis Tohumculuk A.Ş. ise ülkemizde 2011 yılında kurulmuş olup, tarla bitkileri tohumculuğunda özellikle ayçiçeği, mısır, kolza ve sorgum gibi bitki türleri ile tarımsal faaliyetlerini devam etmektedir.   Saygılarımızla

Mübarek ramazan bayramınızı kutlar, sizlere ve sevdiklerinize sağlık, mutluluk, huzur, bereket ve esenlikler dileriz.

Mübarek ramazan bayramınızı kutlar, sizlere ve sevdiklerinize sağlık, mutluluk, huzur, bereket ve esenlikler dileriz.  ​TÜRKTED Yönetim Kurulu​        

Tohumculukta 33' üncü yıl

Türkiye tohumculuk sektörü, üretim kapasitesi, araştırma-geliştirme (AR ·GE) çalışmaları, teknik altyapı, zengin biyoçcşitlilik, ekolojik imkanlar ve coğrafi konum olarak tarım ve tohumculukla ilgili uluslararası ktıruluşlarla olan iş birliği ve uluslararası tohum kalite standartları ve kurallarına uyumlu yasal altyapısı ile yurt içi ve yrnt dışı piyasalarda önemli bir avantaja sahip konumdadır. Türkiye'de tohumculuk tarihi gelişimi 1800'lü yılların ortalarında başlar 1839 yılında Osmanlı'da bitkisel üretimi artırma, çeşitlendirme ve ihracat gelirleri elde etmede yeni türler, yeni bitki çeşitleri ve kaliteli tohumun önemi fark edilir. 1846 yılında Tanzimat devri ile birlikte ziraatta da yeniderı yapılandırılmaya gidilir. 1847 yılında Yeşilköy'de "Ziraat Talimhanesi" kurulur. 1860 yılında ABD ve Mısır'dan pamuk tohumluğu ithal edilip, Ege ve Çukuroxa'da dağıtılır. 1870-1880 arasında bazı yabancı demiryolu şirketleri tahıl ve pamuk tohumluğu dağıtır. 1881 yılında Edirne'de ziraat okulunun kurulmasıylaeğitim atağı devam eder. Selanik'te de okul açılır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Türk tohumculuğunun temelini atan önemli çalışmalar başlatılır. Çeşit ıslahı konusunda önemli aşamalar kaydedilir; 1925-26 yılarında Adapazarı, Eskişehir ve Yeşilköy daha sonraki yıllarda Ankara ve Samsun Tohum lslah İstasyonları faaliyete geçer. 1926'da yurt dışından "anaçlık" pancar tohumluğu ithal edilir.    1934 yılında Nazilli Pamuk lslah İstasyonu kurulur, Nazilli, Adana, Antalya'da ıslah edilmiş pamuk tohumluk üretimi gerçekleşir.  1935 yılında ilk yerli buğday ve arpa çeşitleri elde edilip tohumlukları çiftçiye dağıtılır. 1950 yılında Devlet Üretme Çiftlikleri (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü-TİGEM) kurulur.  1953 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde sertifikasyon işlemlerine başlanır. 1956 yılında Milli Tohumluk İstişare Komitesi tarafından "Tohumluk Sertifikasyon Talimatnamesi" hazırlanır. 1959 yılında Ankara'da "Tohumluk Kontrol ve Sertifikasyon Enstitüsü", 1960 yılında Ankara Zirai Araştırma Enstitüsü bünyesinde Bölge Çeşit Deneme Servisi kurulur.  1961 yılında BETA Ziraat ve Ticaret AŞ. (sektördeki ilk özel kuruluş kabut edilen tohumculuk şirketi) faaliyete başlar. 1963 yılında Tohumlukların Tescil Kontrol ve Sertifikasyonu Hakkındaki 308 Sayılı Kanun yayımlanır ve Türkiye, Uluslararası Tohum Test Birliğine (ISTA) üye olur. 1968 yılında OECD Tohumluk Sertifikasyon Sistemine üyelik gerçekleşir. 1978 yılında ikinci özel tohumculuk şirketi MAY Tohumculuk AŞ. kurulur. 4.12.1983 tarihli 63/7344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile özel tohum şirketlerince üretilen tohumluk fiyatları serbest bırakılır. 8.7.1984 tarihli 84/8231 sayılı BKK ile tohumluk ithalatı serbest bırakılır. 18.12.1984 tarihli Bakanlık onayı ile de Kamu kuruluşlarının ürettikleri tohumlukların fiyatlarının serbest bırakılmasıyla tohumluk fiyatları serbest rekabet sistemine göre teşekkül etmeye başlar.  Bu gelişmeleri takiben özel tohumculuk şirketleri tarafından 1985 yılında tohumculuğumuzun ilerlemesine önemli katkılar yapan sektördeki ilk ve tek sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) kurulur.  TÜRKTED'in Misyonu  Tohumculuk alanında Türkiye'nin bölgesel lider bir ülke olması için, teknoloji ve sistem geliştiren, diğer ülkelerle rekabet edebilen ve bölges1nde model oluşturabilecek şekilde ülke tohumculuğunun geliştirilmesine katkıda bulunmak ve Türk tohumculuğunu uluslararası alanda temsil etmektir.  TÜRKTED'in Vizyonu  Ulusal v'e uluslararası alanda gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım temelinde dünya tohumculuk endüstrisi ile bütünleşmiş, etkin ve uluslararası alanda rekabetçi bir tohumculuk endüstrisi oluşturulmasıdır.  TÜRKTED'in Yapısı  TÜRKTED, Türkiye tohumculuk endüstrisini güçlendirmeye ve geliştirmeye odaklanmış bir meslek örgütüdür. 1985 yılında kurulan TÜRKTED 33 yıllık geçmişi ile Türkiye tohumculuk sektöründeki en deneyimli tek sivil toplum kuruluşudur. Tüm faaliyetlerini kar amacı gütmeksizin yürütmektedir.  TÜRKTED üyeleri: bitki ıslahı-çeşit geliştirme,  bitki çeşitlerinin adaptasyonu ve kayıt altına alınması,  sertifikalı tohumlukların çoğaltımı,işlenmesi, ambalajlanması, yurt içi ve yurt dışında pazarlanması aşamalarında ülkesel ve küresel ölçekte faaliyet gösteren firmalardır.  Üyeleri arasında, endüstriyel tohumculuk faaliyetlerinin tümünü kendi bünyesinde toplamış entegre şirketlerin yanı sıra, iş kolunun yalnızca birkaç aşamasında aktif olan şirketler de bulunmaktadır. Üye şirketler; bazı ürünlerde Türkiye tohum pazarının büyük bölümünü oluşturmaktadır. Bunun yanında sertifikalı tohumluk üretimlerinin ve ihracatının % 80'e yakını TÜRKTED üyeleri tarafından gerçekleştirilmektedir.  TÜRKTED, Türkiye tohumculuk işkolunun yurt dışı mesleki organizasyonlar nezdindeki ilk ve halen etkili temsilcisi konumundadır. 1998 yılından beri Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) ve 2007'de_n beri Avrupa Tohumculuk Derneği'nin (ESA) üyesi olan TÜRKTED bu organizasyonların tüm çalışmalarına etkin bir şekilde katılarak ülkemizi temsil etmektedir.  Bu etkin yapısıyla 2009 yılında ISF'in yıllık genel kuruluna Türkiye'de (Antalya) ev sahipliği yapmıştır. Buradaki başarısı ve Türk misafirperverliği uluslararası ortamlarda haJen büyük bir beğeniyle anılmaktadır.  Periyodik olarak yayımlanan TÜRKTED yayın organı Tohum Dergisi ve e-bültenlere 'http://www.turkted.org.tr' web adresinden erişilebilmektedir.   

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun​.​ 

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ün milli kurtuluş savaşımız başlattığı tarih olan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun​.​  Saygılarımızla​. ​  T​Ü​RKTED YÖNETİM KURULU 

TÜRKTED Gerçek Müstahsil Olan Çiftçilerimizin 14 Mayıs Çiftçiler Gününü Kutlar

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği "Milli Ekonominin Temeli Ziraattir" vecizesi doğrultusunda yılmadan ve usanmadan üretim yaparak kutsal bir görevi yerine getiren ve gerçek müstahsil olan çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü kutlu olsun.

Anadolu Efes’ten iki yeni maltlık arpa çeşidi

36 yıldır tarımsal Ar-Ge çalışmaları yapan, çiftçi destek programları geliştiren ve sürdürülebilir tarım alanında başarılı çalışmalara imza atan Anadolu Efes, iki yeni maltlık arpa çeşidi geliştirdi. Şerbetçiotunun Türkiye’deki tek alıcısı, arpanın ise en büyük alıcılarından biri olan Anadolu Efes, kaliteye verdiği önemin bir parçası olarak kendi ürünlerinin hammaddesi olan maltlık arpa ve şerbetçiotu talebini yerel üreticilerden, kendi tescilli türleriyle karşılamak amacıyla 36 yıldır tarıma destek veriyor. Sürdürülebilir tarım uygulamaları ile tarımsal Ar-Ge çalışmalarına katkı sağlayan, çiftçiye eğitim ve fon desteği veren Anadolu Efes, geliştirdiği arpa ve şerbetçiotu çeşitlerinin üretiminin yaygınlaştırılması ve doğru şekilde yetiştirilmesini amaçlıyor. Orta Anadolu için Emek, Güneydoğu Anadolu için Toprakana 1982 yılından beri maltlık arpa ve şerbetçiotu araştırma ve geliştirme çalışmalarını devam ettiren Anadolu Efes, iki maltlık arpa çeşidini daha tescil ettirdi; Orta Anadolu için Emek, Güneydoğu Anadolu için Toprakana. Ülkemizdeki ilk özel sektör araştırıcı kuruluş yetkilerinden birini 1987 yılında alan Anadolu Efes’e ait Emek ve Toprakana çeşitleri, 13.04.2018 tarihinde gerçekleştirilen Serin İklim Tahılları Tescil Komitesi tarafından oybirliği ile tescil edilerek Türk tarımı ve çiftçisinin hizmetine sunuldu. Emek, Orta Anadolu Bölgesi için alternatif karakterde, Toprakana ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi için yazlık karakterde, yüksek verim ve üstün maltlık kalitesi öne çıkan arpa çeşitleridir. Çiftçilere verdiği sertifikalı tohumlar karşılığında ürün alımı yaparak üreticileri, verimlilik yönünden ve mali açıdan güvence altına almayı amaçlayan Anadolu Efes, ayrıca verdiği eğitimlerle çiftçilerin ekim, sulama teknikleri, gübre kullanımı konularında bilgilendirilmesine de büyük önem veriyor.

5553 sayılı Tohumculuk kanununda yapılan degisiklik

Değerli üyelerimiz Kıymetli paydaşlarımiz  28 Nisan 2018 tarih ve 30405 sayılı Resmi gazete de yayınlanan 7139 sayılı kanunun 43ncu maddesinde yer alan ifade ile 31 Ekim 2006 tarihli 5553 sayılı Tohumculuk kanununun 24ncu maddesinin birinci fıkrasının b bendinde yer alan binde uç ibaresi binde bir şeklinde değiştirilmiştir  Tohumculuk sektörümüzün problemlerini her ortamda dile getiren Turkted bahse konu binde üç oranının makul bir seviyeye düşürülmesi için özellikle TC Gıda Tarim ve Hayvancılık Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde girişimde bulunmuştur Kanundaki bu değişikliğin Tohumculuk sektörüne hayırlı olmasını diler ve başta TC Gıda Tarim ve Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere emeği geçen bütün kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz    TURKTED Yönetim Kurulu

TÜRKTED Yönetim Kurulu 2018 yılında TÜRKTED-SEKTÖR BULUŞMALARI'nı geleneksel hale getirme kararındadır.

Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) Yönetim Kurulu, 2018 yılında TÜRKTED-SEKTÖR BULUŞMALARI'nı geleneksel hale getirme kararındadır.  Bu amaçla Yönetim Kurulumuz yıllın belli aylarında tohumculuk firmalarının yoğun olduğu illerden başlamak üzere Aylık Yönetim Kurulu Toplantılarını illerimizde yapacak ve daha sonra da o ildeki tohumculuk firmaları, Bakanlık mensupları ve paydaşların katılacağı TÜRKTED-SEKTÖR Buluşmaları'nı gerçekleştirecektir.       Burada amaç, TÜRKTED'in misyonu, vizyonu, amaçları, hedefleri ile sivil toplum kuruluşu olmasının verdiği avantajları doğrudan muhataplarımıza anlatmak ve onların sektörle ilgili görüş ve önerilerini dinlemek, sürekli bir iletişim halinde, sektörün problemlerini, çözüm önerilerini ve taleplerini ilgili ortamlarda dile getirip takipçisi olmaktır.         Bu çerçevede ilk adım 2017 yılında Antalya'da üyelerimiz ve Bakanlık yetkililerinin katılımıı düzenlenen  toplantı ile atılmıştır. Bu toplantıyı Genel Sekreterimizin Nevşehir'deki Patates Tohumculuğu ile iştigal eden firmaları ziyareti takip etmiştir. Nisan Ayındaki toplantımız ise 9-10 Nisan 2018 tarihlerinde Konya'da yapılmıştır. Toplantı üyemiz olan Anadolu Efes tesislerinde gerçekleştirilmiş olup toplantıya Bakanlık İl Müdürlüğü Yetkilileri ile bazı tohumculuk firmaları katılmıştır. Katılımcılar TÜRKTED'in bu şekilde illerde toplantı yapmasının ve sektörle buluşmasının doğru bir yaklaşım olduğunu ifade etmişlerdir. TÜRKTED' in tanıtıldığı bir sunumdan sonra toplantı karşılıklı görüş alışverişi ile devam etmiş, tesis ziyareti ve öğle yemeği ikramı ile sona ermiştir.    Bilgilerinize saygılarımla arz ederim.   Dr. Kenan YALVAÇ Genel Sekreter TÜRKTED     

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun

Ulusal Egemenlik, ulusun namusu, onuru ve şerefidir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun.

Zeytin Dalı Harekatında Türk Silahlı Kuvvetlerimize başarılar diliyoruz

  Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürkün “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” vecizesi doğrultusunda Devletimizin bekası için gözünü kırpmadan canını feda etmekten çekinmeyen kahraman silahlı kuvvetlerimize, yürütülen Zeytin Dalı harekatında ve bundan sonraki görevlerinde üstün başarılar dileriz. Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği TÜRKTED

Bitki Çeşitleri Kayıt Yönetmeliği Hazırlık Toplantısı

5553 Sayılı Kanun çerçevesinde yayınlanması amacıyla hazırlıkları sürdürülen Bitki çeşitleri Kayıt Yönetmeliği ile ilgili toplantı 4 Ocak 2018 tarihinde ilgili TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve ilgili sivil toplum örgütleri mensuplarının katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Toplantıya TÜRKTED'i temsilen Yönetim Kurulu Üyemiz Figen ATABEK ile Genel Sekreterimiz Dr. Kenan YALVAÇ katılmışlar ve toplantıda üyelerimizin talep ve önerilerini dile getirmişlerdir. Toplantı sonrası ayrıca üyelerimizin detaylı talep ve önerileri yazılı bir metin halinde başta Bakanlığımız olmak üzere ilgililere iletilmiştir.  

TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Havzalarda Desteklenecek Ürün Listesi

TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2018 üretim yılı havzalarda desteklenecek ürün listeleri oluşturulmuştur. 2018 üretim sezonunda havzalarda desteklenecek ürünlerin dağılımına  http://www.tarim.gov.tr/Duyuru/586/2018-Yili-Havzalarda-Desteklenecek-Urun-Listeleri  adresinden ulaşılabilmektedir.

Yeni Yılınız kutlu olsun…

2018’ in ülkemize ve tüm dünyaya barış, huzur ve mutluluk getirmesi dileğiyle Yeni Yılınız kutlu olsun…

May Tohumun Müracaatı Hakkında

Üyemiz MAY Tohum AŞ tarafından Derneğimize yapılan bir müracaatla tatlı mısır türünün de sertifikalı tohumluklarının üretilmesi amacıyla "Tohumlukların Yetiştirileceği Özel Üretim Alanlarının Özellikleri ve Bu Alanlarda Uyulması Gereken Kuralların Belirlenmesine Dair Yönetmelik" kapsamına alınması talep edilmiştir. Talep Derneğimizce Bakanlığımıza iletilmiş ve yakından takip edilmiştir. Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ile yapılan görüşmeler neticesinde Derneğimize gönderilen cevabi yazıda bahse konu yönetmelikte herhangi bir türün belirtilmediği, "izolasyon mesafesi gerektiren türler"in yönetmelik kapsamına girdiği ifade edilmiştir. Dolayısıyla dilekçemizde belirtilen türün de yönetmelik kapsamına girdiği belirtilmiştir. Yazıda son olarak her türlü müracaatları değerlendirmek, alanları belirlemek, anlaşmazlık ve şikayetleri incelemek karara bağlamak görev ve yetkisinin İl Tohumluk Komisyonunda olduğu ifade edilmiştir.

TÜRKTED YÖNETİM KURULU BAŞKANI DR. METE KÖMEAĞAÇ BİTKİSEL ÜRETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVİNE ATANAN

  TÜRKTED YÖNETİM KURULU BAŞKANI DR. METE KÖMEAĞAÇ BİTKİSEL ÜRETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVİNE ATANAN DR. MÜSLÜM BEYAZGÜL'Ü MAKAMINDA ZİYARET ETTİ   Ziyaret sırasında Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete Kömeağaç Genel Müdürlük görevine atanan Dr. Müslüm BEYAZGÜL'ü tebrik ederek TÜRKTED' in her zaman Bakanlıkla işbirliği içerisinde çalışmalarını sürdüreceğini belirtti. Ziyarete TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Kenan YALVAÇ da katıldı. Ziyarette ayrıca Sayın Genel Müdür'e TÜRKTED in görüş ve taleplerini içeren bir rapor sunuldu. Raporda özetle aşağıdaki hususlar yer aldı:   ● Tohumculuk Kanunu’ nda yer alan cezai hükümlerin gözden geçirilmesi ve “faaliyetten men” cezasının yürürlükten kaldırılması, ● Mevzuat ve politikaların belirlenmesinde sektör paydaşlarının önerilerine ilgili kamu birimleri tarafından daha fazla değer verilmesi, ● Bitki ıslahı, çeşit geliştirme ve tohumluk teknolojisi alanlarındaki Ar-Ge çalışmalarının tohumculuk şirketlerinin ihtiyaçları dikkate alınarak daha güçlü bir şekilde desteklenmesi, özellikle bazı bitki türlerinde Ar-Ge faaliyetlerinin çok daha hızlı ve yüksek oranda desteklenmesi, ● Sektörün ülkesel ve uluslararası pazar potansiyelinin tamamına ulaşması için yerli tohumculuk şirketlerinin güçlenmelerinin sağlanması, ● Yerli şirketlerin diğer ülkelerde yaptıkları tohumculuk faaliyetlerinde karşılaştıkları sorunların çözümünde ülkemiz kamu kurumları ve meslek kuruluşlarının destek olması, ● “Yeni Bitki Islahı Teknikleri” konusunda ülkemizde de teknik ve yasal altyapıların kurulması, ● Ürün destekleme primlerinin, fark ödemesi yapılan tüm bitki türlerinde sertifikalı tohum kullanım şartına bağlanması, ● Etkin piyasa denetimi ile kayıt dışı / sertifikasız kaçak tohum satışlarının önüne geçilmesi, “Bayilik” ile ilgili mevzuatın etkin bir şekilde uygulanması, ● Sektördeki hukuki sorunların giderilmesi ve davaların adil kararla sonuçlanması amacıyla “İhtisas Mahkemeleri” nin, “bilirkişilik” ve “hakem heyeti” müesseselerinin güçlendirilmesi, ● KDV oranlarının bütün tohumluklarda %1’e düşürülmesi, ● Ziraat Bankasının sağladığı düşük ya da sıfır faizli krediden yararlanma koşullarının kolaylaştırılması, ● Tohumculukla ilgili verilerin, adil rekabet kuralları gözetilerek sektörün erişimine açılması, ● İthalatta uygulanan Gümrük Vergilerinin kaldırılması, ● Daha önceki yıllarda sektör için çok yararlı çalışmalar yapan Tohumculuk Danışma Kurulu’ nun BÜGEM bünyesinde tekrar faaliyete geçirilmesi.  

III ULUSLARARASI BİTKİ ISLAHI KONGRESİ

III. Uluslararası Bitki Islahı Kongresi, 15-19 Ekim 2017 tarihlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yapılmıştır. Kongreye 14 farklı ülkeden yaklaşık 150’nin üzerinde Araştırıcı, Akademisyen, Bilim Adamı, Tohum Üreticisi Kuruluşların temsilcileri katılım sağlamıştır. Kongreye TÜRKTED’ i temsilen genel Sekreter Dr. Kenan YALVAÇ katılmıştır. Genel Sekreterimiz iki gün boyunca yapılan birçok oturumda moderatörlük yapmış, bu esnada tohumculuk sektörü ve TÜRKTED’ in görüşlerini katılımcılara iletme imkanı bulmuştur. Yapılan sunumlarda ve konuşmalarda AR-GE nin önemine vurgu yapılmıştır. Özellikle gıda güvenliğinin temininde bitki ıslahı ve geliştirilen genetik potansiyeli yüksek çeşitlerin önemi vurgulanmıştır. Türk Bitki ıslahçılarının da gücünü tüm dünya ülkeleri ıslahçıları ile birleştirerek, teknoloji geliştirmek ve dünyadaki açlığı ortadan kaldırmak için çalışması gerektiği ifade edilmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Tarım ve Doğal kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Emirali DEVECİ bu kongrenin Kıbrıs’ta düzenlendiği için teşekkürlerini belirtirken, Kıbrıs için en büyük problemin kuraklık olduğunu bu konuda anavatan Türkiye birlikte çalıştıklarını ifade etmiştir. Bitki Islahı Kongreleri akademik çevrelerin araştırmacılar ve tohumculuk sektörü ile buluştuğu, karşılıklı bilgi ve görüş alışverişinin sağlandığı bilimsel ortamlardır. Kongrede yerli ve yabancı birçok bilim insanı sunum yapmıştır. Yapılan tartışmalarda tohumculuk sektöründe ıslahçı ihtiyacı, ülkelerin ıslah programlarının karşılaştığı problemler ve çözüm önerileri tartışılmıştır. Kongre sonunda düzenleme süresinin 2 yıldan üç yılda bire çıkartılması hususu gündeme getirilmiştir . Dr. Kenan YALVAÇ ,  Genel Sekreter

Türkiye Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektörü Yuvarlak Masa Toplantısı

Türkiye Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamülleri Sektörü’nün yuvarlak masa toplantısı, 10 Kasım tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Toplantıya Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği’ni temsilen, Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete Kömeağaç ve Genel Sekreterimiz Dr. Kenan YALVAÇ katılmıştır. Toplantı, Prof. Dr. Emre Alkin Moderatörlüğünde gerçekleştirilmiştir. Toplantıda söz alan Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Mete Kömeağaç Türkiye’de tohumculuk sektörünün yıllar itibarıyle çok geliştiğini önceleri kamu ağırlıklı olan sektörde özel sektörün payının gitgide arttığını ifade etmiştir. Sektörün daha fazla gelişmesi, ülkemizde sertifikalı tohumlukların üretim ve kullanım miktarlarının artması için tarımda üretim planlamasının yapılıp uygulanmasının önemine vurgu yapan Kömeağaç tohumculuk kuruluşlarının da buna göre programlarını oluşturacaklarını ifade etmiştir. Ayrıca değişen iklim koşulları da dikkate alınarak özellikle soğuk ve kurak gibi olumsuz çevre şartları ile hastalıklara dayanıklı çeşit ıslahının önemini vurgulamıştır. Toplantıda dikkati çeken bir husus ise katılımcıların tamamının tohumculuğun ve tohumculuk sektörünün önemini çok iyi kavramış olmalarıdır. Bu hususu yaptıkları konuşmalarda açık olarak ifade etmişlerdir. Toplantı sonucunda çıkacak içerik ve sonuç raporu, Turkishtime Ekonomi dergisinde içerik olarak hazırlanıp, 17.000 Adet bayi kanalına ve Hububat, Bakliyat ve Yağlı Tohumlar sektöründe faaliyet gösteren firmaların yönetim kurul başkanlarına, finans sektörü yöneticilerine, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlık ve müsteşarlıklara isme özel olarak postalanacak, TİM Üyesi 60 bin İhracatçı firmanın yönetim kurul başkanları, genel müdürleri ve ihracat müdürleri ise e posta yolu ile bilgilendirilecektir. Dr. Kenan YALVAÇ Genel Sekreter

TARIMSAL FİNANS ZİRVESİ

TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 11-12 Kasım 2017 tarihlerinde Türkiye Tarımsal Finans Zirvesi düzenlenmiştir. Kongrenin amacı ilgili tüm paydaşların katılımı ile tarımsal finans sisteminin ve sektörünün sorunlarını belirlemek ve çözüm önerileri ile yeni model yaklaşımlarını tartışmak üzere bir platform oluşturmaktır.  Zirvede konular üç ayrı Çalışma Grubunda ele alınmıştır.  İlk Çalışma Grubu Derneğimizi temsilen toplantıya katılan Genel Sekreter Dr. Kenan YALVAÇ’ın da yer aldığı Tarımsal Finansman Sistemi Çalışma Grubudur. Grupta ana başlıklar halinde; Tarımsal Finansmana Yönelik Kurumsal Çalışmalar ve İşbirliği Modelleri, Tarımsal Finansman Piyasası ve Gelişmeler, Tarımsal Finansmanın Geleceğine İlişkin Çeşitli Konu Alanları ve Yönelimler,(Kredi Konuları ve Alanları, Teminatlar ve çeşitlendirilmesi, Taşınır Taşınmaz Rehini, İpotek koyma oranları vb.), (Tarımın Finansmanına Yönelik Model Önerileri (Sözleşmeli üretim, Lisanslı Depoculuk, Pazarlama ve Dış Ticaret Boyutu, Eximbank kredileri,(Sürdürülebilir Çevre, Sürdürülebilir Enerji, Yeşil Ekonomi, Geleneksel (Üretim Modelinin Finansmanı, Akıllı Tarım Sistemleri, Güvenilir Gıdayı Temin İçin Finansman, vb.,(Alternatif Finansman Teknikleri (Finansal Kiralama (Leasing), Faktöring, Forfaiting uygulamaları) ve Tarım Sektörünün Finansmanına Yönlendirilmesi konuları görüşülmüştür. Çalışmalar sırasında Derneğimizin talepleri de dile getirilerek kayda geçirilmiş ve zirve çıktıları arasında taleplerimize yer verilmiştir. Taleplerimiz özetle;   Sübvansiyonlu kredilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri yanında diğer bankalar tarafından da sektörümüze kullandırılması, Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu kredi kullanmak isteyen gerçek veya tüzel kişilerden mevduatlarının çok büyük bir kısmını Bankalarına yatırmaları talebinin ortadan kaldırılmasıdır. İkinci Çalışma Grubu Tarımsal Finansman Kaynakları ve Geliştirilmesi Çalışma Gurubudur. Bu gurupta, Tarım İşletmelerinin Finansmana Erişimi, Tarım İşletmelerinin Kredi Bilgi Kaynakları ve Geliştirilmesi, Tarımsal Finansman Pazarlaması, Tarımın Finansmanında Kamu Bankacılığı Uygulamaları, Tarımın Finansmanında Özel Bankacılık ve Uygulamaları, Kamu, Özel ve Üretici Örgütleri -Tarımsal Finansman Modelleri ve Tarımın Finansmanında Katılım Bankacılığı ve Uygulamaları konuları görüşülmüştür. Sektörümüzün talebi olan Sübvansiyonlu kredilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri yanında diğer bankalar tarafından da sektörümüze kullandırılması hususu bu gurubun da çıktıları arasında yer almıştır.    Üçüncü Çalışma Gurubu Tarımsal Finansman ve Sigorta Çalışma Gurubudur. Bu gurupta; kurumsal Çerçevede Tarım Sigortaları (TARSİM ve Diğer Özel Tarım Sigortaları), Tarımsal Riskler ve Önleme Yolları, Tarımsal Risk Konusunda Bilgi Kaynakları, Tarımsal Sigorta Uygulamaları, Tarımsal Finansman-sigorta ilişkileri, Kredi Garanti Fonu gibi konular görüşülmüştür. Zirvede ortaya çıkan ortak problemlerin başında tarımda ölçek sorunu, üreticilerin örgütlenme sorunu, tarıma yapılacak desteklerde kredi ile sosyal destek arasındaki farkın daha iyi tanımlanması, küçük çiftçilerin krediye ulaşma imkânları gibi konular gelmektedir. Örneğin sübvansiyonlu kredi kullanımında ortalama kredi miktarının (Ziraat Bankası dahil) 60 bin TL civarında olduğu, Tarım Kredi Kooperatiflerinin üyelerinin kullandığı ortalama sübvansiyonlu kredinin ise 16 bin TL olarak gerçekleştiği belirtilmiştir.  Her iki kurumun kullandırdığı tarımsal kredi toplamı 54 milyar TL civarındadır.   

10 KASIM MESAJI

Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önderimiz Atatürk'ü aramızdan ayrılışının 79. yıl dönümünde saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. 

Turkted Bakanlık Ziyareti

TÜRKTED YÖNETİM KURULU, TC GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI MÜSTEŞARI SAYIN MEHMET HADİ TUNÇ'U ZİYARET ETTİ Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Kömeağaç ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atanan Sayın Mehmet Hadi Tunç'a 6 Kasım 2017 tarihinde bir nezaket ziyaretinde bulunmuştur. Ziyarete Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Tohumculuk Dairesi Başkanı Sn. Mehmet SIĞIRCI da katılmıştır. Ziyarette Sayın Müsteşara yeni görevinde başarılarının devamını dileyen TÜRKTED heyeti, 31 yılı aşkın bir süredir Türk Tohumculuk Sektörüne hizmet eden TÜRKTED'in Bakanlığımız ile devamlı yakın bir işbirliği içinde olduğunu vurgulayarak, sektörün karşılaştığı problemlerin çözümünde Bakanlığın yapıcı yaklaşımlarından dolayı teşekkürlerini ifade etmişlerdir. Sayın Müsteşar, Tohumculuk Sektörünün Bakanlığın en çok önem verdiği sektörler içinde ön sıralarda olduğunu, sektörün hızla geliştiğini, gelişme ve büyüme trendinin devam etmesi, sertifikalı tohumluk üretim ve ihracatının artması için Bakanlık olarak ne gerekiyorsa yapacaklarını belirtmiştir. Görüşme sırasında ayrıca TÜRKTED' in aşağıda listelenen talepleri dile getirilmiştir. Tohumculuk Kanunu’nda yer alan cezaî hükümlerin gözden geçirilmesi ve “faaliyetten men” cezasının yürürlükten kaldırılması, Mevzuat ve politikaların belirlenmesinde sektör paydaşlarının önerilerine ilgili kamu birimleri tarafından daha fazla değer verilmesi, Bitki ıslahı, çeşit geliştirme ve tohumluk teknolojisi alanlarındaki Ar-Ge çalışmalarının tohumculuk şirketlerinin ihtiyaçları dikkate alınarak daha güçlü bir şekilde desteklenmesi, özellikle bazı bitki türlerinde Ar-Ge faaliyetlerinin çok daha hızlı ve yüksek oranda desteklenmesi, Sektörün ülkesel ve uluslararası pazar potansiyelinin tamamına ulaşması için yerli tohumculuk şirketlerinin güçlenmelerinin sağlanması, Yerli şirketlerin diğer ülkelerde yaptıkları tohumculuk faaliyetlerinde karşılaştıkları sorunların çözümünde ülkemiz kamu kurumları ve meslek kuruluşlarının destek olması, “Yeni Bitki Islahı Teknikleri” konusunda ülkemizde de teknik ve yasal altyapıların kurulması, Ürün destekleme primlerinin, fark ödemesi yapılan tüm bitki türlerinde sertifikalı tohum kullanım şartına bağlanması, Etkin piyasa denetimi ile kayıt dışı / sertifikasız kaçak tohum satışlarının önüne geçilmesi, “Bayilik” ile ilgili mevzuatın etkin bir şekilde uygulanması, Sektördeki hukukî sorunların giderilmesi ve davaların adil kararla sonuçlanması amacıyla “İhtisas Mahkemeleri”nin, “bilirkişilik” ve “hakem heyeti” müesseselerinin güçlendirilmesi, KDV oranlarının bütün tohumluklarda %1’e düşürülmesi, Ziraat Bankasının sağladığı düşük ya da sıfır faizli krediden yararlanma koşullarının kolaylaştırılması, Tohumculukla ilgili verilerin, adil rekabet kuralları gözetilerek sektörün erişimine açılması, İthalatta uygulanan Gümrük Vergilerinin kaldırılması, Özel sektörün ve kamunun yetişmiş insan kaynakları ihtiyaçlarının karşılanması için eğitim kurumlarında sürdürülebilir sistemli yapıların kurulması Tohumculuk Danışma Kurulu'nun yeniden faaliyete geçirilmesi, Sayın Müsteşar, TÜRKTED ile şimdiye kadar olan verimli çalışma ve işbirliğinin devam edeceğini belirterek Türk Tohumculuk Sektörünün her zaman yanında olacaklarını ifade etmiştir.  

Yeni Yönetim Kurulu Üyemiz

Derneğimiz üyesi SYNGENTA Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına üye temsilcisi ve aynı zamanda da TÜRKTED Yönetim Kurulu Üyesi olan Ayhan Kullep’ in TÜRKTED Üyeliğinden istifası nedeniyle, GOLDEN WEST Toh. ve Tic. Ltd. Şti. üye temsilcimiz İsmail Yılmaz Yönetim Kurulu Üyeliğine getirildi. Yeni görevinde İsmail Bey’ e başarılar dileriz.

Cumhuriyet bayramı kutlaması

 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mız Kutlu olsun. Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği

VILMORIN-MKS İSİM DEĞİŞTİREREK VILMORIN-MIKADO ADINI ALIYOR

Vilmorin SA ve Mikado Kyowa Seed Co. Ltd'nin birleşmesinden bir yıl sonra, Limagrain'in Fransız-Japon İş Birimi, adını VILMORIN-MIKADO olarak değiştirdi. Kökleri somutlaştıran ve şirket değerlerini daha iyi taşıyan bir isimle yoluna devam ediyor. Şirketin yeni adı dünyanın önde gelen iki tohum şirketini bir araya getiriyor:   VILMORIN: Yaklaşık 3 yüzyıldır tohum pazarında yer alan ve son on yıl içinde küresel bir oyuncu haline gelen Fransız tohum şirketi. MIKADO: Asya kıtası ve dünyada ilk kurulmuş şirketlerden biri olan Japonyanın en eski tohum şirketi.   VILMORIN-MIKADO, 5 kıtanın pazarlarına ulaşan, 12 ülkede ofisleri ve iki güçlü markası ile küresel bir şirkettir. VILMORIN-MIKADO, sebze sektöründeki tüm profesyonellere geniş, özgün ve orijinal bir ürün yelpazesi sunmaktadır. VILMORIN-MIKADO ekibi, müşteri hizmetleri ve sebze pazarına duydukları tutku konusunda güçlü bir adanmışlık taşıyor. Gücünü barındırdığı çeşitlilik ve girişimcilik ruhundan alan firma, cesaret, yakınlık ve mükemmellik değerlerine sahip çıkıyor. VILMORIN-MIKADO, 5 kıtanın pazarlarına ulaşan, 12 ülkede ofisleri ve iki güçlü markası ile küresel bir şirkettir. VILMORIN MIKADO'nun kökeninde ortak bir kaderi paylaşan iki şirket.VILMORIN-MIKADO, sebze sektöründeki tüm profesyonellere geniş, özgün ve orijinal bir ürün yelpazesi sunmaktadır. VILMORIN-MIKADO ekibi, müşteri hizmetleri ve sebze pazarına duydukları tutku konusunda güçlü bir adanmışlık taşıyor. Gücünü barındırdığı çeşitlilik ve girişimcilik ruhundan alan firma, cesaret, yakınlık ve mükemmellik değerlerine sahip çıkıyor.     VILMORIN-MIKADO, Limagrain'in bir iş birimi olup, Vilmorin SA(Fransız tohumculuk şirketi) ve Mikado Kyowa Seed Co. Ltd.'nin (Japon tohumculuk şirketi) faaliyetlerini Temmuz 2016'dan bu yana tek çatı altında toplamıştır. Küresel bir tohum şirketi olarak VILMORIN-MIKADO, beş kıtada güçlü temeller üzerine kurulmuş olup sebze zinciri içerisinde yer alan tüm profesyonellere orijinal, yüksek kaliteli geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır. VILMORIN-MIKADO sebze ve ağaç tohumu yaratılması, üretimi ve pazarlanmasında uzmanlaşmıştır. Tamamen ziraat profesyonellerine adanmış olan şirket, 2016-2017 döneminde 238.3 milyon avro ciroya ulaşmıştır ve dünya çapında 1000 çalışanı vardır. VILMORIN-MIKADO cirosunun %16'sını araştırmaya ayırmaktadır. 100'den fazla ülkeye tohum dağıtımı yapmaktadır. Havuç ve hindibada dünya lideri olan VILMORIN-MIKADO, aynı zamanda marul, domates, (kabocha) bal kabağı, daikon turbu, taze soğan ve ağaç tohumlarında da önde gelen oyunculardandır. *Limagrain, Fransız çiftçilerinin yarattığı ve yönettiği uluslararası bir kooperatif grup olup, gıda sorunlarına cevap vermek üzere ziraati ileri taşımaktadır. Bitki ve tahıl varyetelerinin yaratıcısı ve üreticisi olan Grup, çiftçiler, yetiştiriciler, hobi bahçecileri ve tarım-gıda sanayicileri ile tüketiciler için tohumlar ve tahıl ürünleri pazarlamaktadır. Limagrain, dünyanın en büyük dördüncü tohumculuk şirketi (tarla bitkileri ve sebze tohumları), ikinci en büyük Fransız fırıncısı ve üçüncü en büyük Fransız unlu mamuller üreticisi olup, ilgili pazarlarda güçlü markalara sahiptir: LG, Vilmorin, Clause, Hazera, Harris Moran, Jacquet, Brossard. Limagrain yıllık yaklaşık 2.4 milyar Avro'luk satış yapmaktadır ve 55 ülkeye yayılmış, 2.100'den fazlası araştırmaya ayrılmış olan 9.600'den fazla çalışanı vardır. Limagrain Kooperatifi'nin yaklaşık 2.000 çiftçi üyesi vardır. http://www.limagrain.com - #Limagrain

Dr. Kenan YALVAÇ TÜRKTED Genel Sekreterliğine getirildi

Yönetim Kurulumuz, Derneğimizin faaliyetlerinin sürekliliği ve sektöre hizmette devamının sağlanması amacı ile Genel Sekreterlik görevinin emin ellere emanet edilmesi için uzun bir araştırma neticesinde Sayın Dr. Kenan Yalvaç ile yola devam etme kararı almış bulunmaktadır. Kenan Bey uzun yıllar T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ nda görev yapmış, tohumculuğu ve tohumcuları iyi tanıyan uzun yıllar yurt dışında ülkemizi temsil etmiş tecrübeli bir arkadaşımızdır. Bu tecrübeleri ile Derneğimize önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. Kendisine Derneğimize hoş geldiniz diyor, Kenan Bey’ in Genel Sekreterlik görevinin ülkemize, sektörümüze ve Derneğimize hayırlı olmasını temenni ediyoruz. TÜRKTED -------------------------------------------------------------------------------------------- ÖZGEÇMİŞ   Dr. Kenan YALVAÇ   1988- Ağustos 2002 Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Buğday Islahçısı Islah ve Genetik Bölüm Başkanı   Ağustos 2002-Ocak 20 Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Tohumculuk Daire Başkanı   Şubat 2008-Şubat 2012 T.C. Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği Tarım Müşaviri (Brüksel)   Ağustos 2012-Şubat 2015 Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdür Vekili   Yüksek lisans University College of Wales, İngiltere   Doktora University of East Anglia ve John Innes Institute, Norwich, İngiltere

Güney Bölge’de Mısır & Ayçiçeği Tarla Günleri

Syngenta Türkiye,  Çukurova bölgesinde her yıl olduğu gibi bu yıl da temmuz ve ağustos ayı boyunca gerçekleştirmiş olduğu 8 adet mısır ve 11 adet ayçiçeği tarla günü ile yüksek verimli Syngenta mısır, ayçiçeği hibritleri  ve yeni geliştirilen tohum çeşitlerini üreticileri ile buluşturdu. Yaklaşık olarak 1200 katılımcıya ulaşılan bu etkinliklerde lider üreticiler dışında tüccarlar, bayiler, firmalar, tarım teşkilatları, ziraat mühendisleri ve danışmanlar katılım sağladı. Güney Bölge Satış Müdürü Kudret Yılmaz “Birinci ürün mısır ekim alanında önemli rol oynanan Çukurova’da sırası ile  Ceyhan, Seyhan,  Tarsus, Yüreğir, Kadirli-Osmaniye ve Hatay önemli dane mısır ekim alanına sahip alt bölgelerdir. Syngenta olarak bölgede ki üreticilerimize daha iyi hizmet vermek amacı ile 2017 yılı içerisinde yeni çeşitlerin performanslarını birçok tarla günü ile sergiledik. Adana ili Ceyhan ilçesinde SY INOVE,SY HYDRO ön plana çıkarken, Tarsus ve Seyhan bölgesinde SY PERFORMER üreticilerin odağındadır.  Osmaniye’de SY INOVE, Kadirli ilçesinde SY INOVE, SY HYDRO ve Hatay’da SY PERFORMER üreticilerimiz tarafından tercih edilmektedir.  Tüm alt sahalarımızda ön plana çıkan yeni hibritimiz SY GLADIUS; orta bünyeli ve derin profilli topraklarda yüksek performansı,  güçlü çıkışı, güçlü sap yapısı, hasatta yeşil kalma özelliği  ile tüm müşterilerimizin beğenisi kazanmıştır. Syngenta geleneksel mısır tarla günleri etkinliklerine katılan lider üreticilerin yorumları; Turgut Orhan (Ceyhan): “Syngenta yeni çeşitlerinin bitki habitusu, koçan yapısı ve hasat zamanı yeşil kalması mükemmel. Gelecek sezon kendi üretim alanında görmek istiyorum.” Talat Yıldırım (Seyhan) : “Syngenta çeşitlerinden verim olarak memnunuz ve hastalığa dayanımı ve çıkışı çok iyi. SY Performer’ın tarla gününde vermiş olduğu 1670 kg verim sonucunu bu yıl rakip çeşitlerde göremedik. Yeni çeşitleri merakla bekliyoruz.” Menderes Aksancar (Kadirli): “Syngenta mısır çeşitleri ile uzun yıllar yüksek verimi görebiliriz. Yeni çeşitlerin değişen iklim koşullarında performansını tarla günleri ile beğenerek takip ediyorum. Tarla günlerinde alınan 1830 kg SY Hydro sonucu bu yılın olumsuz iklim koşullarında iyi bir sonuç oldu.” Bölgede buğdaya alternatif olarak ekimi yapılan ayçiçeği Çukurova’da sırasıyla İmamoğlu-Kozan, Karaisalı-Osmaniye ve Tarsus alt bölgelerinde önemli ekim alanına sahiptir. Syngenta ayçiçek ekim alanlarında, orobanjsız sahada pazar liderliğini devam ettirmektedir. Yılmaz açıklamasına şu şekilde devam etti: “Yeni hibritimiz SY KIARA ;her türlü toprak tipinde güçlü adaptasyon özelliğine sahip, erkencilik, yüksek verim potansiyeli ve hastalığa dayanımı ile üreticilerimizin öncelikli tercihi olacaktır. Syngenta yeni teknolojisi olan SY ROSETA (Clearfield Plus) ise yabancı otlu ve orabanjlı alanlarda IMI teknolojisinin kullanımına olanak sağlamakta, yüksek yağ randımanı, dane sıklığı ile müşterilerimizin beğenisini kazanmıştır.” Syngenta AYÇİÇEĞİ tarla günleri etkinliklerine katılan lider üreticilerin yorumları; Mustafa Tığlı (Ceyhan): “Stabil tabla yapısına sahip olması, sıkı dane yapısı, hasat öncesi kuruma durumu ve bölgede yapılan Syngenta Ar-Ge çalışmalarından haberdar oluyoruz. Bölge çiftçilerimiz için yeni ve güzel çeşitler geleceğine inanıyorum.” Ali Demirtaş (Karaisalı-Salbaş): “Syngenta yeni çeşitlerinden SY  KIARA ile bölgemdeki mildiyö sorunlarını tamamen kontrol altına alabiliyoruz. Verim potansiyeli ve yağ randımanından sıkıntı yaşamayacağım çeşit. Syngenta’nın bölgede yaptığı teknik çalışmalar ile biz üreticilerin yanında olmasından memnunuz. SY Kiara 494 kg/da verim şampiyonu oldu.” Hasan Çelik (Tarsus): “Syngenta çeşitlerinin verimlerinden memnunuz. Rakipler ile kıyaslandığında yağ oranı ve hastalık dayanımı açısından Syngenta en iyisi. Syngenta yeni çeşiti SY KIARA’yı deneyip görmek istiyorum.” Syngenta, üreticilerin mevcut kaynaklarını daha iyi kullanmalarını sağlayarak küresel gıda güvenliğini artırmaya yardımcı olan lider bir tarım şirketidir. 90’ı aşkın ülkede 28.000 çalışanımız, dünya standartlarında bilimsel ve yenilikçi çözümler ile bitkilerin doğru yetişmesi için çalışmaktadır. Şirket olarak çalışmalarımız verimli topraklarımızı korumaya, biyolojik çeşitliliği artırmaya ve kırsal kesimde yaşamı canlı tutmaya adanmıştır. Daha fazla bilgi için www.syngenta.com ve ‘www.goodgrowthplan.com’ u ziyaret edebilirsiniz. Twitter® üzerinden de  www.twitter.com/Syngenta  hesabı ile takip edebilirsiniz. Geleceğe yönelik bilgilere ilişkin Uyarıcı Açıklama Bu materyal gelecekteki sonuçlara ve beklentilere dair ifadeler içerir. Bu materyalde yer alan ve geçmişte dayanağı olmayan tüm ifadeler, bilinen ve bilinmeyen riskleri, belirsizlikleri ve bizim gerçek sonuçlarımız, performansımız ve başarılarımızın geleceğe yönelik ifadelerle belirtilen ve ima edilen sonuçlar, performans ve başarılardan farklı olmasına neden olabilecek diğer faktörleri içerir. Bunlarla ilgili bilgi ve diğer risk ve belirsizlikler için sizleri Syngenta’nın U.S Menkul Kıymetler Borsası’nda halka açık mevcut dosyalara havale edebiliriz. Bu web sitesi ve içeriği satış için bir teklif veya davet teşkil etmez, ya da hiçbir menkul kıymeti önceden talep etmek ya da almak için teklif teşviki içermez ve burada yer alan hiçbir bilgi herhangi bir kontrat ya da taahhüdün temelini oluşturmaz    

GROWTECH EURASIA 2017 Uluslararası Sera, Tarım Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı

Growtech Eurasia 2017 Uluslararası Sera, Tarım Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı, 29 Kasım– 02 Aralık 2017 tarihleri arasında Antalya Expo Center’da gerçekleşecektir. 50.000 m² alanda ulusal ve uluslararası 700’ün  üzerinde katılımcı firmaya ve 85.000+ profesyonel ziyaretçiye ev sahipliği yapmayı hedeflemektedir. Growtech Eurasia 2017 fuarımızın, yurtiçinde ve yurtdışında ilişkide olduğunuz kurum ve kuruluşlara tanıtılması ve duyurulmasını özellikle de fuar çerçevesinde sizlerden aşağıdaki konularda desteğinizi talep etmekteyiz. Destekleyen Kurumlar statüsünde Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu logosunun basılı ve görsel materyallerde kullanılması, Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu Yönetim,  Danışma, Sektörler Kuruluna, yurtdışı bölge başkanlıklarınıza ve temsilciliklerinize,  fuarımızın duyurulmasını ve resmi davet yazılarının tarafınızdan gönderilmesi, Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu web sitenizde banner yayınlanması, kısa haber veya duyurunun yapılmasını, (banner belirteceğiniz ölçülere göre hazırlanarak tarafınıza gönderimi sağlanacaktır) Fuar Resmi Kataloğu için önsöz yazısının Türkçe ve İngilizce olarak 01 Kasım 2017 tarihine kadar tarafımıza iletilmesini, Bunun yanı sıra da Türkiye’nin Tarımsal Kimliğini ön plana çıkaracak ve fuarımızın daha geniş çevrelerde duyulmasını sağlayarak, profesyoneller tarafından ziyaret edilmesini sağlamak için birlikte yapabileceğimiz diğer projelere de açık olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu işbirliği doğrultusunda; Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu logosunun kullanımı ile ilgili gerekli izinlerin verilmesini; (Onayınız doğrultusunda geçen yıl ki logonuz kullanılacaktır. Logonuz da değişiklik var ise bildirmenizi rica ederiz) Fuar ziyaretçilerine yönelik olarak derneğinizin etkinliklerini, çalışmalarını tanıtmak ve ziyaretçilerle ilişkileri geliştirmek amacıyla talep etmeniz durumunda Tarım İlaçları Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu adına stand tahsis edilecektir. (Stant ile ilgili katılıp-katılmama bilginiz için ekteki formun doldurulması gerekmektedir) TGK2017-00-3370 sayılı 16 Nisan 2017 tarihli yazınızda 01-04 Mart 2018 tarihinde düzenlenecek olan Dünya Tarım ve Gıda İşbirliği Zirvesinde Growtech olarak logomuzu kullanabilirsiniz. Bu tarihlerde Growtech Eurasia Fuarına yer verilmesini talep ederiz Konuyla ilgili her türlü görüş ve önerilerinize açık olduğumuzu belirtir, olumlu cevabınızı bekleriz. EK 1: Bilgi Formu Saygılarımızla Aynur Turan Kıdemli Pazarlama Yönetmeni   FUAR KATILIM BİLGİ FORMU İÇİN TIKLAYINIZ.

Yeni Yönetim Kurulu Üyemiz

Derneğimiz üyesi MONSANTO Gıda ve Tarım Tic. Ltd. Şti. adına üye temsilcisi ve aynı zamanda da TÜRKTED Yönetim Kurulu Üyesi olan İ. Hamit Esin’ in TÜRKTED Üyeliğinden istifası nedeniyle, ANADOLU Tohum Üretim ve Pazarlama A.Ş. üye temsilcimiz Figen Atabek Yönetim Kurulu Üyeliğine getirildi. Yeni görevinde Figen Hanım’ a başarılar dileriz.

Agromar Marmara Tarım Ürünleri

Agromar Marmara Tarım Ürünleri San ve Tic. A.Ş olarak, bu yılın başında Euralis Semences S.A.S firması ile başlayan iş birliğimizin doğal bir sonucu olarak mevcut ayçiçeği çeşitlerinin bölge üreticisine tanıtılması amacıyla 18/19/20 Temmuz 2017 tarihinde Tekirdağ İli Gazioğlu Köyünde ayçiçeği tanıtım günlerini Agromar olarak Euralis Semences ve Basf firmaları ile beraber gerçekleştirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Etkinlik süresince Basf firması tarafından ayçiçeğinde Clearfield Plus ve Intervix Plus teknolojileri ve uygulamaları, Euralis Semences S.A.S tarafından OR Master (Ayçiçeğinde Orobanşa Dayanıklılık) konusunda bölge üreticilerine detaylı bilgiler verilmiş olup üreticilerimiz 13 yeni ayçiçeği çeşidimizi ve bu teknolojileri tarla ziyaretleri ile görme şansı bulmuştur. Etkinlik boyunca ES Lorıs CLP, ES Genesıs CLP; ES Bella, Es Andromeda, ES Nıagara, ES Savana, ES Romantıc HO; ES Arcadıa SU, ES Terramıs CL, ES Novamıs CL, ES Polarıs CL, ES Generalıs CL çeşitleri üreticilerimiz tarafından beğeni toplamıştır. Etkinlik boyunca bizlerle birlikte olan tüm üreticilerimize ve yerli/yabancı misafirlerimize teşekkür ederiz.

SİTEMİZ YENİLENDİ !!

İnternet sitemiz yenilenen arayüz ve alt yapısıyla tamamen yenilenmiştir. İnternet sitemiz artık bütün mobil cihazlar ile tamamen uyumlu bir arayüze sahip olup, sizlere daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak gayesiyle yayın hayatına başlamıştır.

TÜRKTED 22’NCİ OLAĞAN GENEL KURULU’NU GERÇEKLEŞTİRDİ

TÜRKTED’in 22. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda tohumculuk sektörünün önde gelen isimleri bir araya geldi. Türkiye tohumculuk sektörünün güncel sorunlarının ele alındığı genel kurulda TÜRKTED’in Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu da belirlendi. Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) 22. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı 9 Şubat 2017 Perşembe günü Ankara Uluslararası Tarımsal Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirdi. TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Kömeağaç’ın açılışını yaptığı toplantıya 34 üye katıldı. TÜRKTED üyesi TAREKS A.Ş. Genel Müdürü ve TSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı Burhanettin Topsakal ile Genel Müdür Yardımcısı ve TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Yılmaz da Genel Kurul'a katıldılar. Açılış konuşmasını yapan Dr. Kömeağaç, “Derneğimizin yarınlarını sizlerle beraber kendi içimizde tartışıp temellerini daha sağlamlaştırmak için bu Genel Kurulumuzun dar katılımlı tutulduğunu belirtmek isterim” diyerek TÜRKTED’in sektördeki en eski sivil toplum kuruluşu olduğunu ve tüm üyelerin gayretleriyle bugünlere geldiğini söyledi ve tohumculuk için çok önemli işler yaptığını belirtti. Dr. Kömeağaç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hep beraber bu yapıyla dünya ile de mücadeleye başladık. İlk yıllarda ‘5254 sayılı Muhtaç Çiftçilere Ödünç Tohumluk Verilmesi Hakkında Kanun’ ile çiftçilerimiz tohum tedarik ederdi. Hepimizin gayretiyle bu çiftçilerimizin ihtiyacı olan kaliteli tohum tedarikini sağladık. Bugün alt birliklerimizle birlikte sektörümüzü daha da ileriye götürmeye çalışıyoruz. Ancak, sektörümüz artık ‘al-sat’ tan ileriye gidip teknoloji üretmeye başlayan bir hale geldi. Nasıl ki, Galatasaray deyince toplumun aklına şampiyonlar kupası geliyorsa, TÜRKTED deyince de insanların aklına Derneğimizin büyük başarısı olan 2009’daki ISF Dünya Tohumculuk Kongresi geliyor. TÜRKTED bir taraftan 308 sayılı Tohumculuk Kanunu ile ilgili kavgasını da yürüttü, daha sonra 5553 sayılı Kanun çıktı, birlikler kuruldu. Bütün bunların sancısını, mücadelesini hep beraber yaşadık. Bu başarıyı hep birlikte sizlerle paylaşıyoruz. Burada Yönetim Kurulu üyelerimiz, Genel Sekreterimiz özveri içerisinde gayret ettiler.” Derneğin en önemli amaçlarının başında tohumculuğun iyi temsil edilmesinin geldiğinin altını çizen Dr. Kömeağaç, bazı küçük hatalara rağmen Derneğin bunu başardığını ifade etti. TÜRKTED gündemi kabul edildi Açılış konuşmalarının ardından Genel Kurul çalışmalarına başlandı. TÜRKTED Genel Kurul Gündemi, Divan Başkanlığına seçilen Ayhan Atalay tarafından üyelere okundu ve daha sonra Gündem oylamaya sunularak kabul edildi. Ardından sektöre yıllarını vermiş ve çok önemli katkılarda bulunmuş olan Fahri Harmanşah’a Dr. Mete Kömeağaç tarafından “TÜRKTED Onursal Üyelik Belgesi” takdim edildi. Divan Başkanı’nın onayıyla “Yönetim Kurulu Çalışma Raporu” Genel Sekreter Dr. Müfit Engiz tarafından, “Denetim Kurulu Raporu” ve Derneğin 2015-2016 mali durumu ise TÜRKTED Sayman Üyesi Ayhan Kullep tarafından Genel Kurula sunuldu. TÜRKTED’in 2015 ve 2016 yılı çalışmalarının aktarılmasının ardından katılımcılar, yapılan sunumlarda değinilen tohumculuk sektörü ile ilgili muhtelif konularda görüşlerini ifade etti. Yönetim Kurulu Çalışma Raporu ve Denetim Kurulu Raporu’nun oybirliği ile kabul edilmesinin ardından önümüzdeki dönem için önerilen yeni aidatlar da Genel Kurul tarafından oybirliği ile kabul edildi. Gündem gereği sıra Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu’nun belirlenmesine geldi. Gizli olarak yapılan oylama sonucunda Yönetim Kurulu’nun yapısında bir üye dışında değişiklik olmadı. Buna göre TÜRKTED Yönetim Kurulu; Dr. Mete Kömeağaç (Başkan), Hamit Esin (Başkan Yardımcısı), Dr. Sabahattin Bodur (Başkan Yardımcısı), Ayhan Kullep (Sayman üye), Dr. Ahmet Engin, Mete Murat Şölen ve İsmail Özel’den oluştu. Denetleme Kurulu’nu oluşturan isimler ise Yusuf Yormazoğlu, Lütfü Sav ve Davut Göktaş olarak belirlendi.

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE YENİ TRENDLER TARTIŞMASI SEKTÖRÜ BİRARAYA GETİRDİ! TÜRKTED 20. OLAĞAN GENEL KURULU ŞÖLEN HAVASINDA GERÇEKLEŞTİ

Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED), 20. Olağan Genel Kurulu ve Tohumculuk Sektöründeki Yeni Trendler toplantısı, 19 Şubat’ta Ankara Hilton Otel’de gerçekleştirildi. Yeni Yönetim Kurulu’nun belirlendiği toplantıda, dernek üyelerinin yanı sıra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB), Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği ve Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği ile Dünya Tohumculuk Federasyonu (ISF) ve Avrupa Tohumculuk Derneği (ESA)’dan da yetkililerin katılımı ile tohumculuk sektörünün gelecek vizyonuna ilişkin önemli konulara değinildi. TÜRKTED 20. Olağan Genel Kurulu ve Tohumculuk Sektöründeki Yeni Trendler toplantısı, yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları, Bitkisel Üretim Genel Müdür Vekili Mevlüt Gümüş, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Tohumculuk Daire Başkanı Metin Kaycıoğlu, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bahçe Bitkileri Araştırmaları Daire Başkanı Dr. Necdet Kaplan ve TÜRKTOB Başkanı Yıldıray Gençer’in de hazır bulunduğu toplantıda tohumculuk sektörünün geçmiş ve geleceğine ışık tutuldu.    Milli tohumculuk için küresel bakış şart Genel Kurul ve Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısının açılışını yapan TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, dünya tohumculuk sektöründeki gelişmelere; dünya ve Türkiye’de tohumluk pazarının gelişim trendine dikkat çektiği konuşmasında sektör için bir perspektif çizdi. Tohumun, tarımsal gelişim mekanizmasının temeli olduğuna işaret eden Özbuğday, tohumculuk sektörüne ilişkin bazı önemli rakamsal verileri de katılımcılarla paylaştı. Türkiye’de, 1980’li yıllara oranla günümüzde mısır üretiminde yüzde 276, pamuk üretiminde yüzde 128, buğday üretiminde ise yüzde 47 oranında artış yaşandığına dikkat çeken Özbuğday, bu artışa rağmen Türkiye’de verimlilik konusunda hala ABD’nin 1980’li yıllarında olunduğunu kaydetti. Dünya tohumculuk ticaretine ilişkin dikkat çekici rakamları paylaşan Özbuğday, dünya tohum ticaret hacminin 45 milyar dolar, mahsulden ayrılan tohumluk hacminin 15 milyar dolar, dünya tohumculuk ihracatının ise 9 milyar dolar olduğunu söyledi. Türkiye’de tohum pazarının büyüklüğünün 650 ila 700 milyon dolar olduğuna dikkat çeken Özbuğday, TÜRKTED üyesi firmaların ise bu rakamın yüzde 75 ila 85’ini gerçekleştirdiğini vurguladı. Özbuğday; al-sat yapan tohum sektörünün yıllar içinde teknoloji yatırımı ile birlikte ıslahçı, lisanslı tohum satışı yapan sektöre doğru gittiğini, veriler ışığında ortaya koydu. Özbuğday: “Artık üreticiler kendi şahsi veya yerel pazarları için üretim yapan ‘köylü-çiftçi’ yapısından dünya pazarları için üretim yapan ‘profesyonel üretici’ yapısına yönelmektedirler. Bu noktada en büyük destek tohumcu kuruluşların üretim materyali ve teknikleri ile olmuştur” dedi. Özbuğday; milli tohumculuğun gelişiminin küresel tohumculuğu yakından izlemek ve onunla sağlıklı işbirliği yapmakla mümkün olacağına ve sertifikalı tohumluk üretimi desteğiyle yetinilmeyip ıslahçı firmalara çok özel destekler sağlanması gerektiğine değinerek konuşmasını sürdürdü.   Sertifikalı tohumla yüzde 25 verim artışı Ali Özbuğday’in ardından söz alan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları ise sertifikalı tohumun önemine değindiği konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye’nin her yıl 2,4 milyon ton sertifikalı tohumluk ihtiyacı var. Biz şimdi bunu 145 bin tondan almışız, 645 bin tona çıkarmışız. Onu da sınırlı kaynaklarla ve çok ciddi destekler vererek yapmışız. Hem sertifikalı tohum kullanan hem de sertifikalı tohum üreten özel sektörümüze ciddi destekler vererek bu seviyeye çıkmışız. Hâlbuki dünyada verimliliği arttırmanın en ucuz yolu sertifikalı tohum kullanmaktan geçiyor. Sertifikalı tohumdan yüzde 20-25 oranında ilave verim elde ediyorsunuz. Böyle bir imkân var sertifikalı tohumda, ancak bunu değerlendirecek alt yapıya sahip arazi yok. Bunun için ne yapmamız lazım, buna kafa yormamız lazım. Türkiye ancak böyle bir değişim ve dönüşümle, hem gıda güvenliğini, hem gıda güvenilirliğini hem de bölgesinin gıda ambarı olma özelliğini eline geçirmiş olur. Türkiye, böyle bir değişim ve dönüşümü gerçekleştirmediği sürece annenin elinden yavrusu alınır gibi, habire arazileri küçülecek. Bu küçülme devam ettiği sürece de Türkiye’nin tarımla ilgili yapabileceği hiçbir şey yoktur. Bu konuyla ilgili olarak halen Sivas’ın beş köyünde pilot çalışma olarak yürüttüğümüz çok büyük bir projeyi yakın gelecekte tüm ülkede uygulamaya başlayacağız.”   Dünya küçüldü, ürün hareketi hızlandı Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısında konuşmacılar arasında yer alan ISF Tohum Teknolojisi ve Ticareti Direktörü Piero Sismondo ‘Dünya Tohumculuk Sektöründe Trendler, Öngörüler ve Beklentiler’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Tohum sektöründe dönüşümlerin ilk defa bu denli hızlı olduğuna dikkat çeken Sismondo, artık dünyanın küçüldüğüne buna bağlı olarak da ürünlerin daha hızlı hareket ettiğine dikkat çekti. Tarımı yakından ilgilendiren diğer konuları; iklim değişikliği, su kaynakları azalması, dünya ekonomisi ve sosyal sorumluluk yaklaşımları olarak sıralayan Sismondo, tüm bunlara rağmen uluslararası tohum ticaretinin arttığını, üreticilerin çeşitler hakkında daha çok bilgi sahibi olduğunu, daha fazla tohumun hibrite dönüştüğünü dile getirdi. Sismondo ek olarak, tohum işlemedeki gelişmelerle birlikte biyoenerji için de talebin daha çok arttığına değindi. Ekonomik büyüme için tarıma yatırımın önkoşul olduğuna dikkat çeken Sismondo: “Tohum tarımın temelidir. Kaliteli tohum olmadan modern tarım olamaz. Bu nedenle buluşlar için araştırma programlarına ağırlık verin, çeşitli gen kaynaklarına ulaşın, maliyet ve zamanı azaltın!” sözleri ile konuşmasını bitirdi.  AR-GE harcamaları cironun yüzde 20’si Sismondo’nun ardından söz alan ESA Teknik İşler Direktörü Bert Scholte’nin ele aldığı konu ise ‘Avrupa Birliği'nde Tohumculuk Mevzuatı ve Politikalarında Son Gelişmeler ile ESA'nın 2013 Yılı Öncelikleri’ idi. AB tohum pazarına ilişkin önemli rakamsal verileri paylaşan Scholte şunları kaydetti: “AB tohum pazarının değeri 6,8 milyar Euro, tohum firmalarının sayısı 7 bin 200, sektörde çalışan sayısı 52 bin, yıllık Ar-Ge harcamaları cironun yüzde 20’si kadar ve Ar-Ge çalışanlarının sayısı 12 bin 500 kişi.” Scholte, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde; “yeni ıslah teknikleri”, “Avrupa Tohumluk İşleme Güvencesi (ESTA)” ve “Tohumculuk mevzuatında ESA vizyonunun teşvik edilmesi” başlıkları altında ESA’nın 2013 yılı önceliklerine değindi.   Kurumsallaşmaya daha çok yatırım yapılmalı Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz tarafından yapılan günün bir diğer sunumunda ise ‘Türkiye Tohumculuk Sektörünün Beklentileri ve Sektörden Beklentiler’ konusuna değinildi. Dr. Engiz yaptığı sunumda, tohum sanayicisi ve üreticilerinin ebeveyn hatları yurtdışından getirip salt sertifikalı tohum üretmeye dayalı bir tür “montaj sanayi”nden sıçrama yaparak daha fazla teknoloji, daha çok fikri-sınai mülkiyet üretmeye dayalı şekilde adeta “tohumculuğun ağır sanayi” hamlesine artık daha fazla önem vermeleri gerektiğinin altını çizdi. Dr. Engiz, Ar-Ge’ye önem verilmesi, desteklerin artarak devam ettirilmesi, KDV, sigorta, gelir vergisi ve enerji indirimi gibi alanlarda ciddi desteklerin verilmesi, bitki ıslahı ve çeşit geliştirilmesi için desteklerin arttırılması gerektiğine vurgu yaptı. Dünyada olduğu gibi yerel tohum şirketlerinin stratejik işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğine de işaret eden Engiz, sunumunda, kurumsallaşmaya ve profesyonelleşmeye daha çok önem verilmesi ve insan kaynaklarına yönelik kapasite inşasına özen gösterilmesi gerektiğine işaret etti. Engiz son olarak, tohumculuk ile ilgili konularda uzman olmayan kişilerin açıklama yapmaması gerektiğini de önemle vurguladı. Yapılan sunumların ardından Tohumculuk Daire Başkanı Metin Kaycıoğlu katılımcılara seslendi. Kaycıoğlu konuşmasında kamu kesiminin ve tohumculuk sektörünün birlikte hareket ettiğine dikkat çekerek sektörün sorunlarına cevap verebilecek mekanizmalar oluşturduklarını belirtti. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de sertifikalı tohumluk üretiminin 648 bin ton civarında olduğunu, tohumluk ithalatımızın 198 milyon dolar, ihracatın ise 121 milyon dolar civarında gerçekleştiğini ifade etti. Son yıllarda, yerli tohum şirketlerimizin royalti için yabancı şirketlere çok fazla para ödemekten şikâyet ettiklerinin altını çizen Kaycıoğlu, bundan kurtulmak için firmalarımızın teknoloji üretimine gereken önemi vermelerini istedi. Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısının ardından katılımcılar konuşmacılara merak ettikleri konularda soru sorma imkânı da buldu.    TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Mete Kömeağaç seçildi Yoğun bir katılımın gözlendiği TÜRKTED 20. Olağan Genel Kurulu ise tam bir tohumculuk şöleni havasında geçti. Divan Başkanlığına Ayhan Atalay’ın, Başkanlık Divanı yazman üyeliklerine de Dr. Sabahattin Bodur ve Mithat Yaltır’ın seçilmesinin ardından Genel Kurul olağan gündemine geçildi. 2011 ve 2012 Yıllarına ait Faaliyet Raporu ile Denetleme Raporunun sunulmasını takiben oylanıp kabul edilmesinin ardından Dernek Tüzük değişikliği de oylanarak kabul edildi. Dernek üyelerinin muhtelif konulardaki görüş ve değerlendirmelerinin ardından seçimlere geçildi. Üyelerin büyük ilgisi altında yapılan Genel Kurulda TÜRKTED’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Mete Kömeağaç olurken Başkan Yardımcılıklarına Burak Gönen ve İbrahim Hamit Esin, Sayman Üyeliğe de Ayhan Kullep seçildi. Yeni Yönetim Kurulu’nda yer alacak diğer üyelerin isimleri ise şöyle; Dr. Ahmet Engin, Ersin Arısoy ve Mete Murat Şölen. Denetleme Kurulu üyeliklerine ise Mustafa Ulusoy, Ayhan Atalay ve Yusuf Yormazoğlu seçildi. Genel Kurulda yapılan sunulara erişmek için dosya adı üzerine tıklayın; Türkted 20. Genel Kurul_A.Özbuğday Trends and expectations for the global seed sector_P.Sismondo Presentation Turkted_B.Scholte Sektörün Beklentileri_M.Engiz

BASIN BÜLTENİ-TÜRKTED - GK

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE YENİ TRENDLER TARTIŞMASI SEKTÖRÜ BİRARAYA GETİRDİ! TÜRKTED 20. OLAĞAN GENEL KURULU ŞÖLEN HAVASINDA GERÇEKLEŞTİ Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED), 20. Olağan Genel Kurulu ve Tohumculuk Sektöründeki Yeni Trendler toplantısı, 19 Şubat’ta Ankara Hilton Otel’de gerçekleştirildi. Yeni Yönetim Kurulu’nun belirlendiği toplantıda, dernek üyelerinin yanı sıra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB), Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği ve Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği ile Dünya Tohumculuk Federasyonu (ISF) ve Avrupa Tohumculuk Derneği (ESA)’dan da yetkililerin katılımı ile tohumculuk sektörünün gelecek vizyonuna ilişkin önemli konulara değinildi.   TÜRKTED 20. Olağan Genel Kurulu ve Tohumculuk Sektöründeki Yeni Trendler toplantısı, yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları, Bitkisel Üretim Genel Müdür Vekili Mevlüt Gümüş, Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. İbrahim Özcan, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Tohumculuk Daire Başkanı Metin Kaycıoğlu, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bahçe Bitkileri Araştırmaları Daire Başkanı Dr. Necdet Kaplan ve TÜRKTOB Başkanı Yıldıray Gençer’in de hazır bulunduğu toplantıda tohumculuk sektörünün geçmiş ve geleceğine ışık tutuldu.   Milli tohumculuk için küresel bakış şart Genel Kurul ve Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısının açılışını yapan TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, dünya tohumculuk sektöründeki gelişmelere; dünya ve Türkiye’de tohumluk pazarının gelişim trendine dikkat çektiği konuşmasında sektör için bir perspektif çizdi. Tohumun, tarımsal gelişim mekanizmasının temeli olduğuna işaret eden Özbuğday, tohumculuk sektörüne ilişkin bazı önemli rakamsal verileri de katılımcılarla paylaştı. Türkiye’de, 1980’li yıllara oranla günümüzde mısır üretiminde yüzde 276, pamuk üretiminde yüzde 128, buğday üretiminde ise yüzde 47 oranında artış yaşandığına dikkat çeken Özbuğday, bu artışa rağmen Türkiye’de verimlilik konusunda hala ABD’nin 1980’li yıllarında olunduğunu kaydetti. Dünya tohumculuk ticaretine ilişkin dikkat çekici rakamları paylaşan Özbuğday, dünya tohum ticaret hacminin 45 milyar dolar, mahsulden ayrılan tohumluk hacminin 15 milyar dolar, dünya tohumculuk ihracatının ise 9 milyar dolar olduğunu söyledi. Türkiye’de tohum pazarının büyüklüğünün 650 ila 700 milyon dolar olduğuna dikkat çeken Özbuğday, TÜRKTED üyesi firmaların ise bu rakamın yüzde 75 ila 85’ini gerçekleştirdiğini vurguladı. Özbuğday; al-sat yapan tohum sektörünün yıllar içinde teknoloji yatırımı ile birlikte ıslahçı, lisanslı tohum satışı yapan sektöre doğru gittiğini, veriler ışığında ortaya koydu. Özbuğday: “Artık üreticiler kendi şahsi veya yerel pazarları için üretim yapan ‘köylü-çiftçi’ yapısından dünya pazarları için üretim yapan ‘profesyonel üretici’ yapısına yönelmektedirler. Bu noktada en büyük destek tohumcu kuruluşların üretim materyali ve teknikleri ile olmuştur” dedi. Özbuğday; milli tohumculuğun gelişiminin küresel tohumculuğu yakından izlemek ve onunla sağlıklı işbirliği yapmakla mümkün olacağına ve sertifikalı tohumluk üretimi desteğiyle yetinilmeyip ıslahçı firmalara çok özel destekler sağlanması gerektiğine değinerek konuşmasını sürdürdü. Sertifikalı Tohumla Yüzde 25 Verim Artışı Ali Özbuğday’in ardından söz alan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları ise sertifikalı tohumun önemine değindiği konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye’nin her yıl 2,4 milyon ton sertifikalı tohumluk ihtiyacı var. Biz şimdi bunu 145 bin tondan almışız, 645 bin tona çıkarmışız. Onu da sınırlı kaynaklarla ve çok ciddi destekler vererek yapmışız. Hem sertifikalı tohum kullanan hem de sertifikalı tohum üreten özel sektörümüze ciddi destekler vererek bu seviyeye çıkmışız. Hâlbuki dünyada verimliliği arttırmanın en ucuz yolu sertifikalı tohum kullanmaktan geçiyor. Sertifikalı tohumdan yüzde 20-25 oranında ilave verim elde ediyorsunuz. Böyle bir imkân var sertifikalı tohumda, ancak bunu değerlendirecek alt yapıya sahip arazi yok. Bunun için ne yapmamız lazım, buna kafa yormamız lazım. Türkiye ancak böyle bir değişim ve dönüşümle, hem gıda güvenliğini, hem gıda güvenilirliğini hem de bölgesinin gıda ambarı olma özelliğini eline geçirmiş olur. Türkiye, böyle bir değişim ve dönüşümü gerçekleştirmediği sürece annenin elinden yavrusu alınır gibi, habire arazileri küçülecek. Bu küçülme devam ettiği sürece de Türkiye’nin tarımla ilgili yapabileceği hiçbir şey yoktur. Bu konuyla ilgili olarak halen Sivas’ın beş köyünde pilot çalışma olarak yürüttüğümüz çok büyük bir projeyi yakın gelecekte tüm ülkede uygulamaya başlayacağız.” Dünya Küçüldü, Ürün Hareketi Hızlandı Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısında konuşmacılar arasında yer alan ISF Tohum Teknolojisi ve Ticareti Direktörü Piero Sismondo ‘Dünya Tohumculuk Sektöründe Trendler, Öngörüler ve Beklentiler’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Tohum sektöründe dönüşümlerin ilk defa bu denli hızlı olduğuna dikkat çeken Sismondo, artık dünyanın küçüldüğüne buna bağlı olarak da ürünlerin daha hızlı hareket ettiğine dikkat çekti. Tarımı yakından ilgilendiren diğer konuları; iklim değişikliği, su kaynakları azalması, dünya ekonomisi ve sosyal sorumluluk yaklaşımları olarak sıralayan Sismondo, tüm bunlara rağmen uluslararası tohum ticaretinin arttığını, üreticilerin çeşitler hakkında daha çok bilgi sahibi olduğunu, daha fazla tohumun hibrite dönüştüğünü dile getirdi. Sismondo ek olarak, tohum işlemedeki gelişmelerle birlikte biyoenerji için de talebin daha çok arttığına değindi. Ekonomik büyüme için tarıma yatırımın önkoşul olduğuna dikkat çeken Sismondo: “Tohum tarımın temelidir. Kaliteli tohum olmadan modern tarım olamaz. Bu nedenle buluşlar için araştırma programlarına ağırlık verin, çeşitli gen kaynaklarına ulaşın, maliyet ve zamanı azaltın!” sözleri ile konuşmasını bitirdi. AR-GE Harcamaları Cironun Yüzde 20’si Sismondo’nun ardından söz alan ESA Teknik İşler Direktörü Bert Scholte’nin ele aldığı konu ise ‘Avrupa Birliği'nde Tohumculuk Mevzuatı ve Politikalarında Son Gelişmeler ile ESA'nın 2013 Yılı Öncelikleri’ idi. AB tohum pazarına ilişkin önemli rakamsal verileri paylaşan Scholte şunları kaydetti: “AB tohum pazarının değeri 6,8 milyar Euro, tohum firmalarının sayısı 7 bin 200, sektörde çalışan sayısı 52 bin, yıllık Ar-Ge harcamaları cironun yüzde 20’si kadar ve Ar-Ge çalışanlarının sayısı 12 bin 500 kişi.” Scholte, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde; “yeni ıslah teknikleri”, “Avrupa Tohumluk İşleme Güvencesi (ESTA)” ve “Tohumculuk mevzuatında ESA vizyonunun teşvik edilmesi” başlıkları altında ESA’nın 2013 yılı önceliklerine değindi.   Kurumsallaşmaya Daha Çok Yatırım Yapılmalı Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz tarafından yapılan günün bir diğer sunumunda ise ‘Türkiye Tohumculuk Sektörünün Beklentileri ve Sektörden Beklentiler’ konusuna değinildi. Dr. Engiz yaptığı sunumda, tohum sanayicisi ve üreticilerinin ebeveyn hatları yurtdışından getirip salt sertifikalı tohum üretmeye dayalı bir tür “montaj sanayi”nden sıçrama yaparak daha fazla teknoloji, daha çok fikri-sınai mülkiyet üretmeye dayalı şekilde adeta “tohumculuğun ağır sanayi” hamlesine artık daha fazla önem vermeleri gerektiğinin altını çizdi. Dr. Engiz, Ar-Ge’ye önem verilmesi, desteklerin artarak devam ettirilmesi, KDV, sigorta, gelir vergisi ve enerji indirimi gibi alanlarda ciddi desteklerin verilmesi, bitki ıslahı ve çeşit geliştirilmesi için desteklerin arttırılması gerektiğine vurgu yaptı. Dünyada olduğu gibi yerel tohum şirketlerinin stratejik işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğine de işaret eden Engiz, sunumunda, kurumsallaşmaya ve profesyonelleşmeye daha çok önem verilmesi ve insan kaynaklarına yönelik kapasite inşasına özen gösterilmesi gerektiğine işaret etti. Engiz son olarak, tohumculuk ile ilgili konularda uzman olmayan kişilerin açıklama yapmaması gerektiğini de önemle vurguladı. Yapılan sunumların ardından Tohumculuk Daire Başkanı Metin Kaycıoğlu katılımcılara seslendi. Kaycıoğlu konuşmasında kamu kesiminin ve tohumculuk sektörünün birlikte hareket ettiğine dikkat çekerek sektörün sorunlarına cevap verebilecek mekanizmalar oluşturduklarını belirtti. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de sertifikalı tohumluk üretiminin 648 bin ton civarında olduğunu, tohumluk ithalatımızın 198 milyon dolar, ihracatın ise 121 milyon dolar civarında gerçekleştiğini ifade etti. Son yıllarda, yerli tohum şirketlerimizin royalti için yabancı şirketlere çok fazla para ödemekten şikâyet ettiklerinin altını çizen Kaycıoğlu, bundan kurtulmak için firmalarımızın teknoloji üretimine gereken önemi vermelerini istedi.Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısının ardından katılımcılar konuşmacılara merak ettikleri konularda soru sorma imkânı da buldu.   TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Dr.Mete Kömeağaç seçildi Yoğun bir katılımın gözlendiği TÜRKTED 20. Olağan Genel Kurulu ise tam bir tohumculuk şöleni havasında geçti. Divan Başkanlığına Ayhan Atalay’ın, Başkanlık Divanı yazman üyeliklerine de Dr. Sabahattin Bodur ve Mithat Yaltır’ın seçilmesinin ardından Genel Kurul olağan gündemine geçildi. 2011 ve 2012 Yıllarına ait Faaliyet Raporu ile Denetleme Raporunun sunulmasını takiben oylanıp kabul edilmesinin ardından Dernek Tüzük değişikliği de oylanarak kabul edildi. Dernek üyelerinin muhtelif konulardaki görüş ve değerlendirmelerinin ardından seçimlere geçildi. Üyelerin büyük ilgisi altında yapılan Genel Kurulda TÜRKTED’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Mete Kömeağaç olurken Başkan Yardımcılıklarına Burak Gönen ve İbrahim Hamit Esin, Sayman Üyeliğe de Ayhan Kullep seçildi. Yeni Yönetim Kurulu’nda yer alacak diğer üyelerin isimleri ise şöyle; Dr. Ahmet Engin, Ersin Arısoy ve Dr. Mete Murat Şölen. Denetleme Kurulu üyeliklerine ise Mustafa Ulusoy, Ayhan Atalay ve Yusuf Yormazoğlu seçildi. Genel Kurulda yapılan sunulara erişmek için dosya adı üzerine tıklayın; Türkted 20. Genel Kurul A.Özbuğday Trends and expectations for the global seed sector P.Sismondo Presentation Turkted B.Scholte Sektörün Beklentileri M.Engiz  

TÜRK PAMUĞUNDA YENİ BİR ADIM: “GMO FREE” (GDO’SUZ) STANDART

Ulusal Pamuk Konseyi (UPK)’nin girişimleriyle gerçekleştirilen “GDO’suz Türk Pamuğu gmo Free Turkish Cotton” etiketi geçtiğimiz günlerde kamuoyuna tanıtıldı. Projeyle ilgili İzmir Ticaret Borsası Meclis Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı ve İzmir Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Barış Kocagöz, dünyada pamuk üretiminin % 70'inin GDO'lu tohumla yapıldığını, Türkiye'nin ise yasal sınırlama nedeniyle GDO'lu üretim yapamadığını ve dünyanın en büyük GDO'suz pamuk üreticisi olduğunu söyledi. Pamukçu aleyhine bir durum yaratan bu konunun aslında bir fırsat olduğundan hareketle geçen yıl projeyi başlattıklarını dile getiren Kocagöz, ''İzmir Ticaret Borsası tarafından pamuk balyalarına yapıştırılmak üzere çırçır fabrikalarına 100 bin adet etiket gönderdik. Bu yıl Türkiye'deki diğer borsalara da etiket gönderdik. Projenin ikinci adımında tekstil ve konfeksiyon ürünleri için de uluslararası standartlar belirleyerek bir etiket hazırladık. Bugün tarladan ürüne GDO'suz zinciri tamamlayan ilk ürünle önemli bir adımı atıyoruz. Önder tekstil firmalarımızdan olan Bossa A.Ş tarafından üretilen kot pantolon ürünlerinde Control Union tarafından yapılan kontrol süreci sonrası sertifika süreci tamamlandı. Ürünlere ihracat pazarlarına gönderilmek üzere GMO Free etiketleri yerleştirildi. Bunun diğer firmalara da örnek olmasını bekliyoruz. Bundan sonraki yayılım hızı tekstil ve konfeksiyon sektörünün sahiplenmesine bağlıdır'' dedi. Türkiye'nin 1,5 milyon ton GDO'suz pamuk üretme potansiyeli bulunduğuna dikkat çeken Kocagöz, GMO Free etiketinin uzun dönemde tüketici için tercih sebebi olacağını, bunun hem Türk markalarına hem pamuk üreticisine önemli faydalar sağlayacağını ifade etti.  Kocagöz, “GMO Free etiketinin uluslararası pazarlarda tanıtımı için Ekonomi Bakanlığı'ndan ve Tarım Bakanlığı’ndan destek talebinde bulunacaklarını ve bundan böyle bu rekabet fırsatını diğer Türk tekstil firmalarının da kullanmasını gönülden dilediklerini.” Sözlerine ekledi. Tekstilde çevreci yaklaşımları benimsediklerini, aynı zamanda ulusal değerlere de sahip çıkmak istediklerini ifade eden Erkanlı ise, şu bilgileri verdi: "Bizim beklentimiz GMO Free etiketinin fiyat avantajı yaratmasından ziyade Bossa olarak tekstile çevreci bakış açısına katkı sağlamasıdır. Kuzey Avrupa ülkeleri ve Amerika'da çevre bilinci yüksek ürünlere olan talep artıyor. Organik pamuk ve geri dönüştürülmüş pamuk bunlardan bir tanesi. GMO Free etiketi de bu anlamda ön plana çıkıyor. Bir de Türkiye'ye ait, özel bir avantaj olması ve uluslararası bir kuruluş tarafından sertifikalandırılmış olması Türk firmalarına dünya pazarında avantajlı kılacak.'' Kendi ürünlerimize sahip çıkarsak ülke adına marka değeri yaratırız. GDO'suz pamuk kullanmak bizim için yeni bir şey değil. Ama ilk kez sertifikalanıyor, belgeleniyor. Dünya arenasına ilk defa duyurma imkanımız oluyor. Bu adımı ilk biz atmışsak da Türkiye'de tüm tekstil kuruluşları ülkemiz adına el ele verecek ve bu değeri tüm dünya piyasalarına sunacaktır. Bu iş Türkiye'de markalaşmaya adaydır'' diyerek görüşlerini aktardı.

BASIN BÜLTENİ-TÜRKTED - GK

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE YENİ TRENDLER TARTIŞMASI SEKTÖRÜ BİRARAYA GETİRDİ! TÜRKTED 20. OLAĞAN GENEL KURULU ŞÖLEN HAVASINDA GERÇEKLEŞTİ Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED), 20. Olağan Genel Kurulu ve Tohumculuk Sektöründeki Yeni Trendler toplantısı, 19 Şubat’ta Ankara Hilton Otel’de gerçekleştirildi. Yeni Yönetim Kurulu’nun belirlendiği toplantıda, dernek üyelerinin yanı sıra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB), Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği ve Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği ile Dünya Tohumculuk Federasyonu (ISF) ve Avrupa Tohumculuk Derneği (ESA)’dan da yetkililerin katılımı ile tohumculuk sektörünün gelecek vizyonuna ilişkin önemli konulara değinildi.   TÜRKTED 20. Olağan Genel Kurulu ve Tohumculuk Sektöründeki Yeni Trendler toplantısı, yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları, Bitkisel Üretim Genel Müdür Vekili Mevlüt Gümüş, Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. İbrahim Özcan, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Tohumculuk Daire Başkanı Metin Kaycıoğlu, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bahçe Bitkileri Araştırmaları Daire Başkanı Dr. Necdet Kaplan ve TÜRKTOB Başkanı Yıldıray Gençer’in de hazır bulunduğu toplantıda tohumculuk sektörünün geçmiş ve geleceğine ışık tutuldu.   Milli tohumculuk için küresel bakış şart Genel Kurul ve Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısının açılışını yapan TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, dünya tohumculuk sektöründeki gelişmelere; dünya ve Türkiye’de tohumluk pazarının gelişim trendine dikkat çektiği konuşmasında sektör için bir perspektif çizdi. Tohumun, tarımsal gelişim mekanizmasının temeli olduğuna işaret eden Özbuğday, tohumculuk sektörüne ilişkin bazı önemli rakamsal verileri de katılımcılarla paylaştı. Türkiye’de, 1980’li yıllara oranla günümüzde mısır üretiminde yüzde 276, pamuk üretiminde yüzde 128, buğday üretiminde ise yüzde 47 oranında artış yaşandığına dikkat çeken Özbuğday, bu artışa rağmen Türkiye’de verimlilik konusunda hala ABD’nin 1980’li yıllarında olunduğunu kaydetti. Dünya tohumculuk ticaretine ilişkin dikkat çekici rakamları paylaşan Özbuğday, dünya tohum ticaret hacminin 45 milyar dolar, mahsulden ayrılan tohumluk hacminin 15 milyar dolar, dünya tohumculuk ihracatının ise 9 milyar dolar olduğunu söyledi. Türkiye’de tohum pazarının büyüklüğünün 650 ila 700 milyon dolar olduğuna dikkat çeken Özbuğday, TÜRKTED üyesi firmaların ise bu rakamın yüzde 75 ila 85’ini gerçekleştirdiğini vurguladı. Özbuğday; al-sat yapan tohum sektörünün yıllar içinde teknoloji yatırımı ile birlikte ıslahçı, lisanslı tohum satışı yapan sektöre doğru gittiğini, veriler ışığında ortaya koydu. Özbuğday: “Artık üreticiler kendi şahsi veya yerel pazarları için üretim yapan ‘köylü-çiftçi’ yapısından dünya pazarları için üretim yapan ‘profesyonel üretici’ yapısına yönelmektedirler. Bu noktada en büyük destek tohumcu kuruluşların üretim materyali ve teknikleri ile olmuştur” dedi. Özbuğday; milli tohumculuğun gelişiminin küresel tohumculuğu yakından izlemek ve onunla sağlıklı işbirliği yapmakla mümkün olacağına ve sertifikalı tohumluk üretimi desteğiyle yetinilmeyip ıslahçı firmalara çok özel destekler sağlanması gerektiğine değinerek konuşmasını sürdürdü. Sertifikalı Tohumla Yüzde 25 Verim Artışı Ali Özbuğday’in ardından söz alan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları ise sertifikalı tohumun önemine değindiği konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye’nin her yıl 2,4 milyon ton sertifikalı tohumluk ihtiyacı var. Biz şimdi bunu 145 bin tondan almışız, 645 bin tona çıkarmışız. Onu da sınırlı kaynaklarla ve çok ciddi destekler vererek yapmışız. Hem sertifikalı tohum kullanan hem de sertifikalı tohum üreten özel sektörümüze ciddi destekler vererek bu seviyeye çıkmışız. Hâlbuki dünyada verimliliği arttırmanın en ucuz yolu sertifikalı tohum kullanmaktan geçiyor. Sertifikalı tohumdan yüzde 20-25 oranında ilave verim elde ediyorsunuz. Böyle bir imkân var sertifikalı tohumda, ancak bunu değerlendirecek alt yapıya sahip arazi yok. Bunun için ne yapmamız lazım, buna kafa yormamız lazım. Türkiye ancak böyle bir değişim ve dönüşümle, hem gıda güvenliğini, hem gıda güvenilirliğini hem de bölgesinin gıda ambarı olma özelliğini eline geçirmiş olur. Türkiye, böyle bir değişim ve dönüşümü gerçekleştirmediği sürece annenin elinden yavrusu alınır gibi, habire arazileri küçülecek. Bu küçülme devam ettiği sürece de Türkiye’nin tarımla ilgili yapabileceği hiçbir şey yoktur. Bu konuyla ilgili olarak halen Sivas’ın beş köyünde pilot çalışma olarak yürüttüğümüz çok büyük bir projeyi yakın gelecekte tüm ülkede uygulamaya başlayacağız.” Dünya Küçüldü, Ürün Hareketi Hızlandı Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısında konuşmacılar arasında yer alan ISF Tohum Teknolojisi ve Ticareti Direktörü Piero Sismondo ‘Dünya Tohumculuk Sektöründe Trendler, Öngörüler ve Beklentiler’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Tohum sektöründe dönüşümlerin ilk defa bu denli hızlı olduğuna dikkat çeken Sismondo, artık dünyanın küçüldüğüne buna bağlı olarak da ürünlerin daha hızlı hareket ettiğine dikkat çekti. Tarımı yakından ilgilendiren diğer konuları; iklim değişikliği, su kaynakları azalması, dünya ekonomisi ve sosyal sorumluluk yaklaşımları olarak sıralayan Sismondo, tüm bunlara rağmen uluslararası tohum ticaretinin arttığını, üreticilerin çeşitler hakkında daha çok bilgi sahibi olduğunu, daha fazla tohumun hibrite dönüştüğünü dile getirdi. Sismondo ek olarak, tohum işlemedeki gelişmelerle birlikte biyoenerji için de talebin daha çok arttığına değindi. Ekonomik büyüme için tarıma yatırımın önkoşul olduğuna dikkat çeken Sismondo: “Tohum tarımın temelidir. Kaliteli tohum olmadan modern tarım olamaz. Bu nedenle buluşlar için araştırma programlarına ağırlık verin, çeşitli gen kaynaklarına ulaşın, maliyet ve zamanı azaltın!” sözleri ile konuşmasını bitirdi. AR-GE Harcamaları Cironun Yüzde 20’si Sismondo’nun ardından söz alan ESA Teknik İşler Direktörü Bert Scholte’nin ele aldığı konu ise ‘Avrupa Birliği'nde Tohumculuk Mevzuatı ve Politikalarında Son Gelişmeler ile ESA'nın 2013 Yılı Öncelikleri’ idi. AB tohum pazarına ilişkin önemli rakamsal verileri paylaşan Scholte şunları kaydetti: “AB tohum pazarının değeri 6,8 milyar Euro, tohum firmalarının sayısı 7 bin 200, sektörde çalışan sayısı 52 bin, yıllık Ar-Ge harcamaları cironun yüzde 20’si kadar ve Ar-Ge çalışanlarının sayısı 12 bin 500 kişi.” Scholte, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde; “yeni ıslah teknikleri”, “Avrupa Tohumluk İşleme Güvencesi (ESTA)” ve “Tohumculuk mevzuatında ESA vizyonunun teşvik edilmesi” başlıkları altında ESA’nın 2013 yılı önceliklerine değindi.   Kurumsallaşmaya Daha Çok Yatırım Yapılmalı Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz tarafından yapılan günün bir diğer sunumunda ise ‘Türkiye Tohumculuk Sektörünün Beklentileri ve Sektörden Beklentiler’ konusuna değinildi. Dr. Engiz yaptığı sunumda, tohum sanayicisi ve üreticilerinin ebeveyn hatları yurtdışından getirip salt sertifikalı tohum üretmeye dayalı bir tür “montaj sanayi”nden sıçrama yaparak daha fazla teknoloji, daha çok fikri-sınai mülkiyet üretmeye dayalı şekilde adeta “tohumculuğun ağır sanayi” hamlesine artık daha fazla önem vermeleri gerektiğinin altını çizdi. Dr. Engiz, Ar-Ge’ye önem verilmesi, desteklerin artarak devam ettirilmesi, KDV, sigorta, gelir vergisi ve enerji indirimi gibi alanlarda ciddi desteklerin verilmesi, bitki ıslahı ve çeşit geliştirilmesi için desteklerin arttırılması gerektiğine vurgu yaptı. Dünyada olduğu gibi yerel tohum şirketlerinin stratejik işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğine de işaret eden Engiz, sunumunda, kurumsallaşmaya ve profesyonelleşmeye daha çok önem verilmesi ve insan kaynaklarına yönelik kapasite inşasına özen gösterilmesi gerektiğine işaret etti. Engiz son olarak, tohumculuk ile ilgili konularda uzman olmayan kişilerin açıklama yapmaması gerektiğini de önemle vurguladı.Yapılan sunumların ardından Tohumculuk Daire Başkanı Metin Kaycıoğlu katılımcılara seslendi. Kaycıoğlu konuşmasında kamu kesiminin ve tohumculuk sektörünün birlikte hareket ettiğine dikkat çekerek sektörün sorunlarına cevap verebilecek mekanizmalar oluşturduklarını belirtti. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de sertifikalı tohumluk üretiminin 648 bin ton civarında olduğunu, tohumluk ithalatımızın 198 milyon dolar, ihracatın ise 121 milyon dolar civarında gerçekleştiğini ifade etti. Son yıllarda, yerli tohum şirketlerimizin royalti için yabancı şirketlere çok fazla para ödemekten şikâyet ettiklerinin altını çizen Kaycıoğlu, bundan kurtulmak için firmalarımızın teknoloji üretimine gereken önemi vermelerini istedi.Tohumculuk Sektöründe Yeni Trendler toplantısının ardından katılımcılar konuşmacılara merak ettikleri konularda soru sorma imkânı da buldu.   TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Dr.Mete Kömeağaç seçildi Yoğun bir katılımın gözlendiği TÜRKTED 20. Olağan Genel Kurulu ise tam bir tohumculuk şöleni havasında geçti. Divan Başkanlığına Ayhan Atalay’ın, Başkanlık Divanı yazman üyeliklerine de Dr. Sabahattin Bodur ve Mithat Yaltır’ın seçilmesinin ardından Genel Kurul olağan gündemine geçildi. 2011 ve 2012 Yıllarına ait Faaliyet Raporu ile Denetleme Raporunun sunulmasını takiben oylanıp kabul edilmesinin ardından Dernek Tüzük değişikliği de oylanarak kabul edildi. Dernek üyelerinin muhtelif konulardaki görüş ve değerlendirmelerinin ardından seçimlere geçildi. Üyelerin büyük ilgisi altında yapılan Genel Kurulda TÜRKTED’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Mete Kömeağaç olurken Başkan Yardımcılıklarına Burak Gönen ve İbrahim Hamit Esin, Sayman Üyeliğe de Ayhan Kullep seçildi. Yeni Yönetim Kurulu’nda yer alacak diğer üyelerin isimleri ise şöyle; Dr. Ahmet Engin, Ersin Arısoy ve Dr. Mete Murat Şölen. Denetleme Kurulu üyeliklerine ise Mustafa Ulusoy, Ayhan Atalay ve Yusuf Yormazoğlu seçildi. Genel Kurulda yapılan sunulara erişmek için dosya adı üzerine tıklayın; Türkted 20. Genel Kurul A.Özbuğday Trends and expectations for the global seed sector P.Sismondo Presentation Turkted B.Scholte Sektörün Beklentileri M.Engiz    

AB GDO’LU ÜRETİMDEKİ YASAKLAMA VE KISITLAMALARI HAFİFLETİYOR!

  AVRUPA BİRLİĞİ GDO’LU ÜRETİMDEKİ YASAKLAMA VE KISITLAMALARI HAFİFLETİYOR! Avrupa Parlamentosu üyelerinin geçtiğimiz günlerde oylayıp kabul ettikleri mevzuat taslağına göre, AB üyesi ülkelerde genetiği değiştirilmiş (GD) bitkilerin üretimindeki yasaklama ve kısıtlamalara birtakım esneklikler getirilmekte ve ayrıca söz konusu düzenlemeyle üye ülkelerde bu üretimin yapılabilmesi için çevresel duyarlılıkla ilgili dürtülerden de bahsedilebilecek. Mevcut mevzuatta yapılacak bu değişiklik taslağı, bu aşamadan sonra Avrupa Konseyi’nde de tartışılacak. Avrupa Parlamentosu Raportörü Corinne Lepage, “Kamuoyunun yıllardır gündeminde olan GDO’larla ilgili bu zorlu konuda Parlamentonun bir anlaşmaya varmış olmalarından memnunum. Konsey, bu dengelenmiş görüş birliği sayesinde eğer ortak bir duruşu yakalamayı başarabilirse, ülkelere ve bölgelere eğer isterlerse GDO’lu üretim yapmama hakkını da verecektir.” Avrupa Birliği’nde, hâlihazırda GDO’lu olan sadece bir mısır ve bir patates çeşidinin üretimine izin verilmekte, hatta birçok üye ülkede ticari olmayan üretime bile izin verilmemektedir. (haberin devamı için buraya tıklayın)    

GDO’LU SOYA İTHALATIMIZ 2011’DE 600 MİLYON DOLARI GEÇTİ!

GDO’LU SOYA İTHALATIMIZ 2011’DE 600 MİLYON DOLARI GEÇTİ!Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın (GTHB) verilerine göre ülkemizde soya fasulyesi ekiliş alanı 250.000 dekar civarında. Ortalama verimin iyimser bir tahminle 0,3 ton/da olduğu varsayıldığında yıllık soya üretimimiz 75.000 ton. Oysa Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) rakamlarına göre ülkemiz tarafından son 5 yıldır ithal edilen soya miktarının ortalaması ise yılda 1.250.000 ton (2010’da 1,75 milyon ton). Bu durumda Türkiye’nin soya ihtiyacının sadece % 5 - 6’sı ülke içinden sağlanabiliyor. Diğer taraftan Biyogüvenlik Kurulu, 26 Ocak 2011 tarihli ve 27827 sayılı Resmi Gazete'de yayımladığı Karar ile “Herbisit Tolerans genini ihtiva eden GDO’lu A2704-12, MON40-3-2, MON89788 soya fasulyelerinin ve ürünlerinin” hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verdi. İthalat yaptığımız menşei ülkelerde üretilen soya çeşitlerine bakıldığında da üretimin nerdeyse tamamı genetiği değiştirilmiş çeşitlerden elde ediliyor. 2011 yılında Ekim ayı itibariyle ülkemize 1.140.000 ton GD soya ithal edildi ve bunun için toplam 608 milyon dolar ödendi.    

HALSER 24-26 MAYIS'TA BAYRAMPAŞA HALİ'NDE

  HALSER 24-26 MAYIS'TA BAYRAMPAŞA HALİ'NDE Halser / Yaş Sebze Meyve Üretim Girdileri, Paketleme, Lojistik, Pazarlama Fuarı İstanbul Bayrampaşa Hali’nde 24-26 Mayıs 2012 tarihlerinde gerçekleştirilecektir. Geçtiğimiz yıl da düzenlenen bu etkinliğe özellikle sebze tohumculuğu alanında çalışan çok sayıda tohum firması katılmıştır. Fuarın web adresi www.halseristanbul.com   

2011 YILI TOHUMLUK İHRACATIMIZ 113 MİLYON İTHALATIMIZ 174 MİLYON DOLARI GEÇTİ!

2011 YILI TOHUMLUK İHRACATIMIZ 113 MİLYON İTHALATIMIZ 174 MİLYON DOLARI GEÇTİ!Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) TÜİK kayıtlarına dayanarak hazırladığı veri tabanına göre Türkiye’nin 2011 yılında gerçekleşen tohumluk ihracat değeri 113 milyon, ithalatı ise 174 milyon Amerikan Doları'nı geçti. 2011 yılı tohumluk ihracatımızda en büyük payı 51 milyon dolarlık değerle ayçiçeği tohumluğu alırken, bunu 23,4 milyon dolarla hibrit mısır ve 9 milyon dolarla pamuk tohumluğu izledi. Kavun ve karpuz dahil tüm türler itibariyle ülkemizin sebze tohumluğu ihracat değeri ise 21 milyon dolar. Bununla birlikte, 2011 yılında toplam 174 milyon 581 bin dolar olan toplam tohumluk ithalatımızın 112 milyon dolarlık bölümünü sebze tohumluğu ithalatı oluşturuyor. Tüm bitki türleri itibariyle bakıldığında 2011 tohumluk ithalatında birinci sırada 52 milyon dolarla domates tohumluğu yer alırken, ikinci sırada 18,8 milyon dolarla tohumluk patates, üçüncü sırada ise 13,7 milyon dolarla hıyar tohumluğu geliyor. Verileri görmek için tabloya tıklayın.

YONCA TOHUMU İTHALATIMIZ 2,3 MİLYON DOLARI, İNGİLİZ ÇİMİ TOHUMU İTHALATIMIZ DA 3,2 MİLYON DOLARI GEÇTİ!

YONCA TOHUMU İTHALATIMIZ 2,3 MİLYON DOLARI, İNGİLİZ ÇİMİ TOHUMU İTHALATIMIZ DA 3,2 MİLYON DOLARI GEÇTİ!Bir önceki e-bültende DTÖ verileri esas alınarak TÜRKTED tarafından derlenen serin ve sıcak iklim tahılları ile yemeklik baklagillere ait tohumlukların ülkemiz dış ticaret rakamları yayımlanmıştı. Bu bültende ise çayır, mer’a, yem ve çim bitkilerine ait tohumlukların ithalat ve ihracat değerlerini siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz. 2010 yılında 767 bin dolar olan yonca tohumu ithalatımız, 2011 yılının ilk 11 ayında 2,3 milyon doları geçerken; sorgum tohumu ithalatımız da 2010 yılında 155 bin dolar iken 2011 yılında bu değer 243 bin doları bulmuştur. İngiliz çim tohumu ithalatımız 3,2 milyon doları geçerken, ihracatımız da 589 bin dolara ulaşmıştır. Çayır otu tohumluk ithalat değerlerine bakıldığında, toplam değerin 3 milyon doları geçmekte olduğu görülmektedir.

TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİNE KÜRESEL GÖZLE BAKMAK İSTEYEN SEKTÖR PAYDAŞLARI 23 OCAK’TA ANTALYA’DA BULUŞUYOR!

TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİNE KÜRESEL GÖZLE BAKMAK İSTEYEN SEKTÖR PAYDAŞLARI 23 OCAK’TA ANTALYA’DA BULUŞUYOR! Dünya tohumculuk endüstrisinde yaşanan en güncel gelişmeleri tohumculuk sektöründeki yatırımcılar, üst düzey yöneticiler, karar vericiler, yönetici adayları ve tohumculuk konusunda çalışan araştırıcı ve akademisyenlerle paylaşabilmek amacıyla TÜRKTED’in ABD Cornell Üniversitesi ve Sathguru Yönetim Danışmanları ile yaptığı iş birliği çerçevesinde 23 – 26 Ocak 2012 tarihlerinde Renaissance Antalya Beach Resort & SPA’da “Tohumculuk Endüstrisi Programı'na (Seed Industry Program)" kayıtlar devam ediyor. Cornell Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ronnie Coffman, Prof. Dr. K. V. Raman, Cornell Teknoloji, Girişim ve Ticarileşme Merkezi'nin (CCTEC) direktörü Dr. Richard Cahoon, Sathguru Danışmanlık’ın (Hindistan) Kurucu Direktörü ve CEO’su K. Vijayaraghavan ve Asya’daki birçok tohumculuk şirketine mali ve idari danışmanlık yapan mali müşavir Ragunathan’ın gerçekleştireceği eğitimin tüm oturumlarında simultane tercüme yapılacaktır.Programın tanıtım broşürü ve online kayıt formu için buraya tıklayın.    

TOHUM DERGİSİNİN 4. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR!

TOHUM DERGİSİNİN 4. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR!Tohum dergimizin 4. sayısı Ocak 2012’de okurlarıyla buluşuyor. Tohum yalnızca bir dernek yayını olmanın ötesine geçti. Türkiye’nin tarımsal ahvalini anlatan bir pencere de oldu. Elbette içeriğimizi daha da geliştirmek niyetindeyiz. Bu konuda da katkılarınıza sayfalarımızın açık olduğunu bilmenizi isteriz. Bu sayıda, Tarım Bakanlığı yapmış bir başka önemli ismi sayfalarımızda ağırlamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Daha önceki sayılarımızda yer alan değerli bakanlarımız Sn. Hüsnü Doğan, Sn. M. Mehdi Eker’den sonra şimdi de Sn. Prof. Dr. Sami Güçlü ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Saygıdeğer Bakanımızın söyledikleri tüm sektör tarafından dikkatlice okunmalı fikrindeyiz. Tam 16 sayfamızı ayırdığımız Sayın Bakanımızın mesajları umarız tüm sektörümüz için bir dönemi anlama şansı sunar ve önümüzdeki zamanlar için de yol gösterici olur. Bu vesileyle bizleri kırmayarak sorularımıza cevap veren Sayın Prof. Dr. Sami Güçlü’ye şükranlarımızı iletiyoruz. TÜRKTED’in de üyesi olduğu Avrupa Tohumculuk Derneği'ni (ESA) bu sayımızda daha yakından tanıtmaya çalıştık. Ayrıca, tohumculuk sektörüne bir ömür boyu sadece emek vermekle kalmayıp gönlünü de veren MayAgro Şirketinin kurucusu Sayın Mehmet Ali Yormazoğlu’na da bu sayımızda yer verdik. (Derginin elektronik kopyası için buraya tıklayın).    

GDO’LU MISIRIN ÜLKEMİZE İTHALATINA İZİN VERİLMESİ HAKKINDA TÜRKTED’İN GÖRÜŞÜ

GDO’LU MISIRIN ÜLKEMİZE İTHALATINA İZİN VERİLMESİ HAKKINDA TÜRKTED’İN GÖRÜŞÜ Biyogüvenlik Kurulu'nun 13 adet GDO’lu mısır çeşidinin ithalatına izin verdiği karar 24 Aralık 2011 tarihli ve 28152 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Biyogüvenlik Kurulu Başkanı Hakan Yardımcı, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Daha önce sadece üç soya çeşidine izin vermiştik. Daha sonra 13 mısır çeşidi ile ilgili bilimsel komitelerin raporlarını ilan ettik, kamuoyunun görüşünü aldık. Kurulumuz kararını verdi. Buna göre 13 mısır çeşidinin yem amaçlı olarak kullanılmasına resmen izin verilmiştir (Haberin devamı için buraya tıklayınız). TÜRKTED GÖRÜŞÜÜlkemizde 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu kapsamında GDO’lu bitki ve hayvan üretimi yasaklanmıştır. Söz konusu kanun sadece GDO’ların gıda ve yem amaçlı kullanımına izin veren hukuksal bir metin olarak yürürlüktedir. Bu kanun hükümlerine ülkemiz tohumculuk sektörü sonuna kadar saygı duymaktadır. Bununla birlikte sektör olarak beklentimiz söz konusu kanun hükümlerinin tam anlamıyla, kanunun yürütülmesinden sorumlu birimler tarafından yerine getirilmesidir. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bu yana bahsedilen beklentilerimizin layıkıyla yerine getirilemediği gözlenmiştir. Ancak konu konvansiyonel tohum ithalatında tüm dünyaca kabul edilen ve tohum üretiminde teknik olarak “önlenemeyen GDO bulaşıklığı” konusunda sektör olarak beklentilerimize bu kanun kapsamında ilgililer tarafından maalesef bir çözüm üretilememiştir. Aynı kanun kapsamına giren başka sektörleri ilgilendiren konularda ise söz konusu hükümler kanunda belirtildiği gibi işlememekte ve kanuna rağmen çıkartılan ikincil mevzuatla bazı çözümler bulunmaya çalışılmakta ancak uygulamada ciddi aksaklıklar yaşanmaktadır. Yanlış anlaşılmalara meydan vermemek adına beklentimiz GDO’lu tohumların ülkemizde kullanılması değil, ancak konvansiyonel tohum üretiminin geliştirilmesi amacıyla araştırma, deneme ve demonstrasyon amaçlı olarak ithal edilen oldukça küçük miktarlardaki ar-ge materyalinde teknik olarak “Önlenemeyen bulaşıklık” veya İngilizce ifadesi ile “Adventitious Presence (AP)” için tolerans limitlerinin tanımlanarak konunun çözüme kavuşturulmasıdır. Aksi takdirde, Biyogüvenlik Kanunu hükümleri kapsamındaki mevcut “sıfır tolerans” uygulaması ülkemiz tohumculuk sektörü için kısa, orta ve uzun vadede ciddi sorunlar yaratabilecek potansiyele sahiptir. Yaklaşık 25 yıldır elde edilen kazanımların ve artık bölgesel güç olma noktasında bulunan sektörümüzün, bu sorunun çözülmemesi durumunda, gelinen nokta itibari ile geriye gideceği endişesini sektörde bulunan ciddi tohum firmaları tarafından artık yüksek sesle dile getirilmektedir. Çünkü bu tohum firmaları az miktarlardaki GDO’suz deneme ve araştırma amaçlı çoğaltım materyallerini dahi uzadıkça uzayan teknik ve idari prosedürler nedeniyle ithal edemez hale gelmişlerdir. Diğer taraftan yüz binlerce ton GDO’lu soya ülkemiz tarafından ithal edilmektedir. Çok yakın bir gelecekte onlarca çeşit GDO’lu mısırın ithalatı da gerçekleştirilecektir. Sonuç olarak sektörel beklentimiz; çifte standart olarak da değerlendirilebilecek bu tür uygulamalara bir an evvel son verilmesidir. Bu nedenle, Biyogüvenlik Kurulu’nca alınan bir dizi kararlarla çok önemli sorunlara geçici çözümler bulmak yerine Biyogüvenlik Kanunu’nun baştan aşağı tekrar gözden geçirilip AB’deki uygulamalar ve küresel gerçekler de dikkate alınarak ilgili hükümlerinde gerekli değişikliklerin ivedilikle yapılması tohumculuk endüstrisi için son derece elzemdir. Sektörün bu değişim süreciyle ilgili en önemli beklentisi ise ülkemizdeki GDO karşıtlığını bilimsel gerçeklerden çok uzak, adeta sorgulanamaz bir tabu haline getirmiş grupların etkisinde kalmadan bu yeni düzenlemelerin yapılmasıdır. Zira birkaç yıl önce Biyogüvenlik Kanunu’nun hazırlanması esnasında konuya aşırı duyarlı bazı çevrelerin etkisiyle son şekli verilerek yürürlüğe giren yasa bugün itibariyle maalesef ülkemizin ihtiyaçlarına cevap verememektedir. Mevcut uygulama yakın bir gelecekte de başta bitki ıslahı yapan tohumculuk sektörü mensupları olmak üzere Türkiye tarım sektörünün rekabet gücünü belirli bitki türlerinde büyük oranda azaltacak ve bunun zararını da en fazla ülkemizin cefakâr üreticileri karşılamak zorunda kalacaktır.    

TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ PROGRAMI’NA KAYITLAR DEVAM EDİYOR!

TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ PROGRAMI’NA KAYITLAR DEVAM EDİYOR!Dünya tohumculuk endüstrisinde yaşanan en güncel gelişmeleri tohumculuk sektöründeki yatırımcılar, üst düzey yöneticiler, karar vericiler, yönetici adayları ve tohumculuk konusunda çalışan araştırıcı ve akademisyenlerle paylaşabilmek amacıyla TÜRKTED’in ABD Cornell Üniversitesi ve Sathguru Yönetim Danışmanları ile yaptığı iş birliği çerçevesinde 23 – 26 Ocak 2012 tarihlerinde Renaissance Antalya Beach Resort & SPA’da “Tohumculuk Endüstrisi Programı"na (Seed Industry Program) kayıtlar devam ediyor. Cornell Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ronnie Coffman, Prof. Dr. K. V. Raman, Cornell Teknoloji, Girişim ve Ticarileşme Merkezi'nin (CCTEC) direktörü Dr. Richard Cahoon, Sathguru Danışmanlık’ın (Hindistan) kurucu direktörü ve CEO’su K. Vijayaraghavan ve Asya’daki birçok tohumculuk şirketine mali ve idari danışmanlık yapan mali müşavir Ragunathan’ın gerçekleştireceği eğitimin tüm oturumlarında simultane tercüme yapılacaktır.TENTATIVE COURSE PROGRAM (Geçici Kurs Programı)Programın tanıtım broşürü veonline kayıt formu için buraya tıklayın.    

TÜRK PAMUĞUNDA YENİ BİR ADIM: “GMO FREE” (GDO’SUZ) STANDART

TÜRK PAMUĞUNDA YENİ BİR ADIM: “GMO FREE” (GDO’SUZ) STANDARTUlusal Pamuk Konseyi (UPK)’nin girişimleriyle gerçekleştirilen “GDO’suz Türk Pamuğu – GMO Free Turkish Cotton” etiketi geçtiğimiz günlerde kamuoyuna tanıtıldı. Projeyle ilgili İzmir Ticaret Borsası Meclis Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı ve İzmir Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Barış Kocagöz, dünyada pamuk üretiminin % 70'inin GDO'lu tohumla yapıldığını, Türkiye'nin ise yasal sınırlama nedeniyle GDO'lu üretim yapamadığını ve dünyanın en büyük GDO'suz pamuk üreticisi olduğunu söyledi.Pamukçu aleyhine bir durum yaratan bu konunun aslında bir fırsat olduğundan hareketle geçen yıl projeyi başlattıklarını dile getiren Kocagöz, ''İzmir Ticaret Borsası tarafından pamuk balyalarına yapıştırılmak üzere çırçır fabrikalarına 100 bin adet etiket gönderdik. Bu yıl Türkiye'deki diğer borsalara da etiket gönderdik. Projenin ikinci adımında tekstil ve konfeksiyon ürünleri için de uluslararası standartlar belirleyerek bir etiket hazırladık. Bugün tarladan ürüne GDO'suz zinciri tamamlayan ilk ürünle önemli bir adımı atıyoruz. Önder tekstil firmalarımızdan olan Bossa A.Ş tarafından üretilen kot pantolon ürünlerinde Control Union tarafından yapılan kontrol süreci sonrası sertifika süreci tamamlandı. Ürünlere ihracat pazarlarına gönderilmek üzere GMO Free etiketleri yerleştirildi. Bunun diğer firmalara da örnek olmasını bekliyoruz. Bundan sonraki yayılım hızı tekstil ve konfeksiyon sektörünün sahiplenmesine bağlıdır'' dedi. Türkiye'nin 1,5 milyon ton GDO'suz pamuk üretme potansiyeli bulunduğuna dikkat çeken Kocagöz, GMO Free etiketinin uzun dönemde tüketici için tercih sebebi olacağını, bunun hem Türk markalarına hem pamuk üreticisine önemli faydalar sağlayacağını ifade etti. Kocagöz, “GMO Free etiketinin uluslararası pazarlarda tanıtımı için Ekonomi Bakanlığı'ndan ve Tarım Bakanlığı’ndan destek talebinde bulunacaklarını ve bundan böyle bu rekabet fırsatını diğer Türk tekstil firmalarının da kullanmasını gönülden dilediklerini.” Sözlerine ekledi.Tekstilde çevreci yaklaşımları benimsediklerini, aynı zamanda ulusal değerlere de sahip çıkmak istediklerini ifade eden Erkanlı ise, şu bilgileri verdi: "Bizim beklentimiz GMO Free etiketinin fiyat avantajı yaratmasından ziyade Bossa olarak tekstile çevreci bakış açısına katkı sağlamasıdır. Kuzey Avrupa ülkeleri ve Amerika'da çevre bilinci yüksek ürünlere olan talep artıyor. Organik pamuk ve geri dönüştürülmüş pamuk bunlardan bir tanesi. GMO Free etiketi de bu anlamda ön plana çıkıyor. Bir de Türkiye'ye ait, özel bir avantaj olması ve uluslararası bir kuruluş tarafından sertifikalandırılmış olması Türk firmalarına dünya pazarında avantajlı kılacak.''Kendi ürünlerimize sahip çıkarsak ülke adına marka değeri yaratırız. GDO'suz pamuk kullanmak bizim için yeni bir şey değil. Ama ilk kez sertifikalanıyor, belgeleniyor. Dünya arenasına ilk defa duyurma imkanımız oluyor. Bu adımı ilk biz atmışsak da Türkiye'de tüm tekstil kuruluşları ülkemiz adına el ele verecek ve bu değeri tüm dünya piyasalarına sunacaktır. Bu iş Türkiye'de markalaşmaya adaydır'' diyerek görüşlerini aktardı.    

TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ PROGRAMI (SEED INDUSTRY PROGRAM) 23 OCAK 2012’DE ANTALYA’DA BAŞLIYOR!

TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ PROGRAMI (SEED INDUSTRY PROGRAM) 23 OCAK 2012’DE ANTALYA’DA BAŞLIYOR!Dünya tohumculuk endüstrisinde yaşanan en güncel ilerlemeleri ve yenilikleri tohumculuk sektöründeki yatırımcılar, üst düzey yöneticiler, karar vericiler, yönetici adayları ve tohumculuk konusunda çalışan araştırıcı ve akademisyenlerle paylaşabilmek amacıyla TÜRKTED’in ABD Cornell Üniversitesi ve Sathguru Yönetim Danışmanları ile yaptığı işbirliği çerçevesinde 23 – 26 Ocak 2012 tarihlerinde Renaissance Antalya BeachResort&SPA’da“Tohumculuk Endüstrisi Programı” başlıklı üst düzey bir eğitim düzenlenecektir. Küresel trendlerden gelişmekte olan piyasaların dinamiklerine; kamu-özel sektör ortaklık seçenekleri ve stratejilerindenaraştırma ve teknoloji yönetimine; genetik kaynaklara erişim ve ıslah stratejilerinden fikri mülkiyetin korunmasına; özgün vasıflı genetik kaynakları geliştirme stratejisinde biyoteknolojinin kullanımından hukuki düzenlemelerin maliyet, zamanlılık ve pazara erişim üzerine etkilerine; üretilen tohumlukların piyasa değerinin nasıl hesaplanması gerektiğinden bilişim teknolojisinin tohumculuk endüstrisinde kapsamlı kullanımına; pazara erişim ve tohumluk dağıtımındaki yeniliklerden yenilikçi ürünler, yeni pazarlar ve yeni tedarik-dağıtım seçeneklerine kadar daha birçok önemli başlık bu programın içeriğini oluşturmaktadır. Geçici programı aşağıda verilen bu eğitimboyunca katılımcılar, yoğun konferans oturumları, durum çalışması ve proje tabanlı grup egzersizlerinde yer alacaklardır. Cornell Üniversitesinden Prof. Dr. RonnieCoffman, Prof. Dr. K. V. Raman, Cornell Teknoloji, Girişim ve Ticarileşme Merkezi (CCTEC)’nin direktörü Dr. Richard Cahoon, Sathguru Danışmanlık’ın (Hindistan) kurucu direktörü ve CEO’su K. Vijayaraghavan ve Asya’daki birçok tohumculuk şirketine mali ve idari danışmanlık yapan mali müşavir Ragunathan’ıngerçekleştireceğieğitimin tüm oturumlarında simultane tercüme yapılacaktır.TENTATIVE COURSE PROGRAM (Geçici Kurs Programı)>Programın tanıtım broşürü veonline kayıt formu için buraya tıklayın.    

SEBZE TOHUMUNDA YERLİNİN “AYAK SESLERİ”

SEBZE TOHUMUNDA YERLİNİN “AYAK SESLERİ”Açıkta Uygun Hat ve Nitelikte Yetiştirilen Biber Hibrit Çeşitlerini Geliştirme Proje Sorumlusu Hayati Kar, "Amacımız yerli biber hibrit çeşitliğinin sayısını arttırmak, Türk sebze tohumculuğunda dışa bağımlılığı azaltıp yerli hibrit çeşitlerinin daha fazla piyasaya girmesini sağlamaktır" dedi. Tohumun stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Kar, "Şuan sebze tohumunun ticareti Türkiye'de 100 milyon dolar. Bunun çoğunu Fransa'dan İsrail'den, Hollanda'dan ithal ediyoruz. Biz yerli hibrit çeşitlerini çıkartarak ithalatı azaltmak istiyoruz" ifadesini kullandı. Haberin devamı için buraya tıklayınız.    

MISIR TOHUMLUĞU İHRACATIMIZ 25 MİLYON DOLARI, FASULYE TOHUMLUĞU İTHALATIMIZ İSE 1,5 MİLYON DOLARI GEÇTİ

MISIR TOHUMLUĞU İHRACATIMIZ 25 MİLYON DOLARI, FASULYE TOHUMLUĞU İTHALATIMIZ İSE 1,5 MİLYON DOLARI GEÇTİBir önceki e-bültende DTÖ verileri esas alınarak TÜRKTED tarafından derlenen endüstri bitkileri tohumluklarına ait ülkemizin dış ticaret rakamları yayımlanmıştı. Bu bültende ise sıcak iklim tahılları, serin iklim tahılları ve yemeklik baklagillere ait tohumlukların ithalat ve ihracat değerlerini değerli okurlarımızla paylaşıyoruz. 2010 yılında toplam mısır tohumluğu ithalat değerimiz 14 milyon ABD dolarını geçerken, aynı yıl toplam mısır tohumluğu ihracat değeri 25 milyon ABD dolarını aşmıştır. 2010 yılında serin iklim tahıllarına ait tohumluk ithalat değerleri içinde 758 bin ABD doları ile Makarnalık buğday tohumluğu ilk sırayı alırken, ekmeklik buğday tohumluğu 572 bin ABD doları ile onu takip etmektedir. Aynı yılın ihracat değerlerinde ise ilk sırayı ekmeklik buğday tohumluğunun aldığı görülmektedir. Yemeklik baklagillerde fasulye tohumluğu için toplam ithalat değerimizin 2010 yılında 1,5 milyon ABD dolarını bulduğu görülürken, aynı yıl ihracat değeri en yüksek yemeklik baklagil tohumluğunun ise bakla olduğu görülmektedir.    

GDO’LU SOYA İTHALATIMIZ 2011’DE 600 MİLYON DOLARI GEÇTİ!

GDO’LU SOYA İTHALATIMIZ 2011’DE 600 MİLYON DOLARI GEÇTİ!Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın (GTHB) verilerine göre ülkemizde soya fasulyesi ekiliş alanı 250.000 dekar civarında. Ortalama verimin iyimser bir tahminle 0,3 ton/da olduğu varsayıldığında yıllık soya üretimimiz 75.000 ton. Oysa Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) rakamlarına göre ülkemiz tarafından son 5 yıldır ithal edilen soya miktarının ortalaması ise yılda 1.250.000 ton (2010’da 1,75 milyon ton). Bu durumda Türkiye’nin soya ihtiyacının sadece % 5 - 6’sı ülke içinden sağlanabiliyor. Diğer taraftan Biyogüvenlik Kurulu, 26 Ocak 2011 tarihli ve 27827 sayılı Resmi Gazete'de yayımladığı Karar ile “Herbisit Tolerans genini ihtiva eden GDO’lu A2704-12, MON40-3-2, MON89788 soya fasulyelerinin ve ürünlerinin” hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verdi. İthalat yaptığımız menşei ülkelerde üretilen soya çeşitlerine bakıldığında da üretimin nerdeyse tamamı genetiği değiştirilmiş çeşitlerden elde ediliyor. 2011 yılında Ekim ayı itibariyle ülkemize 1.140.000 ton GD soya ithal edildi ve bunun için toplam 608 milyon dolar ödendi.    

TÜRKTED’İN DE KURUCU ORTAK OLDUĞU HARRAN ÜNİVERSİTESİ TEKNOPARKI YÖNETİM KURULU İLK TOPLANTISINI YAPTI

TÜRKTED’İN DE KURUCU ORTAK OLDUĞU HARRAN ÜNİVERSİTESİ TEKNOPARKI YÖNETİM KURULU İLK TOPLANTISINI YAPTITÜRKTED’in de kurucu ortak olduğu Harran Üniversitesi bünyesinde kurulan "ŞANLIURFA TEKNOLOJİ BÖLGESİ KURUCU VE İŞLETİCİ A.Ş." ortakları 27 Ekim 2011 tarihinde Osman Bey Yerleşkesi Mühendislik Fakültesinde ilk toplantısını yaparak anlaşma imzaladı. . Temel amacı, üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayisinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması olan Şanlıurfa Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin ana faaliyetleri ise teknolojik bilgi üretilmesi; üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirilmesi; ürün kalitesinin veya standardının yükseltilmesi; verimliliğin arttırılması; üretim maliyetlerinin düşürülmesi; teknolojik bilginin ticarileştirilmesi; teknoloji yoğun üretim ve girişimciliğin desteklenmesi; küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunun sağlanması; bilim ve teknoloji yüksek kurulunun kararlarını da dikkate alarak teknoloji yoğun alanlarda yatırım olanaklarının yaratılması; araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratılması; teknoloji transferine yardımcı olunması ve yüksek / ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılması için gerekli teknolojik alt yapının sağlanması olarak özetlenebilirSıralanan bu faaliyetler temelinde tohumculuk ve bitki ıslahında çalışan özel sektör kuruluşları da ortak olmak suretiyle çalışmalarını teknoparkta sürdürmeleri halinde mevzuat çerçevesinde sağlanacak birtakım mali avantajların yanı sıra diğer birçok imkândan yararlanabileceklerdir. .Bakanlar Kurulu'nun 29 Nisan 2010 tarihli oturumunda 2010-309 karar sayısı ile Harran Üniversitesi GAP Teknoparkı resmen kurulmuştu. Bu bağlamda yapılan ilk toplantıya kurucu ortaklardan Harran Üniversitesi Rektörlüğü adına Rektör Prof.Dr İbrahim Halil Mutlu, Ticaret ve Sanayi odası adına Başkan Sabri Ertekin, Progen Tarım A.Ş adına Ali Özbuğday, TÜRKTED adına Yönetim Kurulu Üyesi İ.Hamit Esin, Kanalurfa Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Toru, Şirket Müdürü Hasan Aydoğdu, Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Mehmet İriadamkatıldılar Konu ile alakalı bir açıklamada bulunan Harran Üniversitesi Rektörü Prof.Dr İbrahim Halil Mutlu "Bölgede kurulacak tarım ağırlıklı teknopark; sulu tarım ile birlikte ortaya çıkan köklü sorunların üstesinden gelmek, tarımsal ürünleri bölgede sanayi ürünlerine dönüştürmek, Biyoteknoloji-sulama teknolojisi-yenilenebilir enerji gibi konularda tarımsal teknolojiyi ön plana çıkarmak, yeni teknolojiler üretmek, yaptıkları çalışmaları ulusal ve uluslararası düzeyde ilgililere aktarmak açısından son derece etkili olacaktır" dedi.    

TÜRKTED E-BÜLTEN BİRİNCİ YILINI DOLDURDU!

 

AYÇİÇEĞİ TOHUMLUĞU İHRACATIMIZ 38 MİLYON DOLARI ŞEKER PANCARI TOHUMLUĞU İTHALATIMIZ 18 MİLYON DOLARI GEÇTİ

TARIMA DESTEK SADECE TÜRKİYE’DE ARTTI

 

SERTİFİKALI PATATES ÜRETİMİNDE “BİR’E 20” VERİM

SERTİFİKALI PATATES ÜRETİMİNDE “BİR’E 20” VERİMKuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) tarafından desteklenen 'Aziziye koşullarında sertifikalı patates tohumu yetiştiriciliği' projesi Erzurum'un Aziziye ilçesinin 66 köyünde uygulandı. Yaklaşık 213 bin liraya mal olan projede 79 ton 'Agria' cinsi tohum kullanıldı. Mayıs ayında ekilen ve Eylül'de hasatı yapılan sertifikalı patates tohumlarından 1'e 20 verim alındı. (Haberin devamı için buraya tıklayın)    

TARIM ARAZİLERİ MİRAS YOLUYLA BÖLÜNMEYECEK!

TARIM ARAZİLERİ MİRAS YOLUYLA BÖLÜNMEYECEK!Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, Türkiye’deki tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin önüne geçecek tasarının hazırlandığını açıkladı. Bakanlar Kurulu’na sunulacak tasarının ardından, “80 yıllık eksiğimiz sona erecek. Tarım arazileri miras yoluyla bölünmeyecek.” dedi. Eker, Medeni Kanun’un alındığı İsviçre’de bile böyle bir uygulama olmadığını belirterek, bölünmenin önüne Medeni Kanun’da yapılacak değişiklikle geçileceği sinyali verdi(Haberin devamıiçin buraya tıklayın).    

'GEN' DE DÜNYAÜÇÜNCÜSÜYÜZ!

'GEN' DE DÜNYAÜÇÜNCÜSÜYÜZ!Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Doç. Dr. Masum Burak, Türkiye Tohum Gen Bankasının, 250 bin numune saklama kapasitesiyle Amerika ve Çin'den sonra dünyanın 3. büyük gen bankası olduğunu bildirdi. Burak, ''Genetik kaynaklar bakımından zengin olabilirsiniz, ama sahip olduğunuz zenginliği korumuyorsanız bunun hiçbir anlamı yoktur. Bakanlık olarak, 2010 yılında dünyanın kapasite bakımından 3. büyük gen bankasını Ankara'da açtık. 10 bin olan çeşidimizi 15 binlere kadar çıkardık'' diye konuştu(Haberin devamı için buraya tıklayın). Diğer taraftan, başta bitki ıslahı üzerine çalışan ve çeşit geliştiren tohumculuk şirketleri olmak üzere tohumculuk endüstrisinde faaliyet gösteren pek çok araştırmacı bir an önce “Bitki Genetik Kaynaklarının Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik”in yayımlanmasını ve “gen morguna” dönüşmeden söz konusu gen bankasından en kapsamlı biçimde faydalanmayı dört gözle bekliyor.    

YENİ İKİ BUĞDAY, BİR DE ARPA ÇEŞİDİ GELİŞTİRİLDİ

YENİ İKİ BUĞDAY, BİR DE ARPA ÇEŞİDİ GELİŞTİRİLDİ Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü (DATAE) tarafından yapılan çalışmalar kapsamında yeni iki buğday, bir de arpa çeşidi geliştirildi. Hastalığa, soğuğa ve kuraklığa dayanıklı buğday çeşitleri sayesinde bölgede dekar başına 450 kilogram ürün elde edilebilecek.Yeni tescillenen arpa sayesinde Doğu Anadolu Bölgesi'nde ilk kez güzlük olarak arpa ekimi de yapılabilecek(Haberin devamı için buraya tıklayın).    

TARIM SEKTÖRÜ KÜÇÜLÜYOR!

TARIM SEKTÖRÜ KÜÇÜLÜYOR! Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD)'nin hazırladığı 2011 yılına ilişkin gıda raporunu, düzenlediği basın toplantısıyla açıklayan Dernek Başkanı İbrahim Yetkin, TÜİK verilerine göre, geçen yıl Türkiye'de gelir düzeyi en düşük kesimin bütçesinin 3'te 1'ini gıdaya ayırmak zorunda kaldığını söyledi. Raporda, Türkiye ekonomisinin genel büyüme rakamları ile tarımsal büyüme rakamlarını karşılaştırıldığını da ifade eden Yetkin, bu yılın ilk dokuz ayının ekonomi büyüme rakamlarına bakıldığında Türkiye ekonomisinin birinci çeyrekte yüzde 11,8, ikinci çeyrekte 10,2, üçüncü çeyrekte 5,5 büyüdüğünü, buna karşın tarım sektöründe büyüme oranlarının birinci çeyrekte yüzde 3,8'de, ikinci çeyrekte yüzde 0,6'da kaldığını, üçüncü çeyrekte ise yüzde 0,8 oranında daralma yaşandığını kaydetti.(Haberin devamı için buraya tıklayın)    

ESA 2011 YILLIK TOPLANTISI BUDAPEŞTE’DE YAPILDI

ESA 2011 YILLIK TOPLANTISI BUDAPEŞTE’DE YAPILDI ESA (Avrupa Tohumculuk Derneği), Avrupa tohumculuk endüstrisinin, tarım ürünleri ve süs bitki türleri tohumlarının araştırma, ıslah, üretim ve pazarlama alanlarında aktif olan mensuplarını temsil eden sesidir. Kırk ulusal tohum derneği (ve bunun aracılığıyla AB’de, çoğu KOBİ, binden fazla tohumculuk işletmesini) ve altmıştan fazla doğrudan üye şirketi temsil etmektedir. ESA’nın misyonu; Avrupa tohumculuk endüstrisinin adil ve orantılı düzenlenmesi, yenilikçi ve farklı teknolojiler ve üretim yöntemleri sonucunda müşterilere tohumluktedarikinde seçim özgürlüğü sağlamanın yanı sıra bitki ve tohum ile ilgili fikri mülkiyet haklarının etkin bir şekilde korunması için çalışmaktır.ESA 2011 Yıllık Toplantısı, ilk kez Brüksel dışında,Macaristan’daBudapeşteCorinthiaHotel’in görkemli ortamında, 16 – 18 Ekim tarihleri arasında düzenlendi. Avrupa ve dünya çapında 700'den fazla tohumculuk endüstrisi temsilcisinin katılımı bu toplantı için bir rekor olarak değerlendirildi. Toplantıya ülkemizden TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, Üyeler Hamdi Çiftçiler, Yusuf Yormazoğlu ve Fulya Batur ile Genel Sekreter Dr. Müfit Engiz katıldı. Ayrıca Kazak Tarım Şirketinden iki temsilcinin de katıldığı toplantıya, sayıları 500’ü geçen ülkemiz “tohum sanayicisi” firmaların hem ticaretlerini geliştirmeleri hem de tohumculuk endüstrisindeki küresel trendlerin neler olduğunu anlayabilmeleri için bu ve ISF Kongresi gibi benzeri toplantılara katılım sağlamalarının teşvik edilmesi gerekmektedir.ESA Genel Sekreteri Garlich v. Essen, etkinliği; "Bu yıl, özellikle artık Ukrayna ve Eski Yugoslav MakedonyaCumhuriyeti’nden üyeler ile Pakistan ve Afganistan gibi ülkelerden gelen yeni ortak üyeleri dahil eden organizasyonumuzun daha da genişlemesi bağlamında olağanüstü başarılı bir kongre oldu!” şeklinde özetliyor. Budapeşte kongresi boyunca; geleceğe yönelik sosyal yardımlar, üçüncü taraflara karşı savunma ve ESA’nın bitkiler ve tohumlar için Fikri Mülkiyetin Korunmasındaki yeni tutumuna odaklanan Genel Kurul’un yanında, neredeyse tamamı uzmanlaşmışürün seksiyonlarının yanı sıra ulusal tohumculuk derneklerinin temsilcileri de bir araya geldiler ve spesifik teknik konularla birlikte genel politika gündemini de tartıştılar. AB’nin temel kural ve yönetmeliklerinin yeniden gözden geçirilmesiyle, önümüzdeki yılların Avrupa tohumculuk sektörünün şekillendirilmesinde belirleyici olacağını söyleyenESA Genel Sekreteri Garlich v. Essen,bu yapı için yaklaşmakta olan zorlukların altını çizerken, tohumculuk endüstrisinin doğru yolda olduğu kanaatini ifade etti. Essen ayrıca, “Tohum, çevresel açıdan sürdürülebilir ve halen rekabetçi bir tarımla gıda güvenliğinin sağlanması için başlangıç noktası niteliğindedir.Tohumculuk endüstrisi, bu yüzyılın büyük zorluklarıyla mücadeleye katkı ve olumlu etkide bulunma olanakları bakımından çok hafife alınmaktadır. Değiştirmeye çalıştığımız işte budur!- ve AB’nin yasal konulardakigözden geçirmeleri,bize mücadelemiz için odak noktası olmaktadır” dedi.    

ECO (EİT) BÖLGESEL TOHUMCULUK POLİTİKASI ÇALIŞTAYI İSTANBUL’DA YAPILDI

ECO (EİT) BÖLGESEL TOHUMCULUK POLİTİKASI ÇALIŞTAYI İSTANBUL’DA YAPILDI Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT - ECO) Bölgesel Tohumculuk Politikası Çalıştayı,ICARDA ve FAO’nun da katkılarıyla 12–13 Ekim 2011 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından (GTHB) üst düzey yetkililer, ICARDA ve FAO temsilcileri, TÜRKTOB ve TSÜAB Genel Sekreterlerinin yanı sıra EİT üyesi ülke temsilcilerinin de katıldığı Çalıştaya TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday ve Genel Sekreter Dr. Müfit Engiz de iştirak etti. Yapılan etkinlikte; tohum sektörünün yapısı, kamu ve özel sektörde tohumculuk ve tohumculukta izlenen politikalar kapsamlı olarak değerlendirildi. Çalıştayın birinci gününde, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu EİT üyesi Afganistan, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Lübnan temsilcileri altı ana başlıkta ülkelerinin tohumculuk sektörlerini tanıttılar. Konuşmacılar, hukuksal altyapı ve politika bağlamında tohumculuk sektörünün yapılanması, kamu ve özel sektörün durumu, çiftçilerin tohumluk üretimindeki yeri ve tercihleri, uluslararası tohumculuk kuruluşlarına üyelik ve münasebetler, yaşanan zorluklar ve gerçekleştirilen faaliyetlerhakkındakatılımcılara bilgi aktardılar.Çalıştayın ikinci günündeoluşturulan dört ayrı çalışma grubunun her birine sektörle ilgili yöneltilen farklı iki soruya grup üyelerince cevap verilmeye çalışıldı. Oldukça ilginç yanıtların alındığı bu sorular sırasıyla; 1- Tohumculuk sektörü ve politikasındakibaşarılı bir gelişimin göstergeleri nelerdir? 2-Ulusal tohumculuk politikası bağlamında gayri resmî tohumculuk sektörü nasıl tanımlanmalıdır? 3- Tohumluk üretiminde kamu ve özel sektör arasındaki koordinasyon nasıl sağlanmalıdır? 4-Tohumculuk politikaları nasıl uygulanmalıdır?5- Yeni yerli çeşitlerinartışı nasıl sağlanmalıdır? 6- Kaliteli tohumluğun önemine yönelik farkındalık nasıl oluşturulabilir/teşvik edilebilir? 7- Tohumluklara verilen desteklere ilişkin lehte ve aleyhte olanlar (veya çiftçilerin tohumluk talebi nasıl teşvik edilmelidir)? 8- Tohumluk ticaretinde bölgesel uyum nasıl sağlanmalıdır? (Çalıştayda yapılan sunulara ve diğer bilgilere erişmek için buraya tıklayın).Çalıştayın tamamlamasının ardından 14 Ekim 2011 tarihinde GTHB yetkilileri, TÜRKTED, TÜRKTOB ve TSÜAB temsilcileri ile ICARDA, FAO ve EİT yetkililerinin katılımıyla, kuruluşu henüz tamamlanan ECOSA (EİT Ülkeleri Tohumcular Derneği) konulu gayri resmî bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda, ECOSA’nın işlevi, gelişimi ve önümüzdeki süreçte gerek EİT ülkeleri ve gerekse bölgedeki diğer ülkelerin tohumculuk sektörlerine ne gibi katkılar yapabileceği değerlendirilmiştir.    

TOHUM’UN 3. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞTU!

TOHUM’UN 3. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞTU! TÜRKTED’in süreli yayın organı olarak bu yılın Ocak ayında yayın hayatına başlayan TOHUM Dergisinin 3. sayısı geçtiğimiz günlerde okurlarıyla buluştu. Üç ayda bir hem basılı hem de elektronik ortamda yayımlanan TOHUM’un bu sayısında da sadece tohumculuk endüstrisinde değil, tarım ve gıda sektörlerindeki diğer paydaşların da ilgisini çekecek haber ve röportajlara yer verdik. Örneğin; Uluslararası Tohumculuk Federasyonu’nun (ISF) Genel Sekreteri Dr. Marcel Bruins ile yapılan röportaj tohumculuk sektörünün geleceğiyle ilgili oldukça önemli mesajlar içeriyor. Diğer taraftan, ülkemizin tarımsal ürün ihracatı konusundaki en bilgili ve yetkili isimlerden biri olan Türkiye Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Kemal Kaçmaz’ın ihracatçı firmalarımızın tohum sektöründen beklentilerini açıkladığı röportajı da 3. sayıda yer alıyor. TOHUM’un bu sayısının gündem bölümünde ise Mayıs ayında Antalya’da yapılan ve “Türkiye’de Bitki Islahının Dünü, Bugünü ve Geleceği”nin tartışıldığı Islahçılar Günü Paneli’nde, konuşmacıların vurguladıkları birçok önemli konuya kapsamlı olarak yer verildi. TOHUM’un bu sayısının başlangıç sayfalarında hiç kuşkusuz, geçtiğimiz Temmuz ayında kaybettiğimiz merhum Ayhan Elçi’den söz ettik. Ayrıca derginin bu sayısında, TÜRKTED’in uzun yıllara dayalı deneyimleri ve bilimin ışığında tohumculuk sektörümüzün halen sürmekte olan kurumsallaşma süreci makale şeklinde okuyuculara sunuldu. Özellikle, “tohum sanayicisi” olmak isteyen sektör mensupları için çok önemli ipuçları taşıyan bu yazıyı kamu ve özel sektör mensubu tüm paydaşların özenle okumasını tavsiye ediyoruz. Tohumculukla ilgili küresel ve ülkesel nitelikte daha birçok güncel habere de TOHUM’da yer verildi. (TOHUM’a erişmek için buraya tıklayın).    

TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ PROGRAMI

  TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ PROGRAMI Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) sizi dünya tohumculuk sektörüne küresel gözlükle bakmaya çağırıyor. TÜRKTED, ABD Cornell Üniversitesi ve Sathguru iş birliği ile 23-26 Ocak 2012 tarihinde Antalya’da düzenlenecek olan Tohumculuk Endüstrisi Programı 2012; araştırma yönetiminin daha derinlemesine anlaşılması, lisanslama yoluyla teknolojiye erişim, yasal uyum, pazara erişim faktörleri ve yeniden yapılanma gibi konularda katılımcıları bilgilendirecek, onların ortaya çıkan sorunları anlama ve işlerini geliştirmeleri için stratejik çözümler üretme becerilerini artırmaya odaklanacak. Bu büyük buluşmada yerinizi almak istemez misiniz? (Türkçe Broşür için tıklayın...). (Online kayıt formu için tıklayın...). SEED INDUSTRY PROGRAM We are pleased to invite you to the Seed Industry Program conducted by Turkish Seed Industry Association (TURKTED), USA Cornell University and Sathguru Management Consultants. The Seed Industry Program – 2012, Antalya, the fifth in the series, will focus on enhancing the ability of the participants to understand emerging issues and develop strategic solutions to augment business through deeper understanding of research management, technology access through licensing, regulatory compliance, market access factors and business restructuring. (Please click here for the Brochure...) (Please click here for the Registration Form…)    

DTÖ VERİLERİNE GÖRE SEBZE TOHUMLUĞU İHRACATIMIZ GİDEREK ARTIYOR

DTÖ VERİLERİNE GÖRE SEBZE TOHUMLUĞU İHRACATIMIZ GİDEREK ARTIYOR Tohumculuk sektörümüzün uluslararası ticarete konu olan ürünleriyle ilgili bazı veri ve göstergeleri daha sağlıklı bir sektörel değerlendirme yapılabilmesi amacıyla bundan böyle belirli aralıklarla tüm paydaşlarımıza yorumsuz bir şekilde duyuracağız. Tohumculuk sektörümüzün uluslararası ticarete konu olan ürünleriyle ilgili bazı veri ve göstergeleri daha sağlıklı bir sektörel değerlendirme yapılabilmesi amacıyla bundan böyle belirli aralıklarla tüm paydaşlarımıza yorumsuz bir şekilde duyurmanın yararlı olacağını düşündük. Bu bağlamda, TÜRKTED Ağustos 2011 e-bülteninde sebze tohumculuğumuzla ilgili (GTİP: 120991 grubu) bazı dış ticaret verilerini sizlerle paylaşarak bu hizmeti başlatıyoruz. Şimdilik bu verilerin yorumunu sektörümüzün değerli mensuplarına bırakmayı uygun gördük. Ancak, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kaynaklarından derlediğimiz bu verilerle ilgili olarak Derneğimizin hazırladığı raporları da önümüzdeki dönemde tüm sektör mensuplarıyla paylaşmayı planlıyoruz.İlk aşamada sebze tohumculuğunu seçmemizin nedeni ise son yıllarda 8 milyar doları aşan dünya toplam tohumluk dış ticaret hacminin neredeyse yüzde 75 - 80’ini sebze tohumları ithalat ve ihracatının oluşturuyor olması, diğer taraftan 150 milyon dolarlık Türkiye toplam tohumluk ithalat değerinin de nerdeyse üçte ikisinin sebze tohumluğu ithalatımıza dayanıyor olması. Ayrıca, ülkemizin 2010 yılındaki 80 milyon dolarlık toplam tohumluk ihracat değerinin yaklaşık 13,3 milyon dolarlık bölümü sebze tohumlarına ait ve istikrarlı bir artış gösteren bu değerle ülkemiz 2010 yılında sebze tohumu ihraç eden 1 ülke arasında 22. sırada yer alıyor. Son yıllarda en fazla sebze tohumu ihraç ettiğimiz ülkeler Irak ve Hollanda iken aynı gruptaki tohumlukları en çok ithal ettiğimiz ülkeler ise İsrail, Hollanda ve Çin. Önümüzdeki aylarda sırasıyla endüstri bitkileri, hububat, çayır mera yem bitkileri vd. bitki türlerine ait tohumluklarla ilgili en güncel dış ticaret rakamlarını da sizlere sunmaya devam edeceğiz.(Türlere, ülkelere ve yıllara göre düzenlenmiş en güncel bazı verileri görmek için buraya tıklayın).    

SEED INDUSTRY PROGRAM 23 OCAK 2012’DE ANTALYA’DA BAŞLIYOR!

SEED INDUSTRY PROGRAM 23 OCAK 2012’DE ANTALYA’DA BAŞLIYOR! TÜRKTED, Cornell Üniversitesi ve Sathguru Danışmanlık iş birliğiyle 23 – 25 Ocak 2012 tarihlerinde Antalya’da “Tohumculuk Endüstrisi Programı (Seed Industry Program)” adı altında tohumculuk sektöründeki yatırımcılara, üst düzey yöneticilere, karar vericilere, yönetici adaylarına ve tohumculuk konusunda çalışan araştırıcılarla akademisyenlere yönelik kapsamlı bir eğitim düzenlenecek. Üç gün sürecek program boyunca katılımcılar, yoğun konferans oturumları, durum çalışması ve proje tabanlı grup egzersizlerinde yer alacaklar. Cornell Üniversitesinden Prof. Dr. Ronnie Coffman, Prof. Dr. K. V. Raman, Cornell Teknoloji, Girişim ve Ticarileşme Merkezi (CCTEC)’nin direktörü Dr. Richard Cahoon, Sathguru Danışmanlık’ın (Hindistan) kurucu direktörü ve CEO’su K. Vijayaraghavan ile üst yönetim danışmanı ve maliyet hesaplama uzmanı K. Ragunathan’ın gerçekleştireceği eğitim kapsamındaki bazı kilit konular söyle sıralanabilir:Trendler ve Stratejiler• Büyük resim - küresel tohum endüstrisindeki trendler ve zorluklar• Gelişmekte olan piyasaların dinamikleri• Rekabetçi kıyaslama (benchmarking) • Girişimi değerlendirme dinamikleri ve konsolidasyon (bütünleşme) stratejileri• Kamu-özel sektör ortaklık seçenekleri ve stratejileriAraştırma ve Teknoloji Yönetimi• Kamu ve özel sektörde genetik kaynaklara erişim ve ıslah stratejileri• Fikri mülkiyetin korunması, PVP (Player versus Player: oyuncuya karşı oyuncu) ve teknolojiye erişim stratejileri• Özgün vasıflı genetik kaynakları geliştirme stratejisinde biyoteknolojinin kullanımı, yasal düzenlemeler ve ürün teslimatıYönetmelikler• Küresel mevzuattaki trendler• Hukuki düzenlemelerin maliyet, zamanlılık ve pazara erişim üzerine etkileriPazarlar ve Pazarlama• Pazara erişim ve tohum teslimindeki yenilikler• Yenilikçi ürünler, yeni pazarlar ve yeni teslimat seçenekleriProgram için online kayıt formu ve ayrıntılı broşür Eylül ayı sonunda www.turkted.org.tr adresinden duyurulacak ve tüm paydaşların e-posta adreslerine gönderilecektir.    

2011 AVRUPA BİYOTEKNOLOJİ KONGRESİ İSTANBUL’DA YAPILACAK

2011 AVRUPA BİYOTEKNOLOJİ KONGRESİ İSTANBUL’DA YAPILACAK EBTNA (European Biotechnology Thematic Network Association) tarafından düzenlenen, “2011 Avrupa Biyoteknoloji Kongresi” 28 Eylül – 01 Ekim 2011 tarihleri arasında İstanbul Askeri Müze ve Kültür Merkezi‘nde gerçekleştirilecek. Kongrenin amacı, birçok disiplinin kesişim noktası olan biyoteknoloji alanında kullanılan yeni teknolojileri gündeme getirmek ve gelişmeleri paylaşmak. Ayrıca kongre, biyoteknoloji alanında yeni işbirliklerine olanak vermeyi ve biyoteknolojinin araştırma alanlarını genişletmeyi hedefliyor (haberin ayrıntıları için buraya tıklayın).    

TOHUM SANAYİCİLERİ İHRACAT POTANSİYELİ YÜKSEK OLAN AZERBAYCAN VE UKRAYNA'YA “ÇIKARMA” YAPIYOR!

 

TÜRKIYƏNIN TOXUMÇULUQ ŞIRKƏTLƏRI AZƏRBAYCANDA SIMPOZIUM KEÇIRDI

TÜRKIYƏNIN TOXUMÇULUQ ŞIRKƏTLƏRI AZƏRBAYCANDA SIMPOZIUM KEÇIRDI Bu gün Türkiyə və Azərbaycan nümayəndələrinin iştirakı ilə toxumçuluq mövzusunda simpozium keçirilib. Bölmə: Lent.az İQTİSADİYYAT05 Sentyabr 2011 16:51 Lent.az-ın məlumatına görə, simpoziumda Türkiyə Toxum Sənayesi və İstehsalçıları Birliyinin (TSÜAB) nümayəndələri, eləcə də dənli bitkilər, sənaye bitkiləri toxumu və digər toxum istehsalı sahəsində fəaliyyət göstərən 41 şirkətin təmsilçisi iştirak edib. Tədbirdə müasir kənd təsərrüfatında mühüm sahə olan toxumçuluqla bağlı qarşılıqlı əlaqələrin qurulması müzakirə olunub (haberin devamı için buraya tıklayın).    

ESA 2011 YILLIK TOPLANTISI İÇİN KAYITLAR KAPANDI!

ESA 2011 YILLIK TOPLANTISI İÇİN KAYITLAR KAPANDI! TÜRKTED’in de üyesi olduğu Avrupa Tohumcular Birliği’nin (ESA) 16 – 18 Ekim 2011 tarihlerinde Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’de yapılacak olan 2011 Yıllık Toplantısı ve Avrupa Tohum Ticareti Toplantısı’na gösterilen yoğun ilgiden dolayı kontenjanın dolması nedeniyle kayıtlar kapandı. TÜRKTED Başkanı Ali Özbuğday, Derneğimiz ve ISF Islahçılar Komitesi üyesi Fulya Batur ile Genel Sekreter Dr. Müfit Engiz’in de katılacağı bu yılki toplantıya şimdiye kadar 650 katılımcı müracaat etti. Ancak bu rakam ESA’nın beklentisinin çok üzerinde olduğu için bu sayının üstünde katılımcı kabul edilmesi şimdilik pek mümkün görünmemekle birlikte, ESA Sekretaryası toplantıya katılmak isteyenlerin yine de kayıt formu gönderebileceklerini bildiriyor. (haberin devamı için buraya tıklayın).    

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNÜN BAŞI SAĞ OLSUN...

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNÜN BAŞI SAĞ OLSUN... Sadece ülkemiz tarım sektörünün ve tohumculuk camiasının değil birçok uluslararası tohumculuk kuruluşunun da yakından tanıdığı, Derneğimizin bir önceki Genel Sekreteri değerli insan, Sevgili Ayhan Elçi 8 Temmuz 2011 tarihinde yaşamını yitirdi.Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) olarak, sektörümüze çok önemli katkılar yapmış olan Saygıdeğer Duayenimizi ebediyete uğurlamanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Başta değerli eşi ve evlatları olmak üzere tüm sevenlerine, tohumculuk sektörü mensuplarına ve Derneğimizin değerli üyelerine başsağlığı diliyoruz.27 Haziran 1943 tarihinde Ağrı’da doğan Ayhan Elçi, devlet memuru olan babasının görevi nedeniyle ilk ve ortaöğrenimini Doğu Anadolu Bölgesi’nin çeşitli yerlerinde sürdürdü. Atatürk Üniversitesi Toprak İlmi Bölümü’nden 1965 yılında mezun olan Elçi 1967 yılında tamamladığı vatani görevinin ardından aynı yıl Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı ve 1975 yılına kadar bu teşkilatın Erzincan, Erzurum ve Iğdır’daki çeşitli birimlerinde görev aldı. DSİ’deki görevinin ardından 1975 yılında Hayvancılığı Geliştirme Genel Müdürlüğü’ne (HAYGEL) uzman olarak atandı ve böylece Ankara’da ve yurt dışında uzun yıllar sürecek olan bürokratlık görevine de ilk adımını atmış oldu. 1976–1977 yıllarında Milletlerarası Akdeniz Yüksek Zirai Etütler Merkezi (MAYZEM) bursuyla Fransa Montpellier’de kırsal kalkınma konusunda tamamladığı ihtisasından sonra 1983 yılına kadar HAYGEL’de Fen Heyeti Başkanlığı ve Daire Başkanlığı görevlerini yürüttü. Bu dönemde Dünya Bankası tarafından finanse edilen çeşitli hayvancılık projelerinin hazırlanmasında ve uygulanmasında önemli görevler üslendi. Paris'te 1983 yılında başladığı OECD Nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliğinde Tarım Müşaviri ve MAYZEM Yönetim Kurulunda Türkiye Temsilciliği görevlerini 1987 yılına kadar sürdürdü. Bu görevi esnasında, OECD Tohumluk Sisteminin yanı sıra Fransa başta olmak üzere diğer OECD üyesi ülkelerin tohumculuk sistemlerini de yakından tanıma ve inceleme fırsatı buldu. 1987–1992 yılları arasında Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Proje Uygulama Genel Müdürlüğü’nde (sonrasında Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nde) Mühendis, Şube Müdürü ve Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1992 yılında aynı bakanlıkta müsteşar yardımcılığı görevine atanan Merhum Elçi kamudaki görevini, 1994 yılından emekli olduğu Nisan 1997’ye kadar Başbakanlık’ta devlet bakanı danışmanı ve bakan danışmanı olarak sürdürdü.Türkiye Tohumculuk Sektörünün Saygıdeğer Ağabeyi Ayhan Elçi, Nisan 1997’de başladığı TÜRKTED’deki Genel Sekreterlik görevini 2010 yılının sonuna kadar başarı ve özveriyle yerine getirdi. Bu görevi boyunca ülkemiz tohumculuk endüstrisinin Fransa, Hollanda, Almanya vb. tohumculukta lider olan gelişmiş ülkelerdeki düzeye erişebilmesi amacıyla yapılması gereken kurumsal ve yapısal değişimlerin gerçekleştirilmesi için cesaretle, sabırla, azimle ve kararlılıkla yoğun çaba sarf etti. Başta 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu ve 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun olmak üzere tohumculukla ilgili pek çok sayıda mevzuatın hazırlanmasına önemli katkılar sağladı. Ayrıca, Merhum Ayhan Ağabey tohumculuk sektörümüzün gelişimine ve kazanımlarının artırılmasına yönelik olarak birçok ülkesel ve uluslararası faaliyetin de ya birebir planlayıcısı oldu ya da doğrudan içinde görev aldı. Fransız Hükümeti’nin Tarım Liyakat Nişanında Şövalye Madalyasına sahip olan ve çok iyi düzeyde Fransızca’nın yanı sıra İngilizce de bilen Ayhan Elçi bu kazanımlarıyla birlikte uluslararası temas ve irtibatlarını da daima ülkemiz tohumculuk sektörü için kullandı. Gerek TÜRKTED’in ve gerekse sektördeki diğer paydaş kuruluşların uluslararası platformda tanınması ve ilerlemesi için ciddi çaba gösterdi.Sevgili Ayhan Ağabeyimizin hakseverliğini, vatanseverliğini, nezaketini, paylaşımcılığını, uzlaşmacılığını, kolaylaştırıcılığını ve sahip olduğu diğer insani değerlerini çok özleyeceğiz… Onu bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyoruz.    

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN TOHUMCULUK KANUNU İLE İLGİLİ GEREKÇELİ KARARI YAYIMLANDI

  ANAYASA MAHKEMESİ’NİN TOHUMCULUK KANUNU İLE İLGİLİ GEREKÇELİ KARARI YAYIMLANDI Anayasa Mahkemesi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın Tohumculuk Kanunu’ndaki bazı yetkilerini "özel hukuk tüzel kişilerine" devretmesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti. Anayasa Mahkemesi’nin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) Tohumculuk Kanunu’ndaki bazı yetkilerini "özel hukuk tüzel kişilerine" devredebileceğine ilişkin hükmüne, "denetim" yetkisinin devri yönünden verdiği iptal kararının gerekçesi 23 Temmuz 2011 sayılı ve 28003 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. (Kararın tamamını okumak için buraya tıklayın) CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’nin gündemine taşınan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun, 4. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları, 5. maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 6. maddesinin üçüncü fıkraları, 8. maddesinin birinci fıkraları, 9. maddesinin ikinci fıkraları, 15. maddesinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Tohumculuk Kanunu’nun, 15. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve Bakanlık’ın kanundaki bazı yetkilerini, "kısmen veya tamamen birliğe (Türkiye Tohumcular Birliği - TTB), kamu kurum ve kuruluşlarına, özel hukuk tüzel kişilerine veya üniversitelere; şartları belirlenmek kaydıyla, süreli veya süresiz olarak devredebileceğine" ilişkin hükümdeki “...özel hukuk tüzel kişilerine…” ibaresi, Kanun’un 8. maddesinde yer alan “denetim” yetkisinin devri yönünden oy çokluğu ile iptal edildi. Kararın gerekçesinde, “Bakanlığın; Türkiye Tohumcular Birliği’ne, kamu kurum ve kuruluşlarına, özel hukuk tüzel kişilerine veya üniversitelere devredebileceği yetkilerinden olan denetleme görev ve yetkisi idarenin kolluk etkinlikleri içinde yer alan, genel idare esaslarına göre, yürütülmesi gereken bir kamu hizmeti olup, idarenin asli ve sürekli görevlerindendir" denildi. Milliyet, 23 Temmuz 2011 (haberin tamamı için buraya tıklayın)    

TÜRKİYE PATATESTE DE DIŞA BAĞIMLI

TÜRKİYE PATATESTE DE DIŞA BAĞIMLI Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürü Hüseyin Onaran, Türkiye'de 86 adet tescilli patates tohumu çeşidinin bulunduğunu belirterek, sadece iki tohumun Türkiye'ye ait olduğunu ancak bu tohumların da henüz üretim aşamasında olmadığını söyledi. Patatesin, dünyada mısır, çeltik ve buğdaydan sonra en fazla üretimi yapılan dördüncü bitki olduğunu belirten Onaran, “Doğrudan ev tüketiminden cips, püre, un, nişasta ve alkol gibi sanayi hammaddesi olma özelliğini taşıyan patates, içerdiği protein, vitamin ve minerallerle de milyonlarca insanın açlık ve yetersiz beslenme çekilen dünyada bu sorunların çözümüne katkı sağlayabilecek en önemli ürünlerin başında gelmekte” diye konuştu. Türkiye'nin, 2010 yılı verilerine göre 138 bin hektar alanda 4,5 milyon tonluk patates üretimi ve dekar başına 3 bin 250 kilogramlık verimi ile dünyanın en önemli patates üreten ülkelerinden birisi olduğuna değinen Hüseyin Onaran, buna karşılık ülkemizde her yıl ortalama 500 bin ton patates tohumluğuna ihtiyaç olduğunu ifade ederek, “Bu ihtiyacı sertifikalı tohumlarla karşılama oranımız sadece yüzde 21 civarında. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak görev yapan Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde, yeni patates çeşitlerinin geliştirilmesi çalışmalarını yürütüyoruz. Ülkemizde toplam 86 adet tescilli patates çeşidi bulunmaktadır. Ancak bunlardan sadece ikisi ülkemize ait olup diğer 84 tohum çeşidi ise yurt dışı menşelidir. Ülkemiz adına tescilli olan iki adet çeşidimiz ise ne yazık ki henüz üretim programında yer almamaktadır. Ülkemize ait yeterli sayıda ve üretim programlarına giren tescilli çeşitlerimizin bulunmaması ise çok önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi. (haberin tamamı için buraya tıklayın)    

TÜRKİYE'DEN İSRAİL'E “TOHUM DARBESİ”

TÜRKİYE'DEN İSRAİL'E “TOHUM DARBESİ” İsrail tohumu karşısında pek değer bulamayan yerli tohum 2011 yılında adeta altın gibi değerlendi.İsrail tohumu karşısında pek değer bulamayan yerli tohum 2011 yılında adeta altın gibi değerlendi. 2008 yılında başlayan ve bu yıl da devam eden sertifikalı tohumluk destekleri sonucunda 2008 yılında 158 bin ton olan buğday tohumluk üretimi 2010 yılında yüzde 99 artışla 315 bin tona, yine 2008 yılında 20 bin ton olan arpa tohumluk üretimi 2010 yılında 34 bin tona ulaştı.Talepteki en büyük patlama ise 2011 yılında yaşandı. Türkiye Tohumcular Birliği'ne göre 2011 yılında bir önceki yıla göre sertifikalı buğday ve arpa tohumluk üretiminde ciddi artış yaşanıyor. 2011 yılı Temmuz ayı rakamları ise talepte yaşanan patlamayı bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Turktobhaber'de yer alan bilgilere göre 2010 yılı Haziran ve Temmuz aylarında yapılan buğday ve arpa tohumluk etiket talebi 5 milyon adet civarında iken, 2011 yılı Temmuz ayı itibari ile bu rakam 7,5 milyon adede ulaştı. Talepte yaşanan patlama sertifikalı yurt içi tohumluk üretimine verilen desteğin yerinde bir destek olduğunun ve amacına ulaştığının de en büyük göstergesi oldu. Yetkililer, verilen desteğin tohumluk üreten firmaları da motive ettiğini belirtiyor. (haberin devamı için buraya tıklayın)    

KÜRESEL TOHUM PAZARI 37 MİLYAR DOLARA ULAŞTI!

KÜRESEL TOHUM PAZARI 37 MİLYAR DOLARA ULAŞTI! Küresel anlamda fikri mülkiyete konu olan tohumculuk endüstrisi büyümeye devam ediyor. En son yapılan analizlere göre, Context Network adlı kuruluş küresel tohumluk endüstrisinin değerinin 37 milyar dolara ulaştığını tahmin etmektedir. Endüstrinin küresel yıllık büyüme oranı, son altı yılın çift haneli yıllık büyüme hızını takiben, yüzde 10’un altında kaldı. Context Network geçtiğimiz on yılın ekonomik değişimini kaydetti ve tohumculuk sektörünün dinamiklerini gözlemledi. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar “Context’s Global Seed Market Database 2011” adlı kitapta yayımlandı. Bu yılın baskısında dikkat çeken husus, gelişmekte olan ekonomilerde küresel tarımın ve dünya çapındaki emtia fiyatlarında talebi güçlendirmedeki artan rolü üzerine yapılan vurgudur. Söz konusu çalışmayı yöneten ve Context’in ortaklarından Mark Nelson, “Tarım, küresel durgunluğun ötesinde dünya lideri durumundadır. Tarımın temelleri hiç olmadığı kadar güçlüdür ve çiftçilerin verimliliklerini artırmak için teknolojiye yatırım yapma imkânları da istikrarlı bir şekilde devam etmektedir” dedi. (haberin tamamı için buraya tıklayın)    

AVRUPA BİRLİĞİ GDO’LU ÜRETİMDEKİ YASAKLAMA VE KISITLAMALARI HAFİFLETİYOR!

AVRUPA BİRLİĞİ GDO’LU ÜRETİMDEKİ YASAKLAMA VE KISITLAMALARI HAFİFLETİYOR! Avrupa Parlamentosu üyelerinin geçtiğimiz günlerde oylayıp kabul ettikleri mevzuat taslağına göre, AB üyesi ülkelerde genetiği değiştirilmiş (GD) bitkilerin üretimindeki yasaklama ve kısıtlamalara birtakım esneklikler getirilmekte ve ayrıca söz konusu düzenlemeyle üye ülkelerde bu üretimin yapılabilmesi için çevresel duyarlılıkla ilgili dürtülerden de bahsedilebilecek. Mevcut mevzuatta yapılacak bu değişiklik taslağı, bu aşamadan sonra Avrupa Konseyi’nde de tartışılacak. Avrupa Parlamentosu Raportörü Corinne Lepage, “Kamuoyunun yıllardır gündeminde olan GDO’larla ilgili bu zorlu konuda Parlamentonun bir anlaşmaya varmış olmalarından memnunum. Konsey, bu dengelenmiş görüş birliği sayesinde eğer ortak bir duruşu yakalamayı başarabilirse, ülkelere ve bölgelere eğer isterlerse GDO’lu üretim yapmama hakkını da verecektir.” Avrupa Birliği’nde, hâlihazırda GDO’lu olan sadece bir mısır ve bir patates çeşidinin üretimine izin verilmekte, hatta birçok üye ülkede ticari olmayan üretime bile izin verilmemektedir. (haberin devamı için buraya tıklayın)    

ATA TOHUMCULUĞUN HUBUBAT TOHUMLUĞU TESİSİ POLATLI'DA AÇILDI

ATA TOHUMCULUĞUN HUBUBAT TOHUMLUĞU TESİSİ POLATLI'DA AÇILDI Özel sektöre ait Türkiye'nin en büyük hububat tohumluğu tesisi Ankara'nın Polatlı ilçesinde düzenlenen törenle hizmete açıldı. Özel sektöre ait Türkiye'nin en büyük hububat tohumluğu tesisi Ankara'nın Polatlı ilçesinde düzenlenen törenle hizmete açıldı. Tesisin açılış törenine, TÜGEM Genel Müdürü Ali Karaca, TİGEM Genel Müdürü Halis Bilden’in yanı sıra kamu ve özel sektör temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı. 1993 yılından kurulan ve 2002 yılından beri de TÜRKTED üyesi olan Ata Tohumculuk İşletmeleri Sanayii ve Ticaret A.Ş. tarafından hizmete açılan tesiste, saatte 20 ton hububat tohumluğu hazırlanacak ve 17 bin ton ürün depolanabilecek. Ata Tohumculuk'un sahibi Ayhan Atalay, Türkiye tohumculuk endüstrisinin son 15 yılda çok büyük gelişme gösterdiğini savundu. Tesisi 4 milyon dolar yatırımla kurduklarını açıklayan Atalay, "Tohumculuk sanayindeki en son gelişmeleri takip eden şirketimiz, birisi yerli 5 ton/saat tohum hazırlama, 13 ton depolama kapasiteli, diğeri de şimdi açılışını yaptığımız 20 ton/saat, 17 bin ton depolama kapasitesine sahip en son teknoloji ile donatılmış, özel sektörün sahip olduğu en yüksek kapasiteli ve en modern tesislerden birini kurarak çiftçimizin hizmetine sunmuştur. Avrupa standartlarındaki tesisimizde, bu yıl sözleşmeli çiftçilere ürettirdiğimiz 10 bin ton hububat tohumluğunun dağıtımını öngörüyoruz. Ar-Ge çalışmalarımıza son iki yılda 300 bin dolar kaynak aktardık. Bu yatırım miktarı tohumculuk sektörü için yadsınamayacak önemdedir. Bu yatırımları yaparken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın desteklerinden de yararlandık." açıklamasında bulundu.    

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ANAHTARI BİYOTEKNOLOJİ!

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ANAHTARI BİYOTEKNOLOJİ! Çiftçi Kooperatifleri Ulusal Konseyi Başkanı ve CEO’su Charles Conner, Washington’daki Kırsal Gelişim, Araştırma, Biyoteknoloji ve Dış İlişkiler Tarım Altkomitesi temsilcilerine, Amerika’da biyoteknoloji kullanılarak elde edilen biyoteknolojik (biyotek) ürünlerinin kullanılması ile birlikte, çiftçilerin dünyanın her yanında artan gıda, yem ve lif talebini karşılayabildiklerini açıkladı. Çiftçi Kooperatifleri Ulusal Konseyi Başkanı ve CEO’su Charles Conner, Washington’daki Kırsal Gelişim, Araştırma, Biyoteknoloji ve Dış İlişkiler Tarım Altkomitesi temsilcilerine, Amerika’da biyoteknoloji kullanılarak elde edilen biyoteknolojik (biyotek) ürünlerinin kullanılması ile birlikte, çiftçilerin dünyanın her yanında artan gıda, yem ve lif talebini karşılayabildiklerini açıkladı. Conner, devam eden gelişim ve yeni biyotek bitkilerin benimsenmesinin, 2050 yılında 9 milyarı aşacak olan dünya nüfusunu besleyebilmek için anahtar olduğunu vurguladı. Conner; “Biyoteknolojinin benimsenmesiyle birlikte inanılmaz gelişmeler yaşandı. 2010’da, Amerikan pamuğunun %93’ünün genetik mühendisliğinin ürünü olması nedeniyle biyotek pamuk tekniğinin kullanımından önceki 1996 sezonuna nazaran yaklaşık %33 oranında daha fazla verim elde edildi. Amerikan tarım endüstrisinin yenilik, ürün geliştirme ve biyotek bitkilerin kabulü ile bu yolda önderliğe devam etmesi son derece önemlidir. Günümüzde düzenleyici kararları bekleyen yirminin üzerinde biyotek türü bulunmaktadır. Amerikan Tarım Bakanlığı’nın bilim ve güvenlik temelli düzenleme sürecini devam ettirmesi ve aşırı katı yasal müdahaleler olmadan kararlara varması çok önemlidir” dedi (daha fazla bilgi için buraya tıklayın).    

USDA FEDERAL TOHUM YASASINI DEĞİŞTİRİYOR!

USDA FEDERAL TOHUM YASASINI DEĞİŞTİRİYOR! “Bitki Islahı Kapasitesinin Arttırılması için Küresel Ortaklık Girişimi”, "Bitki Genetik Kaynaklarının Verimli Kullanımı için Ön-Islah" adındaki yeni bir “e-eğitim” programını duyurdu. Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı Tarımsal Pazarlama Servisi, Federal Tohum Yasası (FSA) uygulamalarını değiştirdi. FSA uygulamalarında yapılan yeni düzenlemeler şunları içermektedir: Bazı bitki türleri ve sebze tohumlarının adlarının, Uluslararası Botanik Terimler Dizini’ndeki mevcut kullanımlarıyla listelenmiş olan biçimlerine göre güncellenmesi, yasaklanmış yabani ot tohumları listesinde değişikliğe gidilmesi, tohum analiz teknolojisi ve metotlarındaki gelişmelerin yansıtılabilmesi için tohumluk test ve analiz mevzuatının güncellenmesi, yabani ot tohumu tolerans limitlerinin güncellenmesi, tohum sertifikalandırma kurallarının güncellenmesi ve yüksek oranda toksik kimyasal bileşenle işlenmiş tohumların etiketlendirilme kriterlerinin belirginleştirilmesi (daha fazla bilgi için buraya tıklayın).    

GIPB YENİ E-EĞİTİM PROGRAMINI DUYURDU

GIPB YENİ E-EĞİTİM PROGRAMINI DUYURDU “Bitki Islahı Kapasitesinin Arttırılması için Küresel Ortaklık Girişimi”, "Bitki Genetik Kaynaklarının Verimli Kullanımı için Ön-Islah" adındaki yeni bir “e-eğitim” programını duyurdu. “Bitki Islahı Kapasitesinin Arttırılması için Küresel Ortaklık Girişimi”, "Bitki Genetik Kaynaklarının Verimli Kullanımı için Ön-Islah" adındaki yeni bir “e-eğitim” programını duyurdu. Bitkisel ürünlerin gelişiminde gen kaynaklarının önemi, bitki ıslahçıları tarafından zaten kapsamlı olarak anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, üstün genetik özellikler elde etmek için benzer genetik arka planlardaki güvenli ve bilinen ana-baba hatlarına duyulan aşırı bağımlılık, birçok bitki türleri ve ıslah materyallerinde dar bir genetik zemine yol açmaktadır. Bu durumu dengelemek için, önceden reddedilmiş olan kalıtsal genetik tür havuzlarının, örneğin daha az girdiyle daha fazla randıman sağlayan yeni ve geliştirilmiş bitki türleri yetiştirmek için kullanılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Kurs, öncelikli olarak bitki ıslahçıları ve bitkisel gen koruyucuları için hazırlandı ancak çeşit geliştirmede çalışanların kapasitelerinin arttırılmasında da faydalı olacaktır. Eğitim programı, geleneksel germplasm yönetimi ve bitki ıslahı ile yeni nesil moleküler biyoloji ve analitik teknik öğelerini bir araya getirmektedir. Bioversity International, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Global Crop Diversity Trust, GIPB platformunu kullanarak bu kursa sponsor olmuşlardır. Kurs hakkında bilgi almak veya kursun CD versiyonunu sipariş için buraya tıklayınız. GIPB hakkında daha fazla bilgi için, web sitesine bakınız.    

ESA: AVRUPA İTHALAT BAĞIMLILIĞINI SONUNDA KABUL ETTİ!

ESA: AVRUPA İTHALAT BAĞIMLILIĞINI SONUNDA KABUL ETTİ! AB Komisyonu, kaynak azlığı ve tarım ürünü fiyatlarındaki artış baskısından kaçınmak için, yem ithalatında geçerli olacak biçimde düşük düzey GDO’lara izin veren düzenlemeyi benimsiyor. Avrupa Komisyonu 24 Haziran 2011’de, AB’de henüz izin verilmeyen GDO’ların bulaşıklığı için standart numune alma ile analiz yöntemi sağlayan ve uzun süredir beklenmekte olan “teknik çözüm”ü kabul etti. Yöntem, istatiski olarak çok yüksek düzeyde kesinlik sağlarken, ilk defa analizlerin bir sınırı olduğunu da kabul ederek, AB’de bulunmakta olan ürünlerdeki (örneğin soya, glutenli mısır yemi) onaylanmamış GD materyale %0.1 oranında müsamaha gösteriyor. Ancak, bu oldukça düşük bir “eşik değer” olmasının yanında sadece AB onaylama prosedürünün 3 aydan fazla sürdüğü ve geçerli bir analiz metodunun mevcut olduğu üçüncü bir ülkedeki (örn. ABD, Kanada, Brezilya ve Arjantin), ticari amaçlı kabul edilmiş GD’li ürünü kapsıyor. ESA (Avrupa Tohumculuk Derneği) Genel Sekreteri Garlich v. Essen, yeni düzenlemenin kabulüne ilişkin “Bu, doğru yolda atılmış önemli bir adım, ancak atmamız gereken daha çok adım var” yorumunu yaptı. “Doğal olarak, tohumculuk sektörü açısından, tohum ithalatı için benzer bir hazırlık, temel isteğimiz. Avrupa’daki ıslahçıları ve tohum ticaretinin yasal kesinliğe ihtiyacı var. Yem ithalatı büyük bir cömertlikle karşılanırken, kendi tohum ürünlerimiz için “sıfır tolerans” ilkesini devam ettiremeyiz” dedi.Ayrıca ESA, gıda üretiminde bu çözüme başvurulmasına ilişkin tarımsal ticaret ve gıda sektörü çalışanları ile aynı düşüncede. Her ne kadar Mayıs 2008’de Avrupa Komisyonu bunun hem gıda hem de yem için çözüm olabileceğini resmi olarak ilan ettiyse de, bu duruşunu daha sonra adım adım değiştirmişti.Yürürlükte olan hukuki düzenleme tohum ve gıda sektörü mensuplarını tatmin etmiyorsa da, Garlich von Essen bunun olumlu anlamda genel bir gelişme olduğunu düşünüyor; “Açıkçası, bu mükemmel bir çözüm değil. Ancak durum göstermekte ki; artık tarımsal üretim ve uluslararası ticaretin realitelerini, yalnızca domuz, tavuk ve sığırlarımızı değil kendimizi de doyurmak için büyük ölçekli ithalat bağımlılığımızı kabul etmeye başladık. Gerçeği kabul etmek, gerçekten değişmesini istemek yerine, pratik çözümler üzerine çalışabilmenin ilk adımıdır” (ESA).    

TÜRKTED’İN YENİ KURULAN GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI’NDAN BEKLENTİLERİ

TÜRKTED’İN YENİ KURULAN GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI’NDAN BEKLENTİLERİ Tarım ve Köyişleri Bakanlığını yeniden yapılandırmak amacıyla 8 Haziran 2011 Tarihli ve 27958 Sayılı Resmî Gazete yayımlanan 639 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye göre adı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) oldu. Tarım ve Köyişleri Bakanlığını yeniden yapılandırmak amacıyla 8 Haziran 2011 Tarihli ve 27958 Sayılı Resmî Gazete yayımlanan 639 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye göre adı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) olan bu yeni bakanlığın tüm tarım sektörü için hayırlı olması en başta gelen temennimizdir. GTHB bünyesinde kurulacak olan yeni genel müdürlükler, başkanlıklar ve diğer birimleri düzenleyen ikincil mevzuatın henüz yayımlanmamış olması nedeniyle GTHB’nin yeni yapılanması ve işlevi hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapabilmek için bir süre daha beklemek gerekmektedir. Ancak, bu yeni oluşumla birlikte tohumculuk sektörü de dahil tarımla ilgili diğer bazı işkollarında daha derli toplu ve tutarlı bir takım olumlu düzenlemelerin yapılacağı ve halen muğlak olan bazı hukuki düzenleme ve uygulamalardan kaynaklanan olumsuzlukların düzeltileceğine inanılmaktadır.Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) olarak yeni kurulan GTHB’nin genel politika ve yaklaşımlarının yanı sıra halen yürürlükte olan 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu, 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun ve 5977 Sayılı Biyogüvenlik Kanunu hükümlerinin uygulanması ve denetlenmesinden sorumlu olacak birimlerin işlevi ve bütünselliği bağlamında çeşitli beklentilerimiz bulunmaktadır. TÜRKTED’in uzun zamandan beri gündeme taşıdığı ve taşımaya devam edeceği konuların başında Tohumculuk Kanunu’nun bazı maddelerinin ivedilikle değiştirilmesiyle ilgili haklı talepleri gelmektedir. Özellikle bu kanunun, tazminatları düzenleyen 11. Madde’si, ceza hükümlerini düzenleyen 12. Madde’si ile alt birlik gelir ve giderlerini düzenleyen 24. Madde’sinin sektörün beklentilerine cevap verecek şekilde acilen değiştirileceğini ümit ediyoruz. Ayrıca, tohumculuk endüstrisinde faaliyet gösteren araştırıcı özel sektör tohum kuruluşlarının Ar-Ge çalışmalarının önünü kesen ve küresel ölçekte rekabet etme imkânlarını büyük ölçüde zayıflatan Biyogüvenilk Kanunu’nun ilgili hükümlerinde de en kısa sürede gerekli değişikliklerin yapılması, TÜRKTED’in yeni kurulan Bakanlıktan beklediği müjdelerin başında gelmektedir.    

DÜNYA TOHUMCULARI BELFAST’TA BULUŞTU

  DÜNYA TOHUMCULARI BELFAST’TA BULUŞTU ISF (Uluslararası Tohumculuk Federasyonu) tarafından her yıl farklı bir ülkede düzenlenen Dünya Tohumculuk Kongresi 30 Mayıs - 01 Haziran 2011 tarihleri arasında Belfast’ta yapıldı. 1.168’i delege olmak üzere toplamda 1.426 kişinin kayıt yaptırdığı Kongre’ye yaklaşık 1.400 kişi katıldı. TÜRKTED delegasyonu olarak ISF Yönetin Kurulu Üyesi ve MayAgro Tohumculuk San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hamdi Çiftçiler, ISF Islahçılar ve Sürdürülebilir Tarım Komitesi Üyesi Fulya Batur ve TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz’in yanı sıra TÜRKTED Üyesi Agromar, Antalya Tarım, Maro Tarım, MayAgro ve Ulusoy Tohumculuk firmalarından temsilciler de Kongre’ye katıldı. Katılımcı listesinde yer almakla birlikte Tohum Sanayicileri Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB)’dan katılım sağlanamadı. Dünyanın birçok ülkesinde yerel ve/veya uluslararası ölçekte olmak üzere tohumculuk konusunda çeşitli faaliyetlerde bulunan onlarca firmanın buluştuğu ve iş görüşmelerinin yapıldığı Kongre boyunca ISF bünyesinde çalışan farklı komite ve bölüm toplantıları da gerçekleştirildi. Kongre’nin son gününde ISF Genel Kurulu da yapılarak 2010 yılı çalışmaları ve hesapları ibra edildi ve gündemdeki diğer çeşitli konular karara bağlandı. Genel Kurul’da, Filipin Tohum Endüstrisi Derneği’nin yanı sıra TSÜAB’ın da doğal (ordinary) statüde ISF’e üyeliği kabul edildi. Ayrıca, TÜRKTED Üyesi MayAgro firmasının temsilcisi Yusuf Yormazoğlu’nun ISF Tarla Bitkileri Bölümü’ne üyeliği için yapılan başvuru da seksiyon toplantısında kabul edilerek Yormazoğlu’nun üyeliği onaylandı.    

TÜRKİYE IV. TOHUMCULUK KONGRESİ 14 - 17 HAZİRAN 2011’DE SAMSUN’DA

TÜRKİYE IV. TOHUMCULUK KONGRESİ 14 - 17 HAZİRAN 2011’DE SAMSUN’DA Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından düzenlenen ve destekleyen kuruluşlar arasında TÜRKTED’in de yer aldığı Türkiye IV. Tohumculuk Kongresi 14 – 17 Haziran 2011 tarihlerinde Samsun’da gerçekleştirilecek. Kongre’nin birinci gününde TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz tarafından “Türkiye Tohumculuk Sektörü ve Türkiye Tohumculuk Endüstrisinde TÜRKTED’in Yeri ve Önemi” başlıklı bir sunum yapılacak. 16 Haziran 2011 tarihinde de Derneğimizin Başkan Yardımcısı Fahri Harmanşah tarafından “Türkiye’nin Makarnalık (Durum) Buğday Üretimi ve Kalite Sorunları” konulu bir bildiri sunulacaktır. Tohumculuk konusunda ülkemizde gerçekleştirilen birçok araştırma sonucunun katılımcılara aktarılacağı Kongre’de ayrıca poster çalışmalarına da yer verilecektir (Kongre programı için buraya tıklayın).    

HALSER SERGİSİNE KATILAN TÜRKTED ve ÜYELERİ BAYRAMPAŞA HALİ'NDE TÜRKİYE TOHUMCULUK SEKTÖRÜNÜ TEMSİL ETTİ!

HALSER SERGİSİNE KATILAN TÜRKTED ve ÜYELERİ BAYRAMPAŞA HALİ'NDE TÜRKİYE TOHUMCULUK SEKTÖRÜNÜ TEMSİL ETTİ! Türkiye yaş meyve ve sebze sektörü, 12-14 Mayıs 2011 tarihlerinde Bayrampaşa Toptancı Hali’nde düzenlenen İstanbul Yaş Meyve Sebze Pazarı, Üretim Girdileri, Paketleme, Lojistik, İhracat, Hal Sergisi’nde (HALSER) bir araya geldi. Sebze tohumculuğunda faaliyet gösteren TÜRKTED üyesi 10 firmanın (AG Tohum, Antalya Tarım, Hazera Tohum, İstanbul Tarım, May-Agro, Multi Tarım, Nuhnems, Rito Tohumculuk, Sygenta Türkiye ve Yüksel Tohumculuk) yer aldığı bu etkinlikte açılan TÜRKTED standı da katılımcılar tarafından ziyaret edildi. Bayrampaşa Hali’nde düzenlenen açılış töreninde konuşan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, bu buluşmanın çok önemli olduğunu dile getirerek, bu sergi ile tarım sektörünün en önde gelen oyuncularının İstanbul'da olduğunu bildirdi. Geçen yıl Türkiye'de 26 milyon ton sebze ile 16 milyon ton meyvenin üretildiğini dile getiren Yalçıntaş, "Türkiye'de yıldız sektörler var, otomobil tekstil gibi, ama mutlaka ve mutlaka, gerekli destekler verilerek tarım sektörü yıldız sektörler arasına girmelidir" dedi. Dünya Haller Birliği Başkanı Torben Flinch ise Bayrampaşa Hali’ne gelerek, çok güzel işleyen ve gelişen bir hal gördüklerini kaydetti. Türkiye'de toptancı halleriyle ilgili iyi bir gelişme olduğuna işaret eden Flinch, dünyada artık son dönemde gıda güvenliği ve müşteri ilişkilerinin çok önemli bir hale geldiğini söyledi. Flinch, Bayrampaşa Hali’nde çok yüksek kaliteli ürünleri gördüklerini anlatarak, "Ticari hacmin gelişmesi için yüksek kalitedeki ürünler çok çok önemli. Hal’in işleyişinden ve gelişmekte olan potansiyelinden çok etkilendim" dedi. Türkiye Sebze Meyve Komisyoncuları Federasyonu (TÜSEMKOM) Başkanı Yüksel Tavşan da sebze ve meyvenin dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir maliyet analizi ile pazara sunulmadığını, arz-talep dengesi ile satışa sunulduğunu anlattı. Tavşan, meyve ve sebzenin üretimi ve pazarlamasının Türkiye'de de zor olduğuna işaret ederek, standartlaşma ve markalaşmanın en büyük sorunları olduğunu kaydetti (daha fazla bilgi için tıklayın).    

2011 YILI OECD TOHUMCULUK TOPLANTISI İSTANBUL’DA YAPILDI

2011 YILI OECD TOHUMCULUK TOPLANTISI İSTANBUL’DA YAPILDI 2011 Yılı OECD Tohumculuk Toplantısı 09 – 13 Mayıs tarihleri arasında Holiday Inn İstanbul City Hotel’de gerçekleştirildi. Teknik çalışma grubu toplantılarına ve Yıllık Toplantıya 40 ülkeden toplam 90 kişi katılım sağladı. Ayrıca ESA, FAO, AOSA, ISF, ISTA, EC, APSA gibi tohumculukla ilgili uluslararası kuruluşlar da katıldı. ISF delegasyonu kapsamında, TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, ISF Yönetim Kurulu Üyesi Hamdi Çiftçiler ve TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz katıldı. Toplantıda; OECD’nin Tohum Şeması çerçevesinde bir yıl boyunca yapılan teknik çalışma gruplarının raporları, üye ülke temsilcilerine gönderilen taslak dokümanlar kapsamında oluşturulan görüşler, yeni ülke katılımları ile ilgili öneriler, katılım payları, bütçe ve özellikle de “Genişletilmiş Tavsiye Grubu Yıllık Toplantısı” kararları gibi hususlar detayları ile birlikte ele alınarak görüşüldü (daha fazla bilgi için tıklayın).    

TARLA GÜNLERİ FUARI ADANA’DA YAPILDI

TARLA GÜNLERİ FUARI ADANA’DA YAPILDI Türkiye'nin ilk açık alan uygulamalı tarım fuarı olan Alman Tarım Birliği (DLG) - Önder Çiftçi Projesi (ÖÇP) Tarla Günleri Fuarı 05 – 08 Mayıs 2011 tarihleri arasında, Adana'nın Gerdan köyünde açıldı. DLG ve ÖÇP'nin ortaklaşa kurduğu DLG Fuarcılık tarafından düzenlenen ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği'nin desteklediği fuara TÜRKTED Üyesi şirketler de (Agromar, Agrova, Bayer, KWS, Maro, May-Agro, Özbuğday, Progen, Syngenta, Tasaco, Tat, Toros, Ulusoy) katıldı. Fuarda; tohum, gübre, ilaç, fidan, sulama firmalarının ekim yaparak tanıtım yapacakları 90 deneme alanı, traktör ve mekanizasyon firmalarının demo yapacakları 52 makine demonstrasyon alanının yanı sıra tarıma hizmet götüren 50'ye yakın firmanın bulunduğu kampus çim alanları da yer aldı (Daha fazla bilgi için tıklayın).    

BİSAB’IN BİNDE ÜÇLÜK KOMİSYON TALEBİ YENİ TARTIŞMALARI GÜNDEME GETİRDİ!

BİSAB’IN BİNDE ÜÇLÜK KOMİSYON TALEBİ YENİ TARTIŞMALARI GÜNDEME GETİRDİ! Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Bitki Islahçıları Alt Birliği (BİSAB) tarafından 13 Mayıs 2011 tarihinde üyelerine gönderilen komisyon kesintisi talebiyle ilgili yazı yeni tartışmaların başlamasına neden olmuştur. Söz konusu yazıda, 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’nda alt birliklerin gelir ve giderlerini düzenleyen 24. Maddesinin (b) bendinde belirtilen, “Üyelerin tohumculukla ilgili ürün, mal ve hizmet satışlarından binde üç oranında kesilecek komisyon” ifadesine atıf yapılarak söz konusu komisyonunun sadece “ıslahçı hakkı” kapsamında elde edilecek gelirle sınırlı olmadığı, bitki ıslahı faaliyeti sonucunda ortaya çıkan çeşitlerden elde edilen tüm gelirlerin de bu kapsamda değerlendirilmesinin gerektiği belirtilmektedir. Kanun’un sadece lafzına bakılmak suretiyle, hukuki mütalaadan yoksun ve tamamıyla zorlamayla ortaya atılan bu görüşe dayanarak, Tohumculuk Kanunu’nun yanlış yorumlanıp uygulanmasından kaynaklanan bu belirsizlik ve keşmekeş nedeniyle sadece TÜRKTED üyesi tohum ıslahı yapan firmalar değil sektöre mensup diğer birçok tohumcu kuruluşun da mağduriyeti söz konusudur. Oysa Türkiye tohumculuk sektörünün yapılanması ve işleyişi hakkında kapsamlı deneyime sahip uzmanların ve bu konuda çalışan hukukçuların görüşleri söz konusu komisyon kesintisinin haksız olduğunu göstermektedir. Bu yanlış uygulamanın ortadan kaldırılmasıyla ilgili olarak TÜRKTED’in hukuki girişimleri de sürmektedir. Diğer taraftan, Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) tarafından Üyelerine gönderilen bir yazıda da bu husus gerekçeli olarak kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. Söz konusu yazıda, sertifikalı veya standart sınıf tohumluğun, esas itibarıyla, bir dizi -katma değer sağlayıcı- faaliyetler sonucunda üretilen bir girdi olduğu vurgulanarak, sertifikalı/standart tohumluk üretim sürecinde ilk aşamanın a) bitki ıslahı ve çeşit geliştirme olduğu, bunu sırasıyla b) kaynak tohumlukların (elit, orijinal, anaçlık) üretilmesi, c) ham tohumluğun yetiştirilmesi, d) ham tohumluğun işlenmesi-ambalajlanması, e) işlenmiş-ambalajlanmış tohumluğun depolanması, muhafazası ve f) sertifikalı/standart tohumlukların dağıtım ve pazarlanması aşamalarının izlediği ifade edilmektedir. Yapılan değerlendirmede, bu faaliyetlerin bazılarının birbirleriyle iç içe girmiş veya örtüşen bir durumda olduğu vurgulanmakta ve örneğin; elit veya orijinal tohumluk üretiminin çoğu zaman bitki ıslahı ve çeşit geliştirme faaliyetinin tamamlayıcısı konumundaki gerekli bir aşama olarak kabul edildiği belirtilmektedir. Bu bağlamda, tohumluk üretim sürecinin başlıca; I- Bitki ıslahı, çeşit geliştirme ve kaynak tohumluk üretimi, II- Tohumlukların yetiştirilmesi, işlenmesi ve ambalajlanması ve III- Tohumlukların depolanması, dağıtımı ve pazarlaması şeklinde, birbirini tamamlayan, üç ana faaliyet kolu olarak ele almanın ve değerlendirmenin mümkün olacağı görüşüne yer verilmektedir. Diğer taraftan, TSÜAB tarafından ortaya sürülen görüşte, halen yürürlükte olan mevzuata göre “tohumluk üreticisi” statüsüne sahip olan bir kuruluşun, istediği takdirde, bu üç ana tohumculuk faaliyetinin (I-, II-, III-) her birini kendi şirket bünyesinde veya kendi öz yönetimi altında yürütebileceği belirtilmektedir. Buna karşılık tohumluk üreticisi bir kuruluşun, söz konusu bu üç ana faaliyet kapsamındaki bazı işleri (mesela ham tohumluk yetiştirme; çeşit geliştirme ve elit/orijinal tohumluk üretimi ya da tohumluk dağıtım ve pazarlaması) başka şirketlere yaptırabileceği vurgulanarak, dünya ve Türkiye’deki genel eğilim tohumluk şirketlerinin, dikey entegrasyonlarını tamamlayıp, ıslah safhasından perakende sertifikalı/standart tohumluk satışına kadar söz konusu olan tüm faaliyetleri kendi bünye ve yönetimlerinde yürütmesi şeklinde olduğu ifade edilmektedir. Bu takdirde tohumluğa her aşamada kazandırılan katma değerin önemli bir kısmı şirket bünyesinde tutulmuş olmaktadır. Söz konusu değerlendirmede, mevzuatımızda “tohumluk üreticisi veya tohumluk üretici kuruluş”un değişik şekillerde tanımlandığı, bununla beraber, bu tanımlamalar arasında bir uyumsuzluk olmadığı ve bunların içerik ve işlev olarak birbirlerini tamamladığı ifade edilmektedir. Tohumluk üreticisi kuruluşların esas itibarıyla bir meta olan “tohumluk” satışı yaptığı, bu sebeple firmaların tohumluk girdisinin (meta) üretilmesi sürecinde gerekli olan bütün faaliyet alanlarında aktif olabileceğinin belirtildiği TSÜAB görüşünde; firmaların, tohumluk üretiminde bir aşamadan diğerine geçişte söz konusu olan katma değer artışını üretim sürecinden ayıklayarak ve soyutlayarak bu faaliyet alanında sağlanan katma değer artışının % 0,3’ünü bir başka Alt Birliğe (mesela ıslahçılar, dağıtıcılar, pazarlamacılar gibi) ödemelerinin uygun olmayacağı açıkça vurgulanarak böyle bir uygulamanın ticari ve pratik bakımdan mümkün ve hukuki bakımdan da söz konusu olamayacağı tespiti yapılmaktadır. Bu itibarla, tohumcu firmaların, kendi sattıkları sertifikalı ve standart tohumluklar için üretim ve hazırlama sürecinin bir aşamasında söz konusu olan ve çeşit geliştirmeden pazarlamaya kadar uzanan bir süreç kapsamında ilgili alt birlikten başka alt birliklere komisyon ödemesi yapmamaları gerektiği görüşü ön plana çıkmaktadır.. Buna karşılık yetkili bir tohumluk üreticisi yaptığı ıslah ve çeşit geliştirme faaliyetleri sonunda bir çeşit elde etmiş ve bu çeşidi belirli bir bedel karşılığında bir başka şirkete devretmişse, bu takdirde ilgili alt birliğe bir komisyon ödemesinin gerekli olduğunun beyan edildiği yazıda, çeşit veya ıslahçı hakkının devri, fikri-sınai mülkiyet hakkının devri anlamına geldiği belirtilerek işin içerisinde diğer tohumculuk faaliyetlerinden kesin şekilde ayrılması mümkün olan bir gelirin söz konusu olduğu değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu sebeple, geliştirmiş veya ıslah etmiş olduğu bir çeşidin yalnızca ıslahçı hakkını veya sınai mülkiyet hakkını bir sözleşme çerçevesinde başka bir şirkete toptan bir lisans bedeli veya birim tohumluk başına röyalti ödemesi şeklinde satan, devreden firma buradan elde ettiği geliri bilançosunda ayrı bir şekilde göstermek suretiyle ilgili alt birliğe –yalnızca bu ıslahçı hakkının devrinden elde edilen gelirin % 0,3’ünü” komisyon şeklinde ödemesinin uygun olacağı bildirilmektedir. Sonuç olarak, TÜRKTED’in uzunca bir süreden beri her platformda vurguladığı üzere; Tohumculuk Kanunu’nun, tazminat ve cezalar ile alt birlikleri düzenleyen bölümleriyle birlikte binde 3’lük komisyon kesintisiyle ilgili hükümlerinin de ivedilikle gözden geçirilerek yeniden düzenlemesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Aksi takdirde, Kanun’un uygulanmasında ortaya çıkan belirsizlikler sektörün önünü tıkamaya devam edecektir.    

YURT İÇİNDE TOHUM ISLAHI ÇALIŞMASI YAPAN TÜRKTED ÜYESİ 35 FİRMAYA “11 MAYIS DÜNYA ISLAHÇILAR GÜNÜ”NDE ONUR PLAKETİ VERİLDİ

  YURT İÇİNDE TOHUM ISLAHI ÇALIŞMASI YAPAN TÜRKTED ÜYESİ 35 FİRMAYA “11 MAYIS DÜNYA ISLAHÇILAR GÜNÜ”NDE ONUR PLAKETİ VERİLDİ Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED), 11 Mayıs Dünya Islahçılar Günü’nde, Antalya Dedeman Otel’de bir panel ve plaket töreni düzenledi.   Türkiye’de bitki ıslahının dünü, bugünü ve geleceğinin tartışıldığı Panel’in sonunda, yurt içinde ıslah çalışması yaparak Türkiye tohumculuk sektörüne ve Türk tarımına yaptıkları önemli katkılardan dolayı TÜRKTED üyelerine Onur Plaketi takdim edildi. TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday’ın açılış konuşmasıyla başlayan ve sektör temsilcilerinden oluşan yaklaşık 60 kişinin katıldığı Panel’e, TKB Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Bahattin Bozkurt, Antalya Tarım İl Müdürü Bedrullah Erçin ve ilgili diğer bürokratlar da iştirak ederek onurlandırdılar. Ali Özbuğday, dünyada yaşanan gelişmelerin tarım ve tarıma dayalı sanayilerin önemini ortaya koyduğunu söyledi. Ülkelerin tarımsal kalkınmalarının temel ekseninde tohum ve tohumculuk politikalarının yer aldığını kaydeden Özbuğday, "Türkiye'de son yıllarda benimsenmeye başlanan sektörde küçük ve çok sayıda yerel işletmelerin yoğun rekabetine dayanan politika, son derece yanlış bir tercihtir. Çünkü bu sistem ıslahçılık aşamasına yeni ulaşmakta olan tohum sektörünün hızını ciddi anlamda kesecektir ve küresel rekabette ülkemiz geri kalabilecektir" dedi. Tohum ıslah faaliyetlerinde temel unsurun geniş bir gen havuzunun kullanımı olduğuna işaret eden Özbuğday, Türkiye'de 2000'li yılların başında kurulan gen bankalarının son derece bürokratik, fakir ve hizmetten uzak olduğunu vurguladı. "Bugün pek çok yerli ıslahçı firma uluslararası gen bankalarından bedelsiz materyal temin etme imkânına sahip iken, ülkemiz gen bankalarından materyal temin etmek yerli kurumsal ıslahçılar için bile neredeyse imkânsızdır" diyen Özbuğday, Amerika ve Avrupa'daki gen bankalarının ise sadece yerel firmalara değil tüm insanlığa hizmet eder konumda olduğunu dile getirdi. TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, ileri düzeyde tohumculuk ıslah ve Ar-Ge programlarını üstlenebilecek düzeyde eleman yetiştirmek üzere üniversitelerin eğitim ve öğretim yapılarını dünyadaki gelişmelere paralel kurgulaması gerektiğini söyledi. Özbuğday, önümüzdeki 5 yıl içinde dünya genelindeki tohum pazar büyüklüğünün 47 milyar dolara çıkmasının beklendiğini belirterek, Türkiye'nin ise 550-600 milyon dolar ile bu pazar içinde yer alabileceğini kaydetti. Panelde konuşan Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (TÜGEM) Genel Müdür Yardımcısı Bahattin Bozkurt ise, 2004 yılından itibaren tohum ıslahı konusunda önemli gelişmeler yaşandığını ifade etti. Tohumculuk konusunda bütün ülkeleri ziyaret ettiklerini belirten Bozkurt, hiçbirinin Türkiye'deki potansiyele sahip olmadığına vurgu yaptı (Daha fazla bilgi için tıklayın).    

ISLAHÇILAR GÜNÜNDE ISLAHÇILARA ONUR PLAKETİ

  ISLAHÇILAR GÜNÜNDE ISLAHÇILARA ONUR PLAKETİ Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED), 11 Mayıs Dünya Islahçılar Günü’nde, Antalya Dedeman Otel’de bir panel ve plaket töreni düzenledi.   Türkiye’de bitki ıslahının dünü, bugünü ve geleceğinin tartışıldığı Panel’de ayrıca, yurt içinde ıslah çalışması yaparak Türkiye tohumculuk sektörüne ve Türk tarımına yaptıkları önemli katkılardan dolayı TÜRKTED üyelerine Onur Plaketi takdim edildi. TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday’ın açılış konuşmasıyla başlayan panelde çok sayıda sektör temsilcisi de yer aldı. TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fahri Harmanşah’ın “Dünden Bugüne Türkiye’de Bitki Islahı” konulu bir konuşma yaptığı panelde, May Tohum Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Yormazoğlu da, “Türkiye’deki Bitkisel Ar-Ge İklimi ve Türkiye’nin Bölgesel Anlamda Tohumculuk Ar-Ge’sinde Lider Ülke Olması İçin Atılması Gereken Adımlar” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Son olarak Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Nedim Mutlu “Gelişmiş Ülkelerde Uygulanan Modern Islah Teknikleri ve Türkiye’deki Durum” başlıklı sunumunu yaptı. Konuşmaların ardından yurt içinde tohum ıslahı yapan 35 TÜRKTED üyesine onur plaketleri teslim edildi. TÜRKTED üyelerinin yanı sıra TÜGEM Genel Müdür Yardımcısı Sayın Bahattin Bozkurt’a da tohumculuk sektörünün gelişimine bugüne kadar yapmış olduğu değerli katkılardan dolayı plaket verildi. Onur Plaketi alan TÜRKTED üyeleri AG Tohum, Akdeniz Tohum, Alanya Tohumculuk, Altın Tohumculuk, Anadolu Efes Biracılık, Ayer Tarım, Beta Ziraat, Biar Tohumculuk, Bircan Tarım, Bursa Tohumculuk, Çağdaş Tohumculuk, Doğa Tohumculuk, Genta Genel Tarım Ürünleri, İstanbul Tarım, May Agro Tohumculuk, Multi Tarım, Nunhems Tohumculuk, Özbuğday Tarım, Pioneer Tohumculuk, Polen Tohumculuk, Poltar Tarım Ürünleri, Progen Tohum, Rijk Zwaan Tarım, Smyrna Tohumculuk, Su Tarım, Tareks Tarım Ürünleri, Tasaco Tarım, Tat Tohumculuk, TİGEM, Toros Tarım, Ulusoy Tohumculuk, Verim Ziraat, Vilmorin Anadolu Tohumculuk, Yaltır Tarım Ürünleri, Yüksel Tohumculuk oldu.    

TÜBİTAK M A M’DA 2. BİYOTEKNOLOJİ EĞİTİMİ BAŞLADI!

  TÜBİTAK M A M’DA 2. BİYOTEKNOLOJİ EĞİTİMİ BAŞLADI! TÜRKTED ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM), Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü (GMBE) tarafından ortaklaşa düzenlenen ileri düzeyde ve uygulamalı olarak gerçekleştirilecek.   “2. Biyoteknoloji Eğitimi” 02 Mayıs 2011 tarihinde Marmara Araştırma Merkezinin Gebze Kampüsünde başlamıştır. Birincisine göre daha kapsamlı planlanan bu eğitimde; Bitki Genomu ve Karşılaştırmalı Genom Analizleri (DNA dizileme), Genetik/Fiziksel Haritalama, Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR), Real-Time Polimeraz Zincir Reaksiyonu Teknolojisi ve Uygulama Alanları, Genetik Markörler ve Ziraatte Kullanım Alanları, Proteomik, Kapiller Elektroforez, Temelli Kantitatif Çoklu (Multipleks) Gen Anlatım Analizleri, Primer Dizaynı gibi konuların yanı sıra Genomik DNA İzolasyonu, Genomik DNA’nın restriksiyon enzimle kesimi, DNA Parmakizi (Markör) Uygulamaları, Fragment Analizi, Protein izolasyonu ve DNA Dizi Analizi gibi konularda da uygulamalı eğitim verilecektir.    

TOHUMCULUK HİZMETLERİ UYGULAMA TALİMATI YAYIMLANDI

  TOHUMCULUK HİZMETLERİ UYGULAMA TALİMATI YAYIMLANDI Tohum Sertifikasyonu, Fidan/Fide, Tohumluk İthalatı ve Yetkilendirme ile ilgili uygulamaların yer aldığı “Tohumculuk Hizmetleri Uygulama Talimatı (2011/02)” Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanarak yayımlanmıştır (Talimatın tamamı için tıklayın).        

TÜRKTED “BİTKİ BİYOÇEŞİTLİLİĞİ BİYOTEKNOLOJİK TANI MERKEZ LABORATUVARI” ALT YAPI PROJESİNİ DESTEKLİYOR

  TÜRKTED “BİTKİ BİYOÇEŞİTLİLİĞİ BİYOTEKNOLOJİK TANI MERKEZ LABORATUVARI” ALT YAPI PROJESİNİ DESTEKLİYOR Ülkemizin tarımsal biyoteknoloji konusundaki ihtiyaçları doğrultusunda yürütülen çalışmalara, Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde gerçekleştirilen biyoteknolojik çalışmaların entegre edilerek ülke bitkisel biyoçeşitliliğine katkıda bulunacak “Bitki Biyoçeşitliliği Biyoteknolojik Tanı Merkez Laboratuvarı” altyapısının oluşturulmasını amaçlayan Proje TÜRKTED tarafından da desteklenmektedir. Aynı zamanda, Merkez Laboratuvar’ın, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı (TKB), Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ile Marmara Bölgesi ve diğer bölgelerdeki üniversite ve kamu/özel sektör kurum ve kuruluşlarının kullanımına açılması hedeflenmektedir.    

ÇAYIR MERA VE YEM BİTKİLERİ TOHUMCULUĞUMUZ ALARM VERİYOR!

ÇAYIR MERA VE YEM BİTKİLERİ TOHUMCULUĞUMUZ ALARM VERİYOR! Çayır Mera ve Yem Bitkisi (ÇMYB) tohumculuğu konusunda ilgili Çalışma Grubu tarafından yapılan değerlendirmede, bu sektörün hayvancılık ile olan yakın ilişkisi ve iki sektörün birbirine olan etkisi ön plana çıkmıştır. ÇMYB tohumları değerlendirmesinin ilk bölümünde yıllara göre üretim, ithalat ve ihracat rakamları üzerinden gidilmiştir. Aşağıda yer alan Tablo 1’de görüldüğü üzere ÇMYB tohumlarının üretimi konusunda öncelikli olarak yonca, korunga, fiğ ve çim tohumu üretimi göze çarpmaktadır. Tabloda tüm türlere ait üretimlerin 2009–2010 yılları arasında düşüşe geçtiği görülmektedir. 2003–2007 yılları arasında yukarıda belirtilen dört türde yakalanan tohumluk üretimindeki yükseliş trendinin kaybedilmekte olduğu görülmektedir. Bu düşüşün sebeplerinden biri 2008 yılının sonunda meydana gelen küresel ekonomik krizdir. Fakat bu kriz tek başına ÇMYB tohumluklarının üretimindeki düşüşü açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Özellikle yem bitkisi tohumları için piyasayı dengeleyici unsurlar eksik olduğundan arz-talep dengelerindeki olağanüstü artış veya düşüşler istikrarlı üretimin önünde ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu yüzden dalgalı bir üretim eğiliminden söz edilebilir. Korungada ise ek olarak kök boğazı çürüklüğüne sebep olan bir zararlının üretimi çok kötü yönde etkilediği belirtilmiştir.Söz konusu ÇMYB tohumları olduğunda 2009 ithalat rakamları 2008 rakamlarından daha düşük gerçekleşmiştir. Bu düşüş temel olarak iç talebin azalmasından kaynaklanmıştır.Tablo 2’deki rakamlar ithalat ve ihracat arasındaki açık ara farkı göstermektedir. İhracat rakamını arttırmak için kendi ıslahımızdan elde edeceğimiz dünya standartlarında rekabet edebilecek ürünlere ve bu ürünleri yine dünya pazarında rekabet edebilir kılacak bir üretim programına ihtiyacımız vardır..Bu önemli iki konudan birincisi olan ıslahın önemi TÜBİTAK destekli Ar-Ge projeleri ile gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. İkinci önemli konu olan üretimde ise iyi niyetli çabalar olsa da henüz bir istikrardan söz etmek mümkün değildir. Örneğin çim ve çayır otu üretimi, 2007’de şimdiye kadarki en yüksek nokta olan 799 tonu gördükten sonra hızla düşüşe geçmiştir. Oysa 2007 yılına kadar üretim rakamları yıldan yıla artış göstererek devam etmiştir. Tohumculuğun gelişim süreçleri bağlamında, sektörümüzdeki bazı firmalar “ıslah et + üret + sat” seviyesinde olmalarına rağmen yerel ve uluslararası ekonomik durum ile bazı pazar koşulları, firmaları “al + sat”a doğru itmeye çalışmaktadır.Yem bitkilerinde ihracat rakamları çim ve çayır otu tohumlarına nazaran biraz daha yüksek fakat istenilen seviyede değildir. Türkiye yem bitkileri konusunda ithalat ve üretim bir araya geldiğinde dahi kendi ihtiyacını karşılayamamaktadır. Türkiye’nin hayvan varlığına göre yıllık 40 ila 50 milyon ton kaliteli kaba yem ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Bunun yaklaşık 35 milyon tonu çayır-mera, yem bitkileri ekilişleri, silaj ve bahçe içi otlaklarla karşılanırken geri kalan kısmı sap-saman, anız artıkları ile kapatılmaya çalışılmaktadır. Sonuç olarak hayvancılıkta maliyetlerin %60-70’ini oluşturan yem giderlerinde ağırlığı fabrika yemi ve saman oluştururken, kullanılan miktar çok az olduğu için, kaliteli kaba yem bitkileri maliyeti düşürücü etkisini gösterememektedir.Hayvancılık Sektöründeki Krizin Derinleşmesi ve Kaliteli Kaba Yem Kullanımı Arasındaki İlişki2010 yılının gündemi ağırlıklı olarak hayvancılık sektöründe yaşanan krizdi. Yem bitkileri sektörü ile olan doğal bağlantısından dolayı kriz sektörümüz tarafından da yakından takip edilmiştir.Hayvancılıkla ilgili krizin bu denli derinleşmesinin ana nedenlerinden bir tanesinin, nitelik ve nicelik olarak kaba yem ihtiyacını ülke olarak karşılayamamamız olduğu söylenebilir. Yonca, korunga, fiğ, sorghum-sudanotu, mısır silajı, buğdaygil/baklagil yem bitkileri, yem şalgamı ve yem pancarını kapsayan kaliteli kaba yem, hayvancılığın gelişmiş olduğu ülkelerde sektörün güvenlik ağı, bir nevi sigortası olarak kullanılmaktadır. Bunun sebebini hayvanların günlük yaşam ihtiyacı ve 10 kg’a kadar süt veriminin sadece kaliteli yem ile karşılanabilir olması olarak açıklanabilir. Bu da kriz dönemlerinde işletmelerin kendi ürettikleri kaba yeme ağırlık vererek maliyet kontrolü sağlamalarına yardımcı olmaktadır. Fakat ülkemizde kendi kaliteli kaba yem ihtiyacını eken, üreten işletme sayısı azdır.Ülkemizde yem bitkileri ekiliş alanı toplam ekilebilir alanların yaklaşık %7’sini oluşturmaktadır. Son yılarda ekilen alanlar içerisinde yem bitkilerinin oranının artmasına rağmen halâ tarımı gelişmiş ülkelerin sahip olduğu oranlardan oldukça düşük seviyelerdedir. Bu durum ülkemizde yem bitkilerinin öneminin tam olarak anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır. Sap ve saman ile ot ihtiyacının karşılanabileceğine dair yanlış bir besi anlayışı mevcuttur. Besleme ve doyurma arasındaki fark çiftçilerce anlaşıldıkça, yem bitkilerine verdikleri önem de artmaktadır. Çiftçiler bu farkı en çok verim rakamlarından realize edebilmektedirler. Yem bitkilerinin kullanımını artırdıkça hayvansal ürün miktarı ve kalitesi de artmaktadır. Bu doğru orantıyı ülkeler arası verim karşılaştırması tablosunda görebiliriz.Tablo 3’deki rakamlar FAO’dan alınmış bilgilerden oluşmaktaysa da sığır karkas ağırlığı konusunda Türkiye’nin 155 kg’lık ortalaması hayvancılık sektörü ile iç içe olan kişilerce bir miktar düşük bulunmakta, bu rakamın 200-230 kg olarak ele alınmasının daha gerçekçi olacağını düşünülmektedir. Yine de 308 kg ile 200 kg arasındaki verim farkı oldukça etkileyicidir. Hayvan cinsi kadar beslenmenin de verimdeki etkisini vurgulamak gerekmektedir. İlgili birçok platformda üzerinde durulduğu üzere kaynaklar kıtlaştıkça verim daha da ön plana çıkmaktadır. Bu yüzden hayvan varlığını arttırmak kadar birimden alınacak verimi de arttırmak önemlidir. Hayvansal ürünlerde ise kaliteli kaba yem kullanımın arttırılması verim artışı için en etkin çözümdür.Tabiatıyla üretim ve verimden bahsederken tüketimin ne doğrultuda seyredeceği büyük önem arz etmektedir. Her ne kadar bazı 2009 verilerine göre ülkemizdeki et tüketiminin kişi başı 12 kilograma kadar düştüğü ifade ediliyorsa da bu arz talep dengesizliğinin sebep olduğu aşırı fiyat artışından kaynaklanmıştır ve temennimiz alınacak önlemlerle en kısa sürede normal seviyelerine ulaşmasıdır. Diğer taraftan gelişmekte olan ülkelerdeki eğilim, gelir artışı ile birlikte et tüketiminin de artması yönünde seyretmektedir. Çin ve Brezilya bu ülkelere örnek olarak gösterilebilir. Et tüketiminin yüksek olduğu ABD veya Avrupa ülkelerinde tüketimi etkileyen temel sebeplerden bir tanesinin et fiyatlarının ulaşılabilir olmasının yanında, gelirin artması ile tüketim alışkanlığının da et tüketimi lehine değiştiği uzmanlarca belirtilmektedir.Yandaki grafiğe baktığımızda Türkiye’nin et tüketimi konusunda büyüme kapasitesi öncelikle gelişmekte olan ülkelerin seviyesi olan 30-35 kg, daha sonra ise dünya ortalaması olan 45 kg olarak saptanabilir. Kişi başına yıllık et tüketimi Avusturalya'da 142 kg, ABD'de 1 kg, Almanya'da 82 kg, İngiltere'de 80 kg’dır. Kuşkusuz bu tüketimde en temel sebep Avrupalı ve ABD’li tüketiciler için et fiyatlarının ulaşılabilir olmasıdır. Türkiye’nin önümüzdeki 20 yıl içinde hayvansal ürünlerin potansiyel pazarlarından biri olacağı kesindir. Ama asıl soru aynı zamanda tedarikçisi de olabilecek midir? Buna şimdi karar vermeli ve istikrarlı politikalarla yolumuzu çizmeliyiz.Bu gerçeklerin ışığı altında, ÇMYB Tohumları Çalışma Grubunun 2011 sektör değerlendirmesi de kaliteli kaba yem bitkileri ve hayvancılık üzerine yoğunlaşmıştır. Şüphesiz ki yem maliyetlerinin düşürülmesi ve verimin arttırılması hayvancılık sektörü için esastır. Bu yüzden kaliteli kaba yem üretiminin ve tüketimin 2011 yılından itibaren artırılması gerekmektedir. Ayrıca hayvan sayısının azalması ile hayvan sağlığı ve verim ön plana çıkmıştır. Verimi arttırmak ve hayvan sağlığını korumak için kaliteli kaba yem üretiminin ve ekiminin yonca, korunga, fiğ dışındaki yem bitkilerini dışarıda bırakmadan buğdaygil ve baklagil yem bitkilerinin bir bütün olarak desteklenmesi gereklidir. Yonca, korunga ve fiğ dışındaki tüm yem bitkilerinin tohumluklarına uygulanan KDV oranı %18’dir. Fakat bu ürünlerin kullanımının lüks kullanıma girmediği konusunda Bakanlık’larımız nezdinde yürütülen olumlu gelişmeler mevcuttur. 2011 yılının başka bir gündem maddesi de yem bitkilerinde fiyat istikrarı oluşturmak adına yapılacak çalışmalar olmalı diye düşünülmektedir. Bunun için hayvancılık ve yem bitkileri sektörleri bir araya gelerek ortak bir çalışma gerçekleştirebilir. Bunlara ek olarak yem bitkileri ekilişlerinin ekim alanları içindeki yüzdelik oranını nasıl arttıracağımıza dair fikir alışverişinde bulunmak için özel kuruluşlar, STK’lar, birlikler ve ilgili Bakanlıklar bir araya gelerek önemli çalışmalar başlatabilirler. TÜRKTED bu bağlamda öncülük etmek amacıyla yılın ilk yarısında bir girişimde bulunmayı planlamaktadır. Son olarak, ürünlerin kayıt altına alınması ile ilgili sorunların ivedilikle giderilmesi aksi halde bazı yem bitkilerinin 2011’den itibaren Türkiye’ye giremeyeceği sektör mensupları tarafından ısrarla ifade edilmiştir.    

MONSANTO VE ATLAS VENTURE ÇOK YILLIK İŞBİRLİĞİNE GİTTİ

MONSANTO VE ATLAS VENTURE ÇOK YILLIK İŞBİRLİĞİNE GİTTİ Monsanto ile Atlas Venture Şirketleri, ilk evre yaşam bilimi teknoloji şirketlerindeki yatırım fırsatlarını araştırmak için çok yıllık işbirliği yaptılar. Anlaşma kapsamında, tarımdaki teknoloji odaklı bazı alanlarda olası stratejik yatırımları tanımlamak ve desteklemek ayrıca genomikler, informatikler ve biyoloji dahil Monsanto’nun ilgi alanlarını ve potansiyel gelişim imkanlarını tamamlamak için her iki şirket birlikte çalışacaklar (haberin tamamı için tıklayın).    

BAYER VE KEYGENE YAĞLI TOHUMLARDA İŞBİRLİĞİNE GİDİYOR

BAYER VE KEYGENE YAĞLI TOHUMLARDA İŞBİRLİĞİNE GİDİYOR Bayer CropScience ve KeyGene, yeni kolza çeşitleri geliştirmek amacıyla aralarında özel bir “özellik anlaşması” yaptı. Her iki şirket bu anlaşma vasıtasıyla ürün geliştirebilmek için yeni özellikler oluşturmak amacıyla protoplast teknoloji ve hedeflenmiş moleküler mutasyon alanlarındaki uzmanlık ve deneyimlerini birleştirecekler. Söz konusu işbirliği ilk aşamada yeni kolza çeşitleri için yenilikçi özellikler geliştirmek üzere KeyGen şirketinin yeni ve tescilli KeyBase yönteminin kullanılması üzerinde odaklanacak (haberin tamamı için tıklayın).    

HASTALIK ETMENİ TESPİTİNDE YENİ PCR TEKNİKLERİ GELİŞTİRİLDİ

HASTALIK ETMENİ TESPİTİNDE YENİ PCR TEKNİKLERİ GELİŞTİRİLDİ ABD Tarım Bakanlığı araştırmacıları tarafından tasarlanan yeni bir yöntemle bitkilerde hastalık yapan organizmalar PCR (Polimeraz zincir tepkimesi) yöntemlerle saptanabiliyor. PCR temelli testler bitki hastalıklarının tanısında önemli araçlar olmakla birlikte, söz konusu testin bitkide hastalık etmeni olarak tanımlanan genetik parmak izi elde etmedeki yeterliliği, bitki üzerindeki hücrelerin asgari miktarına bağlıdır (haberin tamamı için tıklayın).    

AVRUPA ÇİM ve YEM BİTKİLERİ TOHUM PAZARINDAKİ SATIŞLAR GİDEREK ARTIYOR!

AVRUPA ÇİM ve YEM BİTKİLERİ TOHUM PAZARINDAKİ SATIŞLAR GİDEREK ARTIYOR! Avrupa çim ve yem bitkileri tohum şirketleri 2010 yılında yurtiçi ve ihracat pazarlarında büyük miktarlarda yem bitkisi ve çim tohumu satışıyla oldukça iyi bir sezon yaşadılar. Çim tohumu toptan fiyatları 2011 baharı için de güçlü artışlar göstermiştir. 2009/10 sezonundaki satışlar ile karşılaştırıldığında, toplam satışlar önemli ölçüde artmıştır. 2011 yılı hasadının 145.000 ton olması beklenmektedir (haberin tamamı için tıklayın).    

DTÖ’YE GÖRE UPOV SÖZLEŞMESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI GEREKİYOR!

DTÖ’YE GÖRE UPOV SÖZLEŞMESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI GEREKİYOR! Cenevre’de Quaker Birleşmiş Milletler Ofisi tarafından yapılan yeni bir çalışmada, küresel tarımsal araştırma üzerinde çok büyük etkiye sahip olan UPOV’da (Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği Sözleşmesi) değişiklik yapılmasını önerildi. Ayrıca, Dünya Ticaret Örgütü üyeleri gıda için özel standartların ticarete etkisini de tartıştılar (çalışmanın tamamı için tıklayın).    

2011 ISF DÜNYA TOHUMCULUK KONGRESİNE REKOR KATILIM BEKLENİYOR!

2011 ISF DÜNYA TOHUMCULUK KONGRESİNE REKOR KATILIM BEKLENİYOR! Bu yılki ISF (Uluslararası Tohumculuk Federasyonu) tarafından 30 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında Belfast’ta düzenlenecek 2011 Yılı Dünya Tohumculuk Kongresi’ne katılım için yapılan kayıtlar tüm beklentileri aşarak rekora doğru gidiyor. Küresel tohum endüstrisi için adeta bir gereklilik anlamına gelen Kongre’ye yaklaşık 1400 kişinin katılması tahmin edilmektedir. Nisan Ayı sonu itibariyle ülkemizden 11 temsilci Kongre’ye katılım için kayıt yaptırmıştır (ayrıntılar için tıklayın).    

MAKEDONYA UPOV SÖZLEŞMESİNİ KABUL ETTİ

MAKEDONYA UPOV SÖZLEŞMESİNİ KABUL ETTİ Makedonya Cumhuriyeti, UPOV’a (Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği Sözleşmesi) dahil olduğunu ve Birliğin 69ncu üyesi olacağını duyurdu. UPOV Sözleşmenin amacı, açıkça tanımlanmış bir dizi ilke temelinde yetiştiricilere fikri mülkiyet hakkını vererek yeni bitki çeşitlerinin geliştirilmesini teşvik etmektir (haberin tamamı için tıklayın).    

ÇİN HÜKÜMETİ DAHA GÜÇLÜ BİR TOHUM SEKTÖRÜ İÇİN YENİ KURALLAR GETİRDİ!

ÇİN HÜKÜMETİ DAHA GÜÇLÜ BİR TOHUM SEKTÖRÜ İÇİN YENİ KURALLAR GETİRDİ! Çin Devlet Konseyi Bakanlar Kurulu, yerli tahıl üretimini artırmak amacıyla modern bir tohum endüstrisinin daha hızlı gelişimi için 18 Nisan’da sektöre çağrı yaparak yeni kurallar yayınladı. Hükümet bildirisinde, parçalanmış ve nispeten gelişmemiş olan tohumculuk sektörünün tarımsal sanayinin sürdürülebilir gelişimini engellediği ifade edildi. Merkezi Hükümetin web sitesinde yayımlanan resmi açıklamada, Hükümetin 2020 yılına kadar, hububat tohumlarının yeterli tedarikini sağlamak amacıyla yüksek kaliteli tohumların serbestçe araştırılması ve geliştirilmesinin teşvik edileceğini bildirildi. Konsey tarafından, fiyatları dengede tutmak üzere hibrit mısır ve pirincin piyasaya arzını sağlamak ve diğer tarım ürünleri için yerel düzeyde tohum stokları oluşturmak amacıyla ulusal tohum rezervi planlaması yapıldığıbelirtildi.Hükümetin bu bağlamda, her önüne gelen firmanın piyasaya kalitesiz tohum sürmesini önlemek üzere tohum pazarına erişimdeki eşikleri keskin bir biçimde artıracağı, rekabet gücünü artırmak amacıyla sektördeki birleşmeleri ve satın almaları özendireceği ve nitelikli tohum firmalarına vergi indirimi getireceği bildirildi.Konsey tarafından, alınan bu tedbirlerin aynı zamanda yabancı şirketlerin Çin’deki tohum toplama, ar-ge, üretim ve ticari faaliyetlerini de düzenleyeceği ve yerli tohum şirketlerinin alınmaları ile ilgili güvenlik incelemelerini güçlendireceği ifade edildi. Tarım Bakanlığı, Ekim Alanları Yönetim Bölümü Müdür Yardımcısı Ma Shuping basın toplantısında, yeni kuralların yabancı şirketler için de iyi haberler verdiğini söyledi. Yabancı şirketler için hiçbir istisnanın olmayacağını söyleyen Shuping, yeni kararların uygulamaya konmasının tüm tohum şirketleri için hayırlı olduğunu belirtti ancak yabancı tohum şirketlerinin kendilerini baskı yaptığını da ifade etti.Shuping, Çin’de halen 8700’den fazla resmi izinli tohum şirketi olduğunu ancak bunların sadece 100 tanesinin araştırma ve geliştirme kapasitesine sahip olduğunu söyledi. Ülkede 35 adet yabancı sermayeli şirket olduğu ve bunlardan 5’inin mısır, 2’sinin pamuk ve kalan 28’inin de sebze ve çiçek tohumculuğunda faaliyet gösterdiklerini bildirdi (ZhoudongShangguan, Dow JonesNewswires, 18.4.2011)      

YAŞ MEYVE SEBZE SEKTÖRÜ, BAYRAMPAŞA HALİ'NDE BULUŞUYOR!

YAŞ MEYVE SEBZE SEKTÖRÜ, BAYRAMPAŞA HALİ'NDE BULUŞUYOR! Türkiye yaş meyve ve sebze sektörü, 12-14 Mayıs 2011 tarihlerinde Bayrampaşa Toptancı Hali’nde düzenlenecek olan HALSER İstanbul Yaş Meyve Sebze Pazarı, Üretim Girdileri, Paketleme, Lojistik, İhracat, Hal Sergisi çatısı altında bir araya gelecek. Özellikle sebze tohumculuğunda faaliyet gösteren birçok TÜRKTED üyesinin katıldığı bu sergide TÜRKTED standı da açılacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Haller Müdürlüğü’nün öncülüğünde ve İstanbul Ticaret Odası, TÜSEMKOM, İSMEYDER, AYMESKİAD ile Antalya İhracatçı Birlikleri’nin katkılarıyla düzenlenecek olan sergi, Dünya Haller Birliği Kongresi ile de aynı tarihlere denk geliyor. Sergiye tarım sektörünün farklı segmentlerinde çalışan bütün firmalar ile tarım alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar birer stand alarak, katılabilecekler. HALSER Sergisi, özellikle tohum, fide ve fidan firmaları açısından, tüketici cephesine ellerindeki meyve ve sebze çeşitlerini tanıtma imkânı verecek.    

2011 YILI OECD TOHUMCULUK TOPLANTISI 09 – 13 MAYIS’TA İSTANBUL’DA YAPILIYOR

2011 YILI OECD TOHUMCULUK TOPLANTISI 09 – 13 MAYIS’TA İSTANBUL’DA YAPILIYOR ISF delegasyonu olarak Derneğimiz temsilcilerinin de katılacağı Yıllık OECD Tohumculuk Konulu 2011 Toplantısı 09 – 13 Mayıs tarihleri arasında Holiday Inn Istanbul City Hotel’de gerçekleştirilecek. Tohumculukla ilgili birçok konunun ele alınacağı uluslararası toplantıya Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) üyesi ülkelerin yanı sıra ISF, Avrupa Tohumcular Birliği (ESA) ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin temsilcilerinin katılması bekleniyor (daha fazla bilgi için tıklayın).    

TOHUM’UN 2. SAYISI ÇIKTI!

TOHUM’UN 2. SAYISI ÇIKTI! TÜRKTED’in Yayın Organı olan TOHUM Dergisinin ikinci sayısı okuyucusuyla buluşuyor. Üç ayda bir yayımlanan derginin bu sayısında da tohumculuk sektörünü ilgilendiren birbirinden önemli konu ve konuklar yer almakta. Konuklardan ilki, sektörümüze bugüne kadar yaptıkları çok önemli desteklerinden dolayı kendilerine daima şükran duyduğumuz Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker, diğer röportaj konuğu ise 27 yıl önce tohumculuk özel sektörünün önünü açarak tarihi bir atılım yapmasını sağlayan Eski Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Sayın Hüsnü Doğan’dır. Röportajlar sadece tohumcular için değil tarım sektörünün diğer tüm mensuplarını da ilgilendiren oldukça önemli mesajlar içeriyor. İkinci sayının makale bölümünde ise, “tohumculuk sektörünün dinamiklerini ve önündeki engeller” objektif bir şekilde incelenerek sektör mensuplarının dikkatine sunulmuştur. 24 – 25 Ocak 2011 tarihlerinde yapılan TÜRKTED Tohumcular Çalıştayı’nda, Çayır Mera ve Yem Bitkileri grubunun çalışmalarından elde edilen ve hem yem bitkileri üretimimizi hem de dar boğaz içinde olan hayvancılık sektörümüzü yakından ilgilendiren bulgu ve sonuçlar, TOHUM’un bu sayının “gündem” bölümünde ele alınmıştır. Ayrıca, Çin tohumculuk sektöründe yaşanan gelişmeleri ve ülkemiz için de örnek alınacak yeni düzenlemeleri Dünya Gündemi bölümünde sizlerle paylaştık. Ülkemiz tohumculuk sektörüyle benzer sorunları olan Çin tohumculuğuna çeki düzen verilmesi için Çin Hükümetinin sektöre getirdiği yeni kural ve tedbirleri görmemiz gerektiğini biliyoruz. Çünkü aynı parçalanma ve küçülmeleri biz de ülkemizde yaşıyoruz ve bunun sonucunda da sektör olarak rekabet gücümüzü kaybetmek konusunda oldukça endişeliyiz.    

AR-GE ÇALIŞMALARINI SÜRDÜREN PROGEN, 05–08 MAYIS TARİHLERİ ARASINDA ADANA TARLA GÜNLERİ’NDE

AR-GE ÇALIŞMALARINI SÜRDÜREN PROGEN, 05–08 MAYIS TARİHLERİ ARASINDA ADANA TARLA GÜNLERİ’NDE “Önce Tohum Öncü Tohum” sloganıyla kaliteli ve yüksek verimli tohum çeşitleri konusunda Ar-Ge çalışmalarını sürdüren ProGen, tarla bitkileri çeşitleriyle 05 – 08 Mayıs tarihleri arasında Adana Tarla Günleri’nde çiftçi dostları ile buluşuyor. Açık alanda düzenlenecek olan fuar boyunca ziyaretçiler alışılan kapalı alan fuarlarının aksine pamuk ve mısır başta olmak üzere buğday, soya ve diğer tarla bitkileri ürün çeşitlerini tarlada inceleme imkânı bulabilecekler. Açık havada düzenlenecek olan fuarda, küçük birer parsel halinde ekilmiş mevcut ürün gruplarının yanı sıra 2012 sezonunda satışa sunulacak yeni Beyaz Altın pamuk çeşitleri ile de tanışma imkânı bulacaklar. Fuar boyunca deneyimli ziraat mühendisi kadrosundan ürünler hakkında teknik bilgi alınabilecektir (daha fazla bilgi için tıklayın).    

DERNEĞİMİZİN KURUCULARINDAN VE TOHUMCULUK SEKTÖRÜNÜN DUAYENLERİNDEN SAYGIDEĞER İNSAN AHMET GÖNEN’İ KAYBETTİK

DERNEĞİMİZİN KURUCULARINDAN VE TOHUMCULUK SEKTÖRÜNÜN DUAYENLERİNDEN SAYGIDEĞER İNSAN AHMET GÖNEN’İ KAYBETTİK Ahmet Gönen, 1 Ocak 1934'te Antalya'da doğdu. Antalya eşrafından Hacı Ahmet efendinin torunu, Hasan Ali Gönen’in en büyük oğludur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. 1958'de Nurten Hanım'la evlendi. İki kızı, bir oğlu oldu. Ve 4 torunu. Tarım sektöründeki ilk çalışmalarına tarımsal ilaç ve aletler satışı üzerine 1959 yılı sonlarında başlamıştır. Araştırıcı ve öncü kişiliğiyle dünyada tarımdaki gelişmeleri yakından takip etmiştir. Türkiye’de 1980’li yılların başında gerçekleştirilen reformlar, ekonominin diğer sektörlerinin yanı sıra, tarımı ve özellikle de tohumculuk alt sektörünü önemli ölçüde etkilemiştir. Genelde ekonominin serbestleştirilmesi özelde ise tohumculuk düzenlemeleri ve tohumluk dış ticareti bağlamındaki bazı kısıtlamaların kaldırılması sonucunda, özel sektör yatırımlarının önü açılmış, yerli veya yabancı pek çok tohumluk firması, doğrudan doğruya ya da ortaklıklar yoluyla piyasaya girerken, Ahmet Gönen 1982 yılında Antalya’daki ilk yüzde yüz Türk sermayeli sebze tohum araştırma firması olan SETO Sebze Tohumları A.Ş.’ni kurmuş ve 2004 yılına kadar bu firmada Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür olarak çalışmalarına devam etmiştir. 1984 yılına kadar kamu ağırlıklı bir tohumluk üretim, tedarik ve pazarlama sisteminin söz konusu olduğu ülkemizde, kısa süre içerisinde, özel tohumculuk şirketlerinin sayısı önemli ölçüde artış göstermiştir. Tohumculuk sektöründeki bu yapısal değişiklik, özel sektörün de ağırlıklı olarak yer aldığı, yeni tohumculuk endüstrisini temsil etmek üzere mesleki bir örgütün kuruluşunu beraberinde getirmiştir. 1985 yılında, özel tohumculuk şirketlerinin sahipleri veya yöneticileri konumunda olan ve içlerinde Sn. Ahmet Gönen’in de yer aldığı dokuz öncü üyenin girişimi sonucunda, Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği İstanbul’da kurularak çalışmalarına başlamıştır. TÜRKTED adı altında kurulan derneğin kurucularından olan Sayın Ahmet GÖNEN, kuruluşundan itibaren uzun yıllar yönetim kurulu üyeliği yapmıştır. Tohumculuk sektörünün liberalleşmesi yönünde ve mevcut diğer problemlerinin çözülmesi yönünde sürdürülen çabalarda hep ön saflarda görev yapmıştır. Gerek yönetim kurulu içinde etkin çözüm önerileri ortaya koyması ve gerekse değişik makamlar nezdinde ve toplantılarda bu önerileri savunması esnasında ortaya koyduğu tutarlı ve ağırbaşlı tavırları ile çok sevilen sayılan ve hürmet edilen bir kişi olarak hep ön plana çıkmıştır. Tohumculukta KDV oranlarının makul seviyelere indirilmesinde, AR-GE amaçlı ithal edilecek tohumluk numunelerinde karantina analizlerinden muafiyetler sağlanmasında, sebze tohumluklarının çeşit tescil ve sertifikasyonu ile ilgili olarak yürürlüğe konulan Ticari Tohumluk uygulamalarının hayata geçiriliş çalışmalarında, tohumluk üretimleri için sağlanan düşük faizli kredilerle ilgili bakanlar kurulu kararlarının çıkarılmasında ve daha birçok tohumculuk lehine uygulamaların hayata geçirilmesinde yürütülen girişimlerde hep aktif ve belirleyici rol almıştır. Bütün bunların yanında Dernek Yönetim Kurullarında daima denge unsuru olmuş ve sessiz ve sakince ağabeylik yapmıştır.Ahmet GÖNEN yakalandığı amansız nörolojik hastalık nedeniyle 22/Mart/2011 tarihinde vefat etmiştir.    

TÜRKTED ISLAHÇILAR GÜNÜ PANELİ 11 MAYIS 2011’DE ANTALYA’DA YAPILIYOR!

TÜRKTED ISLAHÇILAR GÜNÜ PANELİ 11 MAYIS 2011’DE ANTALYA’DA YAPILIYOR! TÜRKTED 11 Mayıs Dünya Islahçılar Günü münasebetiyle, bu tarihte Antalya Dedeman Otel’de bir panel düzenleyecektir.   Ayrıca Panel kapsamında, yurt içinde ıslah çalışması yaparak Türkiye Tohumculuk Sektörüne ve Türk Tarımına yaptıkları önemli katkılardan dolayı TÜRKTED Üyelerine Onur Plaketi takdim edilecektir. Türkiye’de bitki ıslahının dünü, bugünü ve geleceğinin tartışılacağı Panelde, “Dünden bugüne Türkiye’de bitki ıslahı”, “Türkiye’deki bitkisel ar-ge iklimi ve Türkiye’nin bölgesel anlamda tohumculuk ar-ge’sinde lider ülke olması için atılması gereken adımlar’’ ve “Gelişmiş ülkelerde uygulanan modern ıslah teknikleri ve Türkiye’deki durum” konuları ele alınacaktır.    

BİTKİ HASTALIK ETMENLERİ ÜZERİNE YENİ ARAŞTIRMALAR

BİTKİ HASTALIK ETMENLERİ ÜZERİNE YENİ ARAŞTIRMALAR Cornell Üniversitesi ile Boyce Thompson Enstitüsü’nde görevli araştırmacılar Ulusal Bilim Vakfı’ndan “Bitki Genom Araştırması Programı” kapsamında bitki-patojen (hastalık etmeni) etkileşimlerini incelemek üzere 4 milyon dolarlık bir bağış aldılar. Alan Collmer’ın liderliğinde çalışan araştırmacılar, özellikle domateste bakteriyel leke hastalığına sebep olan model patojen Pseudomonas syringae pv. ile domates arasındaki ilişkiyi inceleyecekler. Bilim çevrelerince bu araştırmanın diğer birçok bitki türündeki bitki-patojen sistemlerine uygulanabilecek yeni ve güvenilir bir metodoloji sağlaması bekleniyor (haberin tamamı için tıklayın).    

BASF VE MONSANTO ARASINDA İŞ BİRLİĞİ

BASF VE MONSANTO ARASINDA İŞ BİRLİĞİ BASF ve Monsanto Şirketleri, dicamba’ya (bir çeşit herbisit) toleranslı bitkisel üretim sistemlerinin geliştirilmesi konusunda iş birliğine gitmek amacıyla yeni bir anlaşma yaptıklarını duyurdu. Şirketler karşılıklı olarak lisanslarını onayladılar ve BASF dicamba ürünlerini Monsanto’ya tedarik etmeyi taahhüt etti. Söz konusu iş birliği, özellikle soyada kullanılan ve yenilenmiş tescilli formülasyon içeren dicamba tolerans sistemini daha ileri düzeyde geliştirme çalışmalarını ve ticarileşmesini kolaylaştıracak (haberin tamamı için tıklayın).    

BREZİLYA TOHUMLUK İTHALATINDAKİ MEVZUATI DEĞİŞTİRİYOR

BREZİLYA TOHUMLUK İTHALATINDAKİ MEVZUATI DEĞİŞTİRİYOR Amerika Tohum Ticareti Birliği’ne (ASTA) göre, bir süre önce ABD’den Brezilya’ya ihraç edilen mısır tohumları için yapılan işlemler uygulanabilir bulunmadı. Ancak daha sonra, pazar tarafından daha fazla kabul edilebilir bulunan “Norm 36”nın Brezilya tarafından yayımlanarak yürürlüğe konmasıyla konu şimdilik belli bir çözüme kavuşmuş görünüyor (daha fazla bilgi için tıklayın).    

ARROWS UP ŞİRKETİ TOHUM TAŞIMACILIĞINDA YENİ BİR SİSTEM GELİŞTİRDİ

ARROWS UP ŞİRKETİ TOHUM TAŞIMACILIĞINDA YENİ BİR SİSTEM GELİŞTİRDİ Arrows Up Şirketi dökme tohum taşımacılığında kullanılmak üzere geliştirdiği yeni sistem için patent başvurusunda bulundu. Yeni tasarlanan galvanizli çelik ya da paslanmaz çelik alternatifi halihazırdaki tohum haznesi ve hunisiyle kullanılabiliyor ve tohum pazarında kullanılan konteynırlar ile uyumlu çalışıyor (haberin tamamı için tıklayın).    

BİYOTEKNOLOJİK ARAŞTIRMALAR İÇİN BAYER’DEN YENİ SERA YATIRIMI

BİYOTEKNOLOJİK ARAŞTIRMALAR İÇİN BAYER’DEN YENİ SERA YATIRIMI Bayer Firması Kuzey Amerika’daki merkezinde 20 milyon dolar harcayarak yeni bir sera inşa etti. En gelişmiş teknolojini kullanıldığı yeni yaşam bilim serasının ABD’de bu alanda yapılan ar-ge faaliyetlerinin yaygınlaştırılmasında çok önemli görevler üstleneceği bildirilmektedir (haberin tamamı için tıklayın).    

ROMANYA’NIN GDO’LU ÜRETİMİ ARTABİLİR!

ROMANYA’NIN GDO’LU ÜRETİMİ ARTABİLİR! Avrupa Birliği’nin yeni mevzuatı yürürlüğe girdiği takdirde Romanya’nın GDO’lu çeşitlerin üretiminde önemli bir konuma geleceği öngörülüyor. Avrupa Komisyonu, kendi bölgelerinde GDO’lu üretime izin verme hakkını düzenleyen kurallar bağlamında her bir üye ülkeye serbestlik tanıyarak belli bir yumuşamaya gittiğinin sinyallerini verdi. Amerika ve Afrika kıtasındaki ülkelerle karşılaştırıldığında, hâlihazırda AB’de sadece iki GDO’lu çeşidin üretimine izin veren çok katı bir politika uygulaması mevcut. Romanya, ülke sınırları içinde bu çeşitlerden birinin üretimine izin vermektedir (haberin tamamı için tıklayın).    

127 ÜLKE GEN HAVUZU İÇİN KÜRESEL ANLAŞMA İMZALADI!

127 ÜLKE GEN HAVUZU İÇİN KÜRESEL ANLAŞMA İMZALADI! FAO’nun önderliğinde uygulamaya konan Gıda ve Tarım İçin Bitki Genetik Kaynakları Hakkındaki Uluslararası Anlaşma (kısa adı Uluslararası Tohum Anlaşması - The International Seed Treaty) sekretaryası tarafından hazırlanan rapora göre, şimdilik 127 ülke anlaşmayı imzaladı. Bu kapsamda, gıda üretiminde kullanılan dünyanın en önemli 64 bitki türüne ait yaklaşık 1.5 milyon örnekten oluşan gen havuzu oluşturuldu (haberin tamamı için tıklayın).    

AVRUPA TOHUMCULAR BİRLİĞİ’NİN (ESA) 2011 YILLIK TOPLANTISI BUDAPEŞTE’DE YAPILACAK

AVRUPA TOHUMCULAR BİRLİĞİ’NİN (ESA) 2011 YILLIK TOPLANTISI BUDAPEŞTE’DE YAPILACAK TÜRKTED’in de üyesi olduğu Avrupa Tohumcular Birliği’nin (ESA) 2011 Yıllık Toplantısı ve Avrupa Tohum Ticareti Toplantısı 16 – 18 Ekim 2011 tarihlerinde Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’de yapılacak. Daha önceki yıllık toplantılarda olduğu gibi bu yılki toplantının da kapsamlı ve oldukça yoğun bir gündemle geçeceği tahmin ediliyor. İndirimli ücretten erken kayıtlar için müracaat tarihi 31 Temmuz 2011’de sona erecek. Toplantıyla ilgili ayrıntılı bilgi ve kayıt formu için burayı tıklayın.    

TÜBİTAK MAM’DA 2. BİYOTEKNOLOJİ EĞİTİMİ MAYIS AYINDA YAPILACAK

TÜBİTAK MAM’DA 2. BİYOTEKNOLOJİ EĞİTİMİ MAYIS AYINDA YAPILACAK I. Biyoteknoloji Eğitimi 07-09 Mart tarihlerinde Gebze’de gerçekleştirildi. Derneğimiz ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM), Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü (GMBE) tarafından ortaklaşa düzenlenen temel konulara yönelik I. Biyoteknoloji Eğitimi 07-09 Mart tarihlerinde Gebze’de gerçekleştirildi. Söz konusu eğitime 18 uzman katıldı, eğitim sonunda katılımcılardan alınan geri bildirimler ışığında yapılan değerlendirmeden, başarıyla tamamlanan kursun oldukça faydalı ve verimli geçtiği anlaşıldı.İleri düzeyde ve uygulamalı olarak gerçekleştirilecek “2. Biyoteknoloji Eğitimi” ise 02–06 Mayıs 2011 tarihlerinde Marmara Araştırma Merkezi’nin Gebze Kampüsü’nde düzenlenecek. Birincisine göre daha kapsamlı planlanan bu eğitimde; Bitki Genomu ve Karşılaştırmalı Genom Analizleri (DNA dizileme), Genetik/Fiziksel Haritalama, Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR), Real-Time Polimeraz Zincir Reaksiyonu Teknolojisi ve Uygulama Alanları, Genetik Markörler ve Ziraatte Kullanım Alanları, Proteomik, Kapiller Elektroforez, Temelli Kantitatif Çoklu (Multipleks) Gen Anlatım Analizleri, Primer Dizaynı gibi konuların yanı sıra Genomik DNA İzolasyonu, Genomik DNA’nın restriksiyon enzimle kesimi, DNA Parmakizi (Markör) Uygulamaları, Fragment Analizi, Protein izolasyonu ve DNA Dizi Analizi gibi konularda da uygulamalı eğitim verilecek.    

GIDA FİYATLARI ZİRVE YAPTI

GIDA FİYATLARI ZİRVE YAPTI Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), aylık gıda fiyatları endeksinin Şubat ayında küresel gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle rekor düzeye çıktığını açıkladı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), aylık gıda fiyatları endeksinin Şubat ayında küresel gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle rekor düzeye çıktığını açıkladı. FAO'nun verilerine göre, Ocak ayında 230.7 puan olan gıda fiyatları endeksinin Şubat’ta yüzde 2.2 artarak 236 puana yükselmesinde hububat, yağlı tohum, süt ürünleri ve et fiyatlarında görülen artışlar etkili oldu. Hububat, yağlı tohum, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarının aylık değişimlerinin değerlendirildiği endeks, 1990'da açıklanmaya başlamasından bu yana en fazla, gıda krizinin yaşandığı 2008 yılı Haziran ayında artış göstermişti. Endeks, söz konusu tarihte 224.1 puana kadar çıkmıştı.FAO'nun Ocak ayında 420.2 puan olan şeker fiyatları endeksi geçen ay 418 puana geriledi ancak hâlâ 2010 yılı Şubat ayına göre yüzde 16 oranında daha yüksek seviyede bulunuyor. Kuruluşun, buğday, pirinç ve mısır fiyatlarını içeren hububat fiyatları endeksi, geçen ay bir önceki aya göre yüzde 3.7 oranında artarak 254 puana çıktı ve 2008 yılı Temmuz ayından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Sıvı yağ fiyatları endeksi de Şubat’ta 279 puana çıkarak, Haziran 2008'den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu. FAO'nun süt ürünleri fiyat endeksi ise geçen ay bir önceki aya göre yüzde 4 oranında artarak 230 puana yükseldi. Et fiyatları endeksi ise geçen ay, Ocak ayına göre yüzde 2 artarak 169.5 puana çıktı. FAO'nun açıklamasında, 2010 yılında dünyada hububat üretiminde görülen düşüş ve talep artışı göz önünde bulundurulduğunda, küresel hububat stoklarının bu yıl keskin bir şekilde düşmesinin beklendiği bildirildi.    

TOHUMDA GDO ANALİZİNDE “İKİNCİ BOYUT”: YENİ UYGULAMALAR, YENİ BELİRSİZLİKLER, YENİ SORUNLAR…

TOHUMDA GDO ANALİZİNDE “İKİNCİ BOYUT”: YENİ UYGULAMALAR, YENİ BELİRSİZLİKLER, YENİ SORUNLAR… 23 Mart 2011 tarihli talimat yeni belirsizliklerin yanı sıra tohum firmaları için birçok darboğazı da beraberinde getiriyor. Birkaç aydan beri gündemde olan deneme ve araştırma amaçlı tohumluk ithalatında uygulanan zorunlu GDO analizi ile ilgili olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ilgili genel müdürlüğü tarafından il müdürlükleri ile zirai karantina müdürlüklerine en son gönderilen 23 Mart 2011 tarihli talimat yeni belirsizliklerin yanı sıra tohum firmaları için birçok darboğazı da beraberinde getiriyor. Sektör mensuplarının, ticari amaçla ithal edilen tohumluklara uygulanan söz konusu analiz şartına herhangi bir itirazları bulunmuyor. Ancak çok az miktarlarda ve tamamen araştırma deneme amaçlı olarak ithal edilen birçok tür ve çeşide ait numune tohumluklardan da GDO analizinin istenmesi araştırıcı tohum kuruluşlarının ar-ge ve tohum ıslahı faaliyetlerini durma noktasına getirdi.Yeni başlatılan uygulamada; özellikle “menşei riskli olan ülkelerin” ve yüzde 100, yüzde 40 gibi “analiz sıklığı” oranlarının nasıl, neye dayandırılarak ve hangi uluslararası normlara göre belirlendiği anlaşılamamaktadır. Ayrıca, ülkemiz için stratejik öneme haiz çeşitli bitki türlerine ait tohumlukların önemli miktarlarda ithalatının yapıldığı birçok ülkenin yanı sıra GDO konusunda çok katı olan 27 AB ülkesinin de bu risk grubuna dahil edilmiş olması, maalesef Türkiye tohumculuğunu geliştirebilmek için her türlü özveriyi gösteren ve taşın altına elini koyan bu sektörün temsilcilerini şaşkınlığa uğrattı. Diğer taraftan, domates tohumunda GDO analizi için dünyada uygulanabilen herhangi bir yöntem bulunmamasına rağmen bu türe ait tohumluklara nasıl bir GDO analizi uygulanacağı da meçhuldür.Biyogüvenlik Kanunu’nun hükümlerine göre faaliyetini yürüten Biyogüvenlik Kurulu Kararı doğrultusunda, yem sektörünün talebini karşılayabilmek amacıyla 100 binlerce ton GDO’lu soyanın ithalatına izin verilmesi dikkate alındığında, GDO’lu olmadığı konusunda taahhütname verilen ayrıca araştırma ve denemesi yapılan parsellerde her zaman kontrol ve denetime açık olan araştırma deneme amaçlı tohumlukların ithalatında aynı Biyogüvenlik Kanunu gerekçe gösterilerek uygulanan zorunlu GDO analizi ne yazık hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmamaktadır. Söz konusu uygulama, laboratuvar analizi süreçlerinin çok uzun sürmesi sonucunda oluşacak telafi edilmesi neredeyse imkânsız zaman kaybının yanı sıra ülkemiz laboratuvarlarında yapılan GDO analizinin başta AB ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye kıyasla çok pahalı olması nedeniyle ağır bir mali külfeti de beraberinde getirecektir. Bu uygulama nedeniyle, tüm olumsuzluklara rağmen gelişmiş ülkelerin tohum firmalarıyla rekabet şansı arayan ülkemiz tohum firmalarının araştırma faaliyetleri ve dolayısıyla tarım sektörünün ihtiyacı olan kaliteli tohum ıslahı neredeyse tamamıyla durma noktasına gelmek üzeredir.    

MONSANTO DIVERGENCE ŞİRKETİNİ SATIN ALDI

MONSANTO DIVERGENCE ŞİRKETİNİ SATIN ALDI Monsanto Şirketi, St Louis merkezli biyoteknoloji araştırma ve geliştirme konusunda uzman Divergence şirketini satın aldı. Adı geçen şirket nematod kontrolü, yeni modları ve üstün güvenlik profilleri ile nematisitler için gelişmekte olan biyoteknoloji özellikleri dahil parazit nematodlar üzerinde odaklanıyor (Daha fazla bilgi için tıklayın).    

DUPONT TARIMSAL ARAŞTIRMALARINI GENİŞLETİYOR

DUPONT TARIMSAL ARAŞTIRMALARINI GENİŞLETİYOR DuPont, biyoteknolojik soya araştırma ve geliştirme programını genişletmek için 5 yıl içinde Delaware’de 50 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Artan dünya nüfusu için gıda verimliliği artırmak amacıyla önerilen yatırım DuPont'un stratejisini destekliyor (Daha fazla bilgi için tıklayın).    

INCOTEC YENİ VERİM HIZLANDIRICISINI DUYURDU

INCOTEC YENİ VERİM HIZLANDIRICISINI DUYURDU Incotec firması, GeniusCoat adında humic ve fulvic asitlerin özel bir karışımından oluşan yeni bir verim hızlandırıcıyı duyurdu. Yeni ürün, özellikle hububatta kullanılmak üzere özel olarak geliştirilmiş bir film kaplama formülasyonundan oluşmaktadır (Daha fazla bilgi için tıklayın).    

SYNGENTA 2010 YILI SONUÇLARINI AÇIKLADI

SYNGENTA 2010 YILI SONUÇLARINI AÇIKLADI Syngenta 11,6 milyar ABD dolarlık satış ile 2010 tam yıl sonuçlarını açıkladı. Tohum satış hacmi büyümesi yüzde 8 düzeyine çıkarken bitki koruma satışındaki yükselme yüzde 3 oldu. Şirket, 2012 yılı sonuna kadar küresel bazda tam entegre bir teklif geliştirmek için bitki koruma ve tohum işini birleştirmeyi planlıyor (Haberin tamamı için tıklayın).    

İRLANDA GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇEŞİTLER KONUSUNDA AB’Yİ DESTEKLİYOR

İRLANDA GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇEŞİTLER KONUSUNDA AB’Yİ DESTEKLİYOR İrlanda Tarım, Balıkçılık ve Gıda Bakanı Brendan Smith, İrlanda’nın genetiği değiştirilmiş mısır ve pamuktan üretilen gıda ve yemlerin kabulünü hedefleyen AB Komisyonu önerilerinin bir bölümünü destekleyeceğini açıkladı (haberin devamı için tıklayın).    

ISAAA’NIN “GD ÜRÜNLERİN GLOBAL DURUMU HAKKINDA 2010 YILI RAPORU” YAYIMLANDI

ISAAA’NIN “GD ÜRÜNLERİN GLOBAL DURUMU HAKKINDA 2010 YILI RAPORU” YAYIMLANDI “Pazara sunulan Biyoteknoloji /GDO ürünlerin Global durumu: 2010” başlıklı rapor yayımlandı. The International Service for the Acquisition of Agri-biotech Applications (ISAAA) tarafından hazırlanan “Pazara Sunulan Biyoteknoloji/GD Ürünlerin Global Durumu: 2010” başlıklı Rapor yayımlandı. Rapor’da, 1996–2010 yılları arasında kümülatif ekim alanı büyüklüğünün 1 milyar hektarı geçtiği (bu büyüklük ABD’nin veya Çin Halk Cumhuriyeti’nin toplam alanına eşit) ve bu durumun açıkça genetiği değiştirilmiş (GD) ürünlerin hali hazırda kullanıldığının ve kullanılacağının göstergesi olduğu belirtiliyor. Kullanıma girdiği tarihten, 1996 yılından 2010 yılı sonuna kadar ekim alanları 87 kat artarak modern tarım tarihinde en hızlı kabul gören ürün teknolojisi unvanını aldı (Raporun tamamı için tıklayın).    

2011 YILI ISF KONGRESİNE KATILIMCI SAYISI 1000’E ULAŞTI

2011 YILI ISF KONGRESİNE KATILIMCI SAYISI 1000’E ULAŞTI 2011 ISF Kongresi’ne katılım için başvurular yoğun bir şekilde devam ediyor. Daha şimdiden 1.000’den fazla katılımcı müracaatlarını ve gerekli rezervasyonlarını yaptırmıştır. İndirimli ücret üzerinden kayıtlar 11 Mart 2011 saat GMT 14:00’te sona erecek. Ülkemizden şimdiye kadar beş katılımcı müracaat etti. Bu yıl oldukça verimli geçeceği söylenen Kongre’ye, gelecek için iddiası olan Türk tohumculuk şirketlerinin katılım sağlamakla önemli kazanımlar elde edecekleri düşünülüyor.    

AB ÜLKELERİ YEMDEKİ GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MATERYALİN KONTROLÜNDEKİ UYUMLAŞTIRMAYI KABUL ETTİ

AB ÜLKELERİ YEMDEKİ GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MATERYALİN KONTROLÜNDEKİ UYUMLAŞTIRMAYI KABUL ETTİ Üye Devletler, sadece yem kapsamında sınırlı da olsa onaylanmamış genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) üzerinde AB'nin sözde "sıfır tolerans politikası" uygulamasını topluluk içinde uyumlu hale getirmek için hazırlanan bir Komisyon önerisini nihayet onayladı (ESA Bülteninin tamamı için tıklayın).    

TOBB TÜRKİYE TARIM MECLİSİ TOPLANDI

TOBB TÜRKİYE TARIM MECLİSİ TOPLANDI Meclis üyelerinin katılımıyla 03 Şubat 2011 tarihinde gerçekleştirilen Meclis Toplantısı’nın 2. gündem maddesinde Türkiye’de tohumculuk sanayisi ele alındı. Tohumculuk konusunda katılımcılar tarafından ortaya atılan görüşler aşağıda yer alıyor. Meclis Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Cenk Saraçoğlu, “Türkiye’de Tohumculuk Sanayi” konulu bir sunum yaptı. Gerçekleştirilen sunum özet şekilde aşağıda yer alıyor.Bitkilerde döllenme sonunda yumurtacıkta oluşan ve aynı türden yeni bir bitki oluşmasını sağlayan taneye tohum denmektedir. Tohum canlı bir organizma olup öcü ya da genetik bir mekanizma değildir. Frenkeştayn gıda ve bunların yetişmesine neden olan tohum diye bir şey yoktur. Türkiye’de tohum sanayi 1860’larda ABD ve Mısır’dan pamuk tohumluğu ithaliyle başlamıştır. Tohum sanayi tarihinde en önemli dönem, 1950 yılıyla birlikte başlayan devlet kuruluşları esaslı çağdaş ve resmi bir tohumluk üretim ve dağıtımı süreci başlatıldığı dönemdir. 1961 yılında ilk özel tohumculuk şirketi kurulmuş, 1982 yılı itibariyle ise tohumculukta özelleşme dönemi başlamış ve zaman içinde özel şirketlerin sayısı hızla artmıştır. Tohumculuk sanayisi bitkisel üretim için “tohumluk girdisi” sağlayan iş ve faaliyetlerin tümünü, tohumculuk sektörü ise tohumculuk sanayisi ile bu sanayiyi düzenleyen ve denetleyen devlet kuruluşlarını kapsamaktadır. Tohumculukla ilgili 4 kanun, 2 kararname, 2 genelge ve 20 yönetmelik bulunmaktadır. Özellikle 2006 yılında çıkarılan 5553 sayılı Kanun, tohumculuğun çerçevesinin çizilmesi ve belirsizliklerin giderilmesi açısından çok önemlidir. 5042 sayılı Islah Kanunu da tohumculuğun gelişmesi açısından çok önemlidir. Bu Kanun gereği, tohumu yetiştiren/geliştiren kişiden başkası tohumu sattığında, bunun getirisini tohumu yetiştirene ödemek zorundadır. Bu Kanun öncesinde, tohumları başkaları kullanabildiğinden, firmalar açık döllenen tohum ticaretine girmek istemiyorlardı. Bu Kanun ile bu durumun önüne geçilmiş, tohumculuğun gelişmesinin önü açılmıştır. Türkiye’de halen her yıl 60-70 kadar bitki türüne ait, 3-4 bin bitki çeşidinde 350 bin ton/yıl kadar sertifikalı/standart tarla ve sebze bitkileri tohumluğu üretilmektedir. Bu yeterli bir miktar değildir. Amacımız bu rakamın 500 bin ton/yıla ulaşmasıdır. Toplam sertifikalı/standart tohumluk üretim ve kullanım miktarı yıldan yıla artmaktadır. Ülkemizde tohum ithalatı, sebzeler hariç “doğrudan çiftçi kullanımı için” yapılan ithalat ile sınırlıdır. Sebzeler dışındaki ithalat, ya ihracat ya da yurt içi tohumluk üretimi için yapılan ebeveyn tohumluk ithalatıdır. Hibrit (F1) sebze tohumluğu ithalatı ise “eşyanın tabiatı gereği” olup bu grupta “çeşit=yeni teknoloji” ile onu taşıyan tohumu birbirinden ayırmak teknik ve ticari bağlamda çok zordur. Tohum sanayisinin en önemli özelliklerden biri, ayrıca işi en zorlaştıran konu tohum üretim sürecinin 10-15 yıl arasında olmasıdır. Çok kolay gibi gözükse de, tohum üretimi için ciddi bir alt yatırıma ihtiyaç duyulmaktadır. Bir tohumun pazara sürülmesi demek, en az 10 yıl onun üzerinde çalışılmış olduğu anlamına geliyor. Tohumculuğun en büyük zorluğu süredir. Tohumculukla ilgili ikinci sorun, nakit akışının zorluğudur. Ocakta harcama yapmaya başlanmakta, dönüş en az 18 ay sonra gerçekleşmektedir. Bu durum ise tohumcuları ciddi bir finans zorluğu ile karşı karşıya bırakmaktadır. Normalde pazara arz ediliyorsa sertifikalı tohum kullanım yüksektir, ancak bireysel kullanımlarda sertifikalı tohum kullanımı düşmektedir.Buğday tohumu ihtiyacının yüzde 42’si, arpa tohumu ihtiyacının yüzde 18’i, çeltik ihtiyacının yüzde 52’si, patates ihtiyacının yüzde 27’si, sebze (tarla) ihtiyacının yüzde 35’i, ayçiçeği, mısır ve pamuk ihtiyacının tamamı ülkemizde karşılanmaktadır. Türkiye Tohumcular Birliği, Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği, Bitki Islahçıları Alt Birliği, Fide Üreticileri Alt Birliği, Fidan Üreticileri Alt Birliği, Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği, Tohum Dağıtıcıları Alt Birliği ve Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği olmak üzere toplam 7 alt birlikten oluşmaktadır. 1980 öncesinde 3 tohum firması bulunurken, 1999 yılında 60 ve bugün 398 firma bulunmaktadır. Firmaların bölgelere göre dağılımına bakıldığında, 132 firma ile İç Anadolu Bölgesi, 107 firma ile Marmara Bölgesi dikkat çekmekte, geri kalan diğer bölgelere yayılmıştır. Tohumculuk sektöründe ar-ge çok önemlidir. Toplam satış tutarının ar-ge’ye ayrılan oranına bakıldığında, bu oran tohum sanayisinde yüzde 10-15 arasındadır. Ancak hem personel hem de ekipman olarak bazı sıkıntılar yaşanmaktadır. Şirketlerin ölçekleri küçüktür ve ölçeği küçük olunca atılımlar da küçük olmaktadır. Ayrıca sermaye yeterli olmadığı gibi üretim maliyetleri de çok yüksektir. İhracatı en çok etkileyen başka bir konu ise kur politikalarıdır. Üretim aşamasına tohumcular dahil edilmeye çalışılsa da, üretim tohumcuları değil, üreticileri ilgilendirmektedir. Türkiye’de hiçbir şekilde GDO’lu tohum üretilmemekte, pazarlanmamakta, ithalatı yapılmamaktadır. Ancak medyanın yanlış yönlendirmesiyle Türkiye’de üretilmiş olanla ithalat karıştırılmaktadır. Türkiye’de üretim aşamasında GDO bulunmamaktadır. Hormon, hibrit ve GDO ayrı şeylerdir. Halihazırda zaten bu teknoloji Türkiye’de bulunmamaktadır. Bu sebeple şehir efsanelerine inanılmamalıdır. Tohumda ne ülkemizde üretilen ne de ithal edilen ürünlerde GDO bulunmaktadır. Yetiştirilen ürünler ise tohumcuların sorumluluğunda değildir. Tohumcular, son dönemde basında da çıkan haberler sonucunda, sürekli her ortamda kendilerini anlatmak zorunda kalmıştır. Tohumculuk sektöründe Ar-Ge çok önemlidir. Toplam satış tutarının Ar-Ge’ye ayrılan oranına bakıldığında, bu oran tohum sanayisinde yüzde 10-15 arasındadır. Ancak hem personel hem de ekipman olarak bazı sıkıntılar yaşanmaktadır. Şirketlerin ölçekleri küçüktür ve ölçeği küçük olunca atılımlar da küçük olmaktadır. Ayrıca sermaye yeterli olmadığı gibi üretim maliyetleri de çok yüksektir. İhracatı en çok etkileyen başka bir konu ise kur politikalarıdır. Üretim aşamasına tohumcular dahil edilmeye çalışılsa da, üretim tohumcuları değil, üreticileri ilgilendirmektedir. Türkiye’de hiçbir şekilde GDO’lu tohum üretilmemekte, pazarlanmamakta, ithalatı yapılmamaktadır. Ancak medyanın yanlış yönlendirmesiyle Türkiye’de üretilmiş olanla ithalat karıştırılmaktadır. Türkiye’de üretim aşamasında GDO bulunmamaktadır. Hormon, hibrit ve GDO ayrı şeylerdir. Halihazırda zaten bu teknoloji Türkiye’de bulunmamaktadır. Bu sebeple şehir efsanelerine inanılmamalıdır. Tohumda ne ülkemizde üretilen ne de ithal edilen ürünlerde GDO bulunmaktadır. Yetiştirilen ürünler ise tohumcuların sorumluluğunda değildir. Tohumcular, son dönemde basında da çıkan haberler sonucunda, sürekli her ortamda kendilerini anlatmak zorunda kalmıştır. Görüş ve Katkılar- Patates ithalatı, genel ithalat içinde önemli bir yer tutmaktadır. Yıllar içinde 6,8 milyon dolar ile 17 milyon dolar arasında patates ithalatı yapılmaktadır. Son dönemlerde yerli üretimde önemli bir değişim yaşanmadığından, şok bir tedbir alma gereği duyulmuştur. Bu karara göre, yurt içinde üretilen tohumun desteklenmesine, ithalatın destek dışında bırakılmasına karar verilmiştir. Ancak bu şekilde, ülkemizde tohumculuğun gelişmesine katkı sağlanabilecektir. Yurt dışından anaç/orijinal tohumun doğrudan çiftçiye verilmesi doğru değildir, yapılması gereken üretimi artırmaktır, ülkemizin 100 bin ton civarında sertifikalı tohum ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyacın karşılanması için yurt içindeki firmaların gelişmesi ve üretimin artması gerekmektedir. Patates konusunda ise çeşit geliştirmek gerekmektedir. Bu amaçla TAGEM bir çalışma başlatmıştır ve 2012’de birkaç çeşit patates gelmesi beklenmektedir. Sertifikalı tohum üretimi ve kullanımının belli bir plan dahilinde geliştirilmesi, istikrarlı bir şekilde desteklenmesi planlanmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tohumun planlamasını yapmaktadır. Bu planlama kapsamında sertifikalı tohum kullanımı ve üretimi desteklenmektedir. Son 8 yılda üretim 145 bin tondan 385 bin tona ulaşmıştır. Hedef ise 2 milyon 200 bin ton tohum üretmek ve ülke ihtiyacını karşılamaktır. Sertifikalı tohum kullanımı şu an yüzde 35, ancak amaç yüzde 60’lara çıkmaktır. Her damak tadına hitap eden tohum olmasa da en azından ihtiyacı karşılayabilmesi amaçlanmaktadır (Talat Şentürk, TÜGEM).- Tohumcuların son dönemki çabalarını destekliyoruz. DPT olarak benzer konularda sıkıntı yaşanmaktadır. Bunun sebebi temel olarak yanlış algılamalardır. Türkiye her şeyi yapıyor, neden tohum üretemiyor, neden tohum planlanmıyor denilmektedir. DPT olarak Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğü’ne (TAGEM) Türkiye’de geliştirilen çeşitlerle ilgili bir çalışma yaptırılmıştır. Bu çalışma 1.000 civarında bitki ve hayvan çeşidini içermektedir. Ancak bu kitapçık sadece TAGEM tarafından geliştirilen çeşitleri içermekte, diğerlerini kapsamamaktadır. Tohumcuların bu çabalarının artarak devam etmesini istiyoruz (Yurdakul Saçlı, DPT).- Tohumculuk şirketlerinin yabancı menşeli olması, tohum ile ilgili basındaki yansımaları tetikleyebilmektedir.- Üretici doğal olarak pazarın talep ettiği tohumu istemektedir. Ülkemizde bu ihtiyacın karşılanabileceğine dair kuşku vardır.- Patates tohumunun sertifikalandırılmasında ülkemizde bazı sorunlar yaşanmaktadır. Türkiye’nin sertifikalandırma kapasitesi 50-60 bin ton iken, ihtiyaç 200-250 bin ton civarındadır. Türkiye’nin bu kapasiteyi geçmesi ve tüm ihtiyacı karşılaması çok mümkün görünmemektedir.- Tohum üretiminin maliyeti çok yüksektir. Maliyet destekleri yanında, yeni bir destek modeli oluşturmalıdır.- Tohumculukla ilgili oluşan yanlış algıyı düzeltmek için sadece basın üzerinden mesaj vermek yeterli değildir, doğrudan üreticiye ve çiftçiye de ulaşmak gerekmektedir (Mücahit Taha Özkaya).- Türkiye zamanla tohumcu bir ülke olacak, Türk teşebbüsü Orta Doğu’ya ve Orta Asya’ya giderek tohum üretecektir. Ama şu an tohumluk üretim faaliyetleri yüksektir, üretim yurt dışına kaymaktadır. Bunu engellemek ve tohumculuğun önünü açmak için bir projeksiyon yapılmalı ve bu projeksiyona göre bir destek stratejisi planlanmalıdır (Süleyman Karahan).    

GIDADA YENİ BİR KÂBUS YILI MI ?

GIDADA YENİ BİR KÂBUS YILI MI ? Buğdaydan mısıra tüm gıda emtiaları yeniden yükseliş trendinde. Gıda fiyatlarına yapılan zamlar, Cezayir ve Tunus'u ayağa kaldırdı. Küresel ekonomi 2008'dekine benzer yeni bir gıda kriziyle karşı karşıya. Size "Fransa'nın sembolü nedir?" deseler, büyük ihtimal bere, bir şişe kırmızı şarap ve baget ekmeğini sayarsınız. Fransa'yı Fransa yapan imgelerdir bunlar ve içlerinden birinin geleceği pek parlak görünmüyor. Zira son 12 ayda buğday fiyatları iki katına çıkınca Fransız fırıncılar bir kez daha baget fiyatlarına zam yapmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin rezidansına da ekmek satan ve ürettiği baget ekmekler 2010 yılında Paris'in en iyisi seçilen Michel Gollayer, "Buğday fiyatları patladı. Un fiyatları bu derece artınca 4 - 5 sent zam yapmamız kaçınılmazdı" diyor. 2007'den bu yana Fransız kentlerindeki küçük fırınlarda satılan baget ekmeğinin fiyatı yüzde 6.3 arttı. Carrefour gibi büyük perakende zincirlerindeki fiyat artışları ise yüzde 19'a ulaştı. Son zamla beraber Paris'te baget fiyatı 5 cent artarak 1,20 Euro oldu. Fransızlar, günde 23 milyon, yılda 8 milyar adet baget tüketiyor. Buğday, gıda emtiaları arasında son zamanlarda en hızlı yükselenlerden biri. Rusya'daki kuraklık, Kanada ve Avustralya'daki sel baskınları gibi nedenlerle buğday fiyatları yüzde 100 artarak 14 Ocak'ta tonu 336 dolara çıktı. Ancak özellikle Afrika'daki olumlu hasat nedeniyle durumun en azından şimdilik 2008 yılındaki kadar kritik olmadığı ifade ediliyor. Dünyada gerçekten ciddi bir gıda sıkıntısı yaşanıyor. Son olarak ABD Hükümeti'nin önemli mahsullerde stok tahminlerini azaltmasıyla birlikte gıda fiyatlarında hızlı bir yükselişin arifesinde olunduğu savunuluyor. Washington'dan gelen bu açıklamayla mısır ve soya fasulyesi son 30 ayın en yüksek noktasına çıkarken diğer gıda emtialarının fiyatlarında dalgalanmalar yaşandı. Ocak ortası itibarıyla Şikago Borsası'nda soya fasulyesi fiyatları, 2008 sonundan bu yana, mısır fiyatları Temmuz 2008'den beri en yüksek seviyeye ulaştı. Kahve fiyatları da üretim beklentilerine ilişkin spekülasyonlar nedeniyle son 13 yılında en yükseğine ulaştı. Dünyanın en büyük üreticisi Brezilya'da üretimin yüzde 13 azaldığı, Kolombiya'da da üretimin tarımsal hastalık nedeniyle beklentilerin altında olacağı belirtiliyor. Londra'da mart vadeli robusta kahvenin fiyatı ton başına 2.167, Arabica kahvenin fiyatı ise 2.406 doları gördü. Kahve, Haziran 1997'de 2.445 dolar ile tarihi rekorunu kırmıştı. Geçen yıldan bu yana ikiye katlanan pamuk fiyatları nedeniyle konfeksiyon şirketlerinin kârlarında önemli düşüş bekleniyor. BDO Seidman perakende zincirinin müdürü Al Ferrara, yüksek maliyetli pamukla üretilmiş konfeksiyon ve giyim ürünlerinin önümüzdeki altı ay içinde mağazalarda yerini alacağını vurguluyor. ABD Tarım Bakanlığı mısır üretiminin geçen yıl yüzde 4.9 azalırken 2011 hasadının da son 15 yılın en düşüğü olacağını açıkladı. Bakanlık soya fasulyesi hasat tahminini yüzde 1.4 azaltırken yerli üretim buğday stoklarının da geçen yıla göre yüzde 16 düşeceğini bildirdi. Standard 8c Poor's'un 24 emtiadan oluşan GSCI Spot Endeksi 12 Ocak'ta 645,72 ile Eylül 2008'den bu yana en yüksek noktaya çıktı. BM Gıda ve Tarım örgütü (FAO) fiyatların bir miktar daha yükselmesi durumunda dünyanın 2008'deki gıda krizinin bir benzerini yaşayabileceği uyarısında bulunurken, çoğu ülke ve fiyatlardaki artışlardan etkilenecek şirketler önlem almaya başladı. Cezayir ve Mozambik'teki ayaklanmalar ve gösteriler özellikle yoksul ülkelerin gıda fiyatlarındaki artıştan ciddi biçimde etkileneceğini gösteriyor. Uzmanlar küresel hasadın artık çok kritik bir noktada olduğunu ve hava koşullarından dolayı olumsuzluğa tahammül olmadığını ifade ediyor. Ancak çok yakında Arjantin ve Brezilya'da başlanacak hasadın kuraklık nedeniyle çok parlak olmayacağı da belirtiliyor. BNP Paribas Fortis araştırma birimi başkanı Philippe Gijsels, gıda enflasyonunun en büyük tehdit olduğunu belirterek, "Bir ailenin bütçesinin yüzde 70 - 80'inin hatta daha fazlasının gıdaya gittiği ülkelerde fiyat patlamaları istikrarı bozabilir. Eskilerin de dediği gibi açlık medeniyetleri öldürür. Bu hükümetlerin bazıları enflasyon mücadelesinde agresif olacaktır. Bu yıl muson yağmurları hayal kırıklığı yaratırsa sonuçları düşünemiyoruz bile" diyor. Emtia fiyatlarındaki artışın en önemli nedeni, kuraklık ve diğer doğal sorunların yarattığı arz sıkıntısı. Bir başka neden de küresel ekonomik büyümeye ilişkin beklentiler. 2011 yılında hem ABD hem de dünyada daha iyi bir ekonomi ve tüketim artışı beklentisi fiyatları yukarı çekiyor. Emtia fiyatlarındaki artış, gıda ve temizlik ürünleri üreticisi Unilever'den klima üreticisi Ingersoll-Rand'a kadar tüm firmaları etkiliyor. Gıda ve otomotiv şirketleri, madencilik cihazları üreticileri, havayolları ve hatta tüketici elektroniği üreticileri emtia fiyatlarındaki artışlarla baş edebilmek için son çare olan fiyat artışına gidiyor. Kimi firmalar da farklı yollara başvuruyor, örneğin Kraft Foods, chedar peynirinin maliyeti yüzde 19 artınca fiyatları artırmak yerine peynir paketlerinden iki dilimi azaltmayı tercih etmişti. Avrupa'da Nestle ve Danone gibi devler buğday, kakao ve diğer maliyetlerdeki artışa ürün fiyatlarına zam yaparak yanıt verirken küçük üreticilerin zam yapmaktan kaçındığı belirtiliyor. Kuşkusuz gıda fiyatlarındaki artıştan kârlı çıkanlar da var. ABD'nin en büyük gıda şirketi Cargill, yılın ikinci çeyreğinde kârının geçen yılın aynı dönemine göre üçe katlandığını açıkladı. Dünyanın en büyük traktör ve tarım araçları üreticisi Deere'nin hisse senetleri ise tüm zamanların en yüksek noktasına ulaştı. Gübre üreticisinden tahıl tedarikçisine kadar bütün Amerikan tarım şirketlerinin hisse senetleri yükseliyor.İşsizlik ve gıda fiyatlarına yapılan zam, Tunus ve Cezayir'de halkı sokaklara döktü. Tunus'ta eğitimli işsiz gençlerin gösterisiyle başlayan olaylar zincirinin sonunda 23 yıl demir yumrukla iktidarını sürdüren Devlet Başkanı Zeynel Abidin bin Ali ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Gıda fiyatlarına yapılan zam Kuzey Afrika'nın petrol zengini ülkesi Cezayir'de yağmalama olaylarına neden oldu. Yılbaşından bu yana polisle protestocular arasında çıkan olaylarda hayatını kaybedenlerin sayısı 23'e yükseldi. Un, şeker, yağ gibi ana gıda maddelerine yapılan yüzde 50'nin üzerindeki zamlar ülkenin yoksullukla mücadele eden büyük bir kesiminde bardağı taşırdı. Her mahallede çatışma yaşanırken birinci lig maçları iptal edildi, polis güvenlik amacıyla camileri bile kuşattı. Dünyanın en büyük ekonomileri, küresel gıda güvenliğini sağlamak ve 2008 benzeri bir gıda krizinin önüne geçmek için önlem arayışında. Fransa, gıda fiyatlarındaki keskin artışlardan endişeli olduğunu açıklayan ve bu konuda hassasiyet gösteren gelişmiş ülkelerden biri. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, G-20 zirvesinde bu konudaki endişelerini ABD Başkanı Barack Obama'ya aktarırken Başbakan François Fillon, gıda ve enerji fiyatlarındaki aşırı oynaklığa önlem alınmasının ülkesinin önceliklerinden olduğunu ifade etti. Tarım Bakanı Bruno Le Maire, gıda emtialarının fiyatlarında oynaklık yaratan spekülasyonu önlemek için daha sıkı yasal düzenlemeler çağrısında bulundu (Forbes).    

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ DOMATES VE MISIRDA ISLAH ÇALIŞMASI BAŞLATTI

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ DOMATES VE MISIRDA ISLAH ÇALIŞMASI BAŞLATTI Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü'nce Türkiye'yi tohum üretiminde dışa bağımlılıktan kurtarmak amacıyla domates ve mısır tohumları ıslah edildi. Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Okumuş, mısır ve domates üretiminde daha fazla ve kaliteli ürün sağlamak amacıyla genetik olarak ıslah edilmiş tohum geliştirdiklerini söyledi. Türkiye'nin önemli tarım ülkelerinden biri olduğuna işaret eden Okumuş, tohumda dışa bağımlı olan Türkiye'nin hibrit tohum üretiminde gelişmesi gerektiğini vurguladı. "Ülkemizde ithal tohumlar hala etkisini sürdürmekte. Ancak, son yıllarda uygulanan biyoteknolojik yöntemlerle tohum ıslahında hızlı güvenilir ve kaliteli üretim hızla artmaktadır" diyen Okumuş, yaptıkları çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: "Üniversite olarak domates ve mısır tohumu konusunda 3 yıllık süren bir çalışma yaparak bu tohumlan genetik olarak ıslah ettik. Karadeniz Bölgesi'nde dönüm başına 500–600 kilo mısır verimi veren “at dişi” cinsi mısır türü üzerinde çalıştık. Genetik olarak ıslah edilerek bu tür dönüm başına 1500 kilogram ürün verimine çıktı. Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü olarak bu alanda ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız, hem ithalatın önüne geçebilmek hem de yerli tohumlardan yüksek verimli hibrit tohumu üretmek." Türkiye'nin yıllık mısır üretiminin yaklaşık 4 milyon ton olduğunu belirten Okumuş, hibrit olarak genetiği ıslah edilmiş tohumlarla Türkiye'nin mısır üretiminin önemli ölçüde artacağına dikkat çekti. Okumuş, OMÜ Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü olarak özellikle hibrit tohum üretimi için anaç geliştirme, hastalıklara dayanıklı ürün geliştirme konusunda çalışmaları sürdürdüklerini söyledi. Tarım sektöründe hızla ilerleme kaydeden tohumculuk sektörünün yakın gelecekte hibrit tohum ihraç edecek duruma gelmesi gerektiğini ifade eden Okumuş, bunun için çalıştıklarını kaydetti (AA).    

TARIM SEKTÖRÜNE AR-GE DESTEĞİ

TARIM SEKTÖRÜNE AR-GE DESTEĞİ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca, tarım sektörünün ihtiyaç duyduğu araştırma ve geliştirme (ar-ge) projelerine doğrudan destekleme ödemesi yapılmasına ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Bakanlık’ın, "Araştırma ve Geliştirme Projelerinin Desteklenmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslara ilişkin Tebliği", Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ, Bakanlık ve tarım sektörünün ihtiyacı olan konularda üniversiteler, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, çiftçi örgütleri ve özel sektör tarafından yürütülen, sonuçları doğrudan uygulamaya aktarılabilecek ar-ge projelerinin desteklenmesine ilişkin usul ve esasları kapsıyor. Buna göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca desteklenecek olan tarımsal Ar-Ge projelerini, oluşturulacak Kurul belirleyecek (Tebliğin tamamı için tıklayın).    

TOHUMDA "HARAÇ" GİBİ KESİNTİ

TOHUMDA "HARAÇ" GİBİ KESİNTİ Ali Ekber Yıldırım’ın yazısıBinde 3’lük komisyonun Türk tohumculuk sektörünü destekler hiçbir yanı bulunmamaktadır. Kesinlikle sertifikalı tohum satışının yayılmasını destekleyici ve teşvik edici bir madde değildir. Bilakis bu, Türkiye’de tohumculuk sektöründe çalışan firmaları ve çaba gösteren insanları engelleyici ve demoralize edici bir husustur. Tohum dağıtıcılığı yapan gerçek veya tüzel firmalar, Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairesine kayıt olmadan, ticaret odasına kayıt olmadan, ilgili meslek odasına kayıt olmadan, Tarım İl Müdürlükleri veya Tarım Bakanlığından gerekli izinleri almadan faaliyet gösterememektedir.Tohum satıcılığı yapan bir firma bunların hepsini yapıyorsa, sektörde faaliyet gösteren firmaların satışlarından binde 3 gibi bir komisyon talep edilmesinin anlamı ne? Bu, Anayasa’ya da aykırıdır. Hak ve özgürlüklere de aykırıdır. Ayrıca dünyanın tohumculukta ilerlemiş veya ilerlememiş hiçbir ülkesinde böyle bir uygulama yoktur (Yazının devamı için tıklayın).    

HİBRİT TOHUMLAR HAKKINDA TÜRKTED BASIN AÇIKLAMASI

HİBRİT TOHUMLAR HAKKINDA TÜRKTED BASIN AÇIKLAMASI Kamuoyu son günlerde birtakım medya organları aracılığıyla hibrit (melez) tohumlar hakkında yanlış ve eksik bilgilendiriliyor. Bilimsellikleri kendilerinden menkul bazı kişilerin hibrit tohumlar hakkındaki bilimsellikten uzak açıklamaları gerçekleri yansıtmıyor. Tüketicilerimizi korumak bahanesiyle ortaya atılan, bilimsel hiçbir kanıtı olmayan bu yalan ve yanlış beyanlar sadece ülkemiz çiftçilerine büyük zarar vermekle kalmayıp tüketicilerimizi de rencide ediyor. Ayrıca, tamamıyla kişisel reyting artışı ve buna bağlı olarak kendi kitap ve bazı “doğal ürün”lerinin satışlarını artırma kaygısıyla yapıldığını düşündüğümüz bu reklam amaçlı beyanatlar tohumculuk sektörüne, Türkiye’nin tarımsal üretimine ve ihracatına önemli zararlar verecek boyutlara ulaştı (açıklamanın tamamı için tıklayın).    

TOHUMLUK İTHALATINDA DARBOĞAZ:GDO ANALİZİ

TOHUMLUK İTHALATINDA DARBOĞAZ:GDO ANALİZİ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından kısa bir süre önce tarım il müdürlüklerine gönderilen bir talimatta, “taahhütname”ye bakılmaksızın ıslah, araştırma ve deneme amaçlı ithal edilecek soya, mısır, kanola ve pamuk başta olmak üzere risk ihtimali olan tüm tohumluklardan GDO analiz raporu isteneceği bildirildi. İthal tohumların tamamının GDO analizine tabi tutulması ile sektörün özellikle ar-ge yapan kurumlarının çıkmaza girmesi kaçınılmaz. Bugüne kadar araştırma, deneme ve ıslah amaçlı materyaller “Taahhütname” yolu ile analiz yapılmadan ithal edilmekte iken yeni uygulamada tüm tohumluk materyallerin analize tabi tutulması özellikle kontrol süresinin kaçınılmaz olarak uzamasına neden olacaktır. Bu nedenle araştırmacı kuruluşlar için gerekli olan tohumlukların üretime ve ar-ge’ye sezonda ve tam zamanında yetişmesi açısından büyük sıkıntılar yaşanacaktır.Diğer taraftan araştırma kuruluşu niteliğindeki tohum şirketlerinin kendi ıslahlarından elde ettikleri hatların güney yarıkürede kış üretimine gidiş ve dönüşleri ancak Nisan ayı sonunda gerçekleşebildiğinden, ilave ithalat işlemlerinin uzaması dolayısıyla ortaya çıkacak gecikme bu tür çalışmaların önünü tamamen kapatacaktır. Bir başka darboğaz da analizler için ödenecek ücretlerin bu işin yapılmasını engelleyecek boyuta ulaşacak olmasından kaynaklanacaktır. Yurt dışından deneme materyali getirme işlemi birçok firma tarafından yüzlerce hatta bazı firmalarca binlerce kez yapılmak zorundadır. Dolayısıyla her bir analiz için 500 – 600 TL’lik bir ücret, örneğin yılda ortalama 500 adet numune ile çalışan bir firma için 300 bin TL’lik bir maliyete ve 1–1.5 aylık gecikme de ekim sezonuna tohum yetiştirmenin mümkün olmamasına neden olacaktır. Bu yeni uygulama bütün ıslah ve araştırma faaliyeti yapan tohumculuk kuruluşlarına çok büyük maddi bir yük getirecek ve ayrıca araştırma için gerekli tohumlukların zamanında tedarik edilmesini de büyük oranda sekteye uğratacaktır. Ayrıca, bu durumdan araştırıcı olmayan diğer tohum şirketleri de olumsuz etkilenecektir. TÜRKTED, son uygulamanın tekrar gözden geçirilerek düzeltilmesi hususundaki girişimlerini ilgili Genel Müdürlükler nezdinde yoğun bir şekilde sürdürmekte ve sektördeki diğer meslek kuruluşlarından da aynı çabayı göstermelerini dilemektedir.    

TOHUM ÜRETİMİNİN DESTEKLENMESİNDE YAŞANAN ÜZÜCÜ GELİŞMELER

TOHUM ÜRETİMİNİN DESTEKLENMESİNDE YAŞANAN ÜZÜCÜ GELİŞMELER Tohumculuk sektörümüzün uluslararası rekabete uygun bir şekilde gelişmesini sağlamak için yurt içinde sertifikalı tohumluk üreten, ürettiren, sertifikalandıran ve satışını gerçekleştiren tohumculuk kuruluşlarının desteklenmesi amacıyla birkaç yıl önce başlatılan “tohumluk üretiminin desteklenmesi” uygulamasında son günlerde ortaya çıkartılan yolsuzluk ve usulsüzlük olayları, gerçek tohum üreticisi olan firmaları da şaibe altına sokacağı kaygısıyla büyük bir üzüntü içinde takip ediliyor. Tohumculuk endüstrisinde bütün riskleri göğüsleyerek faaliyetlerini sürdüren, oluşturdukları istihdam ve katma değerle ulusal ekonomimize önemli katkılar sağlayan gerçek tohum şirketlerinin töhmet altında kalmaması en büyük dileğimiz. Bu bağlamda, yetkili merciler tarafından da konunun çok kapsamlı bir şekilde değerlendirilerek öncelikle ve ivedilikle 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nda “tohum üreticisi” olabilmenin asgari gereklilikleri ve şartlarının açıkça tanımlanarak “tohum şirketlerinin” bunlara uymasını sağlayacak hükümlerin bulunması gerekiyor. Ayrıca, hali hazırda yürürlükte olan “tohumculuk sektöründe yetkilendirme ve denetleme” ile “tohumluk üretimini destekleme” hakkındaki ikincil mevzuatta yer alan hükümlerin de tam anlamıyla uygulanmasına özen gösterilmesi ve bu konuda çalışacak yeterli sayıda teknik elemanın görevlendirilmesi Türkiye tohumculuğunun geleceği açısından zaruri bir hal aldı. Hatta bu hukuki düzenlemelerin tekrar gözden geçirilerek yeniden düzenlenip eksiksiz uygulanması suretiyle, sadece devlet desteği alabilmek için yapılır bir hale gelmiş olan “tohum üreticiliği” işinin belli bir sistem içinde ciddi bir yapıya kavuşturulması ihtiyacı her geçen artıyor. Aksi takdirde, bir “tohumluk beyannamesi” doldurup alt birliğe de üye olan ilgili/ilgisiz her meslek erbabının tohum üreticisi olarak kabul edilmesi bu sektöre yapılmış en büyük kötülük olarak anılacak. Yukarıda belirtilen önlemlerin acilen alınmaması halinde gazetelerde yer alan aşağıdaki yolsuzluk ve sahtecilik haberleri de kaçınılmaz hale gelecek.Son günlerde basın yayın organlarında çıkan bazı haberlerde, yurt içi sertifikalı tohum üretiminin desteklenmesi kapsamında çeşitli illerimizde milyonlarca liralık yolsuzluk ve usulsüzlüklerin yapıldığı bildiriliyor (ayrıntılı haberi görmek için tıklayın). Batman Cumhuriyet Savcılığı tarafından sürdürülen soruşturma kapsamında yaklaşık 50 kişi gözaltına alındı (ayrıntılar için tıklayın).    

TÜRKTED 2011 GENEL KURULU ANKARA’DA YAPILDI

TÜRKTED 2011 GENEL KURULU ANKARA’DA YAPILDI Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği’nin 2011 Yılı Olağan Genel Kurulu 26 Şubat 2011 tarihinde Ankara’da King Otel’de gerçekleştirildi. Gündem çerçevesinde, açılış ve yoklamanın ardından Başkanlık Divanı’nın seçimine geçildi ve üyelerin oy birliğiyle seçilen Dr. Salim Erbaş’ın Divan Başkanlığı’nda Genel Kurul çalışmalarına başlandı. Gündem’in görüşülmesi sırasında 10 üye tarafından Dernek Tüzüğü’nde değişiklik yapılması için önerge verildi ve ayrıca TÜRKTED’in misyonunun yeniden tanımlanması da Gündem’e ilave edildi. Yönetim Kurulu Çalışma Raporu’nun görüşülmesinin ardından Divan Başkanlığı’na sunulan önerge doğrultusunda toplam 7 madde için Tüzük değişikliği ile ilgili yapılan görüşmeleri takiben değiştirilmesi teklif edilen maddeler tek tek oylanarak oy birliği ile kabul edildi. Daha sonra da tüm değişiklikler toplu halde oylanarak TÜRKTED Tüzüğü oy birliğiyle değiştirildi. Denetim Kurulu Raporu’nun görüşülmesinden sonra Yönetim ve Denetim Kurulu Raporları ayrı ayrı oylandı ve oy birliğiyle kabul edildi. Dernek’in yeni “Misyon”unun belirlenmesi görevinin de seçilecek Yönetim Kurulu’na bırakılmasına karar verildi. Tahmini bütçe ve yeni aidatların belirlenmesinin ardından Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelikleri için yapılan seçim sonucunda; Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Ali Özbuğday, Başkan Yardımcılıklarına Fahri Harmanşah ve Burak Gönen, Sayman Üyeliğe Duygu Ulusoy Akkaşoğlu, Yönetim Kurulu’nun diğer Üyeliklerine de İ. Hamit Esin, Argun Şahin ve Dr. Ahmet Engin seçildiler. Denetleme Kurulu Üyeliklerine ise; Dr. Salim Erbaş, Ayhan Atalay ve Mustafa Ulusoy seçildi.Yönetim Kurulu yedek üyeliklerine; Dr. Ali Fehmi Soygeniş, Coşkun Zeydan, Abdullah Nogay, Ersin Arısoy, Mete Şölen, Mehmet Yaltır ve Mert Macit, Denetleme Kurulu yedek üyeliklerine ise Kerim Zeydan, Yusuf Yormazoğlu ve Tuna Saygan seçildi. Dernek’in yıllık üyelik aidat miktarında bir değişiklik yapılmadı.    

PAZARA SUNULAN BİYOTEKNOLOJİ /GDO ÜRÜNLERİN GLOBAL DURUMU: 2010 CLIVE JAME

PAZARA SUNULAN BİYOTEKNOLOJİ /GDO ÜRÜNLERİN GLOBAL DURUMU: 2010 Clive JAME Biyoteknoloji Ürünleri Ekimi 1 Milyar Ha. Üzerine Çıktı 2010 yılı, GDO lu ürünlerin pazara sunulmasının,1996-2010, 15. yılı olmuştur.1996-2010 yılları arasında kümülatif ekim alanı büyüklüğü 1 Milyar Ha geçmiştir (bu büyüklük ABD’ nin veya Çin Halk Cumhuriyeti’nin toplam alanına eşittir) ve açıkça GDO lu ürünlerin hali hazırda kullanıldığını ve kullanılacağını göstermektedir.Kullanıma girdiği tarihten, 1996 yılından 2010 yılı sonuna kadar ekim alanları 87 kat artarak Modern Tarım tarihinde en hızlı kabul gören bir ürün teknolojisi unvanını almıştır. Ekim alanlarındaki %10 luk gibi güçlü bir büyüme gözlenen 2010 yılında, toplam ekim alanları 148 Milyon Ha. ulaşmıştır.Yıllık 14 milyon Ha lık ekim alanındaki artış 1996 yılında bu güne kadar geçen 15 yıllık sürede kaydedilen en hızlı ikinci artış olmuştur. Özellik (Gen)hektarları (Trait Hectares) 2009 yılında 180 Milyon Ha. iken 2010 yılında bu değer 205 milyon Ha ulaşmış başka bir ifade ile bir önceki yıla göre %14 lük veya 25 Milyon Ha. bir artış göstermiştir. GDO lu ürün üreten 2009 yılında 25 olan ülke sayısı hızla yükselerek 29 ülke ile rekor kırmış ve ilk defa GDO lu ürün üreten ilk 10 ülkenin her biri 1 Milyon Ha. alandan daha büyük alanda üretimde bulunmuştur. Yaklaşık 4 milyar insan bir başka bir ifade ile toplam dünya nüfusunun yarısından fazlası % 59 GDO lu ürün üreten söz konusu 29 ülkede yaşamaktadır. 3 yeni ülke Pakistan, Myanmar ve İsveç resmi olarak ilk defa 2010 yılında GDO lu ürün üretimine başladığı bildirilmiş ayrıca Almanya GDO ürün üretimine geçmiştir.2010 yılında GDO ürün üreten 29 ülkenin 19 Gelişmekte olan ülkeler ve 10 ise Gelişmiş ülkelerdir. Buna ilaveten diğer 30 ülke ise GDO lu ürünleri ithal etmektedir, diğer bir deyimle toplam 59 ülke GDO lu ürünleri üretmek için veya ithal etmek için onaylanmış olup bu ülkelerdeki yaşayan insan nüfusu, toplam dünya nüfusunun %75 ne karşılık gelmektedir.2010 yılında rekor sayılacak sayıda 15,4 milyon üretici GDO lu ürün üretmiştir. Bunların %90 dan fazlası veya 14.4 milyon üretici gelişmekte olan ülkelerdeki kısıtlı kaynaklara sahip veya fakir üreticilerdir. GDO lu ürünlerden konvansiyonel ürünlere geçen üretici sayısı ise son derece sınırlıdır. Dikkate alınması gereken bir diğer husus ise, 1996 yılından beri, dünya çapında üreticiler ilk defa GDO lu üretim yapmayı veya tekrar bunları üretme konusunda her yıl için yaklaşık 100 milyon bağımsız karar vermekte ve bunun ana sebebi ise GDO lu ürünlerin sağladığı dikkate değer faydalardan kaynaklanmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler 2010 yılında toplam GDO lu ekim alanının % 48 sinde üretim yapmışlar ve 2015 yılında bu oranın gelişmiş ülkelerin oranını geçmesi beklenmektedir. GDO lu ürünleri kullanılmasına yönelik talep, Gelişmiş ülkelere nazaran Gelişmekte olan ülkelerde daha hızlı artmış, bu oranlar gelişmekte olan ülkelerde; %17 veya 10,2 Milyon Ha. iken gelişmiş ülkelerde ise %5 veya 3,8 milyon Ha. olmuştur.GDO lu ürün üreten gelişmekte olan ilk 5 ülke ise, Asya’da Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan, Güney Amerika’da Brezilya ve Arjantin, Afrika’da ise Güney Afrika Cumhuriyetidir Pazara sunulan Biyoteknoloji /GDO ürünlerin Global durumu: 2010Clive JAMESBiyoteknoloji Ürünleri Ekimi 1 Milyar Ha. Üzerine ÇıktıGüney Amerika’daki büyümenin motoru olan Brezilya, dünyada hiç bir ülkede kaydedilmeyen bir büyüme yakalamış olup toplam ekim alanı 4 milyon Ha. ulaşmıştır.Avustralya’da uzun yıllar yaşanan kuraklık problemi nedeniyle gerileme gösteren GDO lu ürünler tekrar kendisini toparlamış ve 2010 yılında yıllık ekim alanı büyüklüğündeki en büyük artışla %184 artarak 653.000 Ha ulaşmıştır. Burkina Faso 2010 yılında dünyada ekim alanındaki en büyük ikinci artışa % 126 ile ulaşmıştır. 80.000 üretici, toplam 260.000 Ha alanda üretim yapmış olup bu % 65 lik bir adaptasyon oranına karşılık gelmektedir. Myanmar’da ise 375.000 küçük üretici toplam 275.000 Ha alanda Bt pamuk üretmiştir. Bu oran, ülkenin toplam pamuk ekim alanının %75 ne karşılık gelmektedir.Hindistan’da ise, parlak büyüme 9. yılında da devam etmiş olup 6.3 Milyon üretici toplam 9.4 Milyon ha. alanda Bt pamuk üretimi yapmıştır. Bu oran toplam pamuk üretim alanının %84 tekamül etmektedir.Meksika başarılı bir şekilde GDO lu Mısırın ilk seri denemelerine başlamıştır. Avrupa Birliği üyesi 8 ülkede ki bu AB de bir rekor GDO lu mısır ve 13 seneden sonra ilk defa önce onaylanan GDO lu Patates ile üretimi gerçekleştirmiştir. 2010 yılında ilk defa GDO lu ürünler dünyada yaklaşık olarak 1.5 Milyar Ha alanın %10 da ekim alanı bulunmuştur. Ayrıca GDO lu üretim yapan 29 ülkenin toplam ekim alanı dünyada tarımsal üretim yapılan alandaki payı % 50 den fazladır. Kombine (Stakcked) ürünler GDO lu ürünlerin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 2010 yılında, 8 tanesi gelişmekte olan ülke olmak üzere toplam 11 ülkede ekilen GDO lu ürünlerin 2 ya da daha fazla özelliğe sahip kombine(stacked) ürünlerden oluşmaktadır ve bunların ekim alanı büyüklüğü 32.2 Milyon Ha veya toplam 148 milyon ha. alanda yapılan GDO lu ürün üretiminin %22 dir. 1996 dan 2009 yılına kadar GDO lu ürünler İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Tarım üzerinde; verimliliğin artması ve bu verimliliğin 65 Milyar $ bir değere ulaşması, 393 Milyon Kg lık bir pestisit aktif maddesinin kullanımının engellenerek çevrenin korunmasına, sadece 2009 yılında 18 milyar Kg lık CO2 emüsyonunun azalmasına (ki bu yaklaşık 8 milyon ototmobillin trafikte yaydığı emüsyona eşittir), GDO lu ürünlerin sağladığı verim artışı olmasaydı gıda talebi artışına karşılık 75 milyon Ha ilave alana ihtiyaç duyulacağından bu kadar alanın Biyoçeşitlilik açısından korunduğu, ve açlık ve yoksullukla mücadelede 14.4 milyon üreticiye yardım edilmesinde olumlu etkileri gözlenmiştir. Küçük ve fakir gelişmekte olan ülkeler için kısıtlamayan veya yasaklamayan fakat sorumlu ve dikkatli aynı zamanda maliyet /zaman açısından etkin, uygulanabilir yasal düzenlemelere acil ihtiyaç bulunmaktadır. Sadece GDO lu tohumların, 2010 yılında ulaştığı pazar büyüklüğü 11.2 milyar $ ve ticarete konu olan GDO lu Mısır, Soya ve Pamuğun ürün olarak yıllık ortalama değeri ise yaklaşık 150 milyar $ dır. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde karşılaşılacak GDO lu Potansiyel ürünler ise; Kuraklığa Dayanıklı Mısır 2012, Altın Pirinç 2013, ve 2015 den önce Bt Pirinç den sadece Asya kıtasında 1 milyar fakir insanın beslenmesinde faydalanması öngörülmektedir. GDO lu ürünler, üretimin daha verimli hale gelmesi ile fakirliğin yarı yarıya azaltılmasına yönelik oluşturulan global inisiyatif ve ISAAA kurucusu ve 1 Milyar insanı açlıktan kurtaran Nobel Ödülü Sahibi Norman BORLAUG’ın 2015 MDG hedeflerinin tutturulmasında büyük katkılar sağlayacaktır.Detailed information is provided in ISAAA Brief 42 “Global Status of Commercialized Biotech/GM Crops: 2010”, authored by Clive James. For further information, please visit http://www.isaaa.org or contact ISAAA SEAsiaCenter at +63 49 536 7216, or email to info@isaaa.org    

2011 YILI TARIMSAL DESTEKLEME BİRİM MİKTARLARI AÇIKLANDI

2011 YILI TARIMSAL DESTEKLEME BİRİM MİKTARLARI AÇIKLANDI "2011 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR” 24 Şubat 2011 tarihli ve 27856 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ekte yer alan Bakanlar Kurulu Kararı’nın Değerli Üyelerimizi daha fazla ilgilendiren bölümleri aşağıda verilmiştir.   Sıra No Yurt içi Sertifikalı Tohum Kullanım Desteği Birime Destek (TL/da) 1 Buğday, Yonca 6 2 Arpa, Tritikale, Yulaf, Çavdar 4,5 3 Çeltik, Yer Fıstığı 8 4 Nohut, Kuru Fasulye, Mercimek 7 5 Susam, Kolza (Kanola), Aspir 4 6 Patates 20 7 Korunga, Fiğ 3 Yurt İçi Sertifikalı Fidan, Çilek Fidesi ve Standart Fidan Kullanım Desteği Standart (TL/da) Sertifikalı (TL/da) 8 Bodur ve yarı bodur meyve fidan türleri ile bahçe tesisi 150 300 9 Bağ ve diğer meyve fidanları ile bahçe tesisi 100 200 10 Zeytinde yağlık çeşitler ile bahçe tesisi 50 100 11 Narenciye bahçelerinde aşılama ile çeşit değiştirme - 250 12 Virüsten ari fidanlara ilave olarak 50 100 13 Sertifikalı çilek fidesi desteği - 200   Yurt İçi Sertifikalı Tohum Üretim Desteği Birime Destek (TL/kg) 14 Buğday 0,10 15 Arpa, Tritikale, Yulaf, Çavdar, Patates 0,08 16 Çeltik 0,25 17 Nohut, Kuru Fasulye, Mercimek, Aspir, Korunga, Fiğ 0,50 18 Soya 0,35 19 Kanola 1,20 20 Susam 0,60 21 Yonca 1,50 22 Yer Fıstığı 0,80 Sıra No Türkiye tarım havzaları üretim ve destekleme modeline göre fark ödemesi desteği(Desteğe Konu Ürünler) Birime Destek (Kr/Kg) 1 Yağlık Ayçiçeği 23 2 Soya Fasulyesi Sertifikalı 50 Sertifikasız 40 3 Kanola 40 4 Dane Mısır 4 5 Aspir 40 6 Zeytinyağı 50 7 Buğday 5 8 Arpa, Çavdar, Yulaf, Tritikale 4 9 Çeltik 10 10 Kuru Fasulye, Nohut, Mercimek 10  2011 Yılı Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil olan çiftçilere 2,5 TL/dekar toprak analizidesteği ve aşağıda belirtilen miktarlarda mazot ve gübre destekleme ödemesi yapılır. Sıra No Ürün Grupları Mazot Destekleme Tutarı (TL/dekar) Gebre Destekleme Tutarı (TL/dekar) 1 Peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları 2,5 3,5 2 Hububat, yem bitkileri, baklagiller, yumru bitkiler, sebze ve meyve alanları 3,75 4,75 3 Yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri alanları 6 6   S. No Yem Bitkisi Destekleri TL/dekar 1 Yonca (sulu) 130 2 Yonca (kuru) 70 3 Korunga 90 4 Tek yıllıklar 30 5 Silajlık tek yıllıklar 45 6 Silajlık mısır (sulu) 55 7 Silajlık mısır (kuru) 30 8 Yapay çayır-mera 75 Organik Tarım ve İyi Tarım Uygulamaları Sıra No Desteklemeler Destek Miktarı 1 Organik Tarım (Bitkisel üretim) 25 TL/dekar 2 Organik Tarım (Hayvancılık ilave destekleme) Anaç sığırKoyun-keçiArıAlabalıkÇipura-levrek 112,5 TL/baş 7,5 TL/baş 3,5 TL/kovan0,325 TL/kg0,425 TL/kg 3 İyi Tarım Uygulamaları (Meyve, sebze) 20 TL/dekar 4 İyi Tarım Uygulamaları (Örtü altı) 80 TL/dekar   SIRA NO HAVZA ADI FARK ÖDEMESİ KAPSAMINDA DESTEKLENEN ÜRÜNLER 1 Güney Marmara Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 2 Batı Karadeniz Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 3 Kuzeybatı Anadolu Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf 4 Doğu Karadeniz Havzası Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola 5 Karasu-Aras Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf 6 Kuzey Marmara Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Kanola, Kuru Fasulye, Dane Mısır, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 7 Büyük Ağrı Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Yağlık Ayçiçeği, Çeltik 8 Söğüt Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 9 Çoruh Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yulaf 10 Yukarı Fırat Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Nohut, Tritikale, Yulaf 11 Kıyı Ege Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 12 Van Gölü Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Nohut, Yağlık Ayçiçeği 13 Erciyes Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yağhk Ayçiçeği, Yulaf 14 Kaz Dağları Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 15 İç Ege Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağhk Ayçiçeğî, Yulaf, Zeytinyağı 16 Gediz Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yulaf, Zeytinyağı 17 Meriç Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf 18 Yeşilırmak Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf 19 Orta Karadeniz Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf 20 Karacadağ Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Yağlık Ayçiçeği, Zeytinyağı 21 Zap Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çeltik, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut 22 GAP Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Yağlık Ayçiçeği, Zeytinyağı 23 Batı GAP Havzası Arpa, Buğday, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Yağlık Ayçiçeği, Zeytinyağı 24 Doğu Akdeniz Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 25 Kıyı Akdeniz Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 26 Ege Yayla Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Nohut, Tritikale. Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı 27 Orta Kızılırmak Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf 28 Orta Anadolu Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf 29 Fırat Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Zeytinyağı 30 Göller Havzası Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yulaf, Zeytinyağı, Yağlık Ayçiçeği, Kanola Resmi Gazete kararını görmek için tıklayınız...    

HİBRİT TOHUMLAR HAKKINDA TÜRKİYE TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ DERNEĞİ (TÜRKTED) BASIN AÇIKLAMASI

HİBRİT TOHUMLAR HAKKINDA TÜRKİYE TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ DERNEĞİ (TÜRKTED) BASIN AÇIKLAMASI 17 Şubat 2011 / ANKARA Kamuoyu son günlerde birtakım medya organları aracılığıyla hibrit (melez) tohumlar hakkında yanlış ve eksik bilgilendirilmektedir. Bilimsellikleri kendilerinden menkul bazı kişilerin hibrit tohumlar hakkındaki bilimsellikten uzak açıklamaları gerçekleri yansıtmamaktadır. Tüketicilerimizi korumak bahanesiyle ortaya atılan, bilimsel hiçbir kanıtı olmayan bu yalan ve yanlış beyanlar sadece ülkemiz çiftçilerine büyük zarar vermekle kalmayıp tüketicilerimizi de rencide etmektedir. Ayrıca, tamamıyla kişisel reyting artışı ve buna bağlı olarak kendi kitap ve bazı “doğal ürün”lerinin satışlarını artırma kaygısıyla yapıldığını düşündüğümüz bu reklam amaçlı beyanatlar tohumculuk sektörüne, Türkiye’nin tarımsal üretimine ve ihracatına önemli zararlar verecek boyutlara ulaşmıştır. Hibrit tohumlar başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere Kanada, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra birçok gelişmekte olan ülkede de çiftçiler tarafından kullanılmakta ve elde edilen tarımsal ürünlerde toplum tarafından rahatlıkla tüketilmektedir. Ne ABD’de ne de AB’de hibrit tohum kullanımını kısıtlayan ya da yasaklayan bir hukuksal düzenleme bulunmamaktadır. Çünkü hibrit tohumlukların insan sağlığına zararlı olduğuna ve kısırlık yaptığına dair herhangi bir bilimsel bulguya rastlanmamıştır. Otorite bilim çevrelerince bitki ıslahında dâhiyane bir buluş olarak kabul edilen hibrit tohum elde etme yöntemi, üstün ve istenen vasıfların bir çeşit üzerinde toplanmasını amaçlamaktadır. Dolayısıyla hibrit tohum, bir bitkinin kendi türü içindeki anaçlarından farklı bir doğaya sahip çoğaltım materyali değildir.Tarımsal üretimde kalite, verim, hastalık ve zararlılara dayanıklılık ile raf ömrü gibi çeşitli faktörlerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. F1 hibrit olarak tanımlanan ve piyasada çok yüksek oranda talep edilen bu tohumluklar, üreticiler ve tüketiciler tarafından aranan birçok özelliğe sahip ürünlerin elde edilmesini sağlamaktadır. Genetik özellikleri gereği bu tohumların ikinci ve üçüncü kez kullanılması durumunda ise önemli oranda verim düşüklüğü ile karşılaşıldığından aynı kalite ve verimi sürdürebilmek için her üretim döneminde tohumluğun yenilenmesi gerekmektedir. Oysa bazı yöresel çeşitlerin verim ve dayanıklılıklarıyla F1 tohumlardan elde edilen ürünler arasında karşılaştırma yapılamayacak derecede önemli farklılıklar bulunmaktadır. Hibrit tohum olarak adlandırdığımız Fı tohumları ile yapılan üretimde bazı türlerde 3–4 kat daha yüksek verim elde edilmektedir.Diğer taraftan, dünyada son zamanlarda artan gıda fiyatları dolayısı ile yaşanan pek çok halk hareketi devletlerin yapılarını değiştirecek düzeye ulaşmıştır. Bu bağlamda, toplumun tüm kesimlerince satın alınabilecek fiyatlarla, yeterli miktar ve kalitedeki gıda üretiminin ancak tohumculuktaki ileri teknoloji uygulamaları ve özellikle de hibrit tohumculuk tekniklerindeki gelişmelerle güvence altına alınabileceği yadsınmaz bir gerçektir. Dinsel istismar ve kişisel çıkar hesaplarıyla bu konuda halkı yanlış yönlendirilmesinin ülke ekonomimize ve insanlığa ciddi zararlar vereceği aşikârdır. Başka bir ifadeyle, “gıda güvenliği” ve “gıda sağlığı”, üzerinde spekülasyon yapılacak konular değildir. Katma değer yaratan her üründe olduğu gibi geliştirilen tohumların her hangi bir zümre veya devlet çıkarının ötesinde tüm insanlığın malı olarak değerlendirilmesi gerekir.Sonuç olarak, sözde bilim insanları tarafından hibrit tohumlar hakkında yapılan asılsız açıklamalar tohumculuk sektörünün sabrını zorlamaktadır. Bu kapsamda, TÜRKTED olarak Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği’nin (TSÜAB) Prof. İbrahim Adnan Saraçoğlu ve Prof. Ahmet Maranki hakkında yaptıkları suç duyurusunu destekliyoruz. Saygılarımızla,TÜRKTED    

ISF 2011 DÜNYA TOHUMCULUK KONGRESİ BELFAST’TA TOPLANIYOR

ISF 2011 DÜNYA TOHUMCULUK KONGRESİ BELFAST’TA TOPLANIYOR Uluslararası Tohum Federasyonu’nun (ISF – International Seed Federation) 2011 Yılı Dünya Tohum Kongresi 30 Mayıs – 1 Haziran 2011 tarihleri arasında Belfast’ta yapılacak. ISF Başkanı Truels Damsgaard yayınladığı davet mesajında; ISF Dünya Tohumculuk Kongresinin Gündeminde uluslararası tohumculuk endüstrisinin daha da geliştirilmesinin önemi göz önüne alınarak Bölümlerde ve Komitelerde ele alınacak birçok farklı konunun sunulduğunu ve her zaman olduğu gibi ticari ve sosyal ağların oluşumu için de Kongrede yeterli boşluk olacağını belirtmiştir. Damsgaard ayrıca, ISF’in iki menşei kuruluşundan biri olan FIS (International Seed Trade Federation)’in 1924 yılında İngiltere’de kurulduğunu ve Kongrenin tohumcuları tekrar bu ülkede bir araya getirmesinin ilginç olduğunu ifade etmiştir. Kongrenin online kayıtları 04 Ocak 2011’de www.worldseed2011.com/congress2/registration.html internet adresinden başlamıştır.    

ABM “iGET TEKNOLOJİSİ”Nİ AÇIKLADI

ABM “iGET TEKNOLOJİSİ”Nİ AÇIKLADI İleri Biyolojik Pazarlama, tohum ilaçlamalarında gelecek jenerasyonu açıkladı; iGET (İndüklenmiş Gen Tezahürü Tetikleyicileri). ABM için birkaç yeni ürün halinde formüle edilen teknoloji, bitki fizyolojisini değiştirmek ve ürün performansını artıracak biyokimyasal yolları geliştirmek için bitki gen tezahürünü değiştirmektedir. Cornell Üniversitesi ve diğer uluslararası araştırma programlarında 30 yıllık araştırmaya dayanan teknoloji, çok işlevli ve Trikoderma mikrobiyallerinin faydalı ırklarına ait hatların özel karışımlarını sağlamaktadır. “Bu değişiklikler sistematiktir” diyen Ziraat Fakültesi Dekanı, Marty Robinson şöyle devam etti: “Böylece tohum ilaçlamaları ile kök kolonizasyonu tüm bitkinin fizyolojisini, hatta folyaj ve yaprak biyolojisini bile etkileyebilir. Su, besin maddeleri, özellikle de nitrojen ve takip eden besin metabolizmasının alımını artırır.” ABM, mısır, soya fasulyesi ve buğday için iGET ürünleri sunmaktadır. Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.    

ADVANTA KÜRESEL BİTKİ ISLAHINDAKİ ÖNCÜSÜNÜ AÇIKLADI

ADVANTA KÜRESEL BİTKİ ISLAHINDAKİ ÖNCÜSÜNÜ AÇIKLADI Advanta, dünya çapındaki tarla bitkileri ve mısır araştırma bitki ıslah öncüsü olarak Quinton Joe Raab’ı göstermiştir. Raab, ıslah, teknoloji yönetimi ve Monsanto firması ile lisanslama işi alanında 20 yıllık deneyime sahip. Raab, Advanta’nın tarla bitkilerinde ıslah stratejileri planlama ve uygulaması ile mısır araştırma faaliyetlerini yönetmesine öncülük edecek. Küresel bitki ıslahı araştırma ekiplerine rehberlik etme ve onları denetleme, çeşitlendirilmiş ve rekabetçi ürünler sunmaya yönelik yenilikçi yaklaşımları kolaylaştırma ve küresel ürün araştırmasında Advanta’nın rekabet avantajını sürdürme işlerinden sorumlu olacak. Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.    

S&W TOHUMCULUĞUN ORTAKLIK ARAYIŞI

S&W TOHUMCULUĞUN ORTAKLIK ARAYIŞI S&W Tohumluk Şirketi, tarımsal endüstriler bağlamında, aktif şekilde satın alma fırsatları aramaktadır. İleriye yönelik satın alma veya birleşme adayları, dünya çapında tohumculuk ve tohumluk işleme işlerinde şirketin ana güçlerini tamamlayan ve geliştiren işletmeler veya ürün hatları olmalıdır. Aşağıda özel ilgi alanları sıralanmıştır:• S&W’nin Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika’da kapsadığı alanı genişletme;• S&W’nin yüksek kaliteli yonca çeşitlerinin ülke içi dağıtım ve satışını genişletme;• S&W’nin Beş Nokta işleme tesisinde kapasite kullanımını artırma;• Yonca çeşitlerin, yoncada dormantlık durumlarını ve ilgili hizmet alanlarının kapsa-mını genişletme;• S&W’nin işleme kapasiteleri veya uluslararası müşteri tabanı ile uyumlu küçük taneli ve diğer yem tohumlarını (sorgum gibi) kapsayacak şekilde genişleme;• Gerek geleneksel gerekse seçici GDO’yu kapsamak üzere yan ürün geliştirme ve• Sektöre özel uzmanlık ve deneyimli yönetim ekipleri sunma.Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.    

MONSANTO Q1 YOLDA VE AR&GE PROJE İLERLEMELERİ SÜRÜYOR

MONSANTO Q1 YOLDA VE AR&GE PROJE İLERLEMELERİ SÜRÜYOR Monsanto, hisse başına kâr büyümesine ve 30 Kasım 2010 tarihinde sona eren 2011 yılının ilk çeyreği için önemli serbest nakit yaratmaya ilişkin rapor vermiştir. Firma aynı zamanda 2011 mali yılına ait orta dönem kâr büyümesini tekrar teyit etmiştir. Tohumluk ve genomik dalındaki tüm önemli ürünler genelinde artış söz konusu olmak üzere, net satışlar çeyrekte 1.8 milyar Amerikan dolarına yükselmiştir. Monsanto’nun tohum ve genomik dalı için satışlar ilk çeyrekte yüzde 13 artmıştır. Mısır tohumluğu net satışları, geçtiğimiz yılın son çeyreğinde yüzde 8 artmıştır. Bunda birincil etmen, Arjantin’de sahip olduğu tarım arazisinin artması ve Brezilya pazarına girilmesinden elde edilen karma fayda sayesinde, şirketin Latin Amerika’daki tohum faaliyetidir. Şirket ayrıca Birleşik Devletler'de yıldan yıla hacim artışı elde etmiştir. Hacim artışları, soya fasulyesi satışlarını geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 12 yükseltmiştir; pamuk satışları ise, Avustralya’da ekili alanlarda görülen artış ile büyüme yaşamıştır. Sebze satışları yüzde 6 veya 10 milyar dolar artmıştır.Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.Monsanto, tarım işletmesi verimliliği ve kârlılığını iyileştirmek üzere farklı platform ve ürünler kapsamında tasarımlanmış olan değişik projelerin, şirketin devam eden araştırma ve geliştirme çalışmalarının bir parçası olarak yeni aşamalara ilerlediğini bildirmiştir. Şirket, geçtiğimiz yıl buğdayı da kapsayacak şekilde genişletilen, BASF Bitki Bilimi ile iş birliği halindeki ürün ve stres araştırma çalışmalarına dair kilit projelerin altını çizdi. Bu yıl aşama atlayan mahsul ve stres projeleri arasında; mısırda azot kullanımı, ikinci jenerasyonu temsil eden yüksek verimli soya fasulyeleri ve yüksek verimli/strese dayanıklı buğday bulunmaktadır.Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.    

BİLİM ADAMLARI BİTKİ EŞEY/CİNSİYET GENLERİNİ KEŞFETTİ

BİLİM ADAMLARI BİTKİ EŞEY/CİNSİYET GENLERİNİ KEŞFETTİ Bilim adamları, bir bitkinin cinsiyetini kontrol etmek amacıyla genler arasındaki bir sava-şa dair ender bir bilgi keşfettiler. ARC Bitki Enerjisi Biyolojisinde Mükemmellik Merkezi ve Batı Avustralya Üniversite’sinin Biyomedikal, Biyomoleküler ve Kimya Bilimleri Fakültesi, cinsiyetin belirlenmesini etkileyen fertil duruma getirme (restorer to fertility - Rf) geninin gelişimini tanımlamıştır. Bu bulgu, bitkinin cinsiyetinin belirlenmesi üzerine, çekirdek ve mitokondri arasında vuku bulan mücadeleyi gösterir. Baş araştırmacı Prof. Ian Small, “Rf genlerinin evrimine ilişkin analizimiz, onların yalnızca cinsiyet belirlemedeki rollerini desteklemekle kalmaz, aynı zamanda bize tam olarak nasıl çalıştıklarına dair ipuçları da verir. Hücredeki zararlı ürünleri etkisiz hale getirme özelliği, tarım bilimi için gözle görünür olanaklar anlamına gelir. Aynı zamanda, bir bitkinin cinsiyetini kontrol etme olasılığı da ticari ürün ıslahında önemlidir” demiştir. Bulgular, Proceedings of the National Academy of Sciences (Ulusal Bilim Akademisi’nin İlerlemeleri) dergisinde yayınlanmıştır.Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.    

BİTKİLERİN DAHA AZ SU TÜKETMESİNE YARDIMCI OLACAK GEN BULUNDU

BİTKİLERİN DAHA AZ SU TÜKETMESİNE YARDIMCI OLACAK GEN BULUNDU Purdue Üniversitesi araştırmacıları, bir bitkinin biyokütle kaybetmeden susuzluğa daha çok dayanmasına imkân veren genetik bir mutasyon keşfettiler. Bu buluş, bitki yetiştirmek için gerekli olan su miktarını azaltabilecek ve bitkilerin hayatta kalmasına ve olumsuz koşullarda büyümesine yardımcı olacak. Bahçe bitkileri yardımcı doçenti Mike Mickelbert; bahçe bitkileri profesörü Mike Hasegawa ve bahçe bitkileri yüksek lisans öğrencisi Chal Yul Yoo, araştırma bitkisi Arabidopsis thaliana’daki genetik bir mutasyonun, stomaların sayısını azalttığını buldular. Ancak gen, karbondioksit alımını kısıtlamak yerine, faydalı bir denge yaratmaktadır. Elde ettiği sonuçlar The Plant Cell dergisinin internet versiyonunda yayınlanan Mickelbert şunları söylemiştir: “Bitki yalnızca belirli miktarda karbondioksiti tutabilir. Yabani formu temsil eden daha az sayıdaki stoma ise, suyu muhafaza ederken aynı miktarda karbondioksit alımına yine de imkân verir. Bu, durum verim potansiyelinin düşmesi söz konusu olmaksızın terlemeyi azaltmanın mümkün olduğunu gösterir.”Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.    

ASTA: TOHUMLUKLARIN RE-EKSPORTU KOLAYLAŞACAK

ASTA: TOHUMLUKLARIN RE-EKSPORTU KOLAYLAŞACAK Tohumluğun uluslararası sınırlar kapsamında hareketi, değişken bitki sağlığı gereklilikleri ve farklı testleme metotları yüzünden karmaşık ve çoğu zaman pahalı bir girişim olsa da, Amerika Tohumluk Ticareti Birliği (ASTA) ve Birleşik Devletler Tarım Bakanlığı (USDA), sipariş edilen tohumun uygun pazar alanlarına ulaşmasını sağlamaya yardımcı olmak için çalışmaktadır. Birçok farklı ulusal tohumculuk teşkilatı ile birlikte ASTA ve USDA, bu sorunun çözülmesine yardımcı olmak amacıyla üç yönlü bir yaklaşım benimsemiştir:• Uzun vade – Uluslararası Bitki Koruma Sözleşmesi standardı geliştirmek ve uygula-mak.• Orta vade – Kuzey Amerika Bitki Koruma Örgütü standardı geliştirmek ve uygulamak.• Kısa vade – ABD ve tohumculuk endüstrisince tanınan öncelikli ülkeler arasında ikili anlaşmalar geliştirmek ve uygulamak. Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.    

FARKLI ÜLKELERDE TOHUMLUK ROYALİTESİNİN TOPLANMASI

FARKLI ÜLKELERDE TOHUMLUK ROYALİTESİNİN TOPLANMASI Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF), değişik ülkelerdeki tohumluk royalitesi toplama etkinliğini belirleme yolunda başarılı bir şekilde ilerlemektedir. Uluslararası Tohumculuk Federasyonu bugünlerde, dünya genelinde tarımsal üretim yapan ülkeler tarafından kullanılan değişik standart tohumluk koruma mekanizmalarını gözden geçirmektedir. Çalışmanın önümüzdeki yıla kadar halka sunulması beklenmese de daha şimdiden bazı ilgi çekici sonuçlar sunmaktadır.ISF Royalite Çalışma Grubu başkanı ve Limagrain Hububat Tohumları başkan yardımcısı Frank Curtis’e göre çalışmanın amacı, yalnızca ISF üyesi derneklere değil, dünya çapındaki bütün derneklere yararlı bilgiler sağlamaktır. Curtis “Avustralya, Birleşik Krallık ve bir kısım Kuzey Avrupa ülkeleri, bitki ıslahçılarına royalite ödenmesini sağlamada öncü konumdadırlar” dedi ve bunun ancak uygulama yapıldıkça daha iyi öğrenilebileceğini belirtti.Curtis, aralarında aşağıdakilerin de bulunduğu, dünya çapında kullanılan birkaç farklı royalite toplama sisteminin varlığına da dikkat çekti:• Transgenikler (aktarma genli bitkiler) konusunda günümüzde yaygın olarak kullanılan patentler,• Çeşidin kendisini korumakla birlikte içerdiği genleri koruma kapsamına almayan Bitki Çeşit Koruma Sistemi,• Sözleşme kanunu, dünya genelinde yaygın olarak kullanılmaktadır,• Biyolojik özellikler, -örneğin bir hibrit çeşit- royalite toplama açısından sadece birinci jenerasyonda fayda sağlayacaktır ve• Ticaret sırlarını – (bilgiyi) herkesten gizlemek; patent başvurusunda bulunmanız halinde, araştırmanızı yayınlamak zorundasınız. Bu durumda ıslahçı, içeriğini açıklamama fakat teknolojiyi kullanma şeklinde bir sözleşme ile teknoloji lisansını başkalarına verebilir. Şu ana kadar analiz edilen ön bilgilere göre ISF Royalite Çalışma Grubu ülkeleri bu konuda en iyiden en kötüye doğru derece sırasıyla sınıflandırmıştır. Curtis, ilk beş sırayı alan ülkelerin, royalite toplama mekanizmalarında 1991 UPOV (Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği) ve bitki ıslahçıları haklarını benimsemiş olduklarını ve bu ülkelerin şu anda bunun faydasını gördüklerini açıkladı. Curtis, “Bitki ıslahçı hakları, birçok ıslahçı açısından royalite toplamanın yaygın yolu olup, ıslahçıya kendi çeşidini tek yetkili olarak pazarlama hakkı tanır” şeklinde açıkladı.Ancak hala UPOV 1978’i uygulamakla birlikte, revize edilmiş 1991 UPOV’u kabul etmemiş olan ülkeler bu hususta geride kalmaktadır. Örneğin Kanada, Polonya’nın hemen arkasından listenin neredeyse en alt sırasında yer almaktadır. Bitki Çeşidi KorumaBitki Çeşitlerinin Korunması halihazırda dünya genelinde 70 ülkede uygulanmaktadır. UPOV’un 1991 revizyonu ise kendi kullanımları için mahsulden tohumluk ayıran çiftçilerin sahip olduğu haklara karşı bitki ıslahçı haklarını biraz daha fazla dengelemektedir. UPOV 1991, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde küresel bir standart haline gelmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1999 yılında kabul edilmiştir.Curtis, “Avrupa’daki bazı mevzuatın, ıslahçının mahsulden tohumluk ayıran çiftçi ile doğrudan iletişime geçmesine imkân verdiğini ve bu çiftçilerin böyle yaptıkları için ödeme yapmalarının gerekmekte olduğunu söyleyerek, bu Avrupa’da işe yaramaktadır” dedi.Ancak bu durum Kanada gibi, bitki ıslahçı haklarının UPOV 1978 sözleşmesinin eski versiyonuna dayandığı ülkelerde mümkün değildir. 1978 ve 1991 UPOV mevzuatı arasındaki temel fark, 1991 UPOV versiyonunun ıslahçı-ların sadece tohumluğa değil, aynı zamanda ürüne ilişkin haklarını da genişletmesidir.Farklı Royalite MekanizmalarıDünyanın farklı yerlerinde değişik toplama mekanizmaları mevcuttur. Örneğin Avustralya, tohumluktan üretilen toplam ürüne bir tür vergi koyan ve tohum royalitesinin yerine geçen “son noktada royalite toplama” sistemi uygulamaktadır. Royalite toplama mekanizmalarının çoğunda, birçok ürün için söz konusu olan royalite, tohum satışı sırasında toplanırken, son nokta royalitesi toplanmasında ise satın alınan tohumdan üretilen zahireye uygulanır. Curtis’e göre Avustralya sistemi diğer ülkelerde de kolayca benimsenebilir.Curtis, “Son nokta royalitesi Avustralya sistemini kökten değiştirdi” dedi. “Avustralya’daki tarımsal yapının gereği olarak üreticiler her yıl tohumluk almaz; ancak çeşit değiştirecekleri zaman yeni tohumluk alma eğilimindedirler ve ayrıca her iki ülkede de buğday ve arpa pazarlamasına ilişkin sıkı bir kontrol mevcut” şeklinde açıklamada bulunan Curtis, şunları ekledi: “Avustralya ve diğer bazı ülkeler, neyin alınıp neyin satıldığını bilmek ve izlemek için ideal bir yol sunan “dökme elevatör” sistemleri ile çalışmaktadır. Benzer tarımsal yapıya sahip olan diğer ülkelerin, yeni 1991 UPOV mevzuatına sahip bu sistemi benimsemeleri daha kolay olacaktır.”Bu konuda öncülük yapan diğer bölgeler arasında Kuzey Avrupa ve özellikle İsveç yer alır. Bu ülkelerde, tohumluğun sadece yüzde 10’luk bir kısmı mahsulden ayrılır ve yüzde 90 gibi büyük bir kısmı ise sertifikalı tohumluk olarak satın alınır. Curtis, “Bu, şimdiye kadar incelediğimiz fikri ve sınai mülkiyet koruma sistemleri içerisinde, royalitenin yüzde 94 kadar yüksek bir kısmının gerçekten ıslahçıya gittiği en iyi seviyelerden biridir” dedi. Finlandiya’da ise durum İsveç’e kıyasla oldukça farklı; her sene sadece yaklaşık yüzde 30 oranında tohumluk satın alınırken, yüzde 70’lik kısım çiftçi tarafından tohumluk olarak ayrılmaktadır. Curtis devamında şöyle söylemiştir: “Finlandiya hükümeti, tüm çiftçilerin ve ürün desenlerinin (münavebe sistemlerini) kaydını tutmanın ve düşük bir oranda da olsa çiftçi tarafından ayrılan tohumluktan royalite toplamanın kendileri için yararlı olduğunu düşünmektedir.”Bunun yanı sıra, Fransa’da ise royalite toplama uygulaması, arpada değil yalnızca buğdayda uygulanmakta olup, işlem çiftçi tohumluğu satın aldığında değil, yalnızca ürün kooperatifte satıldığında gerçekleşir. Curtis’in ifade ettiğine göre; “Ürünün (zahire) satış yerinde ton başına belirli bir yüzde tahsil edilmektedir, ancak sertifikalı tohumluk satın aldığına ilişkin, fatura ibraz etmesi halinde üretici, royalite yüzdesinin iadesini talep edebilmektedir.”Polonya, yaklaşık toplam 1.4 milyon tarım işletmesine sahip bir ülke olmasına rağmen royalite toplama açısından en gerilerde yer almaktadır. “Polonya’da, belirli bir büyüklükten, örneğin 10 hektardan küçük bir alanda çiftçilik yapmanız halinde royalite ödemekten muaf tutulursunuz” diyen Curtis şunları ekledi: “ISF Royalite Çalışma Grubu'nun güncel analizi, Polonya’da royalite gelirinin yalnızca yüzde 18’lik bir kısmının toplandığını göstermektedir.”Neden Royalite Toplama Sistemi Benimsenmeli?Curtis’e göre, bitki ıslahını teşvik etmenin pek çok sebebi vardır. “Hükümetler şayet çeşit geliştirme üzerine para harcıyorsa bu başka bir alan için kullanılması mümkün olan büyük bir yatırım demektir. Dünya gıda güvenliği önemli bir husustur ve öyle olmaya da devam edecektir, sera gazı salınımlarını azaltan, toprak verimliliğini arttıran ve erozyonu yavaşlatan sürdürülebilir tarım sistemleri hayati önemdedir” diyen Curtis, şöyle devam etti: “Neden bitki ıslahının etkili bir royalite toplama sistemi aracılığıyla kendi masrafını çıkarmasına izin verilmesin ki?” Fakat bunun faydaları para ile bitmez diyen Curtis, “Kendi kendine yetebilen bir çeşit geliştirme işinin yaratılması aynı zamanda, başka ülke ve şirketleri bitki ıslahı alanında iş birliği ve daha fazla yatırım yaparak bir araya getirmek gibi faydalar da sağlar” diye ekledi. Royaliteler hakkında tam ayrıntılı rapor, 2010 yılı sonunda ISF üye derneklerine verilecek ve bir sonraki yıl kamuoyuna açıklanacaktır. Royalitenin En İyi Toplandığı İlk Beş ÜlkeISF Royalite Çalışma Grubu’nun, en sürdürülebilir olanın hangisi olduğunu belirlemek amacıyla değerlendirmeye alabileceği pek çok ülke daha bulunmaktadır; ancak en güncel ilk beş ülke arasında İsveç, Danimarka, Birleşik Krallık, İrlanda ve Finlandiya yer almaktadır.UPOV GeçmişiBitki çeşitlerinin korunmasının belkemiği, merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan hükümetler arası bir kuruluş olan Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği’dir (UPOV). UPOV, 1961 yılında Paris’te düzenlenen diplomatik bir konferans tarafından Yeni Bitki Çeşitlerinin Korunmasına yönelik Uluslararası sözleşmenin kabul edilmesiyle vücut bulmuş ve 1972, 1978 ve 1991 yıllarında ise revize edilmiştir. Sözleşmenin amacı bitki ıslahçılarının uluslararası alanda kendi çeşitleri üzerinde sahip oldukları fikri ve sınai mülkiyet haklarıdır. UPOV’a üyelik, bitki ıslahçılarına diğer üye ülkelerde kendi çeşitlerini koruma gücü verirken, üreticilere de koruma altına alınmış yabancı çeşitlere daha iyi bir erişim imkânı sağlar(Shannon Schindle, SeedWorld, Ocak 2011)    

ÇİFTÇİYE 1,5 MİLYAR TL HİBE

ÇİFTÇİYE 1,5 MİLYAR TL HİBE 2011–2015 döneminde uygulanacak yeni Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı'nı tanıtan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, 5 yıl içinde 1,5 milyar lira hibe destek vermeyi hedeflediklerini açıkladı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 2011–2015 yıllarını kapsayan Yeni Dönem Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı tanıtım toplantısı Manisa'da gerçekleştirildi. Bakan Eker, toplantıda, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında 2006 yılından bu yana 1 milyar liralık tesis ve makine ekipman hibe desteği verdiklerini, bu desteklerle 3 bin 5 tesisin kurulduğunu ve 30 bin kişiye istihdam sağlandığını belirtti. Bakan Eker, şöyle devam etti: “2011–2015 döneminde yapacağımız programın yenilikleri de var. Örneğin bundan önce 500 bin lira olan limit 600 bin liraya çıkarıldı. Proje maliyeti 500 bin liraya kadar olan paranın yarısını ödüyorduk, bunu 600 bin liraya çıkarıyoruz. Gerçek kişiler için limit 150 bin lira, tüzel kişiler için 600 bin lira. Altyapı yatırımlarında toplu basınçlı sulama sistemlerinde hibe oranı yüzde 75. Yani 100 lira yatırım yapıyorsun, 75 lirasını ben veriyorum. Yeni programla hedefimiz 5 yıl içinde toplam 1,5 milyar destek vermek ve yeni dönemde 3 bin tarıma dayalı tesis daha kazandırmak. 1,5 milyar da proje sahiplerinin yatırmasıyla toplam 3 milyar liralık yatırım yapılacak”. Bakan Eker, yeni dönemde 2011–2015 yılları arasında bu şekilde 100 bin projeye daha destek vereceklerini ifade etti (Yeni Asya, 23.01.2011).    

BUĞDAY ÜRETİMİ AZALIYOR, PİRİNÇ ÜRETİMİ ARTIYOR

BUĞDAY ÜRETİMİ AZALIYOR, PİRİNÇ ÜRETİMİ ARTIYOR Dünya buğday üretiminin geçen yıla göre yaklaşık yüzde 5 oranında azalacağı tahmin edilen Temmuz 2010 / Haziran 2010 döneminde, pirinç üretiminde yüzde 2 artışla rekor bekleniyor. Uluslararası Hububat Konseyi'nin (International Grains Council - IGC) raporundan alınan bilgiye göre, geçen sezon 677 milyon ton düzeyinde gerçekleştiği belirtilen dünya buğday üretiminin Temmuz 2010 / Haziran 2011 döneminde, 33 milyon ton azalmayla 644 milyon ton’a ineceği tahmin ediliyor. Üretimdeki yüzde 5'lik azalma, tüketimdeki geçen yıla göre 10 milyon tonluk artışın etkisiyle dünya dönem sonu stoklarının 16 milyon ton düşüşle 180 milyon tona gerileyeceği öngörülüyor. Buğday-daki azalmaya karşın dünya pirinç üretiminde yüzde 2'lik bir artış bekleniyor. Geçen dönem 440 milyon ton düzeyinde gerçekleştiği belirtilen dünya pirinç üretiminin, Temmuz 2010 / Haziran 2011 sezonunda, rekor seviye olan 449 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Konsey, dünya pirinç üretimi öngörüsünün Hindistan'ın ana ürününün yükselmesiyle desteklendiğini belirtiyor (Yeni Şafak, 23.01.2011).    

KRİZ MAĞDURU ÇİFTÇİ, BANKA KREDİSİNE MUHTAÇ

KRİZ MAĞDURU ÇİFTÇİ, BANKA KREDİSİNE MUHTAÇ Tarım kesiminin bankacılık sektöründen aldığı krediler 2010 yılı Kasım ayı itibariyle 2009 yılının aynı ayına göre yüzde 36 artışla 20 milyar 156.5 milyon TL'ye yükseldi. Tarım kesiminin batık kredileri ise bu dönemde yüzde 18.4 artışla 812 milyon TL'den 962 milyon TL düzeyine çıktı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) açıkladığı Kasım ayı verilerine göre tarım sektörü kredi kullanmak için bankaların kapısını aşındırdı. 2009 yılı Kasım ayında tarım sektörünün kullandığı kredi 14 milyar 821.5 milyon TL iken 2010 Kasım'da yüzde 36 artışla 20 milyar 156 milyon TL'yi aştı. 1 yılda tarım sektörünün kullandığı krediler 5 milyar 335 milyon TL artış gösterdi. Tarım sektörünün batık borçlarında yaklaşık 8 yılda (31 Aralık 2002 - 30 Kasım 2010) meydana gelen artış yüzde 477, kullandırılan krediler ise 380.4 düzeyinde gerçekleşti. 2002 Aralık ayında tarım sektörü 4 milyar 196 milyon TL nakdi kredi kullanmış, bunun 166 milyon 547 bin TL'si bankaların takibine düşmüştü(Birgün, 22.01.2011).    

TÜRKTED GENEL SEKRETERİ DR. MÜFİT ENGİZ ABD CORNELL ÜNİVERSİTESİ İLE SATHGURU CONSULTANT TARAFINDAN DÜZENLENEN “TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ PROGRAMI”NA KATILDI

TÜRKTED GENEL SEKRETERİ DR. MÜFİT ENGİZ ABD CORNELL ÜNİVERSİTESİ İLE SATHGURU CONSULTANT TARAFINDAN DÜZENLENEN “TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ PROGRAMI”NA KATILDI Cornell Üniversitesi Ziraat ve Yaşam Bilimleri Fakültesi (ABD - www.cals.cornell.edu) ve Sathguru Yönetim Danışmanlığı Şirketi (Hindistan - www.sathguru.com) iş birliği ile 17–21 Ocak 2011 tarihleri arasında Hindistan’ın Haydarabat kentinde düzenlenen “Tohumculuk Endüstrisi Programı” başlıklı seminere TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz katıldı. Söz konusu program, tohumculuk endüstrisinde stratejik planlama, pazar geliştirme, ürün yönetimi, araştırma ve ürün geliştirme, yasal mevzuat ve işlemlerden sorumlu olarak çalışan kıdemli yöneticiler, tohumculuk sektörünün düzenlenmesinde görevli kamu çalışanları, yayım ve araştırma kuruluşlarında görevli kıdemli yöneticiler ile ziraat fakültelerinin ilgili öğretim elemanlarının yararlanması amacıyla planlanmıştır. Altı ülkeden toplam 32 katılımcının yer aldığı Programda, “Küresel tohumculuk endüstrisinin eğilimleri ve tartışmalar”, “Bitki genetik kaynaklarının ve biyo-materyalin lisanslanma ilkeleri ve uygulamalar”, “Teknolojide stratejik liderlik kazanımları – özel sektör yaklaşımı”. “Bitki ıslahında küresel gelişmeler ve biyoteknoloji”, “Düzenleyici uygulamalar ve karşılaşılan sorunlar”, “IT’nin tohumculuk endüstrisinde kullanılması” gibi ana başlıklar altında verilen bilgilerin yanı sıra “biyoteknolojik yöntemlerle çekirdeksiz mango üretimi” ve “papaya üretiminde biyoteknoloji” konulu iki durum çalışması da yapılmıştır. Söz konusu program oldukça profesyonel bir yaklaşımla planlandığı için tüm katılımcılar tarafından yararlı olarak değerlendirilmiştir.Ülkemizin koşulları göz önüne alınarak “Tohumculuk Endüstrisi Programı”nda gerçekleştirilecek bir takım uyarlamalardan sonra özellikle ülkemizin tohumculuk endüstrisinde çalışan yönetici ve uzmanlara yönelik olarak bu eğitimin 2012 yılının ilk aylarında Türkiye’de düzenlenmesi planlanmaktadır.    

TÜBİTAK MAM’ DA BİYOTEKNOLOJİ EĞİTİMİ

TÜBİTAK MAM’ DA BİYOTEKNOLOJİ EĞİTİMİ Derneğimiz ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM) arasında 22 Ekim 2010 tarihinde imzalanan İşbirliği Protokolü çerçevesinde 7–9 Mart 2011 ve 11–15 Nisan 2011 tarihlerinde gerçekleştirilmek üzere iki ayrı eğitimin yapılması planlanmıştır. Derneğimiz ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM) arasında 22 Ekim 2010 tarihinde imzalanan İş Birliği Protokolü çerçevesinde, MAM Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü (GMBE) yetkilileri ile yapılan görüşmelerde varılan mutabakat sonucunda GMBE tarafından TÜRKTED Üyelerince istihdam edilen yönetici ve uzman personelin yanı sıra sektördeki diğer paydaşlara da yönelik olarak 7- 9 Mart 2011 ve 11 - 15 Nisan 2011 tarihlerinde gerçekleştirilmek üzere iki ayrı eğitimin yapılması planlanmıştır.Temel konular bağlamında, 7–9 Mart tarihlerinde yapılacak ilk eğitim ağırlıklı olarak kla-sik ıslah ve ar-ge konularında çalışanlara yöneliktir. Teorik ve uygulamalı olarak verile-cek bu eğitimlerde; bitki biyoteknolojisi ve tarımda uygulamaları, moleküler biyolojide temel kavramlar, bitki genomu ve karşılaştırmalı genom analizleri (DNA dizileme, gene-tik/fiziksel haritalama), polimeraz zincir reaksiyonu, real-time polimeraz zincir reaksiyonu teknolojisi, genetik markörler gibi teorik konuların yanı sıra nükleik asitlerin izolasyonu (DNA, RNA), DNA parmak izi (Markör) gibi konularda da uygulamalı eğitim verilecektir.11–15 Nisan tarihlerinde düzenlenecek ikinci eğitim ise, modern biyoteknolojik ıslah yöntemlerini çalışmalarında kullanan uzmanlara yönelik olup daha kapsamlı gerçekleştirilecektir. Bu eğitimlerde GMBE uzmanlarının yanı sıra ülkemizde özellikle genetik alanında çalışan başka uzmanlardan da yararlanılacaktır. Örneğin, Ege Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Muzaffer Tosun da eğiticiler arasındadır.Eğitime katılmak isteyen değerli paydaşların turkted@turkted.org.tr adresine başvurmaları gerekmektedir. Birinci eğitim için son başvuru tarihi 04 Şubat 2011, ikinci eğitim için ise 04 Mart 2011’dir.    

GDO’LU SOYANIN YEM SANAYİSİNDE KULLANIMINA İZİN ÇIKTI!

GDO’LU SOYANIN YEM SANAYİSİNDE KULLANIMINA İZİN ÇIKTI! Biyogüvenlik Kurulu, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’nin başvurusu üzerine 26 Ocak 2011 tarihli ve 27827 sayılı Resmi Gazete'de yayımladığı Karar ile “Herbisit Tolerans genini ihtiva eden A2704-12, MON40-3-2, MON89788 soya fasulyelerinin ve ürünlerinin” hayvan yemlerinde kullanılmasına izin vermiştir.    

TOHUMDA YANLIŞ BİLİNENLER

TOHUMDA YANLIŞ BİLİNENLER Son dönemde kamuoyunda tohumla ilgili yaşanan bilgi kirliliğine cevap vermek amacıyla hazırlanan broşür, kamuoyunu doğru bilgilendirmek üzere Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından tüm tarım paydaşlarına gönderildi.Broşüre erişmek için lütfen buraya tıklayın...    

TÜRKTED TOHUMCULAR ÇALIŞTAYI ANTALYA’DA TOPLANDI

TÜRKTED TOHUMCULAR ÇALIŞTAYI ANTALYA’DA TOPLANDI TÜRKTED Tohumcular Çalıştayı 24 – 25 Ocak 2011 tarihlerinde Antalya Club Hotel Sera’da gerçekleştirildi. TÜRKTED Tohumcular Çalıştayı 24 – 25 Ocak 2011 tarihlerinde Antalya Club Hotel Sera’da gerçekleştirildi. Ülkemizin Tohumculuk Sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirmek, karşılaşılan sorunlara ortak çözümler üretebilmek ve dünyada tohumculuk alanında meydana gelen değişim, gelişim ve yeni eğilimlerin analiz edilerek sektörümüzün yol haritasını gözden geçirmek amacıyla, Derneğimizin geleneksel Çalıştayı 24 – 25 Ocak 2011 tarihlerinde Antalya Club Hotel Sera’da daha önce duyurulan Gündem çerçevesinde yapıldı. Çalıştay'ın açılış bölümünde Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) Başkanı Ali Özbuğday yaptığı sunumda; tarımın “yazılım”ının tohum olduğunu belirterek üreticilerin daha az girdi maliyetiyle daha fazla üretim yapmak zorunda olduğunu vurguladı. Özbuğday, tohumculuk sektörünün gelişim sürecinden bahsederken, tohumluk üreticilerinin artık “al - sat” ve “lisans al - üret - sat” işinden “ıslah et - üret - sat” sürecine hatta “teknoloji üret - ıslah et - lisans sat” sürecine geçmek zorunda olduğunu belirtti. Türk tohumculuğunun yurt dışında daha saygın hale geldiğini, ancak bu saygıyı yurt içinde göremediklerini belirterek, tohumculuk sektörüne daha çok destek verilmesi gerektiğinin altını çizen TÜRKTED Başkanı Ali Özbuğday, Türk tohumculuk sektörünün teknolojik gelişimi ve Ar-Ge çalışmalarının artırılması konusunda destek verilmesi gerektiğini bildirdi. Özbuğday ayrıca, "Türk tohumculuk sektörü dünyada belli başlı ülkeler arasına girdi. Gurur verici bir noktaya geldik. Bugün küresel tohumculuk sektörüne baktığımızda ticaret hacmi 2015'ten önce 47 milyar dolara ulaşacak. Dünyada bu sektörde çok büyük ve hızlı bir rekabet yaşanıyor. Tohum üretiminde ülke olarak önemli bir noktaya geldik ama, bunu teknoloji ve Ar-Ge ile bir adım daha öne çıkarmalıyız. Teknolojik üretimi ve Ar-Ge'ye daha fazla yatırım yapmalıyız" dedi. Tarım sektöründe her alanda sertifikalı tohum kullanımının mutlaka desteklenmesi, var olan desteklerin artırılması gerektiğini ifade eden Özbuğday, şöyle devam etti; "Şu anda Bakanlık'ın sertifikalı tohum kullanımı konusundaki desteğini takdirle karşılıyoruz. Bazı aksaklıklar da yok değil. Tohumculuk üretimi daha da desteklenmeli. Pek çok tohum türünde üretim teşviki halihazırda yok. Diğer taraftan, mevcut teknolojiyi geliştirmeye mecburuz. Batı ülkelerinde firmalar cirolarının bir bölümünü Ar-Ge ve teknolojik yatırım için ayırıyor. Ancak bizim firmalarımızda cirolar çok düşük, bu nedenle yerli firmalarımızın önemli bir bölümü Ar-Ge'ye gerekli payı ne yazık ki ayıramıyor. Devletin bu konuda gerekli tedbirleri alması gerektiğine inanıyoruz. Firmalar bir yatırıyorsa, Devlet 4 veriyorum diyebilmeli. Bu bağlamda, yatırım ortaklıkları ve proje ortaklıklarını mutlaka geliştirmeliyiz. Türk tohumculuk sektörü teknolojik iş birliği arayışında olmalı."Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nı temsilen Çalıştayımızı onurlandıran Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Tohumculuk Dairesi Başkanı Ali Metin Kaycıoğlu da konuşmasında, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Tohumculuk Kanunu'nda değişikliklerin hızlı şekilde yapılması gerektiğini, bu konuda hazırlıkların tamamlandığını söyledi. Kaycıoğlu, TÜRKTED'in de bu konuda önerilerini beklediklerini kaydetti. Tohumculuk sektörünün basında olumsuz şekilde yer aldığını anlatan Kaycıoğlu, sektörün kendini basına ve kamuoyuna tanıtması gerektiğini bildirdi. Basındaki yayınların sektörün moralini bozduğunu vurgulayan Kaycıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı; "Tohumculuk sektörü basınla buluşmalı. Basını tohumculuk konusunda bilgilendirmeliyiz. Halkımızın tohumcuların ne yaptığını bilmesi lazım. Türkiye artık tohumculukta dünyada çekim merkezi oluyor. Tohumculuk sektörü elbette desteklenmeli. Bakanlık olarak bu sektörü zaten destekliyoruz. Destek çeşitleri artırılabilir. Tohumculuk sektörünü destekleyeceğiz. Sektörle ilgili KDV oranlarının düşürülmesi konusunda da çalışmalar var. Maliye Bakanlığı ile bu konuda görüşmeler sürüyor."Açılış konuşmaların ardından, tarım ve tohumculuk sektörüne uzun yıllar verdiği desteklerinden dolayı TÜRKTED’in bir önceki Genel Sekreteri Ayhan Elçi'ye Başkan Ali Özbuğday ile Hazera Tohumculuk Şirketi tarafından ayrı ayrı plaket verildi. Çalıştay'ın birinci günü sabah oturumu, TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz’in “Tohumculuk Endüstrisinde Küresel Gelişmeler – Hindistan Örneği” konulu sunusunun ardından TÜRKTED’i temsilen ISF (Uluslararası Tohumculuk Federasyonu) Yönetim Kurulu Üyesi olan Hamdi Çiftçiler tarafından “ISF’teki Gelişmeler” başlıklı sunu ile TÜRKTED Yönetim Kurulu Üyesi Argun Şahin’in “Ar-Ge; Önemli mi? Neden?” konulu sunumuyla tamamlanmıştır. Birinci günün öğlen sonrası bölümünde ise Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM), Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü (GMBE) yetkilileri Doç. Dr. Selma Onarıcı ve Dr. Semra Hasançebi ile TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı’ndan Bilimsel Programlar Başuzmanı Dr. Naci Sağlam biyoteknoloji konularında eğitim, araştırma konuları ile proje bazlı yapılabilecek iş birliği imkânları bağlamında önemli bilgileri katılımcılara aktarmışlardır. Birinci günün son oturumunda Biyoteknoloji Çalışma Grubu raporu değerlendirilmiştir. Çalıştayın ikinci gününde, TÜRKTED üyelerinden oluşturulan Hububat ve Yemeklik Dane Baklagiller, Çayır-Mera ve Yem Bitkileri, Endüstri Bitkileri ve Sebze tohumluk çalışma grupları ayrı salonlarda toplanarak “2010 Pazar Değerlendirmesi – 2011 Pazar Projeksiyonu”, “Ar – Ge ve Eğitim İhtiyaçları” ile “Mevzuat ve Politika Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” ana başlıkları altında çalışma raporlarını hazırlamışlar Çalıştay katılımcılarına sunmuşlardır. Çalıştay Sonuç Raporu tamamlanarak önümüzdeki günlerde yayımlanacaktır.    

2011 YILI DÖNER SERMAYE ÜCRETLERİ

2011 YILI DÖNER SERMAYE ÜCRETLERİ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı tarafından yayımlanan 2011 Yılı Döner Sermaye Ücretleri'nin tohumculuk konularıyla ilgili olan belgeleri. Çeşit Tescil Denemesine Alınan Çeşit Adayları İçin 2011 Yılında Uygulanacak Deneme Ücretleri 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun Ve Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Yönetmelik Gereğince Islahçı Hakkı Verilmesine İlişkin 2011 Yılı Ücretler Tohumluk Üreticileri Tarafından 2011 Yılı İçin Ödenecek Tarla ve Depo Kontrol, Laboratuvar Analiz ve Test Ücretleri Araştırma Enstitüsü Müdürlükleri Döner Sermaye İşletmeleri 2011 Yılı Birim Fiyatları İl Kontrol Laboratuvar Müdürlükleri Döner Sermaye İşletmeleri 2011 Yılı Birim Fiyatları İl Müdürlükleri Döner Sermaye İşletmeleri 2011 Yılı Birim Fiyatları Zirai Karantina Müdürlükleri Döner Sermaye İşletmeleri Muayene Kontrol ve Fumigasyon 2011 Yılı Ücret TablosuDöner sermaye ücretleri ile ilgili diğer bilgilere http://imid.tarim.gov.tr/index.php?p=birimDetay&id=32 adresinden ulaşabilirsiniz.    

TOHUMLUK KAPLAMADA YENİ TRENDLER

TOHUMLUK KAPLAMADA YENİ TRENDLER Tohumluk partilerini korumak için kullanılan tohumluk işlemlerinin uygulanması ilk zirai mücadele önlemlerindendir - bugün, tohumluk işlemi yeni teknolojiler yardımıyla gelişmektedir ve bu piyasanın gelecek yıllarda zirve yapması beklenmektedir. Çiftçiler eski zamanlardan beri ürünlerini korumak için tohumları işlemden geçirmektedir. Kayda geçen ilk tohumluk işlemi yöntemlerinden bazıları soğan özü, servi özü, kül, zeytin kalıntıları ve pırasa suyu kullanımıdır. Tuzlu su yöntemi 1600’lerden beri kullanılagelmiştir ve 1970’te ilk bakır ürünler kullanılmaya başlanmıştır. Diğer temel kilometre taşları ise 1740’dan 1808’e kadar kullanılan arsenik ve 1915’ten 1982’ye kadar kullanılan cıvadır.1960’lara kadar tohumluk işlemleri yalnızca yüzey dezenfektanı ve koruyucu olarak kullanılmıştır. İlk sistemik fungisit 1968’de ortaya çıkmıştır. Fungisit yalnızca bitki yüzeyine değil bitkinin içine de işleyip fideleri hava ile bulaşan patojenlerden korumuştur. 1990’lerden beri zirai mücadele ve tohumluk sektörleri kullanıcı ve çevre üzerindeki etkileri azaltarak yeni fungisit, pestisit ve nemasitit sınıfları geliştirmiş ve bunları kullanmışlardır.Hazırda bekleyen yeni kaplama teknikleriHer biri gelişme kaydeden geleneksel inokulantlar, tohum kaplama ve polimer teknikleri dahil tohum işlemenin bir çok alanı için gelecek aydınlıktır- Tarımsal biyo-agronomik ürün geliştiricisi, pazarlayıcısı ve üreticisi Iowa, Ames’ten Becker Underwood ile Birleşik Krallık, Norwich’ten Plant Bioscience Limited arasında, Becker’e patentli yeni tohumluk işleme teknolojisinin münhasır global pazarlama hakkını veren bir anlaşma imzalanmıştır. Bu teknoloji bitkinin doğal savunma mekanizmasını ‘harekete geçiren’ doğal bir bitki bileşeni kullanmakta ve böylece bitkiye bir zararlı musallat olduğunda mekanizma daha etkin bir şekilde savunmaya geçebilmektedir.- Incotec firması son zamanlarda sıcak hava kullanan, çok gelişmiş patentli bir dezenfeksiyon yöntemi geliştiren Seed Guard adlı bir İsveç şirketini bünyesine katmıştır. Bu teknoloji İsveç’te birçok hububat tohumluğunda başarılı bir şekilde kullanılmıştır. Incotec’den David Pickenpaugh, bu teknolojinin yüzde 100 çevre dostu ve sürdürülebilir tarım için gayet uygun olduğunu, söz konusu teknolojinin tohumları birçok hastalıktan kurtardığını ve işlemden sonra kurutma istemediğini söylemiştir.- Merkezi Kanada olan Wolf Trax, Inc. ABD ve Kanada’da Protinus tohumluk besin platformunu başlatmıştır ve nihayetinde ürünü Avrupa’ya ve Meksika’ya da sunmayı planlamaktadır. Wolf Trax Tohumluk Ürünleri ve Yenilikleri Müdürü Jennifer Bailes açıklamasında “Protinus eşsiz, beslenme-temelli bir tohumluk uygulama ürünüdür ve birçok üründe ve büyüme koşulunda kısa sürede bitki sağlığı açısından faydalar göstermiştir” dedi. Bailes halihazırda Wolf Trax’ın kısa dönem hattında değerlendirilen ürünlerin arasında özelleştirilmiş bir baklagil ürün formülasyonu, zenginleştirilmiş hububat besleme ürünü ve diğer bazı tescilli formülleri olduğunu belirmektedir(Seed World Aralık 2010).    

MAHSULDEN AYRILAN TOHUMLUKLAR (ÇİFTÇİ TOHUMU) HAKKINDA AB’NİN YENİ KARARLARI

MAHSULDEN AYRILAN TOHUMLUKLAR (ÇİFTÇİ TOHUMU) HAKKINDA AB’NİN YENİ KARARLARI 16 Aralık tarihinde Mahsulden Ayrılan Tohumluklar konusunda CPVO (Community Plant Variety Office) - Avrupa Birliği Bitki Çeşit Ofisi Çalışma Grubu Brüksel’de nihai toplantılarını düzenlemiştir. CPVO düzenlediği nihai toplantıları sonucunda aşağıdaki konular üzerine karara varmıştır: - Bildirme yükümlülüğü: Uzunca bir tartışmanın ardından, COPA (Committee of Professional Agricultural Organisations) – Mesleki Tarım Kuruluşları Komitesi temsilcileri sonuçta paragraf 3.3’teki sonuçların ilk maddesinin ifade tarzının revize edilmesine karar vermişlerdir. Özünde, AB yasa koyucularının önceden böyle bir kullanım göstergesinin olup olmamasına bakılmaksızın, tüm çiftçilerin mahsulden ayrılan tohumluk kullanıp kullanmadıklarını (evet ya da hayır) bildirmelerinin sağlanması gerektiğine karar verilmiştir. Ayrıca, etkin telif sistemleri mevcut olmayan yerlerde geri adım ihtimali olarak SPS formu kullanılması gerektiğine karar verilmiştir.- Kendi arazisi tanımı:COPA, yeni duruş belgesine dayanarak kendi arazisi tanımını değiştirmeyi önermiştir. Ancak sonuçta, bir önceki toplantının, bu konuda herhangi bir anlaşma olmadığı, dolayısıyla CPVO Çalışma Grubu’nun bu konuda sessiz kalmaya devam edeceği sonucuna varılmıştır. - Küçük çiftçinin tanımı: COPA, küçük çiftçi tanımını niceliğe değil alana dayandırma şeklindeki ilk fikrine geri dönmüş ve tanımı CAP (Ortak Tarım Politikaları) revizyonları çerçevesinde birkaç yıl içersinde kabul edilecek yeni tanıma bağlamayı önermiştir. COPA temsilcileri bu tanımın küçük çiftçilerin sayısını önemli ölçüde sınırlayacağına dikkat çekmiştir. Ancak, yine uzunca bir tartışma sonrasında siyasi kaygılar söz konusu ise mevcut küçük çiftçi tanımının devam ettirilmesine ve bunların mahsulden ayrılan tohumluk için telif ödemekten muaf tutulmalarına karar verilmiştir. Bunun yanı sıra, CAP revizyonları çerçevesinde kararlaştırılan yeni bir tanım olmadığı müddetçe mevcut 92 ton/180 ton tanımının kullanılmaya devam edilmesi kararı alınmıştır.CPVO, ilgili belgeyi yapılan görüşmeler ışığında revize edecektir. Paydaşlar Ocak ayı sonuna kadar olası değişiklikler konusundaki yorumları almış olacaklar. Daha sonra, not paydaşlara, Komisyon’a, İdari Konsey üyelerine ve Değerlendiriciye sunulacaktır. Genel olarak, tartışmaların sonuçlarından memnun kalacağımıza inanıyorum. Önemli olan, Topluluk Bitki Islahçı Haklarına ilişkin yasal mevzuatın revizyonları çerçevesinde hem çiftçilerin hem de ıslahçıların mahsulden ayrılan tohumluk kullanımlarını bildirme yükümlülüğünü kabul etmeleridir(BS).    

ULUSLARARASI TOHUMLUK TEST KURALLARI’NIN 2011 YAYININDA DEĞİŞİKLİKLER

ULUSLARARASI TOHUMLUK TEST KURALLARI’NIN 2011 YAYININDA DEĞİŞİKLİKLER Her yıl olduğu gibi, Gündemin 9 maddesi kapsamında yapılan Yıllık Toplantıda ISTA Uluslararası Tohumluk Test Kuralarına yönelik değişiklik önerileri yapıldı. Bu yıl Kurallara eklenen yeni türler olmadı, ancak iki tohumluk sağlık yöntemi, iki tohumluk patolojisine yönelik terim değişikliğinden etkilendi. Bu yıl, en fazla değişiklik Bölüm 5: Çimlenme Testi bölümünde yapıldı. Çimlenme Komitesi tarafından büyük ölçüde kurallar gözden geçirildi. Tohumluk dezenfeksiyonu konusundaki kurala ilişkin (5.6.3.4) değişiklik önerisi geri çekildi. Diğer tüm öneriler, bazıları küçük değişikliklerden sonra olmak üzere, kabul edildi. Oy gerektiren değişiklikler dışında, eski değişiklikleri yansıtmak üzere, Kurallardaki diğer bölümlere ve kısımlara yapılan tüm çapraz referansların revizyonu da yazınsal değişiklik ve düzenleme olarak karşımıza çıktı. Halihazırda yalnızca kabul edilen önerileri içeren, değişikliklerin yeşil olarak belirtildiği Kural önerileri dosyasına erişmek için lütfen tıklayın.(ISTA Haber Bülteni No. 140 Ekim 2010)    

AVRUPA KOMİSYONU GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLER ÜZERİNE YAPILAN VE AB TARAFINDAN FİNANSE EDİLEN ARAŞTIRMALARLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELERİN YER ALDIĞI BİR DOKÜMAN YAYINLADI

AVRUPA KOMİSYONU GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLER ÜZERİNE YAPILAN VE AB TARAFINDAN FİNANSE EDİLEN ARAŞTIRMALARLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELERİN YER ALDIĞI BİR DOKÜMAN YAYINLADI Avrupa Komisyonu çevre, hayvan ve insan sağlığına yönelik GDO’ların güvenliği ile ilgili yaklaşık 50 araştırmanın sonuçlarını özetleyen “AB Tarafından Finanse Edilen GDO Projelerinin 10 Yılı” adlı bir kitap yayınladı. “AB Tarafından Finanse Edilen GDO Projelerinin 10 Yılı” adlı yayın GDO güvenliği üzerine yapılan AB finansmanlı araştırmaların üzerine önceki yayınlanan yazıların bir devamı niteliğini taşıdı. Son 25 yılı aşkın bir süredir, 500’den fazla bağımsız araştırma grubu bu tür araştırmalarda bulunmuş ve yalnızca 2001 ve 2010 yılları arasında başlatılan projelere yaklaşık 200 milyon Euro AB finansman desteği sağlanmıştır.Bu projelerin bulgularına göre, bilhassa az gelişmiş ülkelerde GDO’lar potansiyel olarak kötü beslenmeyi azaltma fırsatı yaratıyor, verimi artırıyor ve tarımın iklim değişikliği durumunda adaptasyonuna yardım ediyor. Yayın üzerine yorum yapan Araştırma, Yenilik ve Bilim Komseri Máire Geoghegan-Quinn kitabın amacının bilim ve bilgiye dayalı olarak GDO’lar üzerine yapılan şeffaf tartışmalara katkıda bulunmak olduğunu söyledi. Yayın üzerine yorum yapan ESA (Avrupa Tohumcular Birliği) Genel Sekreteri Garlich v. Essen, “Belirtilen projelerin çoğunun özellikle GDO’ların çevre üzerine muhtemel negatif etkileri ve gıda güvenliği bağlamında kamuoyundaki kaygılara yönelik başlatılmış olmasına rağmen bugün itibariyle, desteklenen projelerin sonuçlarına göre bir kez daha GDO’ların çevre veya gıda ve yem güvenliği açısından risk oluşturduğunu ortaya koyan herhangi bir bilimsel kanıtın bulunmadığını göstermiştir” dedi.Raporun tamamı için lütfen tıklayın.    

AB TARAFINDAN ONAYLANAN GDO’LARIN* TOHUMLUKTAKİ POTANSİYEL BULAŞIKLIĞI HAKKINDA ESA'NIN DURUŞU

AB TARAFINDAN ONAYLANAN GDO’LARIN* TOHUMLUKTAKİ POTANSİYEL BULAŞIKLIĞI HAKKINDA ESA'NIN DURUŞU Avrupa Tohumcular Birliği (ESA), AB tarafından onaylanmış GDO’ların tohumluktaki potansiyel bulaşıklığı ile ilgili olarak bitki ıslahçıları ve çiftçilerin karşı karşıya oldukları hâlihazırdaki hukuki belirsizliğin tamamıyla sona erdirilmesini istedi. ESA bu belirsizliğin giderilmesi amacıyla Avrupa Komisyonu’na çağrı yaparak, onaylanmış GDO’ların tohumluktaki azami düzeyin belirlenmesinin yanı sıra güvenilir sonuçlar sağlamak için yeknesak bir AB örnekleme ve test protokolünün oluşturulmasını da talep etti.Teknik olarak kaçınılması imkansız ya da harici etkenlere bağlı nedenlerle tohumda bulunan GDO’ların varlığını belirleyecek eşik seviyelerle ilgili düzenleme yapılması konusunda Avrupa Komisyonu 10 yılı aşkın süreden beri söz vermektedir. ESA da üye devletler gibi defalarca Komisyona çağrı yapmış ve bu sözünü somut bir eyleme dönüştürmesini istemiştir. Çevre Komisyonu da 2008 yılında, tohumdaki eşik seviyesi tespitinin gerekliliğinin altını çizmişti. Bununla beraber, dünyada GD’li üretimde meydana gelen artışa ve Avrupa’da onaylanmış GDO’ların sayısındaki yükselişe ve mevcudiyetine rağmen kayıtsızlık sürüp gitmektedir.Yeni Komisyon önerisi, üye ülkelere GD’li ürünlerin bölgelerinde yetiştirilmesi için kendi başlarına karar verme hakkı tanırken GDO’larla ilgili resmi müsaadenin AB düzeyinde sürdürülebilmesi için aslında tek çözüme olan ihtiyacı daha da artırmaktadır. Uygulamada bu durum şu anlama gelmektedir; bazı ülkeler için AB onaylı GDO üretimi yasal kabul edilirken, diğer bir kısmı için çok düşük veya teknik olarak kaçınılamaz düzeyde olsa bile yasal olmayacaktır. Doğal olarak, kabul edilmiş böylesi GDO’lar sadece gıda ve yem de değil tohum ve tarlada da hatta onun ticari olarak ekimine izin vermeyen üye ülkelerde de çok az miktarda görülecektir. Bir arada yaşayan farklı üye devlet ve bölgelerin kendi kural ve standartlarıyla bitlikte bu durum, tohum şirketleri ve çiftçiler için, hukuksal belirsizliği daha da artıracaktır. ESA, Avrupa Birliği'nde GDO'ların resmi izne bağlanması konusunda karşılaşılan siyasi çıkmazdan kurtulma amacında olan Komisyonu desteklemekte, ancak tohumluk ortak piyasasının tehlike altında olmaması gerektiğinin de altını çizmektedir. Ayrıca, harici etkenlere bağlı nedenlerle tohumda ve tarlada bulunan AB onaylı GDO’ların potansiyel bulaşıklığını kabul etmeden ve üzerinde mutabık kalınmış bir örnekleme ve test protokolü olmaksızın, önerilen bu yeni yaklaşım – AB’deki GDO’lara ilişkin farklı yasal izin statüleriyle – mevcut uygulamadan farklı olmayacak ve çalışamaz bir halde kalacaktır. Hatta daha ileri aşamada, statükonun korunması demek olan bu yaklaşım ıslahçılar ve çiftçiler için yasal belirsizliği artıracak ve nihayetinde Avrupa çiftçiliğinin bölünmesine neden olacaktır.* EU Directive 2001/18/EC, Regulation 1829/2003, Regulation 1829/2003.    

ESA’NIN 2011 YILI ÖNCELİKLERİ

ESA’NIN 2011 YILI ÖNCELİKLERİ Güçlü bir kuruluş ESA, Avrupa tohumculuk sektörü ve ilgili sektörlerden yeni katılan üyeleri ile giderek büyüyen bir kuruluştur. Avrupa’nın tohumculuk sektörünün, özellikle de EESNET’in (Doğu Avrupa Tohumculuk Ağı) ve üyelerinin ve diğer Avrupa ülkelerinin yeni birliklerinin ve şirketlerinin tek bir kuruluş çatısı altında tamamen bütünleşmesi bu sektörün farklı alanlardaki çıkarlarını etkin bir şekilde temsil etmek için bir ön koşuldur. Bu tür etkin bir temsil, güçlü yapılar, adil süreçler ve ESA üyeleri ve Brüksel Sekretaryası arasında mümkün olduğunca yoğun bir iletişim gerektirir. ESA, politika geliştirme süreçlerini ve üyelerine sağladığı bilgi ve hizmeti daha uzun süreli izleme ve denetleme, kullanıcı dostu veri tabanları dahil web sitesi araç ve işlevlerine devamlı yatırım yapma yoluyla ve karar mercilerine, ilgili taraflara ve halka ulaşmaya ve destek sağlamaya odaklanarak, bu anlamda kapasitesini daha da geliştirmek için çaba gösterecektir.Ulaşma ve iletişimTüm tarımsal üretimin ve böylelikle gıda güvenliğinin başlangıç noktası olan, bitki ıslahı, çeşit geliştirme ve tohumluk pazarlama geçmişten günümüze, ürün kalite standartları ve bitki sağlığı gereklilikleri dahil olmak üzere, fazlasıyla düzenlemelere tabi tutulan etkinlikler olmuştur. Halihazırda, AB’nin tohumlukla ilgili mevzuatı gözden geçirilmektedir ve yakın bir zamanda Üye Devletler ve Avrupa Parlamentosu modernizasyon önerilerini yalnızca kilit paydaşlar ile değil ayrıca ilgili birçok toplumsal grup ile tartışacaktır. ESA bu gelişmeler doğrultusunda, Avrupa bitki ıslah sektörünün özel ihtiyaçlarını karşılamak ve bu sektörde sürdürülebilir çiftçiliğin ve rekabetçi bir Avrupa tarım-gıda zincirinin önemini aktarmak için ulusal kurumlara ve Avrupa kurumlarına, politikacılara ve diğer paydaşlara ulaşma kapasitesini ve ayrıca kamuoyu ile olan iletişimini daha da artıracaktır.Yenileşim ve sürdürülebilirliğin desteklenmesiModern tarımda bilim ve teknoloji yenileşimin (innovation) ana kaynaklarıdır. Büyük nüfus artışı ve iklim değişikliği gibi temel zorluklar nedeniyle ıslah çalışmalarının geliştirilmesine ve modern çeşitlerin performansına daha fazla yatırım yapma ihtiyacı karşımıza çıkmaktadır. Daha şimdiden, bitki ıslah sektörü en büyük Ar-Ge kotası olan sektörler arasındadır. Fakat bu yatırım makul düzenleme ortamlarına ve nihai olarak toplumun bir bütün olarak desteğine bağlıdır. Bu desteği sağlamak ESA’nın başlıca yükümlülüklerindendir ve sektörün, Avrupa’nın sürdürülebilir, yüksek kaliteli, çiftçilerin ve yetiştiricilerinin ihtiyaçlarına karşılık verebilen, kamu sağlığı, tüketici ve çevre korunması ve biyo-çeşitliliğin artırılmasını ve korunması gibi alanlardaki sosyal politika hedeflerini dikkate alan bir tarım politikası hedefine ulaşmasına yardımcı olabilmesi için bir ön koşuldur. ESA, bir sonraki AB Ar-Ge çerçeve programı gibi yollar aracılığı ile sektörün araştırma ve geliştirme faaliyetlerini geliştirmek ve Avrupa’nın bitki ıslah ve tarım sektörünün başarılı geleceği için sosyal desteğin kilit unsuru olan fikri mülkiyet haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik etkili ve etkin yöntemler geliştirmek için çalışacaktır.    

GDO'YA HENÜZ İZİN VERİLMEDİ

GDO'YA HENÜZ İZİN VERİLMEDİ Biyogüvenlik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı, Kurul’un şimdiye kadar 3 toplantı yaptığını, ancak henüz genetiği değiştirilmiş organizmalarla (GDO) ilgili herhangi bir ithalat izni verilmediğini bildirdi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker tarafından, Biyogüvenlik Kanunu çerçevesinde kurulan Biyogüvenlik Kurulu'na başkan olarak getirilen Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yardımcı yaptığı açıklamada, önceki mevzuat çerçevesinde oluşturulan Bilimsel Komite'nin uygun görüş verdiği GDO'lu ürünler konusunda Bakanlık’ın ithalat izni vermediğini, bu ürünler konusunda da kendilerinin değerlendirme yapacağını söyledi. Biyogüvenlik Kurulu'na, daha önceki yönetmelik kapsamında kurulan Bilimsel Komite'nin olumlu görüş bildirdiği GDO'lu ürünler yanında yem hammaddesi olarak soya sıkıntısı çeken Türkiye Yem Sanayicileri Birliği'nin, GDO'lu 3 soya genine ithalat izni verilmesi için başvuru yaptığını kaydeden Prof. Dr. Hakan Yardımcı, bu konunun bilimsel risk komitesi yanında sosyo-ekonomik risk komitesi tarafından da değerlendirileceğini belirtti. Prof. Dr. Hakan Yardımcı, şu bilgiyi verdi: "Yem sektörü, Kanun çıkmadan önce, daha önce verilen izinle 90 günlük stok yapmış. Şu anda onu kullanıyorlar. Daha önceden alınan karara istinaden, onun stoğunu yapmışlar. Ama şu ana kadar bizim verdiğimiz herhangi bir izin yok. Biz göreve geldikten sonra GDO'lu ürün ithalatı ile ilgili hiçbir karar almadık. Şu anda özellikle daha önce AB'de onaylı genlerle ilgili Bilimsel Komite'nin onayladığı genlerle ilgili başvurular var. Bilimsel Komite bunu daha önce kabul etmiş. Yeni mevzuat çıktıktan, biz göreve geldikten sonra, yeni bir uygulama başladı. Bakanlık da eski onaya ilişkin ithalatı durdurdu. Şu anda tamamen bizim alacağımız kararlara göre yapılacak. Şu anda da bir karar almış değiliz."Biyogüvenlik Kurulu'nun herhangi bir siyasi yönü olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Yardımcı, "Bu kurul, bağımsız bir kurul. Karar verirken, bağımsız bir sistem ile hareket ediyoruz. Bundan önceki alınmış olan kararlar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın aldığı kararlardır. Bundan sonraki ithalat ile ilgili kararlar, bizimle ilgili olacak. Ama bizim kararımızın uygulanıp uygulanmaması ile ilgili tasarruf Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nda. Ama biz henüz ithalat ile ilgili bir karar almış değiliz" dedi.GDO'lu ürünlerle ilgili kamuoyunda tereddütler bulunduğunun hatırlatılması üzerine, Biyogüvenlik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı, şu değerlendirmede bulundu: "GDO'lu ürünlerle ilgili bilimsel olarak olumlu/olumsuz görüşler var. Çıkarılan Biyogüvenlik Kanunu'na bakarsanız, Türkiye de Cartagena Protokolü'ne imza attığından dolayı GDO'lu ürünleri riskli olarak kabul etmiş. O yüzden bilimsel komitelerini topluyor. Hatta biz bir de sosyo-ekonomik riskleri de değerlendiriyoruz.”Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde, genetiği değiştirilmiş ürünlerin değerlendirilmesi için geçen yıl Ekim ayında çıkarılan Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik uyarınca kurulan Bilimsel Komite, 4 toplantı yapmış, "30 GDO'lu ürünün değişik amaçlar için kullanılmasının uygun olacağı" yönünde kanaat bildirmişti. Bilimsel Komite, bilimsel ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde, “modern biyoyoteknoloji kullanılarak elde edilen GDO'lu organizmalar" ve ürünlerinden kaynaklanabilecek risklerin engellenmesi; insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla yaptığı değerlendirmeler sonucunda gıda ve yem ürünlerinin GDO'lu olarak değerlendirilmesi ve etiketlenmesi için, "GDO eşik değerinin yüzde 0,9 (binde 9)" olarak kabul etmişti. Karar uyarınca, belirlenen yüzde 0.9 (binde 9) eşik değerin altında GDO içeren ürünler GDO'lu kabul edilmiyor(AA).    

TÜİK'E GÖRE TÜRKİYE'DE 2010 YILI BİTKİSEL ÜRETİM MİKTARINDA AZALMA BEKLENİYOR

TÜİK'E GÖRE TÜRKİYE'DE 2010 YILI BİTKİSEL ÜRETİM MİKTARINDA AZALMA BEKLENİYOR Türkiye'de 2010 yılı bitkisel üretim miktarları bir önceki yıla göre, tahıl ürünlerinde yüzde 3.4, sebzelerde yüzde 2.6 ve meyvelerde yüzde 0.8 azalma bekleniyor. 2010 yılının ikinci tahmininde bir önceki yıla göre tahıl üretiminin 32.4 milyon ton, sebze üretiminin 26.1 milyon ton, meyve üretiminin 16.5 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010 yılı bitkisel üretimine ilişkin ikinci tahminlerini açıkladı. Buna göre, tahıl üretim miktarının bir önceki yıla göre yüzde 3.4 oranında azalarak yaklaşık 32.4 milyon ton olarak gerçekleşmesi öngörülüyor.Bir önceki yıla göre buğday üretiminin yüzde 5.3 oranında azalarak yaklaşık 19.5 milyon ton, arpa üretiminin yüzde 1.4 oranında gerileyerek 7.2 milyon ton, dane mısır üretiminin yüzde 1.2 oranında düşerek 4.2 milyon ton, çeltik üretiminin ise yüzde 14.7 oranında artarak 860 bin ton olarak tahmin ediliyor.Verilere göre, kuru fasulye üretimi yüzde 13.3, kırmızı mercimek üretimi yüzde 53.4 oranında artacak, nohut üretimi ise yüzde 5.8 oranında azalacak.Patates üretimi yüzde 3.3 oranında artarak, yaklaşık 4.5 milyon ton olarak gerçekleşecek. Yağlı tohumlardan ayçiçeği üretiminde yüzde 15.4, yer fıstığı üretiminde yüzde 9, soya üretiminde yüzde 43.1 oranında artış bekleniyor, kolza üretiminin ise yüzde 3.4 oranında azalacağı öngörülüyor. Şeker pancarı üretiminin yüzde 1.6 oranında azalarak yaklaşık 17 milyon ton, tütün üretiminin yüzde 32.1 oranında azalarak yaklaşık 55 bin ton, kütlü pamuk üretiminin ise yüzde 24.6 oranında artarak 2.1 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.2010 yılının ilk erken tahmininde sebze üretimin bir önceki yıla göre yüzde 2.6 oranında azalarak, yaklaşık 26 milyon ton olacağı öngörülüyor. Bu yıl yumru ve kök sebzelerin yüzde 2.5 oranında artması, meyvesi için yetiştirilen sebzelerin yüzde 3.3, başka yerde sınıflandırılmamış diğer sebzelerin üretiminin yüzde 3 oranında azalması bekleniyor. Domateste yüzde 6.9, hıyarda yüzde 1, havuçta yüzde 10.1, taze fasulyede yüzde 0.8, kavunda yüzde yüzde 3.3, karpuzda yüzde 1.7 oranında azalma, kuru soğanda yüzde 8.9, salçalık biberde yüzde 4.8, sivri biberde yüzde 8.1, patlıcanda yüzde 3.1 oranında artış öngörülüyor.Verilere göre, meyve üretiminin bir önceki yıla oranla yüzde 0.8 azalarak yaklaşık 16.5 milyon ton olarak gerçekleşmesi bekleniyor(AA).    

ANADOLU'NUN YERLİ TOHUMLARI PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ’NE EMANET!

ANADOLU'NUN YERLİ TOHUMLARI PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ’NE EMANET! Pamukkale Üniversitesi'nde (PAÜ) ekonomik ve kültürel öneme sahip bitki türlerinin gelecek nesiller için koruma altına alınacağı, tohum ihtiyacında yurt dışına bağımlılığın azaltılmasına katkı sağlayacak, tohumlardaki hastalıkların ayıklanarak saf halde saklanmasını, yerli tohumların modern teknolojilerle toplanmasını, karakterize edilmesini, korunmasını, çoğaltılmasını ve ıslah edilmesini sağlayacak sera ve araştırma merkezi kuruldu. PAÜ tarafından yapılan açıklamada, Türkiye'de ilk merkez olma özelliğini taşıyan Bitki Genetiği ve Tarımsal Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin (BİYOM), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Denizli Ticaret Odası ABİGEM, TÜBİTAK ve PAÜ Bilimsel Araştırmalar Birimi’nin destekleriyle sera, gölge evi ve laboratuar alanı olmak üzere toplamda 4 bin metrekare alan üzerine inşa edildiği belirtildi. Resmi Gazete’de yayımlanan kuruluş kararıyla birlikte tohumlar üzerinde ilk çalışmalara başlandı ve Türkiye'nin ilk tozlaşma olmadan sadece çiçeğin poleninden elde edilen fidesi üretildi. Çalışma ekibinin ürettiği ilk soğan fidesine PAÜ BİYOM adı verildi. Bitki Genetiği ve Tarımsal Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü’nü yürüten Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fevziye Çelebi, "Ülkemizin ihtiyaç duyduğu sebze türlerine ait yüksek kaliteli ve verimli çeşitlerin, geleneksel ve modern ıslah yöntemleri kullanılarak ıslah edileceği merkezde klasik ve modern bitkisel yetiştiricilik, hızlı çoğaltma, genetik ve moleküler karakterizasyon, ıslah, hastalık testleri, gen kaynağı, bitki embriyolojisi ve morfojenezi, fitoremediyasyon koruma gibi yöntemler uygulanabilecektir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde benzer faaliyetleri yürüten araştırma merkezleri mevcut ve böyle merkezlerin üniversiteler bünyesinde olması önerilmektedir" dedi. Türkiye'de benzer çalışmaları sürdürecek olan Pamukkale Üniversitesi bünyesindeki laboratuar ve seranın, ulusal ve uluslararası alanda pek çok projenin geliştirilmesinde kilit rol oynayacağını kaydeden Çelebi, aynı zamanda diğer merkezlerle ve araştırma kurumları ile ortaklıklar ve ağlar kurarak işbirliklerin gelişmesini ve büyük ölçekte sonuçların ortaya çıkmasının sağlanacağını ifade etti.    

TİGEM CEYLANPINAR TARIM İŞLETMESİ TÜRKİYE'NİN TOHUM MERKEZİ OLACAK

TİGEM CEYLANPINAR TARIM İŞLETMESİ TÜRKİYE'NİN TOHUM MERKEZİ OLACAK Tarım İşletmeleri Genel Müdürü (TİGEM) Mehmet Halis Bilden, Ceylanpınar'ın kısa süre içinde Türkiye'nin tohum merkezi olacağını söyledi. TİGEM Genel Müdürü Mehmet Halis Bilden, Ceylanpınar'ın kısa süre içinde Türkiye'nin tohum merkezi olacağını belirtti. TİGEM'in 700 yıllık bir geçmişi olduğunu söyleyen Bilden, görevlerinin Türkiye'nin ihtiyacı olan hem büyükbaş hem de küçükbaş damızlık hayvan ve sertifikalı tohumluk nüve üretmek olduğunu ifade etti. “Türkiye'deki sertifikalı tohumun yüzde 50'sinden fazlasını biz üretiyoruz. Sığır, koyun, keçi, ceylan ve atçılık işletmelerimiz var" dedi.Ceylanpınar'ın dünyanın en büyük tarım işletmesi olduğunu aktaran Bilden, sulu tarımla birlikte üretimin 3–4 kat arttığını ve hedeflerinin 2014'e kadar 1 milyon 750 bin dekarlık Ceylanpınar arazisinin yaklaşık 1 milyon dekarını suyla buluşturmak olduğunu belirtti. Bunu başarmaları durumunda Ceylanpınar'ın Türkiye'nin tohum merkezi olacağını kaydeden Bilden, "GAP, DAP, KOP gibi projelere entegre olabilirsek, bu projeler sonucu ihtiyaç duyulan tohumu üretebilirsek ve bu tohumu çiftçiye ücreti karşılığında dağıtabilirsek Ceylanpınar'ın değeri 10'a katlanır" dedi.TİGEM'in yaptığı çalışmalarda Tarım Bakanlığı'nın desteğini her zaman arkalarında hissettiğini söyleyen Bilden, Bakanlık’ın kendilerine birim alandan maksimum verimi almak için ne gerekiyorsa yapın talimatını verdiğini ve bu doğrultuda en uygun arazinin Ceylanpınar olduğunu belirtti. Bilden, “Ceylanpınar'ın önemli su zenginliği var ve sulu tarım için elverişli. Dünya artık kuru tarım yapmıyor çünkü kuru tarım kâr getirmiyor. Toprağı suyla buluşturmadan ve mekanizasyonunu sağlamadan kâr edilemez. TİGEM, hızlı bir şekilde teknolojik yatırımını yapıyor. Bitkisel, hayvancılık ve atçılık alanında kısa sürede çok iyi bir noktaya geleceğiz" dedi.Amaçlarının en iyi tohumu çiftçinin en uygun fiyata almasını sağlamak olduğunu belirten Bilden, bu işi uzun süre yapmayı düşünmediklerini, belirli bir yerden sonra işi özel sektöre bırakmayı planladıklarını söyledi (CHA)..    

TOHUM İTHALATI, TOPLAM İTHALATIN BİNDE BİRİDİR!

TOHUM İTHALATI, TOPLAM İTHALATIN BİNDE BİRİDİR! Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Yönetim Kurulu Hakkı Şafak Ses, en kötü yılda bile toplam tohumluk tedariğinin yüzde 90'dan fazlasının, yerli üretimle sağlandığını söyledi. Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı, tohum ithalatının, tarımsal ithalatın yüzde 2'si, toplam ithalatın ise binde biri olduğunu söyledi. Ses, düzenlediği basın toplantısında, tohumun hayatın başlangıcı olduğunu kaydederek, tohumun bir toplumun gıda güvencesinin "olmazsa olmaz"ı ve başlı başına bir teknoloji olduğunu anlattı. Türkiye tohumculuğu hakkında verilen bilgilerin ya yanlış ya da eksik ifadelerle yanıltmaya yönelik olarak, gündeme gelmek ve gündem değiştirmek gibi amaçlara hizmet ettiğini savunan Ses, hızla büyümekte olan tohumculuk sektöründeki gelişmeleri görmezden gelerek, yeterince ciddi inceleme yapmadan, varını yoğunu bu sektöre adamış tohumcuların, "hamasete dayalı siyaset yapma" algısı uğruna ekmeğiyle oynanmasını, emeğin hiçe sayılmasını kendilerine saygısızlık olarak gördüklerini kaydetti. Ses, 2003 yılında 172 bin 400 ton tohumluğun üretildiğini, bunun 16 bin tonunun ihraç edilerek 21,4 milyon dolar gelir elde edildiğini, aynı yıl 16 bin 300 ton tohum ithal edilerek, 71,3 milyon dolar ödendiğini söyledi. 2009 yılına gelindiğinde üretimin yüzde 100'den fazla artarak 385 bin tona ulaştığını, bunun 21 bin 816 tonunun ihraç edilerek 70,7 milyon dolar gelir elde edildiğini, buna karşılık 30 bin 267 ton tohum ithalatına da 158,4 milyon dolar ödendiğini anlatan Ses, ithalatın toplam tohumluk üretimindeki payının 2003'de yüzde 9'dan 2009'da yüzde 7,9'a gerilediğini ifade etti.Ses, "Yani en kötü yılda bile tohumluk tedariğinin yüzde 90'dan fazlası yerli üretimle sağlanmıştır. Şimdi vicdan sahibi insanlara soruyorum. Bu oran dışa bağımlılık mıdır?" dedi. Üzerinde en çok spekülasyon yapılan domates tohumluğuna bakıldığında, 2009 yılı itibariyle piyasada dağıtılan ve serada kullanılan hibrit domates tohumluğu miktarının yaklaşık yüzde 35'inin yerli şirketler tarafından geliştirilen yerli çeşitlerle karşılanır hale geldiğini belirten Ses, açık tarlada yetiştirilen domates tohumluğunun ise yüzde 60'a yakınının yerli firmalar tarafından üretilen yerli çeşitlerle karşılandığını kaydetti. Ses, biberde yüzde 80'den fazlasının, hıyarda ise yüzde 55'den fazlasının yerli çeşitlerle karşılandığını söyledi. Ayaş-Beypazarı-Nallıhan-Çubuk-Yenikent ilçeleri bölgesinde yetiştirilen domateslerin tohumlarının tamamının ithal olduğu iddiasının ise aslı olmayan, temelsiz bir iddia olduğunu belirten Ses, bu bölge için yerli firmalar tarafından geliştirilen çeşitlerin pazar payının yüzde 70 seviyelerinde olduğunu ifade etti (AA).    

TÜRKTED’İN YAYIN ORGANI “TOHUM” DERGİSİ OCAK 2011’DE OKUYUCUSUYLA BULUŞUYOR!

TÜRKTED’İN YAYIN ORGANI “TOHUM” DERGİSİ OCAK 2011’DE OKUYUCUSUYLA BULUŞUYOR! Ülkemizde tarım konusunda genel kapsamlı birçok dergi, bülten, magazin vb. süreli yayının bulunmasına karşın tohum, tohumluk ve tohumculuk endüstrisi ile ilgili konuların işlendiği sadece tohumculuğa özgü bir dergi hemen hemen yok gibidir. Bu nedenle “TOHUM”un mümkün olduğunca sadece tohuma ve tohumculuğa özgü konuların ele alındığı bir dergi olmasını arzuladık. Bir ölçüde de olsa bu eksikliği giderebilmek amacıyla şimdilik üç ayda bir yayımlanacak olan bu dergiyle ilgili görüş ve önerilerinizle bizleri destekleyeceğinize inanıyoruz.Dergimizin içeriğinde, güncel haberler, makale, mevzuat ve politika uygulamalarıyla ilgili görüş ve değerlendirmeler, Türkiye ve dünya gündemindeki sektörel gelişmelerle birlikte teknik ve teknolojik ilerlemeler, ülkemiz tohumculuğuna emek veren öncülerimizle ilgili anılar, Derneğimiz üyeleriyle ve diğer paydaş temsilcileriyle yapılan röportajların yanı sıra çeşitli başlıklar altında tohumculuk iş kolundaki paydaşları ilgilendiren başka konulara da yer vermeye çalıştık.    

TÜRKTED YÖNETİMİNDEN PAYDAŞ KURUMLARIN YÖNETİCİLERİNE ZİYARET

TÜRKTED YÖNETİMİNDEN PAYDAŞ KURUMLARIN YÖNETİCİLERİNE ZİYARET TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ali Özbuğday ve beraberindeki Yönetim Kurulu Üyeleri 21 Aralık 2010 tarihinde Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Sn. Bedrettin Yıldırım, Tarım İşletmeleri Genel Müdürü Sn. Mehmet Halis Bilden, TKB Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürü Sn. Ali Karaca ile Genel Müdür Yardımcıları Sn. Dr. Talat Şentürk ve Sn. Bahattin Bozkurt’un yanı sıra Tohumculuk Dairesi Başkanı Sn. Metin Kaycıoğlu’nu ziyaret etmişlerdir. TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ali Özbuğday ve beraberindeki Yönetim Kurulu Üyeleri Tohumculuk Kanunu’nda yapılması öngörülen değişiklikler başta olmak üzere, tohumculuk sektörüyle ilgili gündemdeki çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunmak ve işbirliği imkânlarını değerlendirmek amacıyla, 21 Aralık 2010 tarihinde Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Sn. Bedrettin Yıldırım, Tarım İşletmeleri Genel Müdürü Sn. Mehmet Halis Bilden, TKB Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürü Sn. Ali Karaca ile Genel Müdür Yardımcıları Sn. Dr. Talat Şentürk ve Sn. Bahattin Bozkurt’un yanı sıra Tohumculuk Dairesi Başkanı Sn. Metin Kaycıoğlu’nu ziyaret etmişlerdir. Tam bir dostluk havası içinde oldukça verimli geçen görüşmelerde, Derneğimizin en önemli paydaşı olan bu üç kurumun üst düzey yöneticileriyle, Kanun’da özellikle kısa vadede yapılması öngörülen değişiklik talepleriyle ilgili izlenecek yol üzerinde durulmuştur. Ayrıca, yürürlükteki bazı mevzuat ile politika uygulamaları hakkında değerlendirmelerin yapıldığı ziyaretlerde sektörün gelişimini daha da hızlandırmak için yapılması gereken öncelikli işler bağlamında da mutabık kalınmıştır.    

TÜRKİYE TOHUMDA DIŞA BAĞIMLI DEĞİL!

TÜRKİYE TOHUMDA DIŞA BAĞIMLI DEĞİL! TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, “Türk tohumculuk sektörü, yerli firma sayısının artmasıyla beraber kabuğunu kırıyor. Bugün tohum üretimi yapan yaklaşık 350 firma sektörde faaliyet gösteriyor. Bunlardan 70 kadarı araştırmacı kuruluş niteliğine haiz ve kendi Ar-Ge çalışmalarını yapabiliyor” dedi. Ali Özbuğday, bu gelişmelerin tohum ihracatında kaydedilen başarıyla da kendisini gösterdiğini söyledi. Türk tohumculuğu ile ilgili doğruluk taşımayan birçok açıklama yapıldığını ve bunların bütün tarım sektörüne çok ciddi zararlar verdiğini kaydeden Özbuğday, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün Türkiye’de kullanılan tohumun yarısından fazlası yerli şirketler tarafından üretiliyor. Türk tohumculuğu TÜBİTAK’ın Ar-Ge ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın sertifikalı tohum kullanımını artırmaya yönelik destekleriyle kendi teknolojisini geliştirmektedir. Artık bu alanda dünyadan rekabetçi altyapımızı hızla geliştirme yolundayız. Ar-Ge çalışmalarına verilecek desteklerle sektör, önümüzdeki yıllarda çok ciddi atılımlar yapacak. Daha önce ülkemizde hep Hollanda, İsrail ve Amerika tohumculuğu örnek gösterilirdi. Şimdi devir değişti. Türkiye bugün, tohumculukta dünyaya örnek gösterilen ülkelerden biri haline geldi. Yerli firmalar pek çok çeşitte Hollanda, İsrail ve Amerikan firmalarıyla yarışıyor. Yerli şirketler fiziki ihracatın yanında, yurt dışına geliştirdikleri yeni çeşitlerin lisanslarını da satmaya başladı.”Yanlış bilgiler içeren açıklamaların sektöre ciddi zarar verdiğini kaydeden TÜRKTED Başkanı Özbuğday, “Söylentiler, ilk önce tüketiciyi tereddüde düşürüyor. Dolayısıyla üreticiyi de çok zedeliyor. Tohum ticareti ve ihracatı yapan sanayiciyi çok kötü etkiliyor. Modifiye domates tohumlarıyla insanlara zarar verilebileceğini söylerseniz, bu ürünleri nasıl ihraç ederiz? Bu tür sorumsuz ifadeler yurt dışı alıcılarımızı olumsuz etkiler ve ‘Türk ürünleri tehlikelidir’ gibi bir imaj oluşur. Bugün ülkemizde yeni çeşit geliştiren firmaların dörtte üçü yerli şirketlerden oluşuyor. Bu değerlerden haberi olmayan yetkisiz kimseler, stratejik öneme sahip olan tohum sektörüyle ilgili açıklamalar yapmamalıdır” diye konuştu.“Bağımlılık yok, yerli üretim yüzde 50’yi aştı”Ali Özbuğday, tohumda İsrail’e veya başka bir ülkeye bağımlı olduğumuz günlerin çok geride kaldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela, İsrail’den söz edilip duruyor. İsrail’in Türkiye tohum ticaretindeki payı gittikçe azalıyor. Bugün İsrail ya da başka bir ülkenin tohumlarına gerek kalmadı. Yerli tohum şirketlerinin pazardaki payı yüzde 50’yi aştı. Ülkemizde kullanılan tohumların sadece yüzde 4’ü İsrail kaynaklıdır. Türk tohumculuğu son yıllarda Hollanda, Amerika ve İsrail firmalarıyla rekabet edebilecek düzeye geldi. Tohumculukta uygulanan politikalar ve Ar-Ge çalışmaları sayesinde dışa bağımlılık yarı yarıya azaldı.”    

TÜRKTED’İN 2011 YILI ÖNCELİKLERİ

TÜRKTED’İN 2011 YILI ÖNCELİKLERİ İşbirliğinin geliştirilmesiTÜRKTED, tohumculuk sektöründe faaliyet gösteren iç ve dış paydaşlarla 2011 yılında daha kapsamlı bir işbirliğine gitmek için tüm imkânları ve koşulları değerlendirme konusunda kararlıdır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ilgili tüm birimleri başta olmak üzere, Türkiye Tohumcular Birliği ve Tohum Sanayici ve Üreticileri Alt Birliği ile diğer ilgili alt birlikler, TÜBİTAK, üniversitelerin ilgili fakülte ve bölümleri, DPT, ABGS, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı gibi kamu kurum ve kuruluşları ile somut işbirliğini geliştirmek öncelikli hedefimizdir. Bunun yanında, ülkemiz tohumculuk sektörünün gelişimine katkı yapabilecek bütün STK’lar, meslek kuruluşları ve özel sektör temsilcileriyle de daha kapsamlı işbirliğine gitme arzusundayız.Tohumculuk Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılmasının sağlanmasıÜlkemiz tohumculuk sektörü, 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 31 Ekim 2006 tarihinde yürürlüğe girmesi ile birlikte önemli atılımları gerçekleştirmeye başlamıştır. Bununla birlikte, geride kalan dört yıl içerisinde söz konusu Kanun’da bazı değişikliklerin yapılması ihtiyaç ve zaruret haline gelmiştir. Derneğimizin bu kapsamda sektördeki diğer paydaşların da görüşlerini dikkate alarak, Tohumculuk Kanunu’nda kısa ve orta vadede yapılmasını öngördüğü değişikliklerle ilgili 2010 yılının son aylarında başlattığı girişimleri 2011 yılında da hızlanarak sürecektir. Eğitim ve Ar-GeTohumculuk sektörünün kurumsal kapasitesini geliştirmek amacıyla Ar-Ge ve eğitim konusunda tüm imkânları seferber etmek gündemimizdeki en önemli önceliklerdendir.Bu kapsamda, Değerli Üyelerimizin yönetici kadrolarına yönelik olarak tohumculuk alanında gerçekleşen yenilikleri ve eğilimleri daha detaylı tanıyabilmeleri, ayrıca her geçen gün daha karmaşık hale gelen ülkesel ve uluslararası pazar koşullarında stratejik karar alma süreçlerini daha kolay bir şekilde uygulayabilmeleri için kapsamlı eğitimlerin yapılması en başta gelen gündem maddelerimizden biridir. Bu bağlamda, ülkemizdekilerle birlikte uluslararası boyutta eğitim veren çeşitli yabancı kuruluşlarla da görüşmelerimiz devam etmektedir.Üyelerimiz tarafından istihdam edilen teknik personelin tohumculuk endüstrisinde dünyada gerçekleştirilen başarısı kanıtlanmış en güncel uygulamalar ve yenileşimci teknikler konusunda bilgi ve deneyimlerini artırmak amacıyla çeşitli düzeylerde teorik ve uygulamalı eğitimler planlanmaktadır. Özellikle klasik ıslahçılarla modern biyoteknolojiyi bitki ıslahında kullanan araştırmacıları buluşturmak ve çeşitli ıslah projelerinde işbirliği yapmalarını sağlamak bir diğer önceliğimizdir. Bu amaçla, gerek ülkemizde ve gerekse diğer ülkelerde faaliyet gösteren yetkin araştırma kuruluşları ve araştırmacılarla temaslarımız sürmektedir.Üyelerimizin ihtiyaçları doğrultusunda, AB hibe fonlarıyla birlikte diğer proje kaynaklarının da değerlendirilerek bireysel veya grup halinde faydalanıcılara yönelik birtakım projelerin planlanması ve uygulanması da Derneğimizin 2011 yılı önceliklerindendir.    

TARIMDA GEREKEN TEKNOLOJİK YATIRIMLARA AĞIRLIK VERİLMELİ

Tarımda Gereken Teknolojik Yatırımlara Ağırlık Verilmeli Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Uğur Kaleli: Tarım, bugün enerji ve su ile birlikte stratejik bir konuma gelmiştir. Ülkeler ellerindeki tarımsal ürünleri bir silah olarak kullanabilmektedir. Onun için her ülke kendine yetebilir bir tarımsal üretim ve gıda güvenliğini sağlamaya çalışmakta ve bunu bir gereklilik olarak görmektedir. Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Uğur Kaleli:Tarım, bugün enerji ve su ile birlikte stratejik bir konuma gelmiştir. Ülkeler ellerindeki tarımsal ürünleri bir silah olarak kullanabilmektedir. Onun için her ülke kendine yetebilir bir tarımsal üretim ve gıda güvenliğini sağlamaya çalışmakta ve bunu bir gereklilik olarak görmektedir. Özellikle gelişmiş ülkeler, artan nüfusun ihtiyacını karşılamak ve gıda ihracatında kendilerine iyi bir yer edinmek için mevcut üretimlerini artırma çalışmalarına büyük kaynak ayırmaktadırlar.Günümüzde ülkeler, teknoloji ve bilgiyi üretenlerle gelişmiş ülkelerin bilgi ve teknolojisini satın alan ve onlara bağımlı ülkeler olarak ayrılabilir. Ülke olarak yıllarca araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmayı maliyetli olduğu gerekçesiyle çok önemsemedik. Yıllarca teknolojiyi satın alma kolaycılığını tercih ettik.Üniversitelerimiz ve araştırma enstitülerimiz, yıllarca ürettikleri bilim ve teknolojiyi, sanayiye aktaramadılar veya talep görmediler. Bu nedenle bilimde de, teknolojide de istenilen seviyeye çıkamadık. Ülkemizin tarımsal ve hayvansal üretimde kendi kendine yeterli olabilmesi için, üretimin temel girdileri olan genetik materyal ve agro kimyasal teknolojilerini kullanma ve hükmetme yeti ve becerisinde olması gereklidir.(Dünya, 26 Ekim 2010)    

PAMUK, YENİDEN ALTIN GÜNLERİNE DÖNÜYOR

Pamuk, Yeniden Altın Günlerine Dönüyor Çukurova'da pamuk ekim alanları bu yıl neredeyse iki katına çıkarken, dünyanın en kaliteli pamuklarının üretildiği bölgeler arasında gösterilen Ege Bölgesi'ndeki pamuk ekili alanlar yüzde 44 arttı. Çukurova'da pamuk ekim alanları bu yıl neredeyse iki katına çıkarken, dünyanın en kaliteli pamuklarının üretildiği bölgeler arasında gösterilen Ege Bölgesi'ndeki pamuk ekili alanlar yüzde 44 arttı.Uzun yıllardır girdi maliyetlerinin artmasına rağmen fiyatları düşme eğiliminde olan, bu yüzden de kâr edemeyen üreticinin mısır başta olmak üzere diğer ürünlere geçmesiyle ekim alanları hızla daralan "beyaz altın" pamuğun, yeniden altın günlerine dönmeye başladığı bildirildi. Tüm dünyada pamuk fiyatlarındaki artış ve ürün arzındaki azalma nedeniyle Türkiye'de de pamuk fiyatlarının son 12 yılın rekorunu kırmasını sağlarken, "yok olma noktasına yaklaşıyor" denilen pamuğu yeniden çiftçinin gözdesi konumuna getirdiği belirtildi.Çukurova'da pamuk ekim alanları bu yıl neredeyse iki katına çıkarken, Türkiye'nin hem önemli pamuk ekim alanlarının başında gelen, hem de dünyanın en kaliteli pamuklarının üretildiği bölgeler arasında gösterilen Ege Bölgesi'ndeki pamuk ekili alanlar da bu sezon yüzde 44 artarak, 76 bin 151 hektara ulaştı.(Hürses, 25 Ekim 2010)    

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ TARIMDA

Türkiye’nin Geleceği Tarımda Türkiye'nin geleceğini tarım üzerine kurmasının gerektiğini belirten Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Gençoğlu, "Bir gün otomotiv de tekstil de bitebilir; ancak tarımın bitmesine imkân yoktur". Türkiye'nin geleceğini tarım üzerine kurmasının gerektiğini belirten Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Gençoğlu, "Bir gün otomotiv de tekstil de bitebilir; ancak tarımın bitmesine imkan yoktur. Ülkenin ihracatında diğer sektörlere kıyasla daha az bir yer tutması, tarımın önemini asla azaltmamalıdır. Makineleri, fabrikaları başka ülkelere taşıyabilirsiniz ama toprağı taşıyamazsınız" diye konuştu.Ekonomide tarım ile sanayinin bütünleşmesinin önemine de değinen Gençoğlu, "Hiçbir ülkede tarımsal faaliyetlerin sanayiden bağımsız olarak modern yöntemlerle sürdürülmesi mümkün değildir. Ekonomik gelişme sürecinde tarım ve sanayi sektörleri arasında bir paralellik sağlanamaz ise yalnız başına hiçbir sektör, en azından dünya piyasalarındaki konjonktürlerin karşısında bir anlam ifade edemez" dedi." Gençoğlu, Türkiye'nin tarım alanında son 10-15 yıldır tarımda ulusal bir politika izlenememesi, rakiplerin birçoğunun AB üyesi olması ve buradaki teşviklerinden önemli ölçüde yararlanmaları ve kendini gösteren yüksek faiz düşük kur para politikaları nedeniyle sektördeki firmaların yurt dışı pazarlarını kaybetme sürecine girdiğine dikkat çekti. Kur politikalarından dolayı ithalatın çok cazip hale gelerek ABD'den pamuk, Rusya'dan buğday, Fransa'dan arpa, Mısır'dan pirinç, Ukrayna'dan mısır, Sri Lanka'dan çay, İtalya'dan bakla, Çin'den sarımsak, Panama'dan muz, Meksika'dan nohut, Kanada'dan mercimek ithal edildiğini hatırlatan Gençoğlu, "Almanya'dan dondurulmuş bezelyeyi yüzde 25 gümrüğünü, Yunanistan'dan şeftali püresini yüzde 50 gümrüğünü ödeyip Türkiye'den daha ucuza mal edebiliyorsak yetkililerin acilen düşünüp stratejik olarak çözüm bulmaları gerekmektedir. Türkiye tarım ülkesidir ve bundan dolayı geleceğini tarım üzerine kurulması gerekir" dedi.(Dünya, 30 Ekim 2010)    

YAĞLI TOHUM ÜRETİMİNDE UMUT VEREN GELİŞMELER YAŞANIYOR

Yağlı Tohum Üretiminde Umut Veren Gelişmeler Yaşanıyor Türkiye Tarım Havzaları Projesi sektörde dışa bağımlılığın azaltılmasını hedefleyen bir proje. Sektör temsilcilerine göre Proje kapsamında ilk defa bu yıl destekleme primlerinin Ekim ayından önce açıklanması, yağlı tohum ekiminde olumlu sonuçlar elde edileceği beklentisi hakim. Yemeklik yağ sektörünün ihtiyaç duyduğu yağlı tohumlarda dışa bağımlı olunması sektörde birtakım yeniliklerin de hayata geçirilmesinde etkili oldu. Sektör temsilcilerine göre 2009 yılı itibariyle yağlı tohum, ham yağ ve türevleri başlığı altında yapılan 2.2 milyar dolarlık ithalat ile Türkiye'nin petrolden sonraki en yüksek ithalat kalemi olan bu alanda, üreticinin yüzünü güldürecek çalışmalar yapılıyor. Bu noktada hükümetin strateji değişikliğine gittiğine dikkat çeken üretici kesim, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın bu yılın Ekim ayından önce açıkladığı destek miktarlarıyla sektörün rahat bir nefes alacağı görüşünde birleşiyor.Türkiye'nin bitkisel yağ ihtiyacının yalnızca üçte birini karşılayabilen sektör, yağlı tohum üretiminde dışa bağımlılığın azaltılmasını hedefleyen Türkiye Tarım Havzaları Projesi’yle 2010 yılına olumlu bakıyor. Proje kapsamında ilk defa bu yıl destekleme primlerinin ekimden önce açıklanması, yağlı tohum ekiminde olumlu sonuçlar elde edileceği beklentisini doğuruyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından geçtiğimiz aylarda açıklanan Türkiye Tarım Havzaları Projesi'yle, bitkisel yağın can damarı olan yağlı tohum üretiminin artırılarak dışa bağımlılığın azaltılması hedefleniyor. Proje kapsamında ilk defa bu yıl 2010 yılı destekleme primleri Ekim ayından önce açıklanırken, bu durumun özellikle ikinci ürün yağlı tohum ekiminde olumlu sonuçlar doğuracağı vurgulanıyor.Pazar büyüklüğü yaklaşık 4 milyar dolar olan bitkisel yağ sektörü, 5 milyon ton yağlı tohum işleme, 1.5 milyon ton rafine ve 1 milyon ton margarin üretim kapasitesine sahip. Sahip olduğu üretim kapasitesi ile dünyada önemli bitkisel yağ üreticileri arasında olan Türkiye'de, yıllar itibariyle yaklaşık 900-950 bin ton likit, 500-550 bin ton margarin ve 150-200 bin ton civarında da yem, boya, sabun gibi diğer sanayi kullanımı olmak üzere toplam 1.6-1.7 milyon ton bitkisel yağ tüketiliyor. 2009 yılında 665 bin tonu ayçiçeği yağı, 87 bin tonu mısır yağı, 98 bin ton da kolza (kanola) yağı olmak üzere toplam 900 bin ton likit yağ ve 515 bin ton da margarin tüketildi. Yine geçen yıl 800 bin ton ayçiçeği tohumu 39 bin ton soya fasulyesi, 850 bin ton pamuk tohumu (çiğit), 112 bin ton kolza tohumu olmak üzere toplam 1.8 milyon ton yağlı tohum üretildi ve bu tohumların işlenmesinden 510 bin ton ham yağ elde edildi.Bitkisel yağda dışa bağımlık sürüyorYerli üretim, ülkenin bitkisel yağ ihtiyacının yüzde 30'unu, diğer bir ifadeyle yalnızca üçte birini karşılarken, geriye kalan ihtiyaç yağlı tohum veya ham yağ ithalatıyla karşılanıyor. Bu da Türkiye'nin aslında bitkisel yağda net ithalatçı ülke olduğunu gösteriyor. 2008 yılında ithalata 3 milyar dolar ödenirken, bu rakam 2009 yılında yağlı tohum ve ham yağ fiyatlarının dünya piyasalarında aşırı düşmesi nedeniyle 2.2 milyar dolar oldu. Türkiye geçen yıl, 586 bin ton ayçiçeği tohumu, 974 bin ton soya fasulyesi, 158 bin ton kolza tohumu olmak üzere 1.7 milyon ton yağlı tohum ithalatı gerçekleştirirdi. Ayrıca 2009 yılında, 342 bin ton ayçiçeği ham yağı, 83 bin ton mısır ham yağı, 497 bin ton palm yağı olmak üzere toplam 940 bin ton da ham yağ ithalatı yapıldı.Sektör aktörlerine göre, ülkenin yağlı tohum üretim potansiyeline rağmen, tahıl üretiminin birinci planda tutulması, yağlı tohum üretimine gereken önemin verilmemesi, korumalarda ve devlet desteğinde yağlı tohumların ihmal edilmesi Türkiye'nin yağlı tohum üretiminde yetersiz kalmasına neden oluyor. Dünyanın en modern teknolojilerine sahip olan bitkisel yağ sektörünü gelecekte bekleyen en büyük tehlike olarak ise, hammadde bakımından dışa bağımlı olunması görülüyor. Çünkü bu durumda Türkiye, dünyadaki yağlı tohum ve ham yağ fiyatlarındaki artış ve hızlı düşüşlerden olumsuz etkileniyor. Sektörde ayrıca, son yıllarda sıklıkla görülen yağlı tohum ihracatçısı ülkelerin ihracatlarını kısması, ihracata yeni vergiler koymaları, kendi kırma ve rafine kapasitelerini artırmaları gibi sebeplerle, gelecekte yağlı tohum veya ham yağ bulmakta güçlük çekileceği endişesi de hakim. Sektör temsilcileri, yağlı tohumların Türkiye'de üretilmesi bir yana rafine edilmiş ambalajlı ürün almak zorunda kalacağına vurgu yapıyor. Sektör aktörleri, yağ fiyatlarının düşmesine rağmen yaşanan talep daralmasının etkisi ile krizden nasiplerini aldıklarının da altını çiziyor. Bitkisel yağ sektörü geçen yılı iç piyasada haksız rekabetten doğan fiyat dengesizlikleri dışında, döviz kurlarının ve dünya ham yağ fiyatlarının istikrarlı seyretmesi nedeniyle yine de dengeli geçirirken, yerli üretimi desteklemek ve üreticiyi korumak amacıyla devletin aldığı referans fiyat uygulaması, gözetim fiyatı ve tarife kontenjanı uygulamaları sektöre rahat bir nefes aldırdı. Sektörde beklenti, 2010 yılında yağlı tohum ve ham yağ fiyatlarının geçen yıl gibi bir seyir izleyeceği, büyük bir artış beklenmediği yönünde. Ancak fiyatların dünya konjonktürüne ve petrol fiyatlarına bağlı olarak değişebileceği de belirtiliyor. Sektörde büyüme bitkisel yağ tüketiminin yükselmesi ve ihracatın artmasıyla mümkün olurken, son yıllarda yağ tüketiminde önemli sayılacak artış olmamasına rağmen ihracatın 2010 yılında da aynı ivme ile devam etmesi bekleniyor. İthalat miktarının ise tamamen yerli üretime bağlı olarak değişmesi söz konusu.(Dünya Focus, 02 Kasım 2010).    

ENFLASYONA BUĞDAY TEHDİDİ

Enflasyona Buğday Tehdidi Buğday fiyatlarında, olumsuz hava koşullarının yol açtığı üretim kayıpları ve bazı üretici ülkelerin ihracata getirdiği sınırlamaların da etkisiyle son aylarda yaşanan hızlı artışlar, "gıda enflasyonu" tehdidine dönüştü. Buğday fiyatlarında, olumsuz hava koşullarının yol açtığı üretim kayıpları ve bazı üretici ülkelerin ihracata getirdiği sınırlamaların da etkisiyle son aylarda yaşanan hızlı artışlar, "gıda enflasyonu" tehdidine dönüştü. Gıda enflasyonu üzerinde önemli bir etkisi bulunan buğday fiyatları, 2008 yılında, tarihindeki en yüksek düzeyine ulaşmış, bunun etkisiyle gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere, dünya genelinde gıda enflasyonları da yüksek düzeylere çıkmıştı. Uluslararası buğday fiyatlarında Temmuz ayından bu yana yeniden belirgin bir artış eğilimi gözleniyor. Her ne kadar buğday fiyatlarının bu dönemdeki artış oranı ve ulaştığı düzey 2008'e göre daha düşük kalsa da geçmiş deneyimler, bu durumun gıda fiyatları için bir risk unsuru olabileceğini ortaya koyuyor. Buğdayda yurt içi fiyatlar, uluslararası fiyatlara paralel bir seyir izlediği gibi, yurt içi dinamiklere bağlı olarak da artabiliyor. Uluslararası ve yurt içi buğday fiyatları ve bunun tetiklediği ekmek tahıl ürünleri fiyatlarındaki yükselişlerin katlamalı etkisi, enflasyonu azdırıyor.Üç ayda yüzde 47.5 fiyat artışıYurt içi buğday fiyatlarında bu yıl görülen yukarı yönlü eğilim, Haziran ayı sonrasında uluslararası buğday fiyatlarında kaydedilen yüksek oranlı artışlarla güçlendi. Uluslararası fiyatlardaki artışlar, son üç ayda belirginleşirken, yurt içi fiyatlar ise Ağustos ayından bu yana kademeli biçimde hızlanan bir artış eğilimine girdi. Yurt içi fiyatların Ağustos’tan bu yana yaklaşık yüzde 20, uluslararası fiyatların ise son üç ayda TL bazında yüzde 47.5 arttığı belirlendi.TÜFE'ye yansıması0.25 puan Buğday fiyatlarındaki gelişmelerin tüketici fiyatlarına yansıması büyük ölçüde işlenmiş gıda grubunun önemli bir kısmını oluşturan ekmek ve tahıllar alt grubu kanalıyla gerçekleşiyor. Etki-tepki analizleri, uluslararası buğday fiyatlarında TL bazında yüzde 10'luk bir artışın, yurt içi buğday fiyatlarında bir yıllık bir dönem sonunda yüzde 2.9 oranında artışa yol açtığını gösteriyor. Bunun da büyük bölümü, ilk dört ayda yurt içi fiyatlara yansıyor. Uluslararası fiyatlardaki yüzde 10'luk artışın ekmek ve tahıllar grubu fiyatlarına yansıması ise yüzde 1.9 olurken, geçişkenlik kademeli biçimde bir yıla yayılıyor. Yurtiçi buğday fiyatlarında yüzde 10'luk bir artışın ise ekmek ve tahıllar grubu fiyatlarım yüzde 4.6 artırdığı, bunun TÜFE'ye doğrudan katkısının ise yaklaşık 0.25 puan olduğu belirtiliyor. Bu hesaplama, ekmek ve tahıllar grubu dışında kalan yemek hizmetleri ve diğer tüketici fiyatlarına olan dolaylı etkilerini ise içermiyor. Buna göre, yüzde 10'luk fiyat artışının 0.25 puanlık katkısı, TÜFE'ye geçişkenlik anlamında alt sının oluşturuyor.Yeterli arz, geçişkenliği azaltacakAncak, buğdaydaki fiyat artışlarının TÜFE'ye geçişkenlik etkisini sınırlayabilecek faktörler de bulunuyor. Dünya geneli ve Türkiye'ye ilişkin son değerlendirmeler buğday arzında kaygılanılan ölçüde yüksek oranlı bir daralma olmadığına işaret ediyor. Dünya Tahıl Konseyi (DTK), bu yıl dünya buğday üretiminin yüzde 5 dolayındaki düşüşle 644 milyon ton olacağını tahmin ediyor. Önceki yıldan devreden 196 milyon tonluk stokla birlikte toplam arz 840 milyon ton olurken, ticaret dahil toplam tüketim 657 milyon ton, bir sonraki yıla devreden kapanış stoku ise 183 milyon ton olarak gerçekleşecek. Bu ise son 10 yıldaki en yüksek üçüncü kapanış stokuna işaret ediyor.Türkiye'de stoklar ne durumda?Türkiye'de de 2010 yılına ilişkin toplam buğday stoku, çok olumsuz bir tabloya işaret etmiyor. Türkiye'nin 2009 yılında 20.6 milyon ton olarak gerçekleşen buğday üretimi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bitkisel üretim ilk tahminlerine göre bu yıl 19.5 milyon ton düzeyinde bekleniyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) geçen yıldan devreden stoku ile birlikte bu miktar toplam 21.5 milyon tona ulaşıyor. TMO, Türkiye'nin yıllık buğday tüketim miktarının 18 milyon ton dolayında olduğunu belirterek, bu yılki toplam buğday stokunun tüketimi karşılayacak bir düzeyde olduğunu ifade ediyor. ABD Tarım Bakanlığı'nın 2010'a ilişkin üretim tahminleri de TMO'ya göre daha kötümser olmakla birlikte, Türkiye'de toplam buğday arzının tüketimi rahatlıkla karşılayabileceğine işaret ediyor. TMO'nun dünya hububat piyasalarında yaşanan dalgalanmaların olası yansımalarını sınırlamak amacıyla, Eylül ayı içinde satışa açtığı 334 bin ton buğdayın sadece 50.6 bin tonuna talep gelmişti. Ayrıca, yurt içi fiyat düzeyinin uluslararası fiyatların önemli ölçüde üzerinde seyretmesi, yurt içi fiyatların dış fiyatlara vereceği tepkinin boyutunu sınırlayabilecek bir unsur olarak değerlendiriliyor. Talep koşullarının mevcut görünümü de buğday fiyatlarındaki yükselişlerin TÜFE'ye yansımasını sınırlayabilecek bir diğer unsuru oluşturuyor.(Dünya, 02 Kasım 2010)    

TOHUMA 8 YILDA 860 MİLYON DOLAR ÖDEDİK

Tohuma 8 Yılda 860 Milyon Dolar Ödedik Dünyanın önde gelen tarım ülkeleri arasında yer alan Türkiye, meyve ve sebze tohumları ithalatına son 8 yılda 860 milyon dolarlık fatura ödedi. Dünyanın önde gelen tarım ülkeleri arasında yer alan Türkiye, meyve ve sebze tohumları ithalatına son 8 yılda 860 milyon dolarlık fatura ödedi. Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) "Tarımsal Üretim ve Tohumculuk" konulu araştırmasına göre, Türkiye, karpuz tohumunu ABD'den, domates tohumunu Fransa, ABD ve Hollanda'dan, lahana tohumunu Almanya ve Hollanda'dan, turşuluk hıyar tohumunu ABD'den satın alıyor. Buna göre, Türkiye, 2002-2009 döneminde toplam 860 milyon dolarlık tohumluk ithalatı yaparken, 339 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye'de toplam sebze üretimi içerisinde yüzde 40'lık payı olan domates, üretiminde hibrit tohumluğu tercih edilen sebzelerin başında yer alıyor. Ankara'nın Ayaş ilçesinde üretilen ünlü 'Ayaş domatesi' tarihe karıştı. Pazarlarda Ayaş domatesi olarak satılan domatesin tohumluğu Fransa'dan ithal ediliyor. Türkiye'nin tohumluk ihracatı içerisinde en önemli iki kalemi hibrit mısır ve ayçiçeği oluşturuyor. Türkiye ihracını gerçekleştirdiği bu hibrit tohumların 'ebeveyn tohumlarını' ise ithal ediyor. İthal edilen ebeveyn tohumluklar, ekilip yetiştiriliyor, hibrit tohumluk üretiliyor.(Habertürk, 21 Kasım 2010)    

TARIM TELEVİZYONU YAYIN HAYATINA BAŞLADI

Tarım Televizyonu Yayın Hayatına Başladı Çiftçilere hitap edecek Tarım TV, 20 Ekim 2010 Çarşamba günü yayın hayatına başladı. Çiftçilere hitap edecek Tarım TV, 20 Ekim 2010 Çarşamba günü yayın hayatına başladı. İnternet üzerinden www.tarimtv.gov.tr adresinden seyredilme imkânı olan TV, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in katkılarıyla yayın hayatına başladı. Mehdi Eker, Bakanlık’ın çalışmalarının ve uygulamalarının da faal bir şekilde duyurulması, çiftçinin eğitim filmlerine internet üzerinden ulaşması, üretici ve tüketiciyi ilgilendiren konularda bilgilendirme yapılması ve de tarımsal teknolojinin hayata geçirilmesini amaçlandığını kaydetti.    

TARIMA 2011'DE 6.1 MİLYAR LİRALIK DESTEK

Tarıma 2011'de 6.1 Milyar Liralık Destek Bu yıl 5 milyar 869 milyon lira olarak gerçekleşmesi öngörülen destekleme bütçesi gelecek yıl 256 milyon lira artışla 6 milyar 1 milyon liraya yükselecek. Sertifikalı tohum ve fidan kullanımı için 70 milyon lira ödenecek. Bu yıl 5 milyar 869 milyon lira olarak gerçekleşmesi öngörülen destekleme bütçesi gelecek yıl 256 milyon lira artışla 6 milyar 1 milyon liraya yükselecek. 2011 Yılı Programı’na göre, gelecek yıl, alan bazlı tarımsal destekleme ödemelerine 2 milyar 213 milyon lira, fark ödemesi destekleme hizmetlerine 2 milyar 68 milyon lira, hayvancılık desteklerine 1 milyar 267 milyon lira ayrılacak. Alan bazlı tarımsal destekleme ödemelerinin 101 milyon lirası organik tarım, iyi tarım, toprak analizi için kullanılacak. Mazot için 550 milyon lira, gübre için 680 milyon lira, sertifikalı tohum ve fidan kullanımı için 70 milyon lira, çevre amaçlı tarım alanlarının korunması için 13 milyon lira ödenecek(Anayurt, 22 Kasım 2010)    

PAMUKTAKİ SATIŞ HIZINA 50 YILLIK AJANLAR DA ŞAŞTI!

Pamuktaki Satış Hızına 50 Yıllık Ajanlar da Şaştı! Fiyatların tarihi zirveye ulaşmasının ardından satış hareketliliği baş döndürüyor. Satış merkezi Korbey'de satıcı nazlı, alıcı iştahlı. İzmir Ticaret Borsası'nda pamuk alım satım işlemlerinin yüksek sesle yapıldığı ve Türkiye fiyatlarının belirlendiği tarihi Korbey salonunda bugünlerde hareketlilik yaşanıyor. Fiyatların tarihi zirveye ulaşmasının ardından satış hareketliliği baş döndürüyor. Satış merkezi Korbey'de satıcı nazlı, alıcı iştahlı. İzmir Ticaret Borsası'nda pamuk alım satım işlemlerinin yüksek sesle yapıldığı ve Türkiye fiyatlarının belirlendiği tarihi Korbey salonunda bugünlerde hareketlilik yaşanıyor. Geçmiş yıllarda üretimin azalması ve ithal pamuk baskısı gibi nedenlerle sessizliğe bürünen salonda, pamuğun fiyat artışıyla birlikte tarihi bir canlılık yaşanıyor. Her gün 12.20'de başlayıp 10 dakika süren Korbey'de, satıcı ürünü satmakta nazlı davranıyor, alıcı ise iştahlı görünüyor. Seansın başlamasıyla birlikte elindeki standart 1 garanti Menemen pamuğu için 6.10 TL fiyat biçen tüccara, müşteri çıkmıyor. Aynı ürün için 6 TL'lik tekliften de sonuç çıkmıyor ve 1 haftadır standart 1 garanti pamukta yine işlem olmuyor. Tek işlem ise beyaz standart 1 Söke pamuğunda 5.60 TL'den oluyor. Referans ürün olan standart 1 garanti pamuk en son geçen cuma gün 5 TL'den işlem gördükten sonra bu hafta içi fiyat teklifi 6 TL'ye kadar çıkmasına rağmen işlem gerçekleşmedi.(Radikal, 22 Kasım 2011)    

NÜFUS MALİYE VE TARIM KAYIT ALTINA ALINACAK

Nüfus Maliye Ve Tarım Kayıt Altına Alınacak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Vekili Ömer Toprak, "2011 yılında üç tane idari kayıt sistemini tamamlamış olacağız. Bunlar Nüfus Kayıt Sistemi, diğeri Maliye Bakanlığı'yla yürütmekte olduğumuz İş Kayıtları Sistemi ve Tarımsal Çiftçi Kayıt Sistemi" dedi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Vekili Ömer Toprak, "2011 yılında üç tane idari kayıt sistemini tamamlamış olacağız. Bunlar Nüfus Kayıt Sistemi, diğeri Maliye Bakanlığı'yla yürütmekte olduğumuz İş Kayıtları Sistemi ve Tarımsal Çiftçi Kayıt Sistemi" dedi. Doğru bilgi ve güvenilir göstergelerin ülkelerin gelişmeleri için yaşamsal önem taşıyan kararların alınmasında anahtar rol oynadığım belirten Toprak, bilim, iletişim ve teknoloji çağı olarak adlandırılan 21. yüzyılda gerekli bilgi ve iletişim imkânlarına sahip olan ve bundan yararlanabilen ülkelerin büyük bir üstünlük sağladığını anlattı.(Hürriyet Ankara, 26 Ekim 2010)    

ANTALYA, 410 MİLYON DOLARLIK MEYVE-SEBZE İHRAÇ ETTİ

Antalya, 410 Milyon Dolarlık Meyve-Sebze İhraç Etti Antalya'dan yapılan yaş meyve sebze ihracatı, 2010 yılının Ocak-Ekim döneminde, geçen yıla oranla miktar bazında yüzde 28, değer bazında ise yüzde 39 artarak 410 milyon 561 bin dolara ulaştı. Antalya'dan yapılan yaş meyve sebze ihracatı, 2010 yılının Ocak-Ekim döneminde, geçen yıla oranla miktar bazında yüzde 28, değer bazında ise yüzde 39 artarak 410 milyon 561 bin dolara ulaştı. 10 aylık dönemde en fazla yaş meyve sebze ihracatı Rusya Federasyonu'na yapıldı. Alıcı ülkeler sıralamasında, Rusya'yı Almanya, Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna izledi. Bu ülkeler, toplam ihracatın yüzde 73'ünü oluşturdu. İhracat verilerini değerlendiren Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (AYMSİB) Başkanı Mustafa Satıcı, ihracatta ilk sırada yer alan domates ve biber fiyatlarının, olumsuz iklim ve üretim koşullan nedeniyle yüksek seyretmesinin, yaş meyve sebze ihracatında üretimin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini vurguladı. Satıcı, bundan yola çıkarak, üretim potansiyelini ülke lehine çevirmek ve uluslararası pazarlarda daha iyi rekabet edebilmek amacıyla, Tarım Kredi Kooperatifleri Antalya Bölge Birliği ile iş birliği yaptıklarını kaydetti. İş birliği çalışmaları ile üreticilerin ürünlerini organize bir yapı içerisinde ihracat kanallarıyla entegre ederek, yaş meyve sebze ihracatında bölgenin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmayı ve ihracatta büyük bir sıçrama yapmayı hedeflediklerini dile getiren Satıcı, "Bu çalışmaların ilk adımı olarak 19 Ekim 2010 Salı günü bölgemizin her köşesinden 500'den fazla üreticinin katılımıyla 'Sadece Üretmek Yeter mi? İhraç Etmezsek Ne Olur?' konulu bir panel düzenledik. Panel kapsamında Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Bölge Birliği ile kaliteli, güvenli ve sağlıklı ürün tedarikine yönelik İyi Niyet Protokolü' imzaladık" diye konuştu. İş birliği çalışmalarının verdiği motivasyonla üretici ihracatçı el ele verip, birlikte yeni rekorlara imza atacaklarını ifade eden Satıcı, "Böylece hem üreticilerimiz, hem ihracatçılarımız, hem de ülkemiz daha çok kazanacaktır" dedi.(Dokuz Sütun, 04 Kasım 2010)    

“TÜRKİYE’DE GDO'LU TOHUM YOK”

“Türkiye’de GDO'lu Tohum Yok” Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı İlhami Aygun, Türkiye'de genetik müdahale görmüş tohum olmadığını söyledi. Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Başkanı İlhami Özcan Aygun, Türkiye'de genetik müdahale görmüş tohum olmadığını, basının bu tür beyanlara rağbet etmemesi gerektiğini söyledi. TÜRK-TOB'un destekleriyle İstanbul'da düzenlenen Türkiye Tohumculuk ve Tohum Teknolojileri Fuarı'nda bir açıklama yapan İlhami Özcan Aygun şunları söyledi:"Türk tohumculuğu genç bir sektördür. Yerli firmalarımız, dünyada bu işi 200, 250 yıldır yapan dev şirketlerle rekabet etmektedir. Ama en büyük sıkıntıyı, tohum sektörüyle ilgili GDO'lu tohumlar, tohum ithalatı gibi konularda bilir bilmez yapılan açıklamalardan çekiyoruz. Türkiye'de GDO'lu tohum yoktur. Geleneksel ıslah teknikleriyle çok farklı görüntülere sahip meyve ve sebzeler üretebiliyoruz. Kahverengi domatesleri, çizgili domatesleri, sarı biberleri gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. Basınımızın da bu konuya duyarlı olması gerekir. Fuarı ziyareti sırasında bu konuları Sayın Bakanımızla da paylaştık. Kendisi de bu konuya son derece duyarlı. Ama bizim kendimizi iyi ifade edebilmemiz gerekiyor."Türk tohumculuğunun son dönemde büyük bir atılım içinde olduğunu kaydeden İlhami Özcan Aygun, son yıllarda tohum ihracatı yapan firma sayısı ve ihraç edilen tohum miktarının belirgin biçimde arttığını belirtti. Aygun, sektördeki bu ivme sayesinde tohumda dışa bağımlılık sorunu kalmadığını da sözlerine ekledi.(Sabah Antalya, 05 Kasım 2010).    

BİYOGÜVENLİK KURULU’NUN TOPLANTILARI HIZ KAZANDI

Biyogüvenlik Kurulu’nun Toplantıları Hız Kazandı Özellikle son dönemde yem sanayini etkileyen bazı önemli gelişmeler nedeniyle “Biyogüvenlik Kurulu” bir hafta içinde iki kez toplanmak zorunda kaldı. Özellikle son dönemde yem sanayini etkileyen bazı önemli gelişmeler nedeniyle “Biyogüvenlik Kurulu” bir hafta içinde iki kez toplanmak zorunda kaldı. “Biyogüvenlik Kurulu” 26 Ekim 2010 tarihinde ikinci, 01 Kasım 2010 tarihinde de üçüncü toplantısını, Kurul Başkanı Prof. Dr. Hakan YARDIMCI Başkanlığı’nda aşağıdaki gündem doğrultusunda gerçekleştirdi:Ayrıntılı bilgi ve alınan kararlar için: http://www.tbbdm.gov.tr/Home.aspx    

“SERTİFİKALI TOHUM İÇİN HIZLA TEŞVİK VERİLMELİ”

“Sertifikalı Tohum İçin Hızla Teşvik Verilmeli” Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) Başkanı Ali Özbuğday, tarım ülkesi olan Türkiye'de sertifikalı tohum kullanımının istenilen düzeyde olmadığını, bunun artırılması için teşvik çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) Başkanı Ali Özbuğday, tarım ülkesi olan Türkiye'de sertifikalı tohum kullanımının istenilen düzeyde olmadığını, bunun artırılması için teşvik çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini belirtti. Özbuğday, Türkiye'nin yılda 2 milyon ton buğday tohumuna ihtiyacı olduğunu belirterek, bunun sadece 170 bin tonunun sertifikalı olanlardan karşılandığını, pamukta ise bu oranın yüzde 80 civarında olduğunu söyledi. Sebzede yüzde 80 oranında yerli tohumların kullanıldığını vurgulayan Özbuğday, "Arpada bu oran yüzde 5, patateste ise yüzde 15 civarlarında kalıyor" dedi.(Habertürk, 21 Kasım 2010).    

TÜRKİYE TOHUMCULAR BİRLİĞİ 2010 YILI 2. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI

Türkiye Tohumcular Birliği 2010 yılı 2. Olağan Genel Kurulu Yapıldı Türkiye Tohumcular Birliği 2010 yılı 2. Olağan Genel Kurulu 27–28 Kasım 2010 tarihlerinde Ankara Dedeman Oteli’nde yapıldı. Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) 2010 yılı 2. Olağan Genel Kurulu 27–28 Kasım 2010 tarihlerinde Ankara Dedeman Oteli’nde yapıldı. Ancak, 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 35. maddesinde birlik ve alt birlik üyelerinde aranan niteliklere göre “Üyelik hakkının kullanılabilmesi için üyelerin ticari, zirai ve sınaî kazanç dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmaları gerektiği” ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 28. maddesinde de devlet memurlarının kazanç getirecek işlerde çalışmalarını yasaklayan açık hükümlerin bulunmasına rağmen bazı kamu görevlilerinin, Tohumculuk Kanunu kapsamında tohumculuk faaliyetinde bulunmadıkları halde alt birlik üyesi sıfatıyla TÜRKTOB delegesi olarak Genel Kurul’a katıldıkları gözlendi. Seçim sonuçları için: http://www.turktob.org.tr    

TÜRKTED BİNDE 3’LÜK KOMİSYON KESİNTİLERİYLE İLGİLİ SON GÜNLERDE YAŞANAN HUKUKİ GELİŞMELERİ MASAYA YATIRDI

TÜRKTED Binde 3’lük Komisyon Kesintileriyle İlgili Son Günlerde Yaşanan Hukuki Gelişmeleri Masaya Yatırdı 10 Temmuz 2010 tarihinde yapılan TSÜAB Genel Kurulu’nda, binde 3’lük kesintinin 2010 yılında tahakkuk eden kısmının üyelerden alınmaması yönünde karar alınmasının ardından, bu kararın iptali amacıyla bir birlik üyesi tarafından Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne dava açılmıştır. Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne açılan davaya istinaden TSÜAB’ın yaptığı savunmada bu davayı kabul ettiğini resmen beyan etmesi nedeniyle Genel Kurul Kararı’nın iptal edilmesi hükme bağlanmıştır.Ortaya çıkan bu durumu değerlendirmek amacıyla 24 Kasım 2010 tarihinde TÜRKTED üyelerinin katılımıyla İstişare Toplantısı yapılmış ve konu kapsamlı olarak değerlendirilmiştir.Bilindiği üzere, Tohumculuk Kanunu’nun 24. maddesinin b fıkrasına göre “Birlik üyelerinin tohumculukla ilgili ürün, mal ve hizmet satışlarından kesilecek binde üç’lük (%0,3) komisyon”un alınması hükme bağlanmıştır. Ancak, 10 Temmuz 2010 tarihinde yapılan TSÜAB Genel Kurulu’nda bu kesintinin 2010 yılında tahakkuk eden kısmının üyelerden alınmaması yönünde karar alınmasına rağmen Genel Kurul’un bu kararının iptali amacıyla bir birlik üyesi tarafından Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne dava açılmıştır. Bu davaya istinaden söz konusu Mahkeme’nin verdiği 2010/1341 No.lu Karar’da ise adı geçen Birlik’in bu davayı kabul ettiğini resmen beyan etmesi nedeniyle Genel Kurul kararının iptal edilmesi hükme bağlanmıştır. Ortaya çıkan bu durumu değerlendirmek amacıyla 24 Kasım 2010 tarihinde TÜRKTED üyelerinin katılımıyla İstişare Toplantısı yapılmış ve konu kapsamlı olarak değerlendirilmiştir. Üyelerimizin bu bağlamdaki mağduriyetlerinin önlenebilmesi amacıyla, katılımcıların vardıkları mutabakat sonucu bundan sonra öncelikle durumdan etkilenen diğer paydaşların da katılımıyla politikacılarla görüşülerek Kanun’da değişiklik yapılması için faaliyette bulunulması ve sonuç alınamaması halinde hukuki yollara başvurulması kararlaştırılmıştır.    

TÜRKTED GENEL SEKRETERLİĞİ GÖREVİNE DR. MÜFİT ENGİZ GETİRİLDİ…

TÜRKTED Genel Sekreterliği GörevineDr. Müfit Engiz Getirildi… Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) Genel Sekreterliği görevine Dr. Müfit Engiz getirildi. 1958 yılında Mudanya’da doğan Engiz Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları Bölümü’nden 1981 yılında mezun olduktan sonra, özel sektöre ait traktör fabrikalarında mühendis olarak görev yaptı. Ekim 1986’dan itibaren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başlayan Dr. Müfit Engiz, 1996–1998 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri Nebraska Üniversitesi Tarımsal Liderlik, Eğitim ve İletişim Bölümü’nde master eğitimini tamamladıktan sonra 1998 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Tohumculuk Daire Başkanlığı’na şube müdürü olarak atandı. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nde 2000 yılında başladığı doktora eğitimini 2007 yılında tamamladı. Engiz, 2006–2010 yılları arasında aynı genel müdürlükte, organik tarım ve iyi tarım uygulamaları ile ilgili olan Alternatif Tarımsal Üretim Teknikleri Dairesi Başkanlığı ile tarımsal destekleme ödemeleri ve uluslararası ilişkilere ait faaliyetlerin gerçekleştirildiği Koordinasyon ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı görevlerini yürüttü.Evli ve iki çocuk babası olan Engiz, 16 Ağustos 2010 tarihinde kamudaki görevinden emekli olduktan sonra TÜRKTED’de Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalışmaya başladı.    

AVRUPA BİRLİĞİ GENETİK MODİFİKASYON TANIMLARINI GÖZDEN GEÇİRİYOR…

Avrupa Birliği Genetik Modifikasyon Tanımlarını Gözden Geçiriyor… Genetik bilimin gelecekte yaşayacağı gelişmeler de düşünüldüğünde, Avrupa Birliği’nin mevcut genetik modifikasyon tanımlarını gözden geçirmesi gerekiyor. Mevcut biyolojik teknikler genom haritalarının, programlamanın ve nanoteknolojinin kullanımı sayesinde mevcut organizmaların yeni görevler üstlenmesine ya da yeni biyolojik sistemler oluşturulmasına zemin hazırlayabilir. Hollanda Genetik Modifikasyon Komisyonu (COGEM) tarafından hazırlanan ‘Biyolojik Makinalar?’ başlıklı raporda bu düşüncelerden bazıları vurgulanmaktadır. Geçen sene yayınlanan raporda gelişmekte olan sentetik biyoloji alanında olası gelişmelerden bazıları ele alınmıştır. Bu çalışmanın gelecek beş-on yıl içerisinde laboratuvar ortamında biyolojik açıdan sınırlandırılmış organizmalarla sınırlı kalacağını savunmuştur. Bu düşünülerek raporun sonuç kısmında “Sentetik organizmalarla çalışmanın olası riskleri bu süre zarfında yeterince değerlendirilebilir ve kısa vadede mevcut risk politikası izlenerek mevcut risk analiz yöntemleri kullanılabilir” diye belirtilmiştir.Bu bulguya rağmen, Avrupa Birliği genetik modifikasyonla ilgili yasal düzenlemelerin ve tanımlamaların değerlendirilmesi üzerinde çalışmaktadır. AB Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü yeni ıslah teknikleri ve teknolojilerinin değerlendirilmesi amacıyla bir Uzman Grup oluşturmuştur. Bu Uzman Grubun görevi mevcut mevzuatların bilimsel çalışmaları yeterince kapsayıp kapsamadığını incelemektedir. Komisyon aynı zamanda GM konusundaki mevzuatların genel olarak gözden geçirilmesi için bir çalışma başlatmıştır. Çalışma hem bitkisel yetiştirmeyi hem de gıda ve yem olarak kullanımı kapsamaktadır. Değerlendirmeler bağımsız danışmanlar tarafından yürütülmektedir. Mevzuatlardaki gerekli çıkarma ve eklemeler için ya da mevcut mevzuatlarla devam edilmesi konusunda tavsiye verilecektir. Avrupa Tohumcular Birliği (ESA) Genel Sekreteri, Garlich von Essen bu tür gözden geçirme çalışmaları sonucunda en yaygın olarak mevzuat değişikliği yapıldığını belirtti. “Çevre Genel Müdürlüğü’nün gözden geçirmesini beklemekten başka seçeneğimiz yok. İncelemenin kapsamı tam olarak belirgin değil, herşey incelemeye alınmış olabilir” diyerek ekledi. Gözden geçirmeye dahil edilmiş tekniklerden bazıları: • Çinko parmakizi çıkarma (DNA)• DNA metilasyonu• GDO’lu anaç üzerine aşı• Agro-inflitrasyon• Geri melezleme• Targeting gene repair• RNAI Teknikleri • Sentetik biyoloji“Bunların bazıları, örneğin geri melezleme, nihai üründe tespit edilebiliyor. Uygulamasının imkansız olacağı kurallarla karşılaşabiliriz diye endişelerimiz var. Gerçek hayatta uygulanmasının imkansız olduğu kurallar insanları ister istemiz sahteciliğe yöneltecektir. Her ne şartta olursa olsun, daha fazla yasal düzenleme ve bununla ilişkili mali yükün artması yenilik çalışmalarına bir katkı sağlamaz ve gelecekte ıslah teknolojilerinin Avrupa’dan başka yerlere kaçmasına sebep olabilir” diyerek von Essen ekledi. COGEM’in bakış açısına göre: “Eğer sentetik organizmanın özellikleri yeteri kadar değerlendirilemiyorsa, önlem kurallarına göre iş için en yüksek güvenlik kuralları izlenir.” Bu önlemlerin mali yükünün fazla olması nedeniyle, sentetik biyoloji ve uygulamalarının geliştirilmesi için büyük olasılıkla gereksiz bir engel oluşturulur.” Beklenildiği üzere tanımlardaki değişikliklerin sektör için büyük zorluklara yol açabileceği endişesi hissediliyor. Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) Genel Sekreteri Marcel Bruins, sektörün karşılaşabileceği bazı zorlukları öngörerek, “Mevzuatlardaki tanımlamaların değiştirilmesi uluslararası tohum ticaretini olumsuz etkileyebilir. Değişiklikler beraberinde daha fazla yasal yükümlülük getirecektir, bu daha fazla etiketleme talebi de olabilir. Bunun sonucunda yüksek kalitedeki tohumluğa erişmek zorunda olan gruplar, bu materyallerden mahrum kalabilir. Bu gerçekten bizi endişelendiren bir konu. Uluslararası Tohumculuk Federasyonu olarak bizim amacımız uluslararası tohum ticaretinin kolaylaştırılması yönündedir. Bu değişikliklerin yansımalarını takip etmek için üye ülkelerimizle yakın müzakerelerimiz olacak.” Tohumculuk sektörü dışında da danışma konusu büyük ilgi çekiyor. Bunun sebebi AB tarafından genetik modifikasyon konusundaki teknik müzakereden sonra kamuoyu için halk katılımı düzenlenecek olmasıdır. Halk katılımının ilk aşaması Çevre Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde paydaş anketi ile başladı. Halk katılımı çerçevesinde birbirinden çok farklı görüşler mevcut. Erozyon, Teknoloji ve Konsolidasyon konusundaki Faaliyet Grubu tarafından hazırlanan “Uç Genetik Mühendisliği” başlıklı raporda “sentetik biyolojinin sosyal, çevresel ve biyolojik silah tehditlerinin biyoteknolojinin olası kötüye kullanımı ve tehlikelerinden daha fazla olduğu” konusunda endişeler belirtilmiştir. ETC Grup’un Genel Müdürü Pat Mooney: “Bugün bilim adamları sadece genom haritalarını çıkarıp genleri çoğaltmıyorlar, sıfırdan bir yaşam inşa ediyorlar ve bunları toplumsal tartışmalar ve yasal düzenlemeler olmadan yapıyorlar. COGEM daha geniş çapta halkın bilgilendirilmesi için bilimsel topluluğun öncülük etmesini teşvik ediyor. Özellikle önemli kararlar alınmadan önce bunun yapılmasının önemini vurguluyor, böylelikle kamuoyu kendini oy hakkından mahrum bırakılmış olarak hissetmeyecektir. Özellikle bu konular yaşamın bütünlüğüyle ilgili sosyal alanları kapsadığı için daha fazla önem arz ediyor. Tartışma AB düzeyinde yapılacaktır ancak uluslararası yansımaları olacaktır. AB kararları hem o bölgedeki araştırma çevrelerini hem de ticaret aşamalarını etkiyecektir. Avrupa Birliği gelecek nesil gelişmelerle Topluluk içerisinde geliştirilen materyallerden ziyade AB’ye yapılacak ithalatlar yoluyla karşı karşıya gelecektir. AB kararlarına dayanarak dünyanın diğer yerlerinde de sentetik biyoloji için mali destek alma şansı ciddi oranda azalacaktır. Bütün bunlar düşünüldüğünde tohumculuk sektörü, bundan sonraki halk katılımlarının da konuyu olumsuz etkilemesinden hatta biyoteknoloji tanımına dayanarak uluslararası tohum ticaretinde engellemeler olabileceğinden endişeleniyor. Ne gariptir ki tohumu en az 30 sene ya da daha fazla etkilemeyecek yeni teknolojiler yüzünden bu tartışma başladı. Sentetik Biyoloji:Sentetik biyoloji konsepti tamamen yapay bir hücrenin yaratılması potansiyelidir. Yapay genlerin ya da organizmalar gibi bütün biyolojik yapıların geliştirilmesi için uygulanabilir. Biyolojik materyal belirli bir son kullanımı tamamlamak için ya tekrar düzenlenebilir ya oluşturulabilir. Ana yaklaşımlardan üç tanesine göz atalım:• Metabolik Yolizi Mühendisliği:Var olan bir özelliğin miktarını ayarlamak yerine (örneğin bir çeşidi yağ maddesi ya da protein bakımından bugünkü ıslah yöntemleri ile geliştirmek), bu teknik organizmanın tamamen yeni bir bileşik oluşturmasına sebep olacaktır. Güncel bir örnek olarak artemisinin (sıtma mücadelesi için kullanılan bir ilaç) için prokürsör üretebilen bir bakterinin geliştirilmesi gösterilebilir. Şu an ilaç Artemisia annua bitkisinin damıtılmasından elde ediliyor. • Minimal genom organizması:Bir organizmanın ana genleri dışında kalan genlerinin çıkarılmasını içermektedir. Bu işlem sayesinde sadece en önemli ana materyal elde edilerek kontrol altına daha iyi alınabilir. Bu istenilen ürünün büyük miktarlarda oluşturulması amacıyla spesifik genlerin eklenebileceği bir organizma meydana getirecektir. • Yapay organizmalar:Alınması gereken uzun yollar olsa da, sentetik biyoloji, ek materyalin muhafaza ve kendini ifade etme yetilerinin arttırılması amacıyla genetik alfabenin genişletilmesiyle potansiyel olarak organizmalar yaratabilir. Alanının önde gelen araştırmacılarından Steven Benner A, T, G ve C isimli 4 temelin yerine 12 nükleotidin mümkün olabileceğini düşünmektedir. Bu çalışmanın amacı kişiye özel ilaçların geliştirilmesi olabilir. Unutmayalım ki yukarıda bahsedilen hususlar öngörülebilen gelecekte tarla bitkileri üzerinde kullanılamayacaktır ve sadece laboratuar ortamındaki organizmalarla sınırlı olacaktır.    

AVRUPA TOHUMCULAR BİRLİĞİ ESA 2010 YILLIK TOPLANTISI BRÜKSEL’DE YAPILDI…

Avrupa Tohumcular Birliği (European Seed Association) ESA 2010 Yıllık Toplantısı Brüksel’de yapıldı… TÜRKTED’in de üyesi olduğu Avrupa Tohumcular Birliği – ESA’nın 10–13 Ekim 2010 tarihlerinde Brüksel’de yapılan 2010 Yıllık Toplantısına Derneğimiz Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday katılmıştır. Birçok tohum şirketi ve Avrupa'da faaliyet gösteren ülkesel tohum dernekleriyle birlikte 500'den fazla temsilcinin katıldığı toplantı gündeminin merkezini, bitki ıslahında yenileşimlerin desteklenmesi ve fikri mülkiyetin korunması için AB politikaları ve hukuki düzenlemelere yönelik tercihler oluşturmuştur. Yaklaşık 560 katılımcının yer aldığı rekor bir katılım ile gerçekleştirilen ESA 2010 Yıllık Toplantısı’nda Genel Kurul yanında, hemen hemen tüm özel bitkilere ait bölümlerin toplantıları ülkesel tohum derneklerinin temsilcilerinin katılımlarıyla yapıldı. Hemen hemen bütün bu toplantılarda, AB politikaları ve bitki ıslahında yenileşimlere yönelik destek için düzenleyici seçenekler dikkat ve tartışmaların ana teması olmuştur. AB’nin son zamanlarda tohum sektörü açısından önem taşıyan fikri mülkiyet haklarının korunması konusunda GDO, tohum pazarlama mevzuatı, bitki sağlığı gereksinimleri gibi çok sayıda yasal çerçeve üzerine odaklanması ile ilgili de değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca, üzerinde tartışılan diğer önemli bir konu da araştırma ve geliştirme için önemli kaynaklar içeren Yedinci Çerçeve Programı olmuştur. Diğer taraftan, Avrupa Teknoloji Platformu’nda yer alan 'Geleceğin Bitkileri' başlıklı konunun ıslah çalışmalarında belirleyici olacak yeni kuralları ve araçları şekillendirmedeki etkisi de katılımcılar tarafından değerlendirilmiştir. ESA Genel Sekreteri Garlich v. Essen tarafından bu toplantı “olağanüstü başarılı Kongre olmuştur!" şeklinde değerlendirilmiştir. Genel Sekreter ayrıca, ESA’nın kurumsal ve mali güçlendirilmesiyle birlikte üçüncü taraflara karşı başarı ve savunmaya odaklanma bağlamındaki önemli kararlar yanında, özel teşvik ve yenileşimi korumanın temel yönlerini vurgulayarak “hem kamu hem de özel sektöre yönelik rekabetçi bir tarım-gıda zinciri için adil rekabete dayalı bir bitki ıslah sektörünün ön şart” olduğunu vurgulamıştır. Bunun için toplumsal desteğe ihtiyacın olduğu ve özellikle AB'nin finansman programlarının bitki ıslahı ve biyoteknoloji alanında önemli teşvikler getirebileceğini, ancak ıslahçı fikri mülkiyet haklarının güçlendirilmesi ve korunması için de desteğe ihtiyaç olduğunu ifade etmiştir. Van Essen, aksi takdirde, Avrupa olarak, gıda temini ve çevre korumada büyük zorlukları karşılamak için kendilerinin tespit ettikleri gerekli yatırım ve yenileşme düzeyini sürdürmenin imkânsız olmasa da zor olacağını belirtmiştir.    

TÜBİTAK MARMARA ARAŞTIRMA MERKEZİ İLE KAPSAMLI İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI…

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile Kapsamlı İşbirliği Protokolü İmzalandı… Derneğimiz Yönetim Kurulu üyeleri ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Marmara Araştırma Merkezi (MAM) yetkilileri arasında 24 Ağustos 2010 tarihinde Gebze’deki MAM Kampusu’nda yapılan görüşmelerde varılan mutabakat sonucunda bir yol haritası belirlenerek iki kuruluş arasında İşbirliği Protokolü yapılması kararlaştırılmış ve bu protokol 22 Ekim 2010 tarihinde TÜBİTAK MAM Başkan Vekili Mehmet Önder YETİŞ ve TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali ÖZBUĞDAY tarafından imzalanarak yürürlüğe girmiştir. İşbirliği Protokolü’nün amacı, dünyada ve ülkemizde sürekli gelişen, bilimsel ve teknolojik yenilikler kaydeden "moleküler biyoloji, biyoteknoloji" alanlarında iki kuruluş arasında iş birliği imkânlarının ortaya çıkarılarak değerlendirilmesi, muhtemel proje ve hizmetlerin oluşturulması ve yürütülmesidir. Bu protokol kapsamında, TÜBİTAK MAM ve TÜRKTED arasında, klasik bitki ıslahı ve biyoteknoloji alanlarında teknik eğitim programlarının düzenlenmesi, tohumculuk sektörüne yönelik olarak proje geliştirmek üzere Ar-Ge fonları hakkında eğitim toplantılarının yapılması, proje fikirlerinin üretilerek proje pazarlarının oluşturulması ve değişik bitki gruplarında fikri mülkiyet hakları kapsamında rutin analizlerin gerçekleştirilebilmesi hedeflenmektedir. Düzenlenen bu protokol ile tohumculuk sektöründe ülkeye yön verecek çalışma gruplarının oluşturularak proje fikirlerinin geliştirilmesi, proje pazarlarının yaratılması, bu kapsamda her iki kuruluşun bünyelerinde bulunan tecrübe ve uzmanlığın karşılıklı olarak (danışmanlık, görüşme, fikir alışverişi, proje ön hazırlık çalışmaları ve incelemeleri ile) değerlendirilmesi, Derneğimize üye firma teknik personeline klasik ıslah ve biyoteknolojinin bütünleştirilmesi amacıyla teknik eğitimlerin verilmesinin yanı sıra firma üst düzey yetkililerine yönelik olarak ve proje destek programları hakkında bilgilendirme seminerlerinin düzenlenmesi ve değişik bitki gruplarında fikri mülkiyet hakları kapsamında tohum-fidan DNA kimliklendirilmesi işleminin (isme doğru testler) gerçekleştirilebilmesi konularında anlaşmaya varılmıştır. Ayrıca, Kasım ayı sonunda Antalya’da düzenlenecek “TÜRKTED Tohumcular Çalıştayı”nda GMBE uzmanlarınca Enstitü’yü tanıtan bir sunuşun ardından tohumculuk sektörünün biyoteknolojik yöntemleri nasıl kullanabileceği, ortak projeler geliştirmeye yönelik ne gibi çalışmalar yapılabileceği, bireysel firmalar ile iş birliği çalışmaları, proje destek programları ve bütçeleri (TÜBİTAK programları, Tarım Bakanlığı Ar-Ge desteği, DPT, Kobilere yönelik AB projeleri vb.) hakkında bilgilendirme, projelere katkı oranlarının ve çıktıların paylaşımının belirlenmesi gibi konulara yönelik olarak 2011 yılında düzenlenecek eğitimler hakkında Derneğimiz üyesi firma yetkilileri bilgilendirilecektir. TÜBİTAK MAM GMBE hakkında ayrıntılı bilgiye http://www.mam.gov.tr/gmbe/ adresinden ulaşılabilir.    

“TOHUMCULAR ÇALIŞTAYI” 30 KASIM’DA ANTALYA’DA YAPILACAK…

“Thumcular Çalıştayı”30 Kasım’da Antalya’da yapılacak… TÜRKTED olarak tohumculuk sektöründeki ülkesel ve uluslararası düzeydeki değişim ve gelişmeleri değerlendirmek ve bu bağlamda uygulanmak üzere yeni kararlar almak amacıyla 30 Kasım – 01 Aralık 2010 tarihlerinde Antalya’da “TÜRKTED Tohumcular Çalıştayı” düzenlenecektir. Derneğimiz üyelerinin yanı sıra TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü (GMBE) yetkililerinin de katılacağı Çalıştay’ın birinci gününde, tohumculukta ülkemizin Ar-Ge potansiyeli, yerelden küresele ülkemizin tohumluk pazar potansiyeli, TÜRKTED’in stratejik hedefleri ve eylem planı çerçevesinde gelinen nokta, tohumculuk alanında fikri mülkiyetin ülkemizdeki durumu ve MAM GMBE ile Derneğimiz arasında yapılacak iş birliği kapsamında eğitim, Ar-Ge kaynaklarının kullanılması gibi konularda uygulanabilecek projeler tartışılacaktır. Çalıştay’ın ikinci gününde ise “Pazarlama ve Organizasyon”, “Ar-Ge ve Eğitim” ile “Mevzuat ve Politika Uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” ana başlıkları altında olmak üzere Hububat, Yemeklik Dane Baklagiller ve Çayır-Mera, Endüstri Bitkileri, Sebze ve Biyoteknoloji çalışma grupları tarafından gerçekleştirilecek oturumların sonucunda oluşturulacak raporlar tüm katılımcılarla paylaşılacak ve önceliklerin belirlenmesine yardımcı olacaktır.    

AYHAN AĞABEYE HAYATININ YENİ DÖNEMİNDE MUTLULUKLAR DİLERİZ…

Ayhan Ağabeye Hayatının Yeni Döneminde Mutluluklar Dileriz… Ülkemizde tohumculuk sektöründe çalışıp da Ayhan Elçi’yi tanımayan kişi çok azdır. Çünkü hem dostluğu, dürüstlüğü, nezaketi hem de içtenlikle paylaştığı bilgisi, birikimi ve deneyimi ile Ayhan ağabeyin tarım sektörüne ve dolayısıyla Türkiye tohumculuğuna kattığı değerler gıpta edilecek kadar çoktur. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda 30 yıldan fazla mühendislikten müsteşar yardımcılığına kadar kamuda çeşitli kademelerde çalışan ve birçok projede önemli görevleri başarıyla yerine getiren Ayhan ağabey, son 13 yıldır pek çok önemli işi gerçekleştirdiği TÜRKTED Genel Sekreterliği görevini de dolu dolu sürdürmüştür. Ailesine ve kendine daha fazla zaman ayırmak üzere Derneğimizdeki görevinden ayrılan Ayhan ağabeye, bizlere olan desteğini sürdüreceğine olan inancımızla, TÜRKTED olarak sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyor, siz değerli sektör mensuplarına hitaben kendisinin kaleme aldığı veda sözcükleriyle sizleri baş başa bırakıyoruz… Tohumculuk Sektörünün Değerli Paydaşları,Bitki çeşitlerinin ıslahı ve geliştirilmesi, çeşitlerin kayıt altına alınması, tohumların sertifikasyonu, pazarlanması ve piyasa denetimi süreçlerine sermaye, bilimsel bilgi, yatırım ve emek kullanarak katılan tohumcular, ekonominin çok önemli bir sektörünü oluşturmaktadırlar.Tohumculuk sektöründe, kapsadığı çeşitli meslek gruplarını bir araya getirebilmiş ve ahenk içinde onların verimli çalışmalarını sağlayabilmiş ülkeler tohumculukta gelişmiş ülkelerdir.Ülkemizde tohumculuk sektörünün geliştirilmesi ve batılı ölçeklerde bir sanayi haline gelmesi fikrini, 1980 yılların ilk yarısında sektörde yapılan köklü atılımların ortaya çıkardığı ilk çekirdek yatırımcı tohumcular atmıştır. Tohumcuların ilk öncüleri olarak nitelenen bu kişilerin ilk yaptığı işlerden birisi sektörün ilk örgütü olan Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği’ni (TÜRKTED) 1985 yılında kurmak olmuştur. Sektörde yatırım yaparak gelişmelere katkı sağlayan ilk tohumcular sektöre sonradan katılanlarla birlikte sektörün gelişmesine önemli katkı sağlamışlardır. Bu genç sektörün tohumculukta gelişmiş ülkelerin, özellikle AB ülkelerinin seviyelerine ulaşma hedefine varmak ve özellikle kamu ağırlıklı bir yapıdan yetki devri yapılmış özerk bir tohumculuk sektörü yapısına ulaşmak için gerekli siyasal ve bürokratik irade şükranla anmak gerekir ki zaman zaman özel sektörün yanında olmuştur. Özellikle kamu yetkisini taşıyan sayıları az da olsa bir kısım kamu görevlisi olumlu ve yapıcı katkılar sağlayarak 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ve bu Kanun’un 15. maddesinde hükme bağlanan yetki devri, gerektiği gibi uygulanması halinde sektörün özerkleşmesini sağlayacak ana unsur olacaktır. Yatırımcı tohumcuların büyük çabası ve kamunun olumlu yaklaşımları gerek yasal alt yapı ve gerekse kurumsal yönden (örgütlenmedeki eksiklere rağmen) ülkemizi bu alanda her gün biraz daha ileri götürmüştür. Nitekim 1980’li yılların ikinci yarısında birçok türde tamamen ithale dayalı tohum tedarik sisteminden, birçok türde kendine yeten ve bazı türlerde ihracat yapan bir yapıya geçilmiştir. Bu yapı sayesinde sektörde Ar-Ge çalışmalarının ve yurtiçi tohum üretiminin öncülüğünü yapan şirketlerin sayısı ve kapasiteleri artmış bulunmaktadır. Başlangıçta belirlenen Batılı ülkeler seviyesindeki tohumculuk hedeflerine ulaşmada, yurtiçi tohum üretiminin artırılması ve bunun gerçekleşmesinde, yatırımcı tohumcu kuruluşlarına başta Ar-Ge fonları tahsisi edilmesi olmak üzere yasal, kurumsal ve maddi kaynaklar yönünden sektörün desteklenmesi kaçınılmazdır. Değerli Paydaşlar,Uzun yıllar kamuda görev aldıktan sonra Nisan 1997 ayından itibaren yürütmeye başladığım TÜRKTED Genel Sekreterliği görevim sırasında yukarıda belirtilen gelişmelerin içinde yer aldım. Onur ve zevkle yaptığım bu görevi 1 Kasım 2010 tarihi itibariyle Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Daire Başkanlığı’ndan emekli olan, mesleki bilgisine ve insani değerlerine güvendiğim Dr. A. Müfit Engiz’e devrediyorum. Tohumculuk sektörünün siz değerli paydaşları ile 13 yılı aşkın bir süre çok yakın ve verimli çalışmalar yaptık. Bu süre içinde görevimi yapmamda en önemli dayanağım birlikte çalıştığım TÜRKTED Başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve desteklerini hiç esirgemeyen TÜRKTED üyeleri olmuştur. Kuşkusuz iş birliği yaptığımız kurum ve kişilerin takdire değer yardım ve desteklerini de burada belirtmek gerekmektedir. Çalışma sürem içinde, şahsıma ve Derneğimize gösterilen sıcak yaklaşım ve paylaşma duyguları için hepinize çok teşekkür eder, aileleriniz ve sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve başarılı bir yaşam dilerim. SaygılarımlaHoşça kalın Ayhan Elçi    

TÜRKTED’DEN PROF.ÖZCAN’A TEPKİ

TÜRKTED’DEN PROF.ÖZCAN’A TEPKİ Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Nevşehir Üniversitesi’nin akademik yılı açılış töreninde yaptığı “Türkiye’de domates yiyenlerin 20 yıl içerisinde ölebileceği” açıklamasıyla herkesi çok şaşırttı. Konunun uzmanları ve tohumculuk sektörü ise yalnızca şaşırmakla kalmayarak hem Prof. Özcan’a tepkilerini dile getirdi hem de Özcan’ın açıklamalarına “açıklık” getirdi.Söz konusu tepkilerden biri Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED) adına Genel Başkan Ali Özbuğday’dan geldi. Prof. Özcan’ın, “Türkiye’de yetiştirilen domates ve buğday tohumlarının büyük bir bölümünün ABD ve İsrail’den getirildiği” yönünde yaptığı açıklamanın gerçekleri yansıtmadığını belirten Ali Özbuğday, domates ve diğer sebze tohumluğunun önemli bir kısmının yurt içinde üretildiğini söyledi. Bu tohumların küçük bir kısmının ithal edilmesine rağmen yerli sebze tohumu üretiminin her yıl arttığını ve toplam sebze tohumlarının yaklaşık yüzde 30’unun yerli üretimle karşılandığını söyleyen Ali Özbuğday, ”Ancak ülkemizde kullanılan buğday tohumunun yaklaşık yüzde 90-95’i yurt içinde üretilen tohumlardır. Ayrıca İsrail’den ithal edilen tohumların toplam ithalat içindeki payı yüzde 3-5 arasındadır. Türkiye’de üretilen domatesler, bütün diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi doğal yollarla elde edilmiş tohumlardan üretilmektedir. Ülkemizde Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO), bu tohumlarda olmadığı gibi GDO’lu domates tohumları dünyada ticari olarak bulunmamaktadır. Gerçek bu iken, YÖK Başkanı’nın bu talihsiz açıklamalarının kimseye faydası olmadığı gibi ülkemiz tarım sektöründe yeni tartışmalara yol açacağı ve sektöre zarar vereceği kesindir” dedi.YÖK Başkanı Prof. Özcan’ın, söz konusu açıklamasında değindiği: “domates tohumlarında genetik programlama olduğu, bu tohumlara genetik mekanizma yerleştirildiği, bunun da hiç bilinmeyen hastalıklara neden olduğu, 20 yıl içerisinde o tohumdan yiyen insanların öleceği ve sonunda bunun milleti yok edebileceği” açıklamalarının bilimsel bilgi ve ülke gerçekleriyle hiçbir ilgisi olmadığını dile getiren TÜRKTED Başkanı, ayın zamanda tohumculuk sektörü ve onun girdi sağladığı tarım sektörünün de büyük bir iftira ile karşı karşıya olduğunu söyledi.Prof. Özcan’ın açıklamalarının yalnızca tohumculuk sektörü ve çiftçiler açısından değil, ihracat açısından da kaygı verici olduğunun altını çizen Ali Özbuğday, bu kaygısını şu sözlerle açıkladı: “Yabancı ülkelerdeki alıcılar YÖK başkanının bu konudaki bilgi eksikliğini ve açıklama yapmasındaki niyetini bilmedikleri için ‘Türkiye’de bütün üniversitelerin üstündeki kurulun Başkanının Türkiye’de üretilen domatesler insan öldürücü genetik mekanizma taşıdığını açıkladığını ve bu domateslerin ithalatı sakıncalıdır!’ diye düşünmeyecekler mi?”Özbuğday son olarak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na konuyla ilgili değerlendirme yapması için çağrıda bulundu.    

TÜRKİYE IV. TOHUMCULUK KONGRESİ

TÜRKİYE IV. TOHUMCULUK KONGRESİII. DUYURUSU Değerli Katılımcı,14-17 Haziran 2011 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından düzenlenecek olan Türkiye IV. Tohumculuk Kongresi'nin II. Duyurusu ekte sunulmuştur. Kongreye bildiri özeti gönderme ve kesin kayıt işlemleri http://www.tohumculukkongresi2011.org adresinden yapılabilir.Düzenleme Kurulu adına kongreye katılımınızı ve katkılarınızı bekliyoruz.Saygı ve selamlarımızla...Düzenleme Kurulu AdınaProf.Dr. Kudret KEVSEROĞLUDoç.Dr. Ahmet BALKAYATürkiye IV. Tohumculuk Kongresi'nin II. Duyurusu    

GDO’YU KİMLER TARTIŞIYOR?

GDO’YU KİMLER TARTIŞIYOR? Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmeliği ile Biyogüvenlik Kanunu 26 Eylül itibariyle yürürlüğe girdi. GDO konusuna farklı bir perspektiften bakan akademisyenler ve uzmanlar ise Sabancı Üniversitesi’nin düzenlediği Tarımsal Biyoteknoloji ve Biyogüvenlik Sempozyumu’nda, GDO tartışmalarının bilim adamlarına bırakılmasını istedi. Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Selim Çetiner’in önderliğinde gerçekleştirilen sempozyum tam da “GDO Yasası”nın yürürlüğe girmesine iki gün kala, 24 Eylül’de düzenlendi. Türkiye’den, Milano ve Bern üniversitelerinden akademisyenlerin yanı sıra Amerikalı soya üreticileri ve konusunun uzmanı konuşmacılarının tartıştığı, “Biyogüvenlik Yasası ne getiriyor? Ne götürüyor?” sorularının yanıtları bilim ve siyaset arasında bir uçurum olduğuna işaret ediyor. Belçika Horizons sprl’den Prof. Dr. Piet van der Meer, Türkiye’de Biyogüvenlik Yasası ve GDO yönetmeliğine ilişkin ilginç saptamalarda bulunuyor. Avrupa’da da GDO ile ilgili yasa hazırlanırken birçok açmazla karşı karşıya kaldıklarını ancak bu süreçte utanmadan tekrar tekrar bu yasayı gözden geçirdiklerini aktarıyor. Türkiye’deki yasanın Avrupa yasalarına benzediğini ancak metinde pek çok konuda tutarsızlık olduğuna dikkat çeken Meer, ekliyor: “Bu metinlerde gıda güvenliği ile çevre güvenliği birbirine karımış durumda. Yasa ‘GDO üretmek yasaktır’ diyor, Yönetmelik ise ‘GDO yapmak için uyulması gerekenler’ diyor. Ve biyogüvenlik yasanız sıfır riskten bahsediyor. Oysa bilim adamları bilir ki bilimsel çalışmalarda muhakkak bir risk faktörü vardır. ‘Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi yasaktır’ deniyor ancak bu kural neyi kapsıyor belirtilmiyor. Laboratuarlarda da mı araştırma yapmak yasak? Ve Yasa’da bu yasakların hiçbir bilimsel dayanağına yer verilmiyor. Üstelik bu konudaki cezalar çok yüksek. Cezanın riskle orantılı olması gerek. Bu koşullarda hiçbir bilim adamı bu teknoloji üzerine çalışmak istemez.” Meer, yürürlüğe girecek yasayla birlikte Türkiye çiftçisini zor günlerin beklediğine işaret ediyor. Çünkü yasa GDO’lu ürünlerin üretilmesine yasak getirirken ithalatını serbest kılıyor. Meer, önemle üzerinde duruyor: “Türkiye biyoteknolojiyi hiç istemiyorsa bunu net söylemeli. Biyoteknoloji politikasını netleştirmeli. Çünkü bu bir hobi değildir, gıda kalitesini arttırmakla ilgili bir konudur.” Konuşmaların ortak noktası risk faktörü üzerinde birleşiyor. GDO teknolojisi görece olarak yeni bir teknoloji. Üzerinde hali hazırda bilimsel araştırmalar sürüyor. Amerika gibi birçok ülke GDO’lu ürünlerin üretimini ve ithalatını serbest bırakırken AB ülkeleri ve Türkiye’de bu konu üzerinde kısıtlamalar devam ediyor. Ancak GDO’nun insan sağlığına ve çevreye zararlı olduğuna ilişkin tezler henüz kanıtlanmış değil. Bunun aksini ortaya koyan bilimsel araştırmalar mevcut ancak kesin veriler elde edildiğini söylemek içinse erken. İşte bu noktada risk faktörü devreye giriyor. Bilim adamları her gıda ürününün belli ölçüde sağlığı olumsuz yönde etkileyecek risk içerdiğine dikkat çekiyor. Seminere konuşmacı olarak katılan Milano Üniversitesi’nden Prof. Dr. Piero Morandini de bu görüşü taşıyanlardan biri. Özellikle GDO’lu ürünlerin alerjik reaksiyonlara sebep olduğu yönündeki iddialara Morandini, “Fındık, fıstık, soya gibi bitkiler zaten alerji yapabilecek besinlerdir. Transgenik bitkilerin alerji yaptığına dairse elimizde bilimsel bir kanıt yok. Hatta siz GDO teknolojisi ile soya fasulyesinin neden olduğu alerjinin önüne geçebilirsiz. Transgenik ürünlerde risk vardır ama doğal yolla üretilen bitkiler de risk taşırlar hatta konvensiyonel tarımla üretilen bitkiler daha fazla risk taşıyabilir.” GDO’lu ürünlerin tüketici boyutunda yoğunlaşan tartışmalarına üreticiler aksi yönde katılıyor denilebilir. GDO’lu tohumları yaygın olarak kullanan Amerikalı çiftçiler transgenik tohumlardan memnun. Laura Foell, Amerika’da soya fasulyesi üreticisi çiftçilerinin kurduğu bir birliğin üyesi (The United Soybean Board-USB), aynı zamanda mısır ve soya konusunda üretim yapan bir çiftçi. Ailesinin 1880 yılından beri çiftçilik yaptığını söyleyen Foell, 365 hektar alanda tarım yapıyor. “Topraktan ekmeğimizi çıkarıyoruz, bu yüzden de en iyi yöntemleri tarlamızda kullanıyoruz” diyen Foell, başlarda GDO’ya temkinli yaklaştıklarını ve topraklarına uyum sağlayıp sağlamadığını görmek için çiftliklerinin küçük bir alanında deneme amaçlı GDO’lu ürünleri ektiklerini anlatıyor. Şu anda arazilerinin yüzde 90’ında bu ürünlerin ekili olduğunu paylaşan Foell; yabani ot, herbisit ve böceklere karşı GDO’lu ürünlerin dirençliliğine vurgu yapıyor. GDO’lu ürünlere geçtiklerinden bu yana erozyonun azaldığını, toprağı daha az sürdüklerini, sulamanın azaldığını buna bağlı olarak da yakıttan tasarruf ettiklerini paylaşıyor. Tüm bu söylemler GDO teknolojisinin ne olduğu veya ne olmadığı konusunda sempozyumu izleyenlere olumlu veya olumsuz bir fikir vermiş olmalı. Neredeyse bir güne yayılan sempozyumda bilim adamlarının ortak dili “bırakın GDO konusunu bilim adamları tartışsın” yaklaşımıydı. Biyoteknoloji Yasası’nın yürürlüğe girmesi ile birlikte tartışmalar için meydan bilim adamlarına bırakılır mı bilinmez. Fakat Bakanlık’ın onayından geçen Yasa’nın hali hazırda gerçek yaşamla çeliştiğinin bir kanıtı da, seminerin tartışma bölümünde sorulan bir soru ile yinelendi: “Madem Türkiye’de GDO çalışmaları yasaklanıyor öyleyse neden son yıllarda üniversitelerin biyomühendislik bölümlerinin sayısı hızla artıyor?”    

2017 - 2018 TURKTED HER HAKKI SAKLIDIR

  • ANA SAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • YÖNETİM KURULU
  • SEKRETERYA
  • ÜYELER
  • İLETİŞİM
YARARLI LİNKLER
  • facebook
  • twitter
  • gizlilik bildirimi
  • erisebilirlik